26 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Şükrü BULUT

Almanya’da gençlik...


A+ | A-

Zaman zaman toplumun belli yaş grupları ve cinsiyetleri üzerine yapılan sosyal araştırmalar, dikkatimizi çekiyordu. Bugünlerde Köln’de bulunan Rheingold Vakfı Münih’teki Axel Springer grubuna bir araştırma yaptırmış. Çalışmanın neticesi “gençlik ve problemleri” hususundaki endişelerimizi seslendiriyor. Tamamen olmasa da kısmen müşahhaslaştırılmış meseleleri öncelikle paylaşmak istiyoruz.

Araştırma 12-17 yaş grupları üzerinde yapılmış. Kendilerini daha ziyade fildişi kulelerde herşeyin tozpembe göründüğü bir dünyada bulan gençlerin ortak özelliği “tüketim cennetinde” yaşamaları. Çocukluktan gençliğe ayak bastıklarında herşey güzel ve mükemmel görünse de, zamanla erken uyarılan duygular, enaniyetin erkenden kuvvet bulması, ihtiyaçların da bu paralelde gelişerek gitmesi, tozpembe tabloları yavaş yavaş ortadan kaldırıyor. İhtiyaçların hissedilmesiyle birlikte “sınıflanma” erkence başlıyor. Zengin, istediğini alabilen ve normal hayat sahiplerinin yanı sıra yoksul, devletin himayesine muhtaç ve çaresizler... “Bugünün gençleri biraz daha tedirgin, mutsuz ve ümitsiz” diyor araştırma... Düne kadar meslek eğitimi veya başka bir yol ile ayaklarının üzerinde kalmayı düşünen gençlerin sayısı erimiş. Sınıflar arası mesafe gittikçe açılıyor: Ya oldukça zengin veya yoksullukta hüzünlü bir ölümü bekleyen gençlik...

Araştırma “başkaldırıyı” gündeme getirmiş. Sosyal neticenin faturasını çevresine kesen, çevresiyle mücadele içindeki gençliğin büyüklerine karşı tutumu da oldukça menfî. Onları; arzularına evet dediklerinde müdahaneci veya ikiyüzlü, hayır dediklerinde ise zalim ve cebbar olarak niteliyorlar. Çok erken uyandırılmış ve sanal âlemlerle gelişmiş gençliğin “baba evini” erkence terk etmesine dikkat çekilen çalışma, gençlerin ikinci bir yuva arayışını vurguluyor. Yaşantısına karışmayacak, zevklerini tatmin edecek bir yuva. Ailenin yerine getirmekte âciz kaldığı isteklerine cevap verebilecek bir barınak. Ebeveynler bu tip gençleri daha çok sanal dünyanın kapıları olan aletlere yönlendirerek onları teskine çalışıyorlar. Fakat bu hal kavgaları geciktirse de şiddetini azaltamıyor. Yaralamalara varan birçok kavga ve tartışmayı anne-baba daha çok halıların altına süpürüyor.

Axel Springer’in ilim adamları ve psikologları problemleri tesbit ederken, çözümde “çözümsüzlüğe giden” yolu gösteriyorlar. Rusya’nın disiplinli eğitimini tenkit etmek elbette çözüm değil. Peki, inançtan, ahlâktan, insanî değerlerden mahrum yetişen bu gençleri ne ile dizginleyecek ve nasıl terbiye edeceksiniz? Materyalist felsefeyi esas ve Freud’u örnek almış psikologların “zincirlenme,” “terbiye,” “itaat,” “hürmet” gibi kelimelerden hoşlanmadığını kabul ettiğinizde; demokrasiye inanmayan ve kas kuvvetini esas alan gençliği nasıl durduracaksınız ki...

Rheingold’un araştırması da söz konusu gençlikteki biyolojik ve psikolojik gelişim tezadını ortaya koyuyor. 17 yaşına gelmiş bir gencin, henüz sekiz-on yaşlarındaki çocuklar gibi çocukça isteklerindeki direnmeler, tembellikler, serkeşlikler ilginçtir. Hatta psikolojik gelişimi de tezatlarla dolu. Bu gençler egolarını tatmin, hayvanî isteklerine ulaşma ve zevklerince yaşamada “Büyüdük!” derlerken insanî vazifelerinde tamamen dipte gözüküyorlar.

Axel Springer adına çalışmayı yapan psikolog Stephan Grünsewald ile Dr. Daniel Salber’in çalışmaları bizi ümit yerine karamsarlığa sürüklüyor. Gençliği; aktif hayatı yaşayanlar, kendilerini reel âlemden tecrit ederek hayal dünyasında yaşayanlar, yani sanal dünya meftunları ve “uyuyanlar” olarak gruplandırmışlar. İkincisi izole olduğundan, geriye iki sınıf gençlik kalıyor ki, yalnızca anarşi, isyan, kaos ve kuvvete dayalı mücadeleyi temsil ediyorlar. Siyasetçilerin yalan ve hileleri bu gençliği “antidemokratik” bir boyuta taşımış. Hayvanî hürriyeti esas alan bu inançsız ve insanî değerlerden mahrum gençliğin misyonunu Rheingold Vakfı’nın araştırmasında okurken, hakikaten endişeye kapılmamak mümkün değil. Nesiller arası çatışmayı tekâmülün motoru kabul eden, gençlikteki isyanı pozitif kabul eden ve kuvvetlinin zayıf üzerindeki baskısını normal karşılayan bir anlayışın nereden kaynaklandığını, okuyucularımız bizden daha iyi bilirler.

Çocukların önündeki oyuncakların alınması onları elbette huysuzlaştırır. Ama çocuklar zayıf olduklarından fazla zarar vermezler. Bir yönüyle çocuk kalan bu gençliğin oyuncaklarına dokunulduğu zaman ise, iç savaşa kadar gidebilecek bir süreci ortaya koymaya çalışan “bilimsel çalışma,” bir taraftan anarşi ve kaosu körüklerken, diğer yandan tedbir almak mecburiyetinde kalacak fert ve müesseselere gözdağı vermeye çalışıyor.

Elbette Almanya’daki gençlik bundan ibaret değil. Fakat kilise, sivil toplum, siyasetçiler ve camiler vazifelerini yapmazlarsa, söz konusu “bilimsel çalışma” haklı çıkabilir. Bu netice yalnızca Almanya için değil, Avrupa ve hatta Türkiye gençliği için de geçerli olabilir. Zira gençliği tahrip eden metod ve araçlar umumileştiğinden, tehlike de genelleşti. Onun için, Kur’ânî çarelere duyulan ihtiyaç da globalleşti.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (22.03.2010) - Hazin bir değişim hikâyesi…

  (19.03.2010) - Köpekbalıklarıyla çekirgeler denizden ve karadan AB’yi kuşattılar

  (15.03.2010) - Kadına dair...

  (12.03.2010) - Turuncu devrimin mengenesindeki Türkiye…

  (05.03.2010) - Avrupa şeriatı bilmiyor…

  (26.02.2010) - Muallimül-ekber…

  (22.02.2010) - Turuncu Kemalizm

  (19.02.2010) - Ağlama Duvarı

  (15.02.2010) - İslâmla savaşılmaz

  (12.02.2010) - 28 Şubat bitti mi?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl