Sözler - page 910

Otuz Birinci Söz
M‹RAC-I NEBEV‹YEYE (A.S.M.) DA‹RD‹R.
‹HTAR:
Miraç meselesi, erkân-› imaniyenin usulünden sonra
terettüp eden bir neticedir ve erkân-› imaniyenin nurlar›ndan
medet alan bir nurdur. Erkân-› imaniyeyi kabul etmeyen dinsiz
mülhitlere karfl› elbette bizzat ispat edilmez. Çünkü, Allah’› bil-
meyen, peygamberi tan›mayan ve melâikeyi kabul etmeyen ve-
ya semavat›n vücudunu inkâr eden adamlara miraçtan bahse-
dilmez. Evvelâ o erkân› ispat etmek lâz›m geliyor. Öyle ise biz,
miraçta istib’at ile vesveseye düflen bir mü’mini muhatap ittihaz
ederek, ona karfl› beyan edece¤iz. Ara s›ra makam-› istimada
olan mülhidi nazara al›p, serd-i kelâm edece¤iz. Baz› Sözlerde
hakikat-i mirac›n bir k›s›m lem’alar› zikredilmifltir. ‹hvanlar›m›n
›srar› ile ayr› ayr› o lem’alar› hakikatin asl›yla birlefltirmek ve ke-
malât-› Ahmediyenin (a.s.m.) cemaline birden bir âyine yap-
mak için, inayeti Allah’tan istedik.
W
p
óp
é°r
ùn
Ÿr
G n
‹p
G p
?Gn
ôn
?r
G p
óp
é°r
ù n
Ÿr
G n
øp
e k
Ór
« n
d /
?p
ór
Ñn
©p
H …'
ör
Sn
G …/
ò s
dG n
¿Én
ër
Ñ°o
S
1
@o
Ò°/
ü n
Ñ r
dG o
™«/
ª°s
ùdG n
ƒo
g o
¬s
fp
G BÉ n
æp
JÉ n
j'
G r
øp
e o
¬n
jp
ôo
æp
d o
¬ n
dr
ƒn
M Én
ær
c n
QÉn
H …/
ò s
dG É°n
ür
bn
’r
G
@…'
ƒn
à°r
Sn
Éa m
I s
ôp
eho
P @…'
ƒo
?r
dG o
ój/
ón
°T o
¬n
ª s
?n
Y @?'
Mƒo
j l
?r
Mn
h s
’p
G n
ƒo
g r
¿p
G
r
hn
G p
ør
«°n
Sr
ƒn
b n
ÜÉn
b n
¿Én
µn
a @
s
‹n
ón
àn
a Én
fn
O s
º o
K @ '
¤r
Yn
’r
G p
?o
ao
’r
Ép
H n
ƒo
gn
h
@ …'
G n
Q Én
e o
OGnD
ƒo
Ø r
dG n
Ün
òn
c Én
e @ ?'
Mr
hn
G BÉ n
e /
?p
ór
Ñn
Y '
‹p
G =?'
Mr
hn
Én
a @ '
Êr
On
G
ayet:
delil, Kur’ân’›n surelerini
oluflturan ‹lâhî söz; Allah’›n varl›-
¤›n› gösteren fley.
âyine:
ayna.
beyan:
anlatma, aç›k söyleme,
izah.
bizzat:
kendi; direk olarak.
cemal:
iç ve d›fl güzellik.
dair:
ait, ilgili.
erkân:
rükünler, esaslar.
erkân-› imaniye:
imana ait esas-
lar.
hakikat:
gerçek, bir fleyin asl› ve
esas›.
hakikat-› Miraç:
Peygamber
Efendimizin Cenab-› Hakk›n huzu-
runa ruhen, cismen, hâlen ç›kma-
s›n›n mahiyeti, asl› ve esas›.
ihtar:
hat›rlatma yapma, dikkat
çekme.
ihvan:
kardefller.
inayet:
yard›m.
inkâr etmek:
do¤rulu¤unu kabul
etmemek.
ispat:
delil ve flahit göstererek
do¤ruyu kan›tlama.
istib’at:
ak›ldan uzak görme.
ittihaz:
kabul etme, sayma.
kemalât-› Ahmediye:
Peygam-
berimizin sahip oldu¤u mükem-
mel özellikler, faziletler.
lem’a:
par›lt›.
makam-› istima:
dinleme yeri,
konumu.
medet:
yard›m.
melâike:
melekler.
Mescid-i Aksâ:
Kudüs’teki mefl-
hur, kutsal mabet.
Mescid-i Haram:
Mekke-i Müker-
reme’de, içinde Kâbe’nin bulun-
du¤u en büyük, mukaddes iba-
det yeri.
mesele:
sorulup karfl›l›¤› istenilen
önemli olay.
Mirac-› Nebeviye:
Peygamber
Efendimizin, Allah kat›na ç›k›fl
mu’cizesi.
Miraç:
Peygamber Efendimizin,
Cenab-› Hakk›n huzuruna ruhen,
cismen, hâlen ç›kmas› mu’cizesi.
muhatap:
hitap olunan, kendisi-
ne söz söylenilen.
mübarek:
bereketli, hay›rl›, u¤ur-
lu.
mülhit:
dinsiz.
mü’min:
iman eden, inanan.
münezzeh:
uzak, temiz.
nazara alma:
bakma, bak›p dü-
flünme, dikkate alma.
netice:
sonuç.
noksan:
eksiklik, kusur.
nur:
ayd›nl›k, ›fl›k.
peygamber:
‹lâhî emir ve ya-
saklar› insanlara tebli¤ eden
elçi.
Rahîm:
merhamet ve flefkat
eden, ac›y›p esirgeyen Allah.
Rahman:
rahmeti bütün her-
kese yay›lan ve bütün yarat›l-
m›fllar›n r›z›klar›n› ve geçim
flekillerini içine alan rahmetin
sahibi Allah.
semavat:
semalar, gökler.
serd-i kelâm:
söz söyleme.
terettüp:
s›ralanma, s›ras›nda
olma; netice olarak ç›kma.
usul:
as›llar, kökler, temeller,
esaslar.
vesvese:
flüphe, tereddüt.
vücut:
var olufl, varl›k.
zikretme:
anma; söyleme,
anlatma.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla • Ayetlerimizden bir k›sm›n› ona göstermek için ku-
lunu bir gece Mescid-i Haramdan al›p, çevresini mübarek k›ld›¤›m›z Mescid-i Aksâya seyahat
ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. fiüphesiz ki O her fleyi hakk›yla ifliten, her fle-
yi hakk›yla görendir. (‹sra Suresi: 1.)
910 | SÖZLER
O
TUZ
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
]
Otuz Birinci Söz
, Bar-
la’da 1928-30 y›llar› ara-
s›nda Türkçe olarak te-
lif edilmifltir.
1...,900,901,902,903,904,905,906,907,908,909 911,912,913,914,915,916,917,918,919,920,...1482
Powered by FlippingBook