Sözler - page 842

ÜÇÜNCÜ MENBA:
Ruh; zîhayat, zîfluur, nuranî vücud-u haricî giydirilmifl,
cami, hakikattar, külliyet kesb etmeye müstait bir ka-
nun-u emrîdir. Hâlbuki, en zay›f olan kavanin-i emriye,
sebat ve bekaya mazhard›rlar. Çünkü, dikkat edilse, ma-
ruz-u tagayyür olan bütün nevilerde birer hakikat-i sabi-
te vard›r ki, bütün tagayyürat ve ink›lâbat ve etvar-› ha-
yat içinde yuvarlanarak suretler de¤ifltirip, ölmeyerek,
yaflayarak bâkî kal›yor.
‹flte, her bir flahs-› insanî, mahiyetinin camiiyetiyle ve
küllî fluuruyla ve umumî tasavvurat›yla, bir flah›s iken, bir
nevi hükmüne geçmifltir. Bir nev’e gelen ve cari olan ka-
nun, o flahs-› insanîde dahi caridir.
Madem Fât›r-› Zülcelâl, insan› cami bir âyine ve küllî
bir ubudiyetle ve ulvî bir mahiyetle yaratm›flt›r; her fert-
teki hakikat-i ruhiye, yüz binler suret de¤ifltirse, izn-i
Rabbanî ile ölmeyecek, yaflayarak, geldi¤i gibi gidecek.
Öyle ise, o flahs-› insanînin hakikat-i zîfluuru ve unsur-u
zîhayat› olan ruhu dahi, Allah’›n emriyle, izniyle ve ibka-
s›yla, daima bâkîdir.
DÖRDÜNCÜ MENBA:
Ruha bir derece müflabih ve ikisi de âlem-i emirden ve
iradeden geldiklerinden, mastar itibar›yla ruha bir dere-
ce muvaf›k, fakat yaln›z vücud-u hissî olmayan nevilerde
hükümran olan kavanine dikkat edilse ve o namuslara
bak›lsa görünür ki, e¤er o kanun-u emrî, vücud-u haricî
âlem-i emir:
Cenab-› Hakk›n de-
¤iflmeyen sabit hakikatler fleklin-
de devam eden kanunlar› âlemi.
âyine:
ayna.
bâkî:
ebedî, daimî.
beka:
kal›c›l›k, devaml›l›k:
cami:
kapsaml›, birçok fleyi içine
alan.
camiiyet:
toplay›c›, kapsaml›l›k.
cari:
geçerli.
etvar-› hayat:
hayat tav›rlar›, ya-
flay›fl tarzlar›.
Fât›r-› Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi ve benzeri olmayan fleyle-
ri yaratan Allah.
fert:
kifli.
hakikat:
gerçek.
hakikat-i ruhiye:
ruhun gerçe¤i.
hakikat-i sabit:
sabit ve de¤ifl-
mez gerçek.
hakikat-i zîfluur:
bilinç sahibi
gerçek.
hükümran:
hükmü geçen, hük-
meden.
ibka:
sonsuz ve kal›c› hâle getir-
me.
ink›lâbat:
ink›lâplar, de¤iflmeler.
irade:
dileme.
izn-i Rabbanî:
Allah’›n izni.
kanun-u emir:
emir âlemine ait,
emreden kanun.
kavanin:
kanunlar, yasalar.
kavanin-i emriye:
Cenab-› Hak-
k›n do¤rudan emrinden gelerek
vas›tas›z iflleyen kanunlar›.
kesb:
kazanma.
küllî:
büyük ve kapsaml›.
külliyet:
bütünlük.
mahiyet:
nitelik, özellik, iç yüz.
maruz-u tagayyür:
baflkalaflma-
ya ve de¤iflmeye maruz.
mastar:
kaynak, temel.
mazhar:
sahip olma.
muvaf›k:
uygun.
müstait:
kabiliyetli kimse, zeki
ve ak›ll›.
müflabih:
benzeyen.
nevi:
çeflit, tür, cins.
nuranî:
nurlu.
ruh:
can, öz benlik.
sebat:
sabit durma.
suret:
flekil, biçim; görüntü.
flahs-› insanî:
insan flahs›.
fluur:
idrak, bilinç.
tagayyürat:
baflkalaflmalar,
de¤iflmeler.
tasavvurat:
düflünceler, ha-
yaller.
ubudiyet:
kulluk.
ulvî:
yüce.
umumî:
genel, bütün.
unsur-u zîhayat:
hayat sahi-
bi, canl› unsur.
vücud-u haricî:
maddî vücut,
beden; d›fla ait.
vücud-u hissî:
his ile bilinen
vücut, ruh tafl›yan varl›k.
zîhayat:
hayat sahibi.
zîfluur:
fluurlu, anlay›fl sahibi.
842 | SÖZLER
Y
‹RM‹
D
OKUZUNCU
S
ÖZ
1...,832,833,834,835,836,837,838,839,840,841 843,844,845,846,847,848,849,850,851,852,...1482
Powered by FlippingBook