Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Ankara’yı tedirgin eden takvim



Ortadoğu tarihindeki en büyük kırılma ve kıt’anın tarihine kanlı sayfaların eklenmesi, petrolün bulunmasıyla birlikte başladı. Yüz yıl önce öyle başladı, yüz yıl sonra aynı şekilde devam ediyor.

Petrol zenginliği, fakir mahallesinin güzel kızı gibi Ortadoğu’nun hem refahı, hem de felâketi oldu.

Bölgede darbeler, petrolün paylaşımından dolayı yaşandı. Petrolde yabancı imtiyazını kaldırıp devletleştirenlerin ömrü uzun, sonları hayırlı olmadı.

Petrolü millileştirip, yabancı imtiyazlarını iptal edenler, dış destekli darbelerle ortadan kaldırıldı.

İran’da, Irak’ta, Ürdün’de, Suriye’de darbe yapacak güçler dış desteği hep bu yolla sağladı. İran’da Musaddık’a karşı yapılan darbenin arkasında da bu vardı, Şahın iki kez devrilmesine rağmen İngiliz-ABD operasyonu ile tekrar işbaşına getirilmesi de bu amaca hizmet ediyordu.

Irak’ta ise sayısız defa yaşandı bu olay.

Saddam’ın Kuveyt’i işgalinden sonra Batı dünyası uzaktan müdahaleyi bir kenara bırakıp, doğrudan işgal yöntemini tercih etti.

Önceden ‘Darbe yaptır, kendi yandaşların aracılığıyla petrol musluklarını ele geçir’ yöntemi kullanılıyordu, şimdi işgal et, petrolü ele geçir dönemini yaşıyoruz.

Irak petrollerinin yabancı imtiyazına açılması da bunun tabiî bir sonucu..

Irak’ın petrol imtiyazını alacak olan Hollandalı Shell grubu Yahudi sermayesinin, ABD’li Exxon firması Bush ailesi başta olmak üzere Cumhuriyetçilerin petrolcü kanadının üstlendiği bir kuruluş, İngiliz BP ise hakkında başka bir şey söylemeye gerek yoktur.

Irak petrolleri, Yahudi sermayesi, Amerikan cumhuriyetçileri ve İngilizler arasında pay ediliyor.

Bakın Ortadoğu’da petrolün tarihi nasıl yeniden şekilleniyor. Ortadoğu’da petrolü yani “Neft”i ilk bulan İngiliz BP şirketi. British petrol, aynı zamanda petrol stratejisinin oluşturulmasını sağlayan tarihî İngiliz bakış açısının da oluşmasından çok önemli bir unsur. İngilizlerin Ortadoğu’yu Osmanlı’dan koparan stratejisinin mimarı bugün Irak’ın paylaşımında da söz sahibi oluyor. Tarih işte bu.

Sadece petrolün yabancı imtiyazına verilmesi değil. Biz Olcay ve Emine Hanım eksenli tartışmalar yürütürken, BBC’nin gündeme getirdiği Irak’ın kayıp trilyonları konusuna ilgi göstermedik. BBC, işgal güçlerinin ilk işinin Irak hazinesini yağmalamak olduğunu belgeledi.

Yağmalanan miktar ilk aşamada 50 milyar dolar. Petrol zengini koskoca bir devlet yıkılıyor ve ilk tesbitlere göre 50 milyar dolar yağmalanıyor. Bunu en az 10’la çarpmanızı öneririm.

Dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. Irak’ta bir takvim işlemeye başladı.

Önce Saddam’ı astılar, sonra petrol imtiyazını alıyorlar. Buna, ABD çekilme takvimini işletmeye, giderken menfaatlerini güvenceye almaya başladı diye de bakabiliriz.

Başbakan Erdoğan’ın “Önümüzdeki yıl AB’den ziyade Irak’la uğraşacağız” sözlerini, MİT Müsteşarı Emre Taner’in uyarılarını bu açıdan okuyabiliriz. Ortada devleti rahatsız eden ve bu tür çıkışlar yapmayı zorunlu kılan bir rapor olduğu anlaşılıyor.

Bush, Irak konusundaki değişiklikleri muhtemelen yarın açıklayacak. Biz saat farkıyla bunu Perşembe günü tartışıyor olacağız.

Ancak Irak’ın başına orada hiç görmeyi istemediğimiz çuvalcı general David Petraeus’u görevlendirilmesi pek hayra alâmet bir durum değil. Kerkük’teki referandum ve ABD güçlerinin Kuzey Irak’ta toplanması seçenekleri söz konusu.

Bunlardan bizi hop oturtup hop kaldıracak gelişmeler bekleyebiliriz. Daha da ötesi Şiilere Saddam hediyesini sunan Bush’tan, Kürtlere bizim canımızı yakacak bir ödül, her an söz konusu olabilir.

Irak merkez olmak üzere bölge çok önemli gelişmelere gebe. Ankara’da bir kez daha aldatılma psikolojisi hakim.

İran’da Kürtlerle işbirliği yaparak, ülkeyi içeriden çökertmeye çalışan ABD’den PKK ve Kuzey Irak Kürtleri konusunda Türkiye’yi rahatlatacak bir adım beklemek yürüyen stratejiye uygun düşmüyor.

Olayı Cemil Bayık ya da Murat Karayılan’ın teslim edilip edilmemesinden öte bir mercekten görmek gerekiyor.

Irak’ta bir takvim işlemeye başladı. Bu takvimin ayakları Ankara’yı huzursuz ediyor. Eğer Emine ve Olcay Hanım muhabbetinden başımızı kaldırıp bakabilirsek, büyük fotoğraf dikkatli olmamızı gerektiren objeler içeriyor.

09.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.01.2007) - Kanka siyaseti

  (05.01.2007) - Seçmen profili

  (04.01.2007) - Sağ yanımda yaram var

  (03.01.2007) - Tutanak ne diyor?

  (02.01.2007) - Kurbanda noel hediyesi

  (29.12.2006) - Türkiye kabile devleti mi?

  (28.12.2006) - Meclisteki gerginliğe dikkat

  (27.12.2006) - Gerilim mi, sağduyu mu?

  (26.12.2006) - İslâm sosyalizmi çarpıklığı

  (25.12.2006) - Cambazhanenin yeni cazgırı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004