Sözler - page 850

Evet, o Zat›n (a.s.m.) sözleri, saadet-i ebediyenin kap›la-
r›n› açm›flt›r ve Onun (a.s.m.) kelâmlar›, saadet-i ebedi-
yeye karfl› birer penceredir. Zaten bütün enbiyan›n (aley-
himüsselâm) icma›n› ve bütün evliyan›n tevatürünü elin-
de tutmufl, bütün kuvvetiyle bütün davalar› tevhid-i ‹lâhî-
den sonra flu haflir ve saadet noktas›nda temerküz edi-
yor. Acaba, flu kuvveti sarsacak bir fley var m›d›r? Onun-
cu Sözün On ‹kinci Hakikati, flu hakikati pek zahir bir su-
rette göstermifltir.
Onuncu Medar:
On üç as›rda yedi vecihle i’caz›n›
muhafaza eden ve Yirmi Beflinci Sözde ispat edildi¤i
üzere, k›rk adet enva-› i’caz›yla mu’cize olan Kur’ân-›
Mu’cizülbeyan’›n ihbarat-› kat’iyesidir.
Evet, o Kur’ân’›n nefs-i ihbar›, haflr-i cismanînin
keflflaf›d›r ve flu t›ls›m-› mu¤lâk-› âlemin ve flu remz-i hik-
met-i kâinat›n miftah›d›r. Hem o Kur’ân-› Mu’cizülbe-
yan’›n tazammun etti¤i ve mükerreren tefekküre emre-
dip nazara vazeyledi¤i berahin-i akliye-i kat’iye, binlerdir.
Ezcümle, bir k›yas-› temsilîyi tazammun eden,
1
m
Is
ôn
e n
? s
hn
G B É n
gn
É°n
ûr
fn
G …= /
ò s
dG Én
¡«/
«r
ëo
j r
?o
b
ve
2
Gk
QGn
ƒ r
Wn
G r
ºo
µ
n
? n
?n
Nr
ón
bn
h
ve
bir delil-i adalete iflaret eden,
3
p
ó«/
Ñn
© r
?p
d m
?s
Ón
¶p
H n
? t
Hn
Q Én
en
h
gibi
pek çok ayat ile haflr-i cismanîdeki saadet-i ebediyeyi
gösterecek pek çok dürbünleri, nazar-› beflerin dikkatine
vazetmifltir. Kur’ân’›n sair ayetleri ile izah etti¤i flu
aleyhimüsselâm:
Allah onlara
selâm etsin.
as›r:
yüzy›l.
ayat:
Kur’ân ayetleri.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi.
berahin-i akliye-i kat’iye:
kesin
aklî deliller.
delil-i adalet:
adaletle ifl görüldü-
¤üne delil ve ispat.
enbiya:
nebîler, peygamberler.
enva-› i’caz:
mu’cizelik türleri.
evliya:
erenler, velîler, Allah dost-
lar›.
ezcümle:
sonuç olarak, neticede.
hakikat:
gerçek.
haflir:
öldükten sonra ahirette
tekrar dirilip toplanma.
haflr-i cismanî:
cisimle, cesetle
dirilme.
i’caz:
mu’cize olufl.
icma:
oy birli¤i, fikir birli¤i.
ihbarat-› kat’iye:
yalanlanmas›
mümkün olmayan haberler.
kelâm:
söz, konuflma.
keflflaf:
keflfeden.
Kur’ân-› Mu’cizülbeyan:
aç›kla-
malar›yla ak›llar› benzerini yap-
maktan âciz b›rakan Kur’ân-› Ke-
rîm.
k›yas-› temsilî:
temsile dayanan
k›yas.
medar:
kaynak.
miftah:
açan alet, anahtar.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanlar›n âciz kald›¤› fley.
muhafaza:
koruma.
mükerreren:
tekrar olarak, tek-
rar be tekrar.
nazar:
görüfl, dikkat.
nazar-› befler:
insanî bak›fl.
nefs-i ihbar:
do¤ru haber verme-
si.
remz-i hikmet-i kâinat:
kâinat›n
yarat›lmas›ndaki gaye ve fayda,
kâinattaki hikmetin iflareti.
saadet:
mutluluk.
saadet-i ebedîye:
sonsuz mutlu-
luk.
sair:
di¤er, baflka.
suret:
flekil, biçim.
tazammun:
içine alma, ihtiva et-
me.
tefekkür:
derin düflünme.
temerküz:
bir merkezde toplan-
ma.
tevatür:
hadis rivayeti bak›m›n-
dan yalan söylemelerini akl›n ka-
bullenemeyece¤i bir çok kifli-
ler taraf›ndan nakledilen ke-
sin bilgi.
t›ls›m-› mu¤lâk-› âlem:
ev-
rendeki anlafl›lmas› zor s›rlar.
vazetme:
koyma, yerlefltir-
me.
vecih:
yön.
zahir:
görünen, bilinen.
1.
De ki: Onu ilk önce kim yaratm›flsa, tekrar o diriltecek. (Yâsin Suresi: 79.)
2.
Hâlbuki, O sizi hâlden hâle sokarak yaratm›flt›r. (Nuh Suresi: 14.)
3.
Rabbin ise, kullar›na haks›zl›k edecek de¤ildir. (Fuss›let Suresi: 46.)
850 | SÖZLER
Y
‹RM‹
D
OKUZUNCU
S
ÖZ
1...,840,841,842,843,844,845,846,847,848,849 851,852,853,854,855,856,857,858,859,860,...1482
Powered by FlippingBook