Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Şaka değil, gerçekten imtihandayız!



Herhangi bir resmî işe, üniversiteye girmek veya okulu bitirmek için mini mini imtihanlar için ter döker, kimi zaman, “hayat-memat/ölüm-kalım” meselesi yaparak ölesiye çalışırız. Bazen de imtihanı geçip geçemeyeceğimizin endişesini, heyecanını, korkusunu taşırız.

Bu yoğun çalışma ve duygusal yoğunluklar, istikbal içindir. İstikbal nedir ve nereye kadardır? Bulunduğumuz ömür dakikalarından ötesi, kabir kapısına dek olan süre istikbaldir. Bu, üniversite bittikten sonra en fazla 40-50 sene. Haydi 60 yıl olsun! Bu eğer istikbal ise; bizi bekleyen sonsuz mutluluk veya azap istikbal değil mi?

Dünyevî istikbal, göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçtiğine göre, gerçek ve hiç bitmeyecek sonsuz istikbal bizi dünya imtihanlarından yüz bin kat daha endişelendirmeli, korkutmalı, heyecanlandırmalı veya çalıştırmalı değil mi?

Ama, biz hâlâ, oyunda, oynaştayız. Günümüzü gün ediyor, eğleniyoruz? Cennetle mi müjdelendik ki, neşemizden raksediyoruz? Yoksa, bütün bunlar şaka mı geliyor?

İmtihan; bilgi ve tecrübenin derecesini; bir de verilen sözün yerine getirilip getirilmediğini tespit işlevi görür. İlâhî imtihan, yüce ruhlar ile sefil ruhları birbirinden ayırır. Tıpkı, diploma almak veya işe girmek isteyenlerin ehil olup olmadıklarını tespit için imtihanlardan geçtikleri gibi; din de elmas ile kömür ruhlu insanları birbirinden ayırt eden bir mihenktir.

Elest Bezmi’nde, yani ruhlarımızın yaratılıp “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” hitabına muhatap olduklarında “Evet Sen bizim Rabbimizsin!” şeklinde verdiğimiz söz için imtihan dünyasına gönderildik. Halıkımızı, Rabbimizi tanıyacağımıza, ihsan ettiği sayısız nimetlere teşekkür edeceğimize dair verdiğimiz sözü/misakı yerine getirip getirmeyeceğimizin denenmesidir.

Melek ve hayvandan da üstün olacak ve pek aşağı derecelere düşebilecek duygular, özellikle “hür irâde” ile donatıldığımıza göre, elbette gelişip olgunlaşmamız için sınanarak imtihana tâbi tutulacağız. Dolayısıyla din/iman, hür irâde çerçevesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka1, İlâhî bir teklif, bir tecrübedir.

Dipnot: 1-Şuâlar, s. 498

28.10.2006

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.10.2006) - Yaratılışı düşünmek

  (26.10.2006) - 301 kere mahkûm etseler de!

  (25.10.2006) - Yeniden merhaba, tebrik ve özür

  (04.10.2006) - Kısa bir ara...

  (02.10.2006) - Sonsuz potansiyel yeteneklerimiz ve sonumuz

  (30.09.2006) - Rönesansın mimarları: Müslümanlar

  (29.09.2006) - Müslümanlara kurulan tuzaklar

  (27.09.2006) - Hayat stratejisi ve iman

  (26.09.2006) - Gerçek zevk, lezzet ve mutluluğun kaynağını bulmak

  (24.09.2006) - Bir koyup otuz bin alma fırsatı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004