"Gerçekten" haber verir 21 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yüksek faizin faturasını gariban halkımız ödüyor

Merkez Bankası’nın faizleri 50 baz puan artırmasının etkileri hemen görüldü. Yüksek bono faizlerinden yararlanmak için döviz bozduran yabancıların satışlarıyla dolar kuru 1.18’e, Euro da 1.89 YTL’ye geriledi.

Bu durum, “paradan para kazananları” elbette memnun ediyor ama kazın ayağı hiç de öyle değil. OECD’nin dediği gibi yine “yüksek değerli Türk Lirası” ile yaşamaya devam edeceğiz. Bazı arkadaşlarımın dediği gibi, “Paramızın değerli olmasından niçin tedirgin oluyorsunuz, insan bu durma sevinmeli” de diyebilirsiniz ama işin aslı öyle değil.

Merkez Bankası, yüksek cari açığı finanse edebilmek için faizleri yüksek tutmak zorunda. Faizler yüksek olunca, sadece Türkiye’ye para gelmiyor, faizler, üretim maliyetlerini artırdığı için satılan mal ve hizmetlerin fiyatı da artıyor. Faizler yükseldiği için, Hazine’nin borçlanma maliyeti de yükselmiş oluyor.

Hazine, iç piyasaya borçlanırken, bonolara ödeyeceği faizin karşılığını, sonuna kadar, halkımızdan çıkarıyor. Halkımız bu parayı satın aldığı her ürünün üzerine konan KDV ile, ÖTV ile ödüyor. Yüksek faiz nedeniyle, gelir dağılımı bir kez daha bozuluyor.

Zengini de fakiri de aynı oranda KDV, aynı oranda ÖTV ödüyor. Halkımızdan alınan bu vergiler, bono faizleri nedeniyle, parası olanlara, daha doğrusu “paradan para kazananlara” gidiyor. Sistem, “zenginden alıp fakire vereceğine”, fakirden alıp zengine vermiş oluyor.

Böyle olunca da, zaten bozuk olan gelir dağılımı daha da bozuluyor, zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Merkez Bankası faizleri yükseltti ve faizler yüksek olduğu için, ülkeye yeniden döviz akmaya başladı. Ak Parti’nin kapatılma davasının piyasalar daha önceden satın almış olduğu için, ekonomimiz yeniden dış piyasalara karşı duyarlı hale geldi. Dış piyasalarda ortaya çıkan iyileşmeler, bizde de hemen tepki alıyor. Aynı şekilde bizde yapılan bir operasyon da dış piyasalardan anında karşılığını buluyor. Son örnek olarak, Merkez Bankası’nın faizleri 50 baz puan artırmasını gösterebiliriz.

Bu artırmanın ardından, yabancı piyasalardan gelen dövizler, doların 1.18, Euro’nun 1.89 YTL’ye gerilemesine neden oldu. Döviz ucuzladı Türk Lirası değer kazandı. Türk Lirası “bu kadar değer” kazanınca ne oluyor? İthal malları ve ithal girdileri ucuzluyor. Memleket neredeyse bir zamanlar “çıpalı kur programı” uygulanırken var olan “ithalat cenneti” haline geliyor. İthalatçılar için “cennet” olan ülkemiz, maalesef “Türkiye ekonomisini kurtaracak döviz girdisi sağlaması beklenen ihracatçılarımızı” fena şekilde endişelendiriyor.

Türk Lirası değer kazandıkça Türk mallarının “rekabet gücü” düşüyor. Bu da ihracatta pazar kaybetmemize neden oluyor. Faizler yükseldikçe, bankalar dahil herkes elindeki dövizi bozup Türk Lirası’na dönüyor. Çünkü “döviz düşüyor, Türk Lirası’na verilen faiz yükseliyor” Vatandaş birikimini “daha akıllı ve verimli” değerlendirmek için liraya dönüyor. Yine aynı şekilde bankalar ve parasını yurt dışında tutanlar da, “yüksek faiz” nedeniyle Türkiye’ye doğru yola çıkıyorlar.

Bugün, 20.7.2008

Can AKSIN

21.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Yanlış olmasın!

  Yüksek faizin faturasını gariban halkımız ödüyor

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır