09 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Çocuk ve televizyon


A+ | A-

Modern zamanın insanları için hayat hem kolay, hem de çok zor. İşlerimizi kolaylaştıran, çabuklaştıran birçok teknolojiye sahibiz.

Uzun mesafeleri kısa zamanda alabiliyoruz, dünyadaki yaşananlardan anında haberimiz oluyor. Ama bütün bu kolaylıklar yanında bir filtreleme sorunu da yaşıyoruz. Zihnimize sayısız bilgi akışı olurken bunların çoğunu eleyemiyoruz. Biz fark etmeden gereksiz ve zararlı birçok bilgi, bilinçaltımızın derinliklerine yerleşiyor. Bu kirlenmeden en çok nasibini alan da çocuklarımız oluyor.

Sokağa çıkamayan, bahçede arkadaşlarıyla oynama imkânına sahip olamayan çocuklar için, maalesef tek zaman geçirme ve eğlenme aracı televizyon oluyor. Kendi işlerimizi yaparken, özellikle ayak altında dolaşmalarındansa oturup televizyon seyretmeleri daha kolayımıza geliyor. Daha az hareket ediyor olmaları, gürültü yapmamaları da işin cazip taraflarını arttırıyor. Son yıllarda sadece çocuklara özel çizgi film kanallarının açılmasıyla, televizyona bağımlılıkları da gitgide arttı. Bazı çizgi filmleri kaçırdığı için okula gitmek istemeyen çocuklara bile rastlamaktayız.

Televizyonun zararlı etkileri en çok 0-3 yaş çocuklarında görülmektedir. Doğumla birlikte beyindeki gelişim süreci özellikle ilk yıllarda daha fazla olmaktadır. Çocuğun her duyduğu, dokunduğu ve gördüğü şeylerle birlikte beynindeki sinirsel bağlantıların sayısı da artmaktadır. Bu dönemde kendisiyle konuşulan, agucuklarına cevap verilen, anne babasının ve çevresindekilerin mimiklerine şahit olan bebekler daha erken konuşur, daha sosyal ve özgüvenli bireyler olurlar. Özellikle bu yaşlarda televizyonla fazla muhatap olmak en çok da onların dil gelişimlerine zarar verir. Günümüzde geç konuşan çocukların sayısı oldukça arttı. Konuşmadaki gecikmeyle beraber, sosyal gelişimde de aksamalar görülmektedir. Tv karşısında bırakılan bebeklerde otizm değil, fakat otizme benzer belirtiler gözlenmeye başlandı. Bunlar arasında göz teması kuramama, konuşmada gecikme, ilişki ve iletişim problemleri, insanlardan çok objelerle ilişki kurma, ilgi ve dikkat problemleri tesbit edilmiştir.

Televizyon karşısında çocuk tek yönlü bir iletişime tabi olur. Yani sadece alıcı durumundadır. Karşılıklı bir iletişim söz konusu olmadığı için zamanla çocuğu donuklaştırır, dikkatinde yavaşlama ve dağınıklığa sebep olur. Günümüzde çocuk psikiyatrisine yapılan başvuruların büyük bir oranı dikkat problemleri, aşırı hareketlilik ve öğrenme güçlükleri üzerine olmaktadır. Televizyon ekranında dakikada binlerce kareye muhatap olan çocuk için hayatın ritmi yavaş ve sıkıcı gelmektedir. Bu da dikkatini belli bir konu üzerinde yoğunlaştıramama, dersi dinleyememe gibi sonuçlar doğurmaktadır.

Psikolojik gelişim ve kişilik oluşumu açısından bakıldığında da çocukların seyrettikleri materyallerin bir çoğu, onların yaşının üstünde bilgiyle doldurulmuş olarak sunulmaktadır. Okul öncesi çağlarda ergenlik dönemine ait bilgilere şahit olan çocuklar, çocukluk denen dönemi doyasıya ve sağlıklı bir şekilde geçiremiyorlar. Bir dönem yaşanmadan atlanmış oluyor. Bu sebeple, televizyonun özellikle 0-3 yaşta mümkünse hiç seyrettirilmemesi, sonraki yıllarda ise daha kısa zaman dilimlerinde ve kontrollü bir şekilde seyretmeleri onların ruhsal ve zihinsel sağlıkları açısından oldukça önemlidir. Bunu yaparken aynı zamanda kendimizin televizyonla ilişkisini de gözden geçirmemiz gerekecek...

09.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.06.2010) - Olumsuz bir dünyada olumlu çocuklar yetiştirmek

  (02.06.2010) - İçimdeki ben

  (30.05.2010) - Oyun ve çocuk

  (23.05.2010) - Minnettarlık listesi...

  (19.05.2010) - Bir kirpi oku mesafesindeki sevgi

  (16.05.2010) - Çocuk gelişiminde iki dönem

  (12.05.2010) - Yetişkin hiperaktifler

  (09.05.2010) - Duyguyu doğru ifade edebilmek

  (05.05.2010) - En büyük cömertlik kabul etmektir

  (02.05.2010) - Takıntı hastalığı


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.