19 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Bir kirpi oku mesafesindeki sevgi


A+ | A-

‘Uzaklık kadar, fazla yaklaşmış bir yakınlıkta acıtır insanı...’

Kirpilerin üşüdükleri zaman nasıl ısındıklarını biliyor musunuz? Bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz? Ya da sevgiyle kirpilerin nasıl bir bağlantısı olabilir ki? diye düşünebilirsiniz. Ama inanın bana onların ısınmak için yaptıkları davranışta sevginin ideal tanımını bulacaksınız…

Kirpilerin ısınmak için kullandıkları yöntem oldukça ilginç... İlk okuduğumda bana çok farklı çağrışımlar yapmıştı. Havalar soğuduğunda ısınabilmek için birbirlerine sokuluyorlar, ama oklar birbirlerinin vücuduna değmeye başlayınca bu mesafeyi koruyorlar. Yani daha fazla yaklaşmıyorlar. Bu aslında onların katlanabilirlik sınırını belirliyor. Acıyı hissettikleri an duruyorlar. Özel alan her biri için korunuyor. Isınırken kendilerine ait alanı da korumuş oluyorlar.

İki insanın ilişkisinde de katlanabilirlik sınırından söz edebiliriz. Genellikle bu mesafe korunmadığı zaman ya canımız acır, ya da rahatsız oluruz. Karşımızdaki insana bu sınırı gösterememenin sıkıntılarını yaşarız. Kendi mahrem alanımızı korumakta zorlanırız. Birbirimize yakınlık ve sevgi için sokulduğumuzda, o ince mesafeyi koruyabilsek keşke…

Birisini sevdiğimiz zaman, onun her şeyiyle bize ait olmasını, en yakın mesafede durmasını ve bizim bilmediğimiz hiçbir sırrının olmamasını isteriz. Bazen öylesine yaklaşırız ki, sevgimizle onu boğarız. Uzaklık kadar, fazla yaklaşmış bir yakınlıkta acıtır insanı. Sevginin esmeye yer bulamadığı alanda, sadece nefes alamamakla kalınmaz hayal bile kurulamaz.

Bu bazen eşimiz, bazen çocuğumuz, bazen de yakın bir arkadaşımızdır. Onun bizim dışımızda yaşayacağı deneyimleri kısıtlarız, kıskanırız. Ölümcül bir oyuna dönüşür ilişki, ama kendini kurtarmakta ciddî bir çaba gerektirir. Biz olalım derken, iç içe girmiş tek bir ben oluveririz. Diğer benin içinde kendi benimiz erir ya da kaybolur. Bazen bunu fark etmek yıllarımızı alır, bazen biz içinde ben olma çizgisi öyle ince bir sınırdır ki, tanımlamak kadar, yaşamak da zordur. İnce bir beceri gerektirir. Kendin yok olmadan, diğerinin kimliğinde erimeden ve bunu yaparken de hırçınca bir varoluş sergilemeden, yaradılışının sana sunduğu özel yönlerini tanımak ve yaşamak… Bunu fark etsek bile hayatımıza aktarmamız ne kadar zamanımızı alırdı, hangi yaşlara geldiğimizde bunu gerçekten yaşayabilirdik acaba?

Bizim toplumsal ilişki mantığımızda; iç içe, dipdibe olmak sağlıklı bir birlikteliğin esası olarak görülür. Piknik alanlarında bile herkes birbiriyle sırt sırta oturur. Biraz uzak duran yadırganır, merak edilir ve çeşitli kurgularla yargılanır. Kendini beğenmekle suçlanır. Kendine alan bırakabilen, hayır demeyi başarabilen insanlar kabul görmez, enaniyet sonucu böyle davrandığı düşünülür.

Bir kirpi oku mesafesinde, ama yıllarca yıpratmadan, tüketmeden, taptaze bir sevgiyi yaşamak… Bu duyguyu en güzel şekliyle Halil Cibran’ın şiirlerinde bulabiliriz. Şair, sağlıklı bir sevginin tatlı betimlemelerini yapar şiirlerinde…

‘Siz beraber doğdunuz ve hep öyle kalacaksınız.

Ölümün beyaz kanatları, sizin günlerinizi dağıttığında da beraber olacaksınız.

Fakat birlikteliğinizde belli boşluklar bırakın.

Ve izin verin, cennetlerin rüzgârları aranızda dans edebilsin...

Birbirinizi sevin; ama sevgi bir bağ olmasın,

Daha ziyade, ruhlarınızın sahilleri arasında

hareket eden bir deniz gibi olsun.

Ve yan yana ayakta durun; ama çok yakın değil,

Çünkü bir mabedin ayakları arasında mesafe olmalıdır;

Ve meşe ağacıyla, selvi ağacı, birbirinin gölgesi altında büyüyemez.’

Hayatta bazı şeyler o kadar narindir ki, gereken özeni vermezsen, söner ve yok olur, sürekli onu beslemen gerekir. Eğer ona zaman vermezsen, nefes aldırmasan da boğulur gider. Avucundaki küçük bir serçe gibi… Çok sıkarsan ölür, gevşek bırakırsan da uçar gider. Sevgi de aynen böyledir, ince bir kavrayışta tutman gerekir avuçlarını, ama bu ne kadar olmalı dersen?

Bunun ölçüsünü sana ancak kalbinin sesi verebilir…

19.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (16.05.2010) - Çocuk gelişiminde iki dönem

  (12.05.2010) - Yetişkin hiperaktifler

  (09.05.2010) - Duyguyu doğru ifade edebilmek

  (05.05.2010) - En büyük cömertlik kabul etmektir

  (02.05.2010) - Takıntı hastalığı

  (25.04.2010) - Almak ve olmak

  (23.04.2010) - Nasıl bir özgüven?

  (18.04.2010) - Bana eskimeyen bir şey söyle...

  (14.04.2010) - Çocuğumuzu yeniden fark etmek

  (07.04.2010) - İlk çocuk olmak zordur

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım