Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

İçki reklâmlarına Danıştay freni

Danıştay 13. Dairesi, alkol ve alkol ürünlerinin reklâm tanıtımlarına kısıtlama getiren yönetmeliğin ilgili maddesinin iptali istemiyle açılan davayı reddetti. Reklâmcılar Derneği, , 6 Haziran 2003 tarihli Alkol ve Alkollü İçkilerin İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin ‘’reklâm ve tanıtım’’ başlıklı 19. maddesinin iptali istemiyle Danıştayda dava açtı. Danıştay 13. Dairesi, söz konusu yönetmeliğin ilgili maddesinin iptal istemini reddetti.

Alkollü içkilere yönelik kampanyaların, alkol tüketimini ve dolayısıyla zararlı etkileri artıracağı düşüncesinden hareketle yasaklandığının belirtildiğine işaret edilen kararda, şöyle denildi: ‘’Reklâmın ve kampanyanın amaç ve işlevleri ile yöneldiği hedef kitle dikkate alındığında, ‘’...alkol ve alkollü içkinin televizyon, kablolu yayın, radyo ve kamu yayın araçları ile reklâmının...’’ yasaklanması ile korunmak istenilen hukuksal değerin, yasada açıkça sayılanlar dışındaki yayın araçlarıyla yapılacak reklâmlardan ve bu ürünlere yönelik kampanyalardan da olumsuz etkileneceği, zedeleneceği, zarar göreceği açık olduğundan, reklâm ve tanıtımın, alkollü içki tüketicisinin bilgilendirilmesiyle sınırlandırılmasında, gençlerin hedef kitlenin dışında tutulmasında ve sportif faaliyetlerle alkol tüketimini teşvik eden reklâmın ve bu ürünlere yönelik kampanyaların yasaklanmasında kanun koyucunun amacına ve yasa hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.’’

/ ANKARA

16.12.2006


 

Vanhanen: Genişleme sürecek

AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Başbakanı Matti Vanhanen, AB kapılarının kriterleri yerine getiren tüm adaylara açık kaldığını söyledi. Zirvede, AB’nin genişlemesi konusunun da derinlemesine ele alındığını belirten Vanhanen, genişlemenin AB için siyasal ve ekonomik öneminin bilincinde olunduğunu, aday ülkelerin kriterlere tam olarak uymaları gerekeceğini, ancak yeni kriterler getirilmeyeceğini ve hiçbir kapının kapanmayacağını kaydetti.

Matti Vanhanen, düzenlediği basın toplantısında, zirvede adalet ve içişleri dosyaları kapsamında AB'nin göç politikasının ele alındığını ve daha etkili bir politika belirlenmesinin kararlaştırıldığını anlattı.Liderlerin AB antlaşması ve anayasası üzerinde kapsamlı reformlar gereği üzerinde de mutabık olduklarını belirten Vanhanen, AB bünyesinde ''sessiz düşünce'' sürecinden ''faal düşünce'' sürecine geçilmekte olduğunu söyledi.

AB'nin genişlemesi konusunun da derinlemesine ele alındığını belirten Finlandiya, genişlemenin AB için siyasal ve ekonomik öneminin bilincinde olunduğunu, aday ülkelerin kriterlere tam olarak uymaları gerekeceğini, ancak yeni kriterler getirilmeyeceğini, AB üyeleri arasında bir uzlaşmaya ihtiyaç olduğunu ve hiçbir kapının kapanmayacağını anlattı.Liderlerin, gelecek yılbaşında AB üyesi olacak Bulgaristan ve Romanya'nın katılımından duydukları memnuniyeti vurguladıkları, Afganistan'a yapılabilecek olası yardımları ele aldıkları da belirtildi.

Borrel: Geriye dönüş olmaz

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell de, AB’de hala Türkiye’nin aday ülke statüsünü tartışmak isteyenlerin bulunduğuna dikkati çekerek, “Bu geride kaldı. Türkiye zaten aday ülke’’ dedi.

Avrupa Parlamentosu’nu temsilen AB aralık zirvesine katılan Josep Borrell, bir basın toplantısı düzenledi. Görev süresinin dolduğu için bundan sonraki AB zirvelerine katılamayacağını hatırlatan Borrell, AP Başkanlığı yaptığı 2.5 yılda kurumunun daha fazla önem kazandığını ve AB politikasında daha belirleyici duruma geldiğini dile getirdi.Türkiye konusuna da değinen Borrell, Ek Protokol yükümlülükleri çerçevesinde limanların Kıbrıs Rum kesimine açılmaması nedeniyle AB’nin, müzakereleri kısmen askıya almak zorunda kaldığını belirtirken, ‘’Kuzey Kıbrıs (KKTC) üzerindeki izolasyonların kaldırılamamış olmasından üzüntü duyuyorum’’ dedi.

Borrell, yılbaşında AB dönem başkanlığını devralacak Almanya’nın, hem Türkiye’nin Ek Protokol yükümlülüklerini yerine getirmesi hem de KKTC için hazırlanan doğrudan ticaret tüzüğünün yaşama geçirilmesi için çaba göstermesini istedi.

Borrell, ‘’Hâlâ Türkiye’nin AB’ye aday ülke statüsünü tartışmaya kalkışanlar var. Bu geride kaldı. Türkiye zaten aday ülke. AB’ye yarın üye olmayacak ama belki 10 yıl içinde olacak. Her tartışma kendi zamanında yapılmalı’’ diye konuştu.

/ BRÜKSEL

16.12.2006


 

Türkiye’nin üyeliği AB için ödüldür

Zirvesi çerçevesinde Türkiye ile AB arasındaki son gelişmeleri değerlendiren İngiliz basını, Rumların AB’ye alınmasının ölümcül hata olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin kaybının batı için stratejik bir yenilgi olacağını yazdı.

Financial Times gazetesi yazarlarından Philip Stephens, İstikrarlı bir Türkiye’nin Avrupa’nın Orta Doğu’ya bağlanan köprüsü olarak stratejik bir ödül niteliği taşıdığını kaydetti. Stephens yazısında AB’yi uyarırken, ‘’Türkiye’nin kaybı, batı için bir başka stratejik yenilgi olacaktır’’ dedi. Stephens, ABD’nin Orta Doğu’yu askeri güçle yeniden şekillendirebileceği, Avrupa’nınsa kaosu sınırlarının dışında tutabileceğini düşünerek hata yaptıklarını belirtti. Yazar, ABD’nin orta Doğu’ya demokrasi ekme çabaları sırasında tökezlediğini, Avrupa’nınsa sırtını demokratik Müslüman bir ülkeye dönerek yumuşak gücünü çar-çur ettiğini yazdı.

ABD’nin Irak konusunda yaptığı hataları Avrupa’nın da Türkiye konusunda sinirlerine hakim olamayarak tekrarladığını belirten yazar, her ikisinin de değişik biçimlerde de olsa İslamla yakınlaşma konusunda başarısızlık örneği olduğunu bildirdi. Türkiye ile yaşananların, Kıbrıs fincanında çirkin bir fırtına koparmaktan doğduğunu da belirten yazar, Ankara’nın limanlarını Rumlara açmayı reddettiğini hatırlattı. Bu arada KKTC üzerindeki izolasyonların da sona erdirilmediğini belirten yazar, ‘’eğer Türkiye hatalıysa KKTC’nin üzerindeki izolasyonlara son vermeyen Avrupa da hatalı’’ dedi.

PROBLEMİN KAYNAĞI RUMLAR

Yunanistan’ın sponsorluğunda 2004 yılından bu yana çözüm için gösterilen çabaları heba eden Rumların ‘’problemin esas kaynağını’’ teşkil ettiklerini de vurgulayan yazar, Türk tarafının Annan planına evet dediğini hatırlattı. Rumların hem planı reddedip, şimdi de bütün AB’yi rehin tutma tehdidinde bulunduğunu vurgulayan yazar, ‘’açıkça ortadadır ki, AB Rumları AB’ye kabul ederek ölümcül bir hata yapmıştır’’ dedi.

AB’nin oyunun kurallarını değiştirme planı içinde olduğunu, bunda da Fransa, Hollanda, Avusturya ve Almanya hükümetlerinin etkili olduğunu belirten yazar, oysa AB anlaşmasının sorumluluklarını yerine getiren bütün Avrupa ülkelerinin birliğe katılabileceğine işaret ettiğini hatırlattı. Brüksel’in gelecekte sadece başvuru sahiplerinin yeterliliği değil, birliğin hazmetme kapasitesini göz önünde tutacağının anlaşıldığını da belirten yazar, ‘’bu durumda Hırvatistan bir şekilde sızabilir, zaman içinde diğer batı balkan ülkeleri de... Ama Ukrayna, Beyaz Rusya, Moldova ve hepsinin ötesinde Türkiye birlik üyeliğini unutabilir’’ iddiasında bulundu.

Bu durumun birliğin ‘’dar kafalı’’ liderlerinin genişlemenin getireceği başarıları görmezden gelmesiyle ortaya çıktığını da kaydeden yazar, bu politikacıların seçmenlerinin itirazları bahanesine sığındıklarını da bildirdi.

STRATEJİK ÖDÜL

Türkiye’nin üyelik yolunun uzun ve güç olacağını, reformlara devam edilmesi gerektiğini belirten yazar, Türkiye’nin modern, çoğulcu bir demokrasi olarak İslam’ın batılı değerlerle bir arada yaşayabileceğinin örneğini oluşturduğuna dikkati çekti.

İstikrarlı bir Türkiye’nin Avrupa’nın Orta Doğu’ya bağlanan köprüsü olarak stratejik bir ödül niteliği taşıdığını da kaydeden yazar, ‘’Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkanlar da bunu biliyor’’ hatırlatmasında bulundu.

Bu nedenle de bu kesimlerin Türkiye’ye kapıların derhal kapatılmasını savunamadıklarını belirten yazar, ‘’bunun yerine (bırakın Türkiye ilerlesin ve modernize olsun, kötü haberi sonra veririz, acı ilaç imtiyazlı ortaklık statüsü önerilerek tatlandırılabilir) diyorlar’’ dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin bazı hatalar yapmış olabileceğini, ama asla aptal olmadığını da belirten yazar, ‘şunları vurguladı:

‘’Türkiye’nin başka seçenekleri ve başka yerlerden edinebileceği çıkarları var. Doğu’daki Müslüman komşularına ya da kuzeydeki Rusya’ya yüzünü çevirebilir, AB’nin Türkiye’yi kimi zaman azarlayan, kimi zaman tepeden bakan üslubu kamuoyunu zaten Avrupa’dan soğutmaya başladı.’’ Bir noktada Ankara’nın artık ‘’yeter’’ diyeceği uyarısında da bulunan yazar, şunları kaydetti:

‘’Bu da batı için en az Irak’taki kadar büyük stratejik bir yenilgi olacak. İslam’la batı arasındaki bölünme büyüyecek. Amerika dünyayı güç kullanarak değiştirebileceğini, Avrupa ise dünyayı umursamayabileceğini düşünüyor. İkisi de yanlış. Eğer batı Türkiye’yi kaybederse, Avrupa’nın yok farz etme günahı Amerika’nın müdahale günahlarının yanındaki yerini alacak.’’

/ LONDRA

16.12.2006


 

Rumların üyeliği yanlıştı

Financial Times’taki, Türkiye ile AB arasındaki son gelişmelerin değerlendirildiği yazıda, Rumların “problemin esas kaynağını” teşkil ettiği belirtildi.

Rumların hem Annan planını reddedip, hem de şimdi bütün AB’yi rehin tutma tehdidinde bulunduğu vurgulanan yazıda, “Açıkça ortadadır ki, AB Rumları AB’ye kabul ederek ölümcül bir hata yapmıştır” denildi.

/ LONDRA

16.12.2006


 

Barroso: Üyelik standartları düşmeyecek

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise AB’nin genişlemeyi hedeflemesine rağmen, üyelik için koyduğu standartları düşüremeyeceğini söyledi. Barroso, “Tüm kriterlere saygı gösterilmeli” diye konuştu.

Basın toplantısında Türkiye ile ilgili bir soruya muhatap olan liderler, bu konunun AB dışişleri bakanları toplantısında çözüldüğünü vurguladı. Matti Vanhanen, söz konusu toplantıya atıfta bulunarak, “Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili müzakereleri sınırlı bir şekilde sürdüreceğiz” derken, Barroso da zirvede Türkiye konusunun gündeme gelmediğini söyledi. Barroso, Türkiye ile müzakerlerde bazı fasılların askıya alınması kararını ise, “güvenilir, adil, ölçüsü çok iyi ayarlanmış bir karar” sözleriyle değerlendirdi.

Brüksel’deki liderler zirvesi dün sona erdi.

16.12.2006


 

THY yıpratılıyor

Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, Atatürk Havalimanı apronunda deve kesilmesi olayıyla ilgili ‘’12 bin çalışanın emeği ve çabasıyla dünya havacılığının yükselen yıldızı haline gelen bir kurumun yıpratılmaya çalışılmasını anlamak ve vicdanla bağdaştırmak mümkün değildir” dedi.

Kotil, yaptığı açıklamada, Atatürk Havalimanında deve kesilmesi olayının hem THY’ye, hem de Türkiye’ye büyük zarar verdiğini, ancak olayı tüm camiaya mal etmemek gerektiğini söyledi. THY’ye ait THY Teknikte böyle bir olayın yaşanmasının son derece üzüntü verici olduğunu ifade eden Kotil, şunları söyledi:

‘’Tamamen iyi niyetle de olsa gerçekleşen bu olayı tasvip etmek mümkün değildir. Yaşanılanlar hepimizi çok üzdü. Kesinlikle yaşanmasını arzu etmediğimiz bu talihsiz olay yüzünden THY gibi son derece başarılı, Türkiye’nin en önemli markalarından biri yıpratılmamalı. 12 bin çalışanın emeği ve çabasıyla dünya havacılığının yükselen yıldızı haline gelen bir kurumun yıpratılmaya çalışılmasını anlamak ve vicdanla bağdaştırmak mümkün değildir.’’

Konuya ilişkin ayrıntılı incelemenin devam ettiğini belirten Kotil, ‘’İnceleme sonucunun gereği yerine getirilecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın’’ dedi.

/ İSTANBUL

16.12.2006


 

Dinlemede sıkıntı yok

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Telekom hattı olmadığı için dinleme yapılamadığı ve uyuşturucu yakalanamadığı haberlerinin doğru olmadığını bildirdi.

Haftalık bilgilendirme toplantısında konuşan Çalışkan, sorular üzerine internet üzerinden zararlı yayınların önlenmesinde sadece polisiye tedbirlerin uygulanmasının yetersiz olacağını söyledi. Sağlık kuruluşlarının, belediyelerin ve servis sağlayıcı şirket gibi kurum ve kuruluşların da bu denetimlerde aktif rol üstlenmesinin gereğine dikkat çeken Çalışkan, ‘’Polislerimiz denetimlerini aralıksız olarak sürdürmektedir’’ dedi.

Çocuk pornosu konusunda Ulaştırma Bakanlığının hazırladığı yasa tasarısının bu alandaki bazı boşlukları kapatacağını vurgulayan Çalışkan, denetimlerin bu yasadan sonra daha etkin hale geleceğini kaydetti. Bir gazetecinin İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Telekomdan hat alamadığı için uyuşturucu kaçakçılarını yakalayamadığını hatırlatması üzerine Çalışkan, ‘’Hem İstanbul ile hem Telekomla görüştüm, ‘böyle bir sıkıntı olmadığını’ söylediler’’ dedi.

/ ANKARA

16.12.2006


 

Pardus yola çıktı

Türkiye’nin işletim sistemi Pardus’un son sürümü olan Pardus 2007, 18 Aralık Pazartesi günü saat 11.00 itirabiyle www.pardus.org.tr adresinden ücretsiz olarak indirilebilecek.

16.12.2006


 

Korunmaya muhtaç çocuklara devlet himayesi

Adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri, muhtarlar, zabıta memurları, kamu görevlileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir çocuğun korunmaya ihtiyacı olduğundan haberdar olanlar, durumu il ve ilçelerdeki sosyal hizmet müdürlüklerine bildirmekle yükümlü hale getirildi.

Derhal koruma altına alınmasını gerektiren durumlarda, SHÇEK acil koruma kararının alınması için en geç 5 gün içinde çocuk hakimine müracaat edecek, hakim de 3 gün içinde talep hakkında karar verecek.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Adalet Bakanlığınca, konuyla ilgili bir yönetmelik hazırlandı. Yönetmelik, 18 yaşını doldurmamış ve korunma ihtiyacı olan çocuklar için alınacak tedbirlerle suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usul ve esaslarına, bu kararların yerine getirilmesinde kurumların görev ve sorumluluklarına ilişkin hükümleri düzenliyor. Yönetmeliğe göre, adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri, muhtarlar, zabıta memurları, sağlık ve eğitim kuruluşları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görevlileri, sivil toplum kuruluşları ile bir çocuğun korunmaya ihtiyacı olduğundan haberdar olanlar, durumu il ve ilçelerdeki sosyal hizmet müdürlüklerine bildirmekle yükümlü kılındı.

/ ANKARA

16.12.2006


 

Ağrı kesicilere sınırlama

Resmi reçetelerde 2007 yılında uygulanacak yeni düzenlemeyle, ağrı kesiciler ve antiromatizmal ilaçların anbalaj içerisindeki tablet sayısı 14’ü geçmeyecek.

Alınan bilgiye göre, SSK, Bağ-Kur, Yeşilkart ve Emekli Sandığı kurumlarına ait sağlık karnelerini kullananlar, 2007 yılından itibaren 62 kalem ağrı kesici ve antiromatizmal ilacı, 7 günlük dozajı aşan anbalajla satın alamayacak. Yeni uygulamayla doktorlar, hastaya ağrı kesici veya antiromatizmal ilaçtan herhangi birinden günde en fazla 2 tablet yazabilecek. Böylece bir haftalık tedavinin karşılığı olarak hasta 14 tablet kullanabilecek. İlâç firmaları da resmîkurumların reçeteleri için satışa sundukları ağrı kesicileri ve antiromatizmal ilaçları içerisinde 14 adet tablet olacak şekilde yeniden ambalajlayacaklar.

Kayseri Eczacı Odası Başkanı Bülent Ünsal, yaptığı açıklamada, yeni uygulamanın önce ağrı kesiciler ve antiromatizmal ilaçları kapsayacağını, daha sonra da antibiyotik ve diğer bazı ilâçlar için benzer uygulamaların devam edeceğini söyledi. Ünsal, ‘’Devlet, ilâçtaki savurganlığın önünü almak için tedbir alıyor. Maliye Bakanlığı, ilaçtaki tane sayısı sınırlaması uygulamasını Sağlık Bakanlığına bildirdi” dedi.

/ KAYSERİ

16.12.2006


 

MAZLUMDER: Taraf olamayız

CHP Eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay ve Eski Rize Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, geçtiğimiz günlerde ‘yeni parti’ çalışmaları içinde olduklarını duyurdu.

“Müslüman sol parti yolda” benzeri başlıklarla çeşitli gazetelerde haber yapılan oluşumla ilgili olarak, altı aydır çalışma yürüttüklerini belirten Günay, hareketin “özgürlük, adalet, gelişme, dayanışma” temelinde tanımlanabileceğini belirtti. Konuyla ilgili haberlerde, görüşülen kurumlar arasında adları yeralan İHD ve MAZLUMDER ise, sözkonusu partiyle ilgileri olmadığı açıklamasını yaptılar.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen, yaptığı yazılı açıklamada, derneklerinin “Kim Olursa Olsun Zalime Karşı ve Kim Olursa Olsun Mazlumdan Yana” prensibini hatırlatarak, “MAZLUMDER içerisinde görev alanların kişisel girişimleri herhangi bir kurumsal temsiliyet içermemektedir” dedi. Bilgen, dernek içinde temsil konumunda bulunanların aynı anda herhangi bir siyasi partide de temsil konumunda bulunmamasının, MAZLUMDER Yönetim Kurulunda kabul edilmiş ilkesel bir karar olduğunu da vurguladı.

Derneklerinin sözkonusu hareketle görüşmesi olmadığını, böyle bir görüşmenin MAZLUMDER’in çalışma ilkelerine aykırı olduğunu belirten MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Av. Mustafa Ercan da, “MAZLUMDER her türlü siyasi hakkın kullanımını savunur fakat hiçbir siyasi hakkın kullanımında taraf olamaz” dedi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

16.12.2006


 

STK'lar Irak için toplandı

Irak’ın da aralarında bulunduğu bazı Müslüman ülkelerden bilgin, düşünür ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, İstanbul’da ‘’Irak Halkına Yardım Toplantısı’’nda biraraya geldiler.

‘’Saldırganlığa Karşı Küresel Direniş Girişimi’’ tarafından Kaya Ramada Otel’de düzenlenen toplantıya, Irak Türkmen Adalet Partisi Genel Başkanı Enver Bayraktar, Irak’taki (Sünni) Müslüman Ulema Komitesi’nin lideri Şeyh Haris El Dari, bazı Iraklı Sünni bilginler, Katar, Yemen ve Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu ülkelerden STK temsilcileri ve düşünürler katıldı. Basına kapalı toplantının çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplayan Haris El Dari, Irak’taki durumun ABD işgalinden kaynaklandığını ve işgalin çatışmayı körüklediğini söyledi. ABD işgalinin hemen sona ermesi gerektiğini ifade eden El Dari, ‘’istikrarsızlığın diğer bir nedeni olarak tanımladığı İran’ı ise Irak halkı olarak kendilerinin bertaraf edebileceklerini’’ ileri sürdü. Türkiye’nin, fiili olarak Irak’ın içişlerine karışmadığını ve tarafsız bir duruşu olduğunu dile getiren El Dari, Türkiye’den, diplomasi ve basın yoluyla Irak’ın gerçek sorunlarının uluslararası alanda zikredilmesine yönelik çaba harcamasını istediklerini bildirdi.

Saldırganlığa Karşı Küresel Direniş Girişimi Genel Sekreteri Abdurrahman Bin Amr Enaimi ise Türkiye’de demokrasi ve özgürlük olduğu için toplantıyı İstanbul’da gerçekleştirdiklerini kaydetti. Enaimi, uluslararası bir organizasyon olan Saldırganlığa Karşı Küresel Direniş Girişimi’nin, Müslüman ülkeleri işgal ve saldırılara karşı korumak amacıyla konferans, toplantı, atölye çalışması ve ülke ziyaretleri düzenleyen bir düşünce kuruluşu olduğunu anlattı.

ABD, IRAK’TAN TAMAMEN ÇEKİLMELİ

Abdurrahman Bin Amr Enaimi, toplantının ardından sonuç bildirisini okudu. Bildiride, Irak’taki insan hakları ihlallerinden ABD ve İranlı yöneticiler sorumlu tutularak, ‘’ABD güçlerinin Irak’tan tamamıyla çekilmesi ve İran’ın, Irak’ın içişlerine karışmaktan vazgeçmesi’’ istendi.

‘’Arap ve İslâm hükümetlerinin Irak konusunda düş kırıklığı oluşturan tutumlarına son vermeye çağrıldığı’’ bildiride, ‘’işgalciler tarafından dayatılan siyasal düzen yerine Iraklılar’ın dış müdahale olmadan yeni bir düzen tesis etmesi gerektiği’’ dile getirildi.

/ İSTANBUL

16.12.2006


 

Büyükanıt hakkında suç duyurusu

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç, Genelkurmay Başkanı Oreneral Yaşar Büyükanıt hakkında, suç duyurusunda bulundu.

Hürriyet.com'daki habere göre, GTP’den yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 8 Aralık 2006 tarihinde siyasi amaçlı demeç verdiği ve telkinde bulunduğunuS, bu suretle Askeri Ceza Kanunu’nun 148’inci maddesi’ne göre suç işlediği belirtildi. Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulunan Bekleviç, şunları söyledi:

“Bugün bir askerin, Askeri Ceza Kanunu’nu ihlâl etmeye imtiyazı olursa yarın bir sivil de Türk Ceza Kanunu’nu hiçe sayma cüretini kendinde göreblir. Bu da Anayasamızda belirtilen hukuk devletinin sonu olur ve Türkiyemize büyük zarar verir. Bizler demokrat siviller olarak görevimizi yapıyoruz ve bu durumu teşhir ediyoruz. Mevcut sistemimizde generallerin pratikte yargılanamayacağını biliyoruz, ama bu suçu duyurmak da görevimizdir. Bundan sonraki sorumluluk hükümetindir. Biz bu suç duyurusuyla hem adlî mekanizmaları uyarıyoruz, hem de hükümeti bu konuda artık tavır almaya davet ediyoruz. Eğer hükümet sivilleşme konusunda samîmî ise yasalarda ve uygulamada gerekli değişimi gerçekleştirerek Türkiye’de atanmışlarla seçilmişler arasındaki ilişkinin niteliğini çağdaş Batı demokrasilerindeki yerine oturtur. Aksi halde, hem Türkiye demokrasisi, hem de hükümetin samimiyeti tarih önünde tartışılır duruma düşer.”

/ ANKARA

16.12.2006


 

Evrensel’e 301’den üç beraat

Şemdinli olaylarını haberleştirdiği için hakkında TCK 301’den üç dâvâ açılan Evrensel gazetesi tüm dâvâlardan beraat etti.

Gazetenin 18, 20 ve 25 Kasım tarihlerinde, “Susurluk çözülseydi Şemdinli olmazdı” başlıklı haberde bulunan DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk’un beyanları, Şemdinli olaylarında ölenlerin cenazelerinin haberini veren “Halk böyle uğurladı” haberi, yazar Ahmet Yaşaroğlu’nun “Farklı olması için” başlıklı köşe yazısı ve olaylarla ilgili haberleri yayınlanan sendika, kitle örgütü ve öğrenci eylemlerine, TCK 301’den açılan üç ayrı dâvânın duruşmasına Çarşamba günü devam edildi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşmaları yapılan üç davada da savcı, “suça konu olduğu belirtilen haber şeklinde kullanılan ibarelerin, yayıncıların görüşlerini içermediği, haber amaçlı olarak gazetede basıldığı, dolayısıyla sanıklardan suç işleme kastının bulunduğundan bahsedilemediği, basın özgürlüğü içinde değerlendirildiğinden sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep ettiklerini” bildirdi. Araştırılacak başka husus olmadığına kanaat getiren mahkeme, haberlerin haber amaçlı olduğunun anlaşıldığını belirterek beraat kararı verdi.

/ İSTANBUL

16.12.2006


 

Yargıtay: Yaş bir kere düzeltilir

Yargıtay, yaşın bir kez düzeltilebileceği gerekçesiyle, ikinci kez yapılan düzeltme kararını bozdu.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Açılan bir davada, Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, bir kişi hakkında ikinci kez yaş düzeltme kararı verdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, itiraz edilmediği için kesinleşen kararın ‘’kanun yararına’’ düzeltilmesi için başvurdu. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, başvuruyu yerinde bularak, kararı bozdu. Gerekçede, yasaya göre, yaş düzeltme davalarının ancak bir kez açılabileceği ve düzeltilebileceği vurgulanarak, ikinci kez açılan yaş düzeltme davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu kaydedildi. Yargıtay’ın kararı görülen davanın sonucuna etki etmeyecek. Karar, örnek teşkil etmesi bakımından önem taşıyor.

/ ANKARA

16.12.2006


 

Göçmen kuşlar da şaşırdı

Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak bazı kuş türlerinin kışladıkları yerlere gitmesinin bu yıl gecikebileceği bildirildi.

16.12.2006


 

Marmaray’da tünel kazıları başlıyor

Türkiye’nin prestij projelerinden biri olan Marmaray Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi Projesi’nde 13 kilometrelik delme tünellerin açılması işlemi, 21 Aralık Perşembe günü başlayacak.

Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürü Ahmet Arslan, Marmaray Projesi’nin, Gebze-Halkalı arasındaki 77 kilometrelik mesafede mevcut banliyö hattının iptali, rehabilite edilmesi ve demiryolunun denizin altından tüple geçilmesini kapsadığını belirtti.

Marmaray Projesi’nin en önemli aşamalarından birisi olan tünel kazısına başlanması (delme tüneller) işlemine 21 Aralık Perşembe günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı törenle Ayrılıkçeşme’de başlanacağını ifade eden Arslan, 2009 yılı sonunda bitirilmesi öngörülen ve toplam 2 milyar 600 milyon dolara mal olacak projede, toplam 77 kilometrelik demiryolu hattının 14 kilometrelik bölümünün delme tünel ve tüp geçişinden, 63 kilometrelik bölümünün ise mevcut banliyö hattının 3’e çıkarılarak rehabilite edilmesinden oluşacağını bildirdi.

Toplam uzunluğu 13 kilometre olan tünellerin boğazda 1400 metre uzunluğundaki tüp tünellerle birleştirileceğini belirten Arslan, tünellerin Anadolu yakasında demiryolunun yer altına ineceği Ayrılıkçeşme-Üsküdar arasında, Avrupa yakasında ise Yedikule-Sirkeci arasında açılacağını kaydetti.

/ İSTANBUL

16.12.2006


 

En önemli insan hakkı ihlâli, başörtüsü yasağı

Mazlumder Kocaeli Şubesince, İzmit şehir merkezinde 2 bin 214 arasında yapılan “Halkımızın İnsan Hakları Kavramı Algısı” konulu anket çalışmasına göre, Türkiye’de en önemli insan hakları ihlâli, başörtüsü yasağı. İkinci sırada ise düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması.

Yüzyüze görüşme yöntemi ile yapılan ankette çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Yaş, cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu, iş durumu, aylık gelir, kendini tanımladığı dünya görüşü gibi demografik veriler açısından da tasnif edilen katılımcı grup rastgele örneklem metodu ile yapılan ankete göre;

OLAĞANÜSTÜ ŞARTLARDA

İNSAN HAKLARI ASKIYA ALINAMAZ

“Devletin olağanüstü şartlarda insan haklarını askıya alma hakkı vardır’ görüşüne katılıyor musunuz?” sorusuna “kesinlikle katılmıyorum” diyenlerin oranı yüzde 42.73, “katılmıyorum “diyenlerin oranı ise yüzde 29.51 çıkarken, “tamamıyla katılıyorum” diyenlerin orası ise yüzde 4.53’te kaldı.

“Farklı bir dinin propagandasını yapanlara saldırı olursa” sorusuna yüzde 57.86 oranında “karşı çıkarım” derken, yüzde 26.62 oranında “kayıtsız kalırım” cevabını verirken, yüzde 11.23’lük oranda ise “desteklerim” dedi.

Ankette, “İdealinizdeki bir yönetim biçiminde devletin insan hakları ihlâli yapması mümkün olabilir mi?” sorusuna, yüzde 77.96 oranında “hayır, asla” cevabını verdi. “Olabilir” diyenlerin oranı ise yüzde 16.50 oldu.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI

“Dinî inanışı gösteren bir giyim biçiminin yasaklanması devletin emri ise buna uyulmalı mı?” diye yöneltilen bir soruya ankete katıların yüzde 60.67’si “hayır”, yüzde 24.11 ise “yerine göre” cevap verdi. Yüzde 12.43’lük bir bölüm ise, “evet” karşılığını verdi.

Ankette “Sizce Türkiye’deki en önemli insan hakları ihlâli nedir?” şeklindeki soruya ise şu cevaplar verildi. “Başörtüsüne getirilen yasaklar” yüzde 52.85, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması yüzde 35.52, yargının devletten ve hükümetlerden bağımsız olmaması yüzde 16.59, yargısız infazlar yüzde 15.64, Kürt sorunu yüzde 11.40.

ORDU DEMOKRATİK YÖNETİME EL KOYAMAZ

Ankette“Sizce ordu herhangi bir gerekçeyle demokratik bir yönetime el koyabilir mi?” sorusuna ise, katılanların yüzde 40.45 “hayır asla”, yüzde 27.22 “olabilir”, yüzde 7.13’ü ise “evet, kesinlikle” cevabını verdi. Karşıt düşüncedeki bir kişinin düşünce özgürlüğü kısıtlanırsa” şeklinde yöneltilen bir soruya ise, “Karşı çakırım, zira, herkes fikrini açıkça söyleyebilmeli” diyenlerin oranı yüzde 69.53, “üzülürüm” diyenlerin oranı yüzde 14.69, “sevinirim” diyenlerin oranı ise yüzde 3.37 oldu.

“Sizce düşünce ve ifade özgürlünün sınırı var mı?” şeklinde yönelin soruya da şu cevaplar verildi: Hakaret içeriyorsa bir düşüncenin ifade edilmesi kısıtlanmalı yüzde 47.49, Hayır, her düşünce sınırsız bir şekilde ifade edilebilmeli yüzde 28.13, devletin çıkarlarını zedeleyen düşünceler kısıtlanmalı yüzde 16,20.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

16.12.2006


 

Kar yolları kapattı

Van’da etkili olan kar yağışı sebebiyle 22 köy yolu ulaşıma kapandı.

Edremit ilçesinde yoldaki buzlanma sebebiyle de yaklaşık 40 aracın mahsur kaldığı bildirildi. Van Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü Karla Mücadele Biriminden alınan bilgiye göre, geceden bu yana etkili olan kar yağışı sebebiyle merkezde 4, Gürpınar ilçesinde 18 olmak üzere toplam 22 köy yolu ulaşıma kapandı. Ekiplerin kapalı yolları açma çalışmalarına başladığı öğrenildi. Van Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri ise kar yağışı sebebiyle şehir merkezinde kar kalınlığının 7, yüksek kesimlerde ise 15 santimetreye ulaştığını belirttiler.

/ VAN

16.12.2006


 

Yeryüzünün renkleri

20 yılı aşkın bir süredir bankacılık yapan Adnan Büyükdeniz’in, “Yerkürenin Renkleri” adlı fotoğraf albümü Albaraka Türk Yayınları tarafından yayınlandı.

Büyükdeniz, albümün önsözünde, “Elinizdeki bu albüm, bir bankacı ve iktisatçı olarak seyahatlerim nedeniyle bugüne kadar gittiğim yaklaşık 40 ülkede, toplantılar ve panellerden arta kalan zamanlarda, alış veriş ve turistik şehir turu programlarından mümkün olduğunca kaçınarak yaptığım gezilerde çektiğim karelerden oluşmaktadır. Bazen daha az uyuyarak, bazen daha hızlı yemek yiyerek oluşturduğum küçük zaman dilimlerinde fotoğraf çekmeye gayret ettim. (...) Hangi şartlarda çekilmiş olursa olsun, sayfaları çevirdikçe göreceğiniz kareler 15 yıllık fotoğrafçılık merakımın ve heyecanımın bir ürünü olarak çıkacak karşınıza” diyor.

Akdeniz, son 15-20 yıllık dönemde farklı coğrafyalarda karşılaştığı bir gözlemini de şu cümlelerle paylaşıyor: “İnsanların çoğunda, kendi toplumu dışındakilerle karşılaşmanın, onlarla ekonomik ve kültürel alış verişe girmenin kendilerine bir zenginlik katacağına dair genel bir inanış ve beklenti var. Ama aynı zamanda, küresel sistem içinde yönünü kaybetme, kimliğinden olma ve sonuçta nereye ait olacağını bilememe endişesini de taşımıyor değiller.”

Albüm, “Portreler”, “Şehir ve İnsan”, “Hayatın İçinden” ve “Doğanın İçinden” bölümlerinden oluşuyor.

Sedat SERDAR

16.12.2006


 

Cep telefonu çalan cemaate para cezası

Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde bir imam, görev yaptığı camide namaz kılındığı sırada cemaatin cep telefonlarının çalmasını önlemek amacıyla “para cezası” uygulamaya başladı.

Caminin giriş kapısına, “Namazda cep telefonu çalana 10 YTL ceza (Cami ihtiyaçları için)” yazısını asan Yeşilhisar Camisi imamı Ali Rıza Gökçe, gazetecilere yaptığı açıklamada, namaz esnasında çalan cep telefonları yüzünden, cemaatin dikkatinin dağıldığını bildirdi. Cep telefonu konusunda cami cemaatini defalarca çeşitli şekillerde uyardıklarını ama bu uyarıların fayda etmediğini savunan Gökçe, şöyle konuştu: “Biz de cemaatin talebi doğrultusunda, bundan sonra namaz esnasında cep telefonu çalan cemaate 10 YTL para cezası uyguluyoruz. Tahsil edeceğimiz para ile de caminin ihtiyaçlarını karşılayacağız.”

Uygulamadan memnun olduklarını bildiren cami cemaati de namazda çalan telefonlar yüzünden namazlarının “kazaya uğrayabildiğini” iddia ederek, “Para cezası uygulamasını destekliyoruz” dedi.

16.12.2006


 

Kalaycılık teknolojiye yenik düştü

Geçmişin gözde mesleklerinden olan bakırcılığın teknolojik gelişmelere yenik düştüğü, bununla birlikte kalaycılığın da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.

Giresun’un Kapu mahallesi Kazancılar sokağında 40 yıldır kalaycılık yapan 53 yaşındaki kalaycı ustası Cevat Topatan, bakırcılıkla birlikte kalaycılığın bir zamanların gözde mesleği olduğunu söyledi. Zamanla mutfaklarda alüminyum, paslanmaz çelik, porselen ve plastik gibi ürünlerin kullanılmasıyla önce bakırcılık, sonra da kalaycılık mesleğinin unutulmaya başladığını belirten Topatan, “Bir zamanlar 100 dolayında kalaycı ustasının bulunduğu Giresun’da sadece 2 kalaycı ustası kaldı”dedi.

16.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004