24 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Etnik siyasetle mücadele


A+ | A-

Baskı ve ayrımcılıkla “bölünmez bütünlük” sağlamaya çalışan zihniyetin, nüfus sayımlarında etnik köken sorularının da yer almasına karşı çıktığı ve bu yüzden Türkiye nüfusunda hangi unsurların ne nisbette pay sahibi olduğu konusunda sağlıklı bir istatistikî bilgiden mahrum olduğumuz herkesin mâlûmu.

Böyle olunca, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Araplar, diğer unsurlar ya da Sünnîler, Alevîler... adına herkes ne tutturabilirse, kafadan bir sayı ortaya atıyor ve sonuçta hepsinin toplamının Türkiye nüfusunu kat kat aştığı çok garip, uçuk ve abartılı rakamlar ortaya çıkabiliyor.

Bunu ifade ettikten sonra, sözü, Kürt kavmiyetçiliği üzerinden siyaset yapan 12 Eylül ürünü partinin aldığı oy miktarına getirecek olursak:

Bir defa rakamlar, Kürt nüfusuyla ilgili olarak yapılan en mütevazi tahminlerin dahi çok gerisinde. Yani, Kürtçülük yapıyor, ama Kürtlerin büyük bir çoğunluğunun oy desteğini alamıyor.

Aynı durum, söylem ve eylemleriyle kendisini hapsettiği ve ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı bölge için de geçerli. Bölge halkının tamamının veya kahir ekseriyetinin oylarını alabilmiş değil.

Bu yüzden, söz konusu parti hakkında kimse “Kürtlerin temsilcisi” iddiasında bulunamıyor.

Siyasetini Kürtçülük üzerine bina ettiği halde.

Demek ki, Kürt nüfusun büyük çoğunluğu, ırkçı yaklaşımı tasvip etmiyor. “Kürt siyaseti” adı altında ortaya çıkan ve pek sesleri duyulmayan diğer oluşumlara itibar etmeyişi de bu sebepten.

Peki, PKK bağlantılı DTP gibi bir partinin aradan sıyrılıp, zayıf bir destekle de olsa öne çıkması niye? Bunun altında ne gibi sebepler olabilir?

Öncelikle, yıllardır devlet adına uygulanan ve PKK’yı da, onunla irtibatlı sair yapılanmaları da ortaya çıkarıp besleyen yanlış ve haksız politikaların yol açtığı tepki birikimi, böyle bir sonucu doğuran en önemli etkenlerin başında geliyor.

PKK gibi bir terör örgütünün öyle veya böyle bir toplumsal taban bulmasının altında bu var.

DTP türü partilerin aldığı oy desteği, bir ölçüde bu tabana dayanıyor. Ama tek başına bu tabanın, söz konusu partiyi parlamentoda temsil gücüne eriştirip, bölgede çok sayıda belediyeyi kazandıracak çapta olduğunu söylemek de zor.

İşte orada, bu çekirdek tabanı, gerçekte olduğundan çok daha fazla genişleterek büyük gösteren tepki oyları devreye giriyor. Devlet adına ısrarla sürdürülen yanlışlara, DTP türü partileri hedef alıp, hiç yoktan “mağdur” pozisyonuna düşüren yenilerinin eklenmesi, haddizatında bu partileri tasvip etmeyen bazılarını, sırf tepki olsun diye, inadına onlara oy vermeye yöneltiyor.

Oysa o dayatmalar, uğraşmalar, taciz ve takipler, kapatma dâvâları olmasa, olay kendi haline bırakılsa, tepki oyları bu seviyeye hiç ulaşamaz.

Ve demokratik süreç, Türkiye siyasetinin gerçekleriyle hiçbir şekilde örtüşmeyen bu tür sun’î ve güdümlü partileri kendiliğinden tasfiye eder.

Nitekim çok uzak olmayan bir tarihte DTP tarafından tertiplenen bir yürüyüş eylemine katılım o kadar zayıf ve yetersiz olmuştu ki, parti yöneticileri tedirgin olmuş, hayal kırıklıklarını açıkça dile getirmekten kendilerini alamamışlardı.

Esasen yeni mağduriyetler üreten baskı ve dayatmalar kalksa, etnik kimliğe dayalı hassasiyetleri kaşıyan tahrikler son bulsa, normalleşme süreci rayına girebilse, PKK’yı da, DTP türü partileri de besleyen zemin tedricen ortadan kalkar.

Zira normalleşme ortamında, şimdi en önemli mesele olarak görülen ideolojik yaklaşımların, kimlik siyasetlerinin ve bunlara dayalı kısır tartışmaların reel hayatta hiçbir karşılığı olmadığı ve hiçbir sorunu çözmediği görülür ve anlaşılır.

Hukukun, hak ve özgürlüklerin, demokrasinin önemi en çok bu noktada kendisini gösteriyor.

Bu, Bediüzzaman’ın yüz yıl önce ifade ettiği ve geçerliliğini hep koruyan “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san'at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz” sözündeki gerçeğin gereğiyle de yakından ilgili.

24.12.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.12.2009) - Terör ve siyaset

  (22.12.2009) - Taarruzdan savunmaya

  (20.12.2009) - İmanî devalar

  (19.12.2009) - Danıştay, AKP, alkol...

  (18.12.2009) - Açılımlar ve anayasa

  (17.12.2009) - Beş kayıp yıl

  (16.12.2009) - Yargıyı kim yıpratıyor?

  (15.12.2009) - Açılımdan OHAL’e mi?

  (13.12.2009) - Muzır mâniler

  (12.12.2009) - Seçim olursa

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Ekrem KILIÇ

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl