08 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Abdullah ŞAHİN

Isparta’dan âleme yayılan ıtr-ı Muhammedî: Risâle-i Nur


A+ | A-

Isparta, âlem çarşısında taşıyla toprağıyla mübarek bir belde, Nur’un ilk menzili. İnsanlık, fitne ve fesat asrının küfür, dalâlet ve sefahat karanlıklarında boğulmak üzereyken; Kur’ân Güneşinin parlak Nuru ve Itr-ı Muhammedî (Muhammedi koku) mânâsındaki Risâle-i Nurların alem-i İslâmiyet ve âlem-i insaniyetin imdadına gönderildiği güller şehri.

Risâle-i Nur, İlâhî Hitap Kur’ân ve Gül-ü Muhammediyenin 14 asır öncesinden işaret ettiği, iki nurlu kelimeden müteşekkil son tefsir-i Kur’ânî…

Nur: Aydınlık, parıltı, parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. Işık. Kur’ân-ı Kerim. İslâmiyet. Hz. Peygamber (asm). Zulmeti def eden şûle, ışık.

Risâle: mektup, bir mevzuda muhtelif meseleleri muhtevî evrak, bir ilme ait yazılmış küçük kitap, haber göndermek, elçinin hâmil olduğu mektup, nâme, bir kimsenin sözünü veya emrini başka birisine tebliğ etmek.

Risâle-i Nur: Nur’un risâlesi, Kur’ân’dan alınan âyetlerle, Hz. Peygamber’in (asm) hadislerinin tefsiri ve tahlili mânâsında tahkikî iman dersleri veren nurlu kitap. Ahir zamanda Peygamber varisi ve vazifedar büyük mücahit ve müfessir Bediüzzaman’ın 130 parça eserden teşekkül eden Nurlu Külliyatı’nın adı. Birbirine yakışan, birbirini tamamlayan bu Nurlu terkipten, durmaksızın nurlu iksirler akıtan muhteşem bir pınar…

Risâle-i Nur: Nurlu bir yol, başta Hz. Muhammed (asm) olmak üzere, peygamberlerin yolu, kısacası bu fitne ve fesat asrında Kur’ân’ın cadde-i kübrâsı.

Ona “Risâletü’n-Nur” da derler. Vazifesi, hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehre çeviren küfr-ü mutlaka karşı, imânî olan hakikatlerle, gayet kat’î ve en mütemerrid zındık feylesofları ve inkârcıları dahi ikna ve ilzam ederek, imana getirip, kuvvetli bürhanlarla Kur’ân’a hizmet etmek ve ehl-i İslâmiyet ve insaniyetin imanını kurtarıp, onları Cehennem hapsinden azade edip, rıza-yı İlâhiyeye ve saadet-i ebediyeye ulaştırmaktır.

Risâle-i Nur, Kur’ân ve Hz. Resûlullah’tan (asm) aldığı ilham ve feyizle, Cenâb-ı Hakk’ın muhteşem bir kitabı, hitabı ve mektubu olan kâinat kitabının esrarını, yediden yetmişe herkesin anlayacağı bir îcâz, i’câz ve belağatla tercüme eder. Zerreden galaksilere her mevcudun kendi lisanı ve lisân-ı haliyle Rab’lerini tesbih ve zikredişlerini, onlar adına izah ve tercüme eder. Âlem-i şehadet ve âlem-i gaybın esrarından, Kur’ân ve hadislerden aldığı ilhama göre haber verir.

Bu konuda geniş bir anket yapılmış mıdır, bilmiyorum; fakat gerçek anlamda, dünya ve ahiret hayatını, Kur’ân’ın bu asra bakan elmas hakikatleri olan Risâle-i Nurları tanıyarak kurtaran dünyanın çeşitli ülkelerindeki milyonlarca bahtiyar insanla, “Yaşadığınız ve unutamadığınız sizi en çok etkileyen hatıranız hangisidir?” sorulu bir anket yapılsa, belki de bu anketin neticesi % 100’e yakın bir oranda, “Yaşadığım ve unutamadığım en önemli hatıram, Risâle-i Nur’u tanıdığım andır” şeklinde olacaktır.

Din görevlisi olarak çalıştığım 1976’lı yıllarda, görev yaptığım camide Adana’nın Nur’un saff-ı evvel ağabeylerinden bir kısmıyla tanışmamız sonucu, ısrarla beni sohbete çağırmalarıyla başlayan bir süreçte kendilerine “İnşâallah müsait bir günde gelirim” mânâsında verdiğim söz ve haftalar geçmesine rağmen, o zamanda, toplumda var olan, sohbetlere karşı mevcut telâkkilerin de etkisiyle bir türlü verdiğim sözün gereğini yerine getiremeyişim…

Haftalarca derse gelmeyenin arayıp sorulmadığı günümüzle, o zamandaki dâvâ erleri arasında bulunan müfritane irtibat noktasındaki mesafe, maalesef, dağlar büyüklüğünde. Bu muhabbet ve irtibatın gereği olarak, tabiî ki ağabeyler davet konusunda asla peşimi bırakıp pes etmediler. Bir Cuma günü yatsı namazı sonunda, bahanelerimin tükendiği bir anda, tekrar eden sohbet davetine, ”Tamam sizinle sohbete geleceğim, fakat Nurculuk falan olursa kalkar giderim, kusura bakmayın” diye mukabele ettim. Sonrası, hep birlikte sohbet için, Allah rahmet eylesin, rahmetlik Kalaycı İzzettin Gürbüz Ağabeyin mütevazı evine vardık. İçeriye girdiğimde, bir anda orta sehpası üzerinde tertiple dizilen ve üzerinde “Risâle-i Nur Külliyatı” yazan kırmızı kitaplarla karşılaşınca, şoke oldum. Dışarı çıkmayı kendime yediremediğimden, bir müddet de olsa oturmayı tercih ettim. 15-20 kişi toplanmıştı ki genç üniversitelilerden biri, oradaki kitapların en kalınından bir mevzu açarak okumaya başladı, konu Cenab-ı Hakk’ın esmâsının kâinat memleketindeki tecellileri ve bu azamet karşısında insanoğlunun mutlak yerine getirmesi gereken kulluk vazifesiydi.

Sohbet arasında, okunan mevzûun Bediüzzaman’ın Sözler isimli eserinin 11. Söz’ü olduğunu öğrendim. Hayatımda hiçbir konuşmayı ve sohbeti o kadar mest olarak ve kendimden geçerek dinlediğimi hatırlamıyorum. Hikâye çok uzun, eline en kıymetli bir oyuncak verilen çocuk misâli, o gece sevincimden sabaha kadar uyuyamadım. Eski malumatlarımın taklidî olduğunu, bu muazzam Nur Hakikatlerini tanıdıkça daha çok anladım, kafamdaki şüpheler ve karmaşalar bir anda kaybolmuştu. Kendimi dünyanın en bahtiyar insanı olarak hissediyordum. Artık Nurları sürekli okuyor, ders günlerini iple çekiyordum. Aradan 35 yıla yakın bir sürere geçti, bizi seçerek bu Nur ummanının damlalarından nasipdâr eden Rabbimize zerrât ordusunun tesbihatıyla, Hz. Resulullah’ın (asm) mübarek ağızlarından çıkan hurufat, kelimat, ibadet ve ezkârının esir sahifesindeki intişarının çarpımı adedince şükrediyoruz.

Risâle-i Nur, nasıl bir nur? İçi nur, dışı nur, kendisi bizatihî Nur; Müellifi Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Atom bombasından daha tesirli olan Nur”. Bu Nur, dünyanın her tarafına ve kararan gönüllere kısa zamanda yayıldı (R. Nurlar 50’ye yakın dünya diline tercüme edilmiştir.) Bu Nur’dan korkan yarasa tiynetliler, onu söndürmek istediler, Kur’ân Güneşinden lemean eden bu Nur’u üflemekle söndüreceklerini zannettiler, alabildiğince üflediler, fakat nefesleri yetmedi, onun nuru onları boğdu. Zincire vurmak istediler, o Nur ateşiyle zincirler eridi. Bu Nur, kendisine vurulmak istenen zincirleri, Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek sayıda binlerce kez kırarak, hapishane zindanlarını ve kararan bîçare gönülleri gülşene çevirdi. (R.Nurlar dünya adalet tarihinde görülmedik şekilde aynı iddiâ ve dâvâlardan 2000’in üzerinde berat kararı almıştır.) O Nur’u tadan azılı katiller birer munis Müslüman ve Nurun fedaisi olup, tahta biti ve karıncayı bile öldüremez bir ruh ulviyetine yükseldiler…

Şimdi, Nur’un, taşıyla ve toprağıyla mübarek Isparta ve Urfa’sında ve Medresetüzzehrası Van’da îfâ edilen nurlu mevlid meclislerinde, Nur ve Gül fabrikasının çelik iradeli, sarsılmaz saff-ı evvel talebeleri, kendilerini ziyarete gelen saff-ı hâzır Nur talebelerine kabirlerinden gülümseyerek bakarak, her an bizimle birlikteler. Çünkü şahs-ı manevî olan nur halkaları ve hâleleri, dünyevî perdeler ve manilerle mahdut olamaz.

Nurun hakikatlerinden ilhamen yazdığım şiirimi bu gönül erlerine ithaf ederken, Cenâb-ı Hakk’a, bizleri, ebediyen Nurlardan ayırmaması ve Nurlara hizmetkâr kılması için duâ ve niyazlarımızı arz ederiz.

RİSÂLE-İ NUR

Bir damla su idim dünyaya geldim

Rahmet sofrasını karşımda buldum

Beşikten mezara hep hasret kaldım

Annemin busesi Risâle-i Nur

Esmayı okudum senin gözünle

İpeği dokudum içten özünle

Balları akıttın tatlı sözünle

Balımdaki sırsın Risâle-i Nur

Dünya ticaretgâh, insansa tâcir

Bu âlemde herkes daim misafir

Ya Rab müflis etme, eyleme facir

Ömür sermayem ol Risâle-i Nur

Nimet deryasına şükreden ey kul!

Şefaat eylesin ol Yüce Resûl

Hasenat ekerek rızaya nail

Taleben olalım Risâle-i Nur!

Elsiz bir böcekken ipeği dokur

Kudret kitabının harfini okur

Kimi altın çıkar, kimisi bakır

Kömürden elmasa Risâle-i Nur

Bir gün gelir mutlak dünya dürülür

Hesap günü gelir herkes dirilir

Günahlar sevaplar bir bir derilir

Mizanımda bir nur Risâle-i Nur

Münker Nekir gelip sual soracak

Kiminin hesabı çok zor olacak

Kimi Nurlar ile cevap verecek

Kabir lisanım ol Risâle-i Nur

Mizan sonu ince Sırat kurulur

Mü’min ayağına atlas serilir

Mücrim yollarına ateş yayılır

Sıratta Buraksın Risâle-i Nur

Her an âlem gelir gider her zaman

Cehennem ateşi Rabbim “El Aman!”

“Ümmeti!” diyerek söylesin Canan

Resul’ün vârisi Risâle-i Nur

Şahin’im senin de gülün solacak

Akan gözyaşını kimler silecek?

Dünya akıbeti toprak olacak

Kabirimde açan gül Risâle-i Nur

(A.Şahin)

08.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.05.2010) - Kudret kaleminden sıradışı bir çizgi

  (14.04.2010) - Kâinatın çekirdek-i aslîsi ve nuru: Hz. Muhammed (asm)

  (01.04.2010) - YOLCULUK NEREYE?

  (15.03.2010) - Kemâlât-ı insaniye yalanla mahvolur


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.