Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Asker artık 28 Şubat yapamaz

Millî Güvenlik Kurulunda (MGK) 30 yıl danışmanlık yapan Mustafa Ağaoğlu, askerin artık 28 Şubat yapamayacağını belirterek, “Çünkü 28 Şubat MGK vasıtasıyla olmuştu. Şimdi MGK’yı çalıştıramazsınız, etkisiz hale getirildi” dedi.

1975-2005 yılları arasında MGK’da danışmanlık yapan, 28 Şubat kararlarının uygulanması için oluşturulan Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulunda yer alan, “Kırmızı Kitap” da denilen Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin mimarı Mustafa Ağaoğlu’nun Yeni Aktüel dergisinde geçen hafta ilk bölümü yayınlanan röportajının ikinci bölümü, derginin 22-28 Şubat 2007 tarihli sayısında yayınlandı.

Ağaoğlu, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün halk önünde konuşmadığını, ama MGK’da çok açık şekilde görüşlerini hükümete söylediğini ifade ederek, bu yaklaşımının yanlış olmadığını söyledi. Ağaoğlu, “Ama herkes ‘Türkiye’de bir siyasal İslâm tehlikesi var’ derken Silahlı Kuvvetler’den ses çıkmazsa, kim ne derse desin halk bir tehlike olduğuna inanmaz. MGK’da bir Psikolojik Harekât Daire Başkanlığı vardı, 2003’te onu kaldırdılar. Bunu kaldırmanın bir boşluk doğuracağını söyledim. Nitekim de doğdu ve o boşluğu Genelkurmay Başkanının kendisi doldurmak zorunda kalıyor” diye konuştu.

Askerin artık 28 Şubat yapamayacağını belirten Ağaoğlu, şunları kaydetti:

“Çünkü 28 Şubat MGK vasıtasıyla olmuştu. Şimdi MGK’yı çalıştıramazsınız, etkisiz hale getirildi. 2003 Ağustos’tan bu yana çok önemli konularda MGK’da hiç bir karar alınmadı. Geriye, 2007 seçimlerinde halkın sağduyusunun galip gelmesi ve iktidarı bunlardan alması kalıyor. Hükümet ellerinden giderse Çankaya’daki adamlarıyla da mücadele edilebilir. Ama ikisi de onlarda kalırsa...”

“28 Şubat demokratik değildi” denildiğini ifade eden Ağaoğlu, MGK’nın tedbirleri tesbit ettiğini hükümetin de uyguladığını savundu. Ağaoğlu, bırakın askerin zorlamasını, Erbakan’ın kendisinin "Getirin hemen imza edeyim” dediğini anlattı. Ağaoğlu, “28 Şubat aslında somut darbeyi önledi. 28 Şubat başarısız olsaydı, hem askerî darbe, hem irtica açısından bugün kimse demokrasiyi yerinde bulabilecek miydi acaba! Yine de her şey demokrasi içinde çözülmeli” dedi.

“ATATÜRK LOCALARI KAPATMADI,

ÇEKİLMELERİNİ İSTEDİ”

Mustafa Ağaoğlu, mason olduğunu gizlemeden MGK’da görev yapmasının rahatsızlık doğurmadığına dikkat çekerek, “1985’te MGK’da görevliyken, fikirlerini benimsediğim için masonluğa geçtim ve hiç sorun olmadı. Zaten, yarın biri çıkar ‘Sen masonluğunu niye gizledin’ der diye özellikle gizlemedim. Mason olmakla gurur duyuyorum. Niye gizleyeyim? MGK’da görevliyken beyanat vermediğim için kamuoyu bilmezdi, ama asker, sivil çevrem hep bilirdi” diye konuştu.

27 Mayıs ihtilâlinde Türk masonlarının başkanının, dönemin Başbakan Müsteşar Yardımcısı Ahmet Salih Korur olduğunu, Meclis’te bakan ve vekiller arasında da masonlar bulunduğunu belirten Ağaoğlu, “Hepsi Yassıada’ya gitti, araştırıldı, Adalet Divanı’nda yargılandı. Ama hiçbirine masonluk konusunda bir ithamda dahi bulunamadılar. İhtilâl mahkemesinde temize çıkmışlar, daha ne!” şeklinde konuştu.

Mustafa Ağaoğlu, 1935’te çıkan Dernekler Kanununun spor kulüpleri, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışında bütün derneklerin kapatılmasını öngördüğünü hatırlatarak, “O zamanki İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bir masondu. Bu kanun daha çıkmadan, mason derneklerine, ‘Biz kapatmayalım, siz bırakın’ dendi. Yani Atatürk locaları kapatmadı, kendi iradeleriyle çekilmelerini istedi. Öteki dernekler kanunla kapandı. Localar 1948’lerde tekrar kuruldu” bilgisini verdi.

“Atatürk de Selanik'te bir locayla irtibatlıydı”

Devletin üst düzey kurumlarında mason olduğunu gizleyen çok isim olduğunu belirten Ağaoğlu, bakan olanların, siyasete atılanların önce locaya gelip masonluktan istifa ettiklerini anlattı. 1965’ten sonra mason locası üyeliğiyle siyaseti bir arada götüren olmadığını kaydeden Mustafa Ağaoğlu şunları söyledi:

“Ta Atatark’ün zamanından beri herkes bilirdi kimin mason olduğunu. Atatarük’ün Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya başta olmak üzere Atatark’ün çevresinde bir çok üst düzey mason vardı. Atatarük’ün de gençliğinde Selanik’te Rizorta adlı mason locasıyla irtibatı olduğu söyleniyorduysa da, kendisini bir locaya bağlamayacak kadar büyük ve herkesin tepesinde bir insandı.”

Yeni Asya / İSTANBUL

26.02.2007


 

Usulsüz tebligat ve infaz

Ankara eski temsilcimiz ve yazarımız Cevher İlhan, daha önce TCK’nın eski 312. maddesinden DGM’de yargılanıp 2 yıl 1 ay hapse mahkûm olduğu dâvâda, bilâhare maddede yapılan değişikliklere bağlı olarak yeniden yargılandı ve yine mahkûm edildi. Yargılamayı yapan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin hükmettiği 1 yıl 3 ay 18 gün hapis cezası İlhan’a ve avukatına ulaşmadığı halde tebligat yapılmış sayıldı ve temyiz başvurusu için öngörülen yasal sürenin bitiminde karar infaza verildi.

Ankara eski Temsilcimiz ve yazarımız Mehmet Cevher İlhan, daha önce TCK’nın eski 312. maddesinden DGM’de yargılanıp 2 yıl 1 ay hapse mahkûm olduğu dâvâda, bilâhare maddede yapılan değişikliklere bağlı olarak yeniden yargılandı ve yine mahkûm edildi.

Yargılamayı yapan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin hükmettiği 1 yıl 3 ay 18 gün hapis cezası İlhan’a ve avukatına ulaşmadığı halde tebligat yapılmış sayıldı ve temyiz başvurusu için öngörülen yasal sürenin bitiminde karar infaza verildi.

Aylar sonra kendi araştırmasıyla karardan haberdar olan İlhan’ın avukatı Kadir Akbaş’ın itirazı üzerine infaz kararı durdurularak konu Yargıtay’a taşındı.

Cevher İlhan’ın avukatı Kadir Akbaş’ın, infazın durdurulması talebiyle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, sanık vekilleri tarafından vaki talep üzerine İstanbul 3. No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 11 Mart 2002 tarihli mahkumiyet kararına esas dava dosyasının 5237 sayılı yeni TCK’nın hükümlerinin tatbiki ile suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünden incelenmesi yönünden öncelikle infazın durudurulmasına karar verilerek dosyanın görevli ve yetkili Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiği belirtildi.

Mahkemece talebin yerinde görülerek 14 Ocak 2005 tarihli müteferrik kararla infazın durdurulmasına karar verildiği hatırlatılan dilekçede, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13 Aralık 2005 tarihli kararla sanığın 1 yıl 3 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği ifade edildi. Dilekçede, kararın, usulsüz olarak sanığın dosyada mevcut adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35 maddesine göre tebliğe verildiği, yapılan usulsüz tebligata dayalı olarak da hükmün, 12 Nisan 2006 tarihinde kesinleştiği sonucuna varılarak kesinleşme şerhi ile kararın infaza verildiği belirtildi.

Kararın dava dosyasında vekaletnameleri mevcut müdafii ve vekillerine ise tebliğ edilmediği vurgulanan dilekçede, dosyanın akibetinin araştırılması üzerine karardan 29 Ocak 2007 tarihinde haberdar olunduğu ifade edildi. Dilekçede, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 35 maddesine ve Tebligat Tüzüğünün 28/1 ve 55/2 maddelerine aykırı olarak gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Tebligat Kanunu’nun ilgili madde ve tüzüklerinin hatırlatıldığı dilekçede şu ifadelere yer verildi:

“Ancak Sayın Mahkemenin 13.12.2005 tarihli ek kararı zuhulen Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi dışındaki hükümleri uyarınca tebligat çıkartılmadan ve Tebligat Tüzüğü’nün 28/1 ve 55/2 maddelerinde öngörülen koşullar yerine getirilmeden doğrudan 35. mad. hükümlerine göre tebliğ edilmiştir. Yapılan tebligat usulsüz olup karara 29.01.2007 tarihinde muttali olunmuş ve karar 31.01.2007 tarihinde temyiz edilmiştir. Bu nedenle karar henüz kesinleşmemiş olduğundan usulsüz tebligat işlemine dayalı olarak verilen kesinleşme şerhinin kaldırılarak infazın durdurulmasına ve infaz evrakının iadesinin istenmesine karar verilmesi bilvekale talep olunmaktadır.”

Dilekçede, yukarıda belirtilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle mahkemenin 13 Aralık 2005 tarih ve 2001/43 E. 2002/38 K. sayılı kararının henüz kesinleşmemiş olduğundan usulsüz tebligat işlemine dayalı olarak verilen kesinleşme şerhinin kaldırılarak infazın durdurulmasına ve infaz evrakının iadesinin istenmesine karar verilmesi talep edildi.

Cevher İlhan’ın avukatı Kadir Akbaş, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdikleri itiraz dilekçelerinin mahkemece kabul edildiğini belirterek, infaz kararının durdurulduğunu söyledi.

TCK DEĞİŞTİ YENİDEN YARGILANDI

Cevher İlhan, TCK 312/2. maddesine istinaden İstanbul 3 No’lu DGM tarafından hükmedilen ve Yargıtay 8. Dairesi tarafından onaylanan hapis cezasının ardından TCK’daki değişiklik sebebiyle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeniden yargılanıp TCK 216/1 maddesi gereğince 1 yıl 3 ay 18 gün hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme, ayrıca İlhan’ın;

a) Sürekli süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden, bu kapsamda TBMM üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerden istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,

c) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişililklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

53/2 maddesi gereği hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına hükmetti.

HUKUK SKANDALI HUKUKTAN DÖNMÜŞTÜ

Cevher İlhan, 19 Ağustaos 1999 tarihli “Öyle bir musibetten çekiniz ki”, 20 Ağustos 1999 tarihli “Zelzele sualleri”, 22 Ağustos 1999 tarihli “Derin deprem” ve 23 Ağustos 1999 tarihli “Enkaz ve pişkinlik” ile “Başörtüsü ve deprem” yazılarından dolayı TCK 312/2. maddesine istinaden İstanbul 3 No’lu DGM tarafından 11 Mart 2002 tarihinde hükmedilen ve Yargıtay 8. Dairesi tarafından onaylanan hapis cezasının infazı gerekçesiyle 14 Ocak 2005 tarihinde Ankara’daki evinde gözaltına alınmış, yaklaşık bir gün sonra TCK 312. maddenin değişikliği sebebiyle yapılan itiraz üzerine serbes bırakılmıştı.

YETKİSİZ MAHKEME BAKTI

Öte yandan, DGM’lerin kaldırılması sonrasında ilgili suçlara Asliye Ceza Mahkemeleri bakması gerekirken, Cevher İlhan’ın davasına, yetkili olmadığı halde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi baktı.

Yeni Asya / İSTANBUL

26.02.2007


 

Meclis, CHP’nin Erdoğan ve Aksu hakkındaki önergesini görüşecek

TBMM Genel Kurulu, bu haftaki çalışmasına yarın CHP’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında verdiği soruşturma önergesini görüşerek başlayacak.

Genel Kurulda aynı gün, çalışmalarını tamamlayan, ‘’Yaş sebze ve meyve’’ ile ‘’Dilovası’’ araştırma komisyonlarının raporları da ele alınacak. Meclis 28 Şubat Çarşamba günü, çeşitli uluslar arası anlaşmalar ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini görüşecek.

Teklif, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanuna, ‘’Fert ve toplum sağlığı ile ilgili uluslar arası tıp ve bilim kurallarına uyulması’’ fıkrasının eklenmesini öngörüyor. Teklifle, yayınlarda belli bir süre sağlık programlarına yer verilmesi de zorunlu hale getiriliyor. Teklifle ayrıca, bilimsel alanda henüz tartışılan, tedavi ve teşhis metodu olarak kullanılması uygun görülmeyen bilgilere dayanarak yayın yapılmaması öngörülüyor. Meclis, 1 Mart Perşembe günü ise Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kurulmasıyla ilgili kanun tasarısını görüşecek.

Genel Kurul, yarın saat 15.00’de çalışmalarına başlayacak ve gündemdeki konular bitinceye kadar çalışacak. Meclis, Çarşamba günü saat 14.00-22.00, Perşembe günü ise 14.00-20.00 saatleri arasında mesai yapacak.

/ ANKARA

26.02.2007


 

Yazıcıoğlu: Hocalı katliâmı soykırım olarak tanınmalı

Büyük Birlik Partisi (BBP)Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ‘’Ermenilerin, Azerbaycan’ın Hocalı kentinde yaptıkları katliam, soykırım olarak tanınmalı’’ dedi. Yazıcıoğlu, Hocalı katliamının yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda, partisinin, Ermenilerin 15 yıl önce yaptığı katliamı unutmadığını kaydetti.

Hocalı katliâmının ‘’soykırım’’ olarak tanınmasını isteyen Yazıcıoğlu, ‘’katliâmın, insanlık tarihi açısından kara bir sayfa’’ olduğunu vurguladı.

Yazıcıoğlu, Ermeni diasporasının, sözde soykırım iddialarıyla Türkiye’yi suçlarken, 26 Şubat 1992’de 613 sivil Azeri’nin öldürüldüğü Hocalı katliâmını ört bas etmeye çalıştığını belirtti. Yazıcıoğlu, 26 Şubat 1992’nin hem Türk dünyası hem de Azerbaycan için en acılı günlerden biri olduğuna dikkati çekti.

/ ANKARA

26.02.2007


 

Doğuda kar, güneyde bahar

Yurdun kuzey ve doğu kesimlerinde kış şartları hakimken Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan köylerde ağaçlar çiçek açtı.Hava sıcaklıklarının da 23 dereceye yükselmesiyle vatandaşlar, "Kışı yaşamadan baharı gördük" değerlendirmesinde bulundu.

Güneşi ve sıcak havasıyla bilinen Çukurova'da bu yıl bahar, beklenenden de erken geldi. Çukurovalıların genelde mart ayında görmeye alıştığı bahar manzaraları bu sene daha şubat ayı bitmeden ortaya çıktı.Çiftçilerin ağaçların çiçek açmasına sevindikleri, fakat herhangi bir don olayında açılan bütün çiçeklerin tekrar solacağı endişesi taşıdıkları görüldü.Vatandaşlar bir türlü kış mevsiminin gelmediğini belirterek, "Bu sene yayla evlerine daha erken gideceğiz gibi görünüyor." dedi.

Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, yaptığı açıklamada, çiftçilerin büyük umutlarla erkencil ürünlerini toprakla buluşturmaya başladıklarını söyledi. Mısır ekimlerinin her yıl Mart aylarının sonlarına doğru gerçekleştiğine işaret eden Gökçel, şöyle konuştu: ‘’Hava sıcaklıklarının normalin üzerinde seyrettiği Mersin’de, mısır üreticileri, büyük ümitlerle fidelerini toprakla buluşturmaya başladı. Ürünün iyi fiyat etmesini ümit ediyoruz. Hükümetin açıklayacağı iyi bir fiyat ile üreticinin hasat zamanı yüzünün gülmesini temenni ediyoruz.’’

Doğu, kara teslim oldu

Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 26 dereceyle Erzurum’da ölçüldü. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde gece en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 26, Erzincan’da 8, Kars’ta 18, Ağrı’da 15, Iğdır’da 5 ve Ardahan’da 16 derece oldu. Yetkililer, gelecek günlerde kar yağışının beklenmediği bölgenin, Sibirya’dan gelen yüksek basınç sisteminin etkisi altında olduğunu ifade ettiler. Bu arada, şehir merkezlerindeki kar kalınlıklarının ise Ağrı’da 30, Erzurum’da 18, Kars’ta 7 ve Ardahan’da 10 santimetre olduğu bildirildi.

/ MERSİN - ERZURUM

26.02.2007


 

Fırtına Marmara’yı vurdu

Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi açıklarında saatteki hızı 80 kilometreye ulaşan fırtına, Marmara Denizi’nde ulaşımı olumsuz etkiledi.

Edinilen bilgiye göre, boğazlardan geçmek üzere Marmara Denizi’nde seyreden 67 yerli ve yabancı bandıralı şilep ile tanker, fırtına yüzünden yollarına devam edemedi ve rotalarını Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi sahillerine çevirerek demirlediler.

Geceyi ışıklarını yakarak Şarköy açıklarında geçiren gemilerdeki personel, fırtına ve 3 metreye ulaşan dalgalar nedeniyle zor anlar yaşadı.Fırtınanın etkisini azaltmasıyla birlikte sabah erken saatlerde Şarköy’den demir alan yerli ve yabancı bandıralı 49 şilep ile tanker, boğazlardan geçmek üzere rotalarına göre hareket ettiler.

Fırtına nedeniyle balıkçılar da teknelerini Şarköy, Mürefte ve Hoşköy balıkçı barınaklarına demirlediler. Kuzey Ege’de saatteki hızı 70 kilometreye ulaşan fırtına nedeniyle önceki gün durdurulan Gökçeada-Kabatepe arasındaki araba vapuru seferleri dün sabah da yapılamadı. Yetkililer, Çanakkale-Eceabat, Gelibolu-Lapseki ve Geyikli-Bozcaada arasındaki seferler aksama olmadığını kaydettiler.

/ TEKİRDAĞ

26.02.2007


 

Çubukçu: Türkiye’yi “sevgi evleri’’ ile örüyoruz

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, 21 sevgi evinin inşaatının tamamlandığını, 120 sevgi evinin inşaatının bitmek üzere olduğunu, 160 sevgi evinin de ihale ve proje aşamasında bulunduğunu belirterek, tüm Türkiye’yi ‘’sevgi evleri’’ ve sevgi ağları ile ördüklerini söyledi.

AKP Bolu İl Başkanlığının aylık il danışma toplantısının açılışında konuşan Bakan Çubukçu, devletin himayesine muhtaç, herhangi bir güvenlik şemsiyesi altında bulunmayan vatandaşlara ulaşılması amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun bütçesinin her geçen gün biraz daha artırıldığını ifade etti. İnsana yakışır bir hayat standardı oluşturulması için toplumun bütün kesimlerini eşit hale getirmeye çalıştıklarını kaydeden Bakan Çubukçu, ‘’Ülkenin en mağdurlarını en şanslıları yapmaya çalışıyoruz. Gösterdiğimiz çaba, çocuklarımız için, kimsesiz çocuklarımız için. Kurum bakımına almadan, aile bütünlüğü dağılmadan aileye destek, hizmet yoluyla oldu. Aileleri kurum olarak evlerinde destekledik’’ dedi.

Kurumda her 8 çocuğa bir bakım elemanı, her 6 özürlüye bir bakım elemanı düştüğünü ifade eden Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, şöyle konuştu: “Bugün kurumlarımızda en fazla 8 çocuğun kaldığı koğuş sisteminden oda sistemine geçilmiştir. Kuruluşumuzun imkanlarını ve arsalarımızı değerlendirerek, genel bütçeden de faydalanarak tüm Türkiye’yi sevgi evleri ve sevgi ağları ile örüyoruz. 21 sevgi evimizin inşaatı tamamlandı. 120 sevgi evinin inşaatı bitmek üzere. 160 sevgi evimizde ihale ve proje aşamasında. Türkiye genelinde, arsalarımız karşılığında TOKİ ile yaptığımız anlaşmada kapsamında hemen hemen ülkenin her yerinde sevgi evleri ve özürlü çocuklarımız için engelsiz yaşam merkezleri oluşturuyoruz.’’

/ BOLU

26.02.2007


 

Hekimler eylem hazırlığında

Sağlık alanındaki bazı düzenlemelere karşı çeşitli sivil toplum örgütlerince yapılacak eylemler kapsamında, 14 Martta Türkiye genelinde hekimlerin bir günlüğüne görevi bırakacağı ya da yavaşlatacağı ‘’görev etkinliği’’ düzenlenecek.

Ankara Tabip Odası Başkanı Önder Okay, Ankara Tabip Odasında düzenlediği basın toplantısında, sağlık alanındaki bazı düzenlemelere karşı çeşitli sivil toplum örgütlerince ‘’Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz’’ başlığı ile Mart ayında düzenleyecekleri eylemler hakkında bilgi verdi. Okay,eylemler kapsamında 14 Martta Türkiye genelinde hekimlerin görevi bırakacağı ya da yavaşlatacağı ‘’görev etkinliği’’ düzenleneceğini bildirdi.

Bu kapsamda 1 Martta Ankara’daki bir sağlık ocağında ‘’Sağlık ocaklarımıza sahip çıkıyoruz’’ sloganıyla basın açıklaması düzenleneceğini belirten Okay, 5-9 Mart günleri arasında ‘’Beyaz referandum’’, 11 Martta Sağlık Bakanlığı önünde ‘’Beyaz miting’’ yapılacağını kaydetti.

/ ANKARA

26.02.2007


 

Başbakan Erdoğan umre yaptı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, umre yaptı. 8. Cidde Ekonomik Forumu için Suudi Arabistan’da bulunan Başbakan Erdoğan, Riyad’daki temaslarının ardından Cidde’ye geçti.

Cidde’den, karayoluyla Mekke’ye gelen Başbakan Erdoğan, burada umre yaptı. Erdoğan ile birlikte heyette yer alan Devlet Bakanları Ali Babacan, Mehmet Aydın, AKP Genel Başkan Yardımcıları Edibe Sözen ve Nükhet Hotar Göksel ile diğer heyet üyeleri de umrelerini yaptıktan sonra Cidde’ye hareket ettiler.

/ MEKKE

26.02.2007


 

Konya, cerrah Öz’ü aday gösterecek

Konya İl Genel Meclisinin, ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz’ü, TBMM Onur Ödülü’ne aday göstereceği öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, TBMM tarafından verilen Onur Ödülü’ne, Konya’dan aday belirlenmesi için İl Genel Meclisinin görevlendirdiği komisyonun İl Genel Meclisi Başkanlığına sunduğu raporda, TBMM Onur Ödülü’ne, ABD’de yaşayan ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz’ün aday gösterilmesini uygun gördüğü öğrenildi. Komisyonun bu kararının yapılacak ilk Konya İl Genel Meclisi toplantısında kabul edilmesinin ardından adaylık teklifinin TBMM’ye sunulacağı belirtildi.

/ KONYA

26.02.2007


 

Kapatma dâvâsına tepki

İLKAV (İlim ve Kültürel Araştırmalar Vakfı), haklarında açılan ‘kapatma dâvâsı’na tepki gösterdi. Kapatma dâvâsı, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 8 Mart 2007’de görülecek.

Vakıftan yapılan açıklamada, taciz ve tecavüz olaylarına konu olan bir vakıf için hiçbir dâvâ açmayan Vakıflar Genel Müdürlüğünün, düzenlediği eğitim panelinde ifade edilen görüşler sebebiyle savcılıkça hakkında soruşturma yapılmasına gerek bile görülmeyen İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfına hakkında (İLKAV) kapatma dâvâsı açmasını eleştirdi.

Açıklamada şöyle denildi: “Vakıf hakkında genel müdürlük makamının 5 Aralık 2006 tarihli talimatı üzerine başlatılan soruşturma sonrası, Ankara bölge müdürlüğü tarafından 2 Şubat 2007 günü vakfın kapatılması için dava açıldı. Mahkemeye verilen İLKAV’ın dağıtılması talepli dâvâ dilekçesinin de “Panelin açılışında Kur’ân okunmasını” suç gibi gösteren ifadelere yer verildi. Üstelik, skandal bir şekilde MGV (Millî Gençlik Vakfı) hakkında 28 Şubat sürecinde verilen kapatma kararı da haklı görülerek, İLKAV’ın da kapatılması için örnek alınması gereken emsal karar olarak gösterildi.”

İLKAV hakkında açılan kapatma dâvâsı, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 8 Mart 2007’de görülecek.

/ İSTANBUL

26.02.2007


 

28 Şubat hâlâ sürüyor

Sakarya Başörtüsü Platformu gerçekleştirdiği 76. başörtüsü eyleminde; 28 Şubat sürecinin başörtüsü yasağı, 8 yıllık kesintisiz eğitim, katsayı adaletsizliği, F Tipi Cezaevi uygulamaları gibi yanlışları yaşattığı hatırlatıldı.

Açıklamada ayrıca resmî ideoloji ve askerî vesayetin eğitim üzerindeki etkisini eleştirdiği için İLKAV’a açılan kapatma dâvâsının, 28 Şubat sürecinde hak ve taleplere karşı gösterilen baskı ve yıldırma politikalarının bir devamı olarak nitelendirildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

26.02.2007


 

Saddam’ın idamı geçen yılın en önemli olayı

GFK Türkiye Araştırma Şirketinin ‘’2006 Yılı Değerlendirmesi’’ Araştırması, geçen yıl dünyada ve Türkiye’de yaşanan en önemli olayları ortaya koydu. Buna göre, ‘’Saddam Hüseyin’in idam edilmesi’’ dünyanın en önemli olayı olarak görülürken, Papa’nın Türkiye ziyareti geçen yıl Türkiye’nin en önemli olayı olarak görüldü.

GFK Türkiye Araştırma Şirketinin, Türkiye’nin şehirerini temsilen 16 ilde bin 305 kişi ile yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 62’si Saddam Hüseyin’in idam edilmesini geçen yıl dünyanın en önemli olayı olarak değerlendirdi. Katılımcıların yüzde 15,1’i ‘’karikatür krizi’’ni en önemli olay olarak nitelendirirken, bunu yüzde 9,5 ile ‘’Papa’nın İslâm ve Hazreti Muhammed ile ilgili alıntı yaptığı sözler’’ ve yüzde 6,7 ile ‘’İsrail-Lübnan Savaşı’’ takip etti.

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ OLAYLARI

Araştırmada, 2006 yılında Türkiye’nin en önemli olarak görülen olayları da değerlendirilirken, şehirlerde yaşayanların yüzde 24’ü ‘’Papa’nın Türkiye ziyareti’’ en önemli olay olarak gördü. ‘’Ecevit’in ölümü’’ yüzde 18,9 ‘’Danıştay saldırısı’’ yüzde 17’,4’lük bir katılımcı oranı ile bunu izlerken, ‘’Fransa’da sözde Ermeni Soykırımını reddedenlere ceza verilmesini öngören yasa tasarısının Mecliste kabul edilmesi’’ en önemli olaylar sıralamasında yüzde 11,6 ile dördüncü sırada yer aldı.

2007’NİN GÜNDEMİ SEÇİMLER

Öte yandan araştırmaya göre, 2007 yılında Türkiye’nin gündemindeki en önemli olaylar; genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimi olarak gösterildi. Katılımcıların yüzde 29,3’ü genel seçimleri bu yılın en önemli konusu olarak görürken, yüzde 28 ile de bunu Cumhurbaşkanlığı seçimleri takip etti. Avrupa Birliği ile müzakereler yüzde 13,1, işsizlik yüzde 12,3, enflasyon yüzde 4,4, enerji sorunu yüzde 3,6’lık oran ile 2007’de Türkiye’nin en önemli olayları olarak görüldü.

/ ANKARA

26.02.2007


 

Pepe: Tarımsal kuraklık yok

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, ''Bazı illerimizdeki içme suyu sağlayan barajların seviyeleri geçen yıla oranla düşük olmasına karşın Türkiye'de tarımsal kuraklık söz konusu değildir'' dedi.

Bakan Pepe, Bartın Valisi İsa Küçük'ü ziyaret ederek brifing almasının ardından bir gazetecinin, ''Yağışların azalmasından dolayı tarımda kuraklık yaşanacak mı?'' sorusu üzerine, DSİ ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının koordineli çalışmalar sürdürdüklerini söyledi. Türkiye'deki yağışların yüzde 50'sinden fazlasının mart, nisan ve mayıs aylarında olduğuna işaret eden Pepe, şunları kaydetti: ''Kuraklığı daha önceden tahmin etmek mümkün değil. Ancak, kuraklığı yönetmek mümkündür. Türkiye'de bugünkü tarih itibariyle geçen yıla oranla yağışlarda azalma olmuştur. Ama ilk kez yaşanmıyor, daha önceki yıllarda da bu seviyenin altında yağış almıştık. Bazı illerimizdeki içme suyu sağlayan barajların seviyeleri geçen yıla oranla düşük olmasına karşın Türkiye'de tarımsal kuraklık söz konusu değildir.''

/ BARTIN

26.02.2007


 

Tarihî köprü için özel güvenlik

Büyükçekmece Belediyesi, tarihi Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’ne yazılar yazarak zarar veren kişilere karşı özel güvenlik ekibi oluşturdu.

Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, son zamanlarda tarihi köprünün özellikle Mimarsinan Beldesi tarafındaki kısmına yazılar yazarak ‘’550 yıllık tarihe saygısızlık edenler’’e karşı özel güvenlik ekibi kurularak önlemler alındığı bildirildi. Açıklamada, Belediye Başkanı Hasan Akgün de Büyükçekmece’nin simgesi olan bu eserlere hiç kimsenin zarar verme hakkının olmadığını belirtti. Akgün, ‘’İlçe halkımız tarihi eserlere gözü gibi bakıyor. Bu zararları verenler, Büyükçekmece dışından gelenlerdir. Geçmişte bunları tespit ettirip emniyet birimlerine isimlerini vermiştik. Son zamanlarda maalesef bu tür olaylar yeniden başladı’’

/ İSTANBUL

26.02.2007


 

Bakan Yıldırım artık Trabzonlu

Trabzon’da çeşitli açılışlara katılan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu tarafından fahri hemşehrilik beratı verildi.

Bakan Yıldırım, Trabzon’un fahri hemşehrisi olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu belirterek, kendisine bu onuru yaşatanlara teşekkür etti.

4 YILDA 4 KATRİLYON

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, AKP Trabzon İl Teşkilatı’nı ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Bakan Yıldırım “Trabzon’a 4 yılda aktarılan kamu kaynağı 4 katrilyon lirayı geçti. Bu Cumhuriyet tarihinin rekorudur. Ayrıca Batum-Hopa-Trabzon ve güneye Erzincan üzerinden bağlanan demiryolu yapılacaktır. Bunu bugün yapacağız demiyorum, bu bir hedeftir” dedi.

Bebeledi Başkanı Volkan Canalioğlu, Trabzon’da ilk kez Trabzon dışından bir siyaset ve devlet adamının oybirliği kararı ile fahri hemşehri ilan edildiğini belirterek, “Aynı önem çerçevesinde beratın Trabzon’un kurtuluş günü olan 24 Şubat’ta verilmesini uygun gördük. Bu büyük bir onurdur” dedi.

Kahraman ALPAK / TRABZON

26.02.2007


 

Karadeniz can çekişiyor

Türkiye Çevre Platformu Koordinatörü Tanay Sıtkı Uyar, ‘’Karadeniz, Türkiye ve çevre ülkelerince çöplük olarak kullanılıyor’’ dedi.

Uyar, yaptığı açıklamada, Karadeniz’in, karası, havası ve deniziyle çok ivedi çözüm bekleyen çevre sorunları ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Son 30-40 yıldır Karadeniz’de kirlenmeye bağlı olarak canlıları barındıran üst tabakanın iyice inceldiğini ve 100 metrenin altına düştüğünü ifade eden Uyar, bu durumun başlıca suçlusunun Tuna Nehri olduğunu belirtti. Tuna Nehri’nin her yıl Karadeniz’e 9 milyon 800 bin ton organik madde, 575 bin ton inorganik azot, 55 bin ton inorganik fosfor, 90 bin ton demir, 206 bin ton petrol kökenli kimyasallar, 48 bin ton deterjan, 12 bin ton çinko, 6 bin 700 ton manganez, 4 bin 500 ton kurşun, 2 bin 300 ton fenoller, bin 700 ton arsenik ve 80 ton civa getirdiğini bildiren Uyar, şunları kaydetti: ‘’Karadeniz, Türkiye ve çevre ülkelerince çöplük olarak kullanılıyor. Sahillerdeki çarpık yapılaşma, evsel ve endüstriyel lağım suları, tıbbi atıklar, bilinçsizce kullanılan tarım ilaçları yüzünden Karadeniz aşırı derecede kirlenmektedir. Bu kirlilik Karadeniz’de yaşayan balık türlerinin azalmasına bazılarının da yok olmasına sebep olmuştur. Geçmişte avlanabilen 26 balık türünden geriye 4-5 balık kalmıştır.

Karadeniz’deki çarpıklığın, boğazlardan geçen ve Karadeniz’i petrol yolu yapan tankerlerin, gemi sanayinin yarattığı kirliliğin, sanayi atıklarının, faili meçhul varillerin, nükleer enerjinin kısacası Karadeniz’i kirleten her unsurun önüne geçmeliyiz.’’

/ KOCAELİ

26.02.2007


 

ALES’e başvurular bugün başlıyor

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), 2007-İlkbahar dönemi başvuruları bugün başlıyor.

ALES’e, bir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar, lisans programını bitirenler ile denklik belgesi almış olmak kaydıyla yurt dışında lisans eğitimi görmüş olanlar başvurabilecek. Yabancı uyruklu öğrenciler de sınava katılabilecek.

ALES’e başvurmak isteyen adaylar, 2 YTL karşılığında 2007-ALES İlkbahar Dönemi Kılavuzu’nu ve Başvurma Belgesi’ni üniversitelerden alacaklar. Adaylar ayrıca 4 YTL sınav ücreti yatıracak. Adaylar, kurallara uygun olarak doldurdukları başvurma belgesini, banka dekontu ile birlikte yine üniversitelere teslim edecekler. Başvuru belgeleri teslim edilirken, 2 YTL olan başvuru hizmeti ücreti de adaylar tarafından ödenecek. ALES’e başvurular 5 Mart Pazartesi günü sona erecek.

/ ANKARA

26.02.2007


 

İstanbul’a ‘Adres Bilgi Sistemi’

İstanbul’da adres sistemine standart ve otomasyon getiriliyor. Sokağa çıkmadan sayım yapılabilmesi, vatandaşların resmî işlemlerini daha rahat ve sorunsuz yapabilmesi için “Adres Bilgi Sistemi” hayata geçiriliyor.

Bütün il ve ilçelerde uygulanacak olan sistem, resmî kurumların ortak kullanımına açılacak ve elektrikten suya, istatistiklerden, vergi bilgilerine, emniyetten sosyal güvenliğe kadar her kademede doğru bilgilere en kısa sürede ulaşımı sağlayacak.

İstanbul’da bütün sokak ve caddelerin giriş ve çıkışlarına sokak isim tabelalar dikilmeye başlandı. Her ilçenin sokak isimlerini gösteren tabelalar farklı renkte olacak. İlçeler renk koduna göre sınıflandırılacak. Değişiklik yapılan sokak isimleri ve bina kapı numaraları eski ve yeni olarak bir süre birlikte kullanılacak. Sistem tam olarak oturduğunda eski ve yanlış sokak isimleri ve numaralar görevliler tarafından sökülecek.

SİSTEM NELER KAZANDIRACAK

* Adres ve numaralamanın basit, anlaşılır ve kolay olmasını sağlamak,

*Kamu hizmetlerinin sunumunda bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltılması ve vatandaşın hayatının kolaylaştırılması,

*Adres karışıklığına son verilerek hizmetin daha etkin üretilmesi ve sunulması,

*Adres ve numaralama işlemlerinde ülke genelinde uygulanan ortak standartların belirlenmesi,

*Yetkili idarelerin ve görev tanımlarının netleştirilmesi,

*Adres ve numaralama bilgilerinin kurumlar arasında paylaşıma açılması,

*Ulusal veri tabanının ve güncellenme mekanizmalarının oluşturulması,

*Mahalle, köy, mezra mevki, küme evleri, meydan bulvar, cadde ve sokaklara ad ve sabit tanıtım numarası verilmesi zorunluluğu,

*Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin Ulusal Adres Veri Tabanına işlenmesi ve onay numarası alınması,

*Yapı belgelerinin ulusal adres veritabanı kullanılarak verilmesi,

*Levhalarda standartlığın sağlanması,

*Cadde ve sokak esasının dışında yer alan çadır, baraka, afet bölgesindeki geçici konutlar ve benzerine geçici numara verilerek Ulusal Adres Veri Tabanına işlenmesi.

Yeni Asya / İSTANBUL

26.02.2007


 

TV'yi kapatın, kitabı açın

Çocuk ve gençlerin başta televizyon olmak üzere kitle iletişim araçlarındaki zararlı yayınlardan etkilenmemesi için internet ve televizyon kanallarının kullanımı konusunda ulusal güvenlik duvarı oluşturulması, reklâmların şiddet, tüketim sömürüsü, duygusal ya da cinsel istismar içermemesi gerektiği bildirildi.

Sosyal Pediatri Derneğince Ankara’da düzenlenen, çocuk ve halk sağlığı alanındaki uzman hekimler, eğitimciler, farklı alanlardan akademisyenler, RTÜK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklâm Özdenetim Kurulu, Sağlık Bakanlığı ile Çocuk ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkililerinin katıldığı ‘’Basın-Yayında Çocuk Sağlığı Sempozyumu’’nun sonuç bildirgesi açıklandı.

Sonuç bildirgesinde, şu tavsiyeler yer aldı:

* İnternet ve televizyon kanallarının kullanımı konusunda ulusal güvenlik duvarı oluşturulmalıdır,

*Okullarda medya eğitimi yer almalıdır,

*Anne sütü yerine kullanılan ürünlerin rekâmları yasaklanmalıdır,

*Çocuk sağlığını ilgilendiren konularda reklâm yapılmamalıdır,

*Reklâmlar şiddet, tüketim sömürüsü, duygusal ya da cinsel istismar içermemelidir,

*Çocuklar reklâm malzemesi olarak kullanılmamalıdır,

*Video oyunlarında insan ve diğer yaşayan hedefler yer almamalı, ölüm için ödül puanı verilmemelidir,

*Şiddet içeren video oyunları yasaklanmalıdır,

*Aileler ve çocuk bakımından sorumlu kişiler çocuğa iki yaşından önce televizyon izletmemeli ve televizyon bebek bakıcısı olarak kullanılmamalıdır,

*Televizyon programları çocuk ya da ergenle birlikte izlenmeli ve içeriğin olumlu ve olumsuz yönleri birlikte tartışılarak gerçek hayatta olamayacak yönler anlatılmalıdır,

*Ana-babalar kendi medya seçimleriyle çocukları için iyi bir örnek olmalıdır,

*Çocukların fiziksel faaliyetleri, arkadaşları ile grup oyunları desteklenmeli ve bunların yapılabileceği ortamlar sağlanmalıdır,

*Ana-babalar da televizyon izlemek yerine kitap okuyarak, müzik dinleyerek, aile içinde hep birlikte oynanabilecek oyunlar bularak çocuklara örnek olmalıdır,

*Anne ev işleri ile uğraşırken çocuğu da televizyon karşısında oyalamaya çalışmamalı, gerektiğinde mutfakta kendisine ufak yardımlar yapmasını desteklemeli ve istemelidir,

*Çocuğa bakan kişiler televizyon izleme süresi ve seçilecek programlar konusunda fikir birliğine varmalı, kararlı ve tutarlı davranmalıdır,

*Çocuk bulunan evde müzik dinlemek amacıyla da olsa televizyon sürekli açık tutulmamalıdır,

*Çocuğun reklâmlarda görerek istediği ama ona uygun olmayan şeylerin neden uygun olmadığı ve alınamayacağı açıklanmalı, almama konusunda kararlı ve tutarlı olunmalıdır,

*Çocukların yatak odalarında televizyon ve bilgisayar bulundurulmamalıdır,

*Televizyon çok yakından izlenmemelidir. Ekran genişliğinin en az beş katı mesafe ya da ortalama 2 metre uzaklıktan izlenmelidir,

*Çatışmaların çözümünde şiddetin normal bir davranış olarak algılanabileceği ve silâh taşımanın abartıldığı görüntülerden kaçınmalıdır,

*Şiddetin komik, cinsellikle birlikte, eğlenceli ya da önemsizmiş gibi gösterildiği herhangi bir durumdan kaçınılmalıdır,

*Akıllı işaretlerin kullanımına özen gösterilmeli, 7+ simgesi konarak her program her saatte yayınlanmamalı, programların içeriklerinin işaretlere uygunluğu uzmanlardan oluşan bir kurul tarafından denetlenmelidir.

/ ANKARA

26.02.2007


 

Pazarcılar, aşûre dağıttı

Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Tuzpazarı ve Reyhan pazarında 2 bin 500 kişiye aşûre dağıttı.

Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Cem Özkardeş, “Pazarcılar Odası olarak üyelerimizin sorunlarını çözmek ve mesleğimize olan ilgiyi arttırmak için bir dizi etkinlik yapıyoruz. Bizler esnaf geleneğinden geliyoruz. Kültürümüzün yaşaması içinde gayret gösteriyoruz. Seyyar Pazarcılar Odası Yönetimi olarak bu tür gün ve ayları güzel bir şekilde geçirmeye gayret gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın gösterdiği ilgi bizi çok mutlu etti. Aşûrelerimiz kısa sürede tüketildi. Her yıl bu faaliyeti sürdürmeyi hedefliyoruz” dedi.

Hüseyin HİÇDURMAZ / BURSA

26.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004