22 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Mehmet KARA

Meseleyi cami avlusuna bırakmayın!


A+ | A-

Yıllardır uygulanan ve son günlerde çözümü noktasında uzlaşma noktasına gelen başörtüsü yasağının kaldırılması konusu yine bir şekilde çıkılmaz bir noktaya getirildi.

Günlerdir “kanunsuz” bir şekilde insafsızca uygulanan ve binlerce kişiyi etkileyen başörtüsü yasağını konuşuyoruz. Peki neyi konuşuyoruz? Yasak aslında sadece yorumlara dayanılarak uygulanıyor. Bu yüzden de yasağın nasıl kaldırılacağı konusunda kimse bir formül ya da çözüm teklifi getiremiyor. Çünkü ortada yasağa gerekçe olabilecek hiçbir şey yok.

Buraya nasıl gelindiğini özetleyelim.

Öncelikle “CHP’yi farklı bir konuma oturtmak ister” görüntüsü veren Kemal Kılıçdaroğlu meydanlarda millete başörtüsü yasağını kendilerinin çözebileceği vaadi ile konu tartışılmaya başlandı. Meselenin özgürlükler ve hürriyetler bağlamında çözülebileceği noktasında bir yumuşama oldu. Bunlar olurken, YÖK İstanbul Üniversitesinde derslere şapkayla giren bir öğrencinin zorla dersten çıkarılmasıyla ilgili gelen şikâyet üzerine, öğrencilerin herhangi bir sebeple dersten çıkarılamayacağı, bu durumda ancak tutanak tutulabileceği konusunda ilgili üniversiteye bir yazı gönderdi. Bu yazı başörtülü öğrencilerin dersten çıkarılamayacağı anlamını taşıdığı için kısmen de olsa yasağın kaldırılması anlamında anlaşıldı.

Peşinden YÖK, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), sonrasında ÖSYM tarafından düzenlenen diğer sınavlara da başörtüsü ile girilebileceği yönünde bir karar aldı. YÖK’ün sınav kılavuzlarında yer alan “başı açık olma şartı” kararları yargıya taşındı.

Burada şunu not edelim. Başörtülü öğrenciler dersten çıkarılmıyor, ama tutanak tutuluyor. Bu tutanakların neticesinin ne olacağı konusunda şimdilik herhangi bir karar alınmadı. Bazı öğretim üyeleri bu tutanağı daha da pekiştirmek (!) için öğrencilerin dersteki görüntülerini cep telefonları ile fotoğraflıyorlar. Bu durumdaki bir öğrencinin halet-i ruhiyesini anlamak, o dersten ne kadar verim alabileceğini hesaplamak hiç de zor değil.

Başörtüsü yasağını tartışırken, yasağa muhatap olanların ne düşündüğünü kimse merak etmiyor. Konuştuğumuz birçok öğrenci tedirgin. Ne olacağını bilemiyorlar. Ankara’da bazı üniversiteler derslere alıyor, tutanak tutuyor. Bazı üniversitelerde öğrenciler kampüse dahi giremediği için ya başını açıyor, ya da giremeyerek en temel insan hakkı olan bir hürriyeti kullanamıyor ve evinin yolunu tutuyor.

Gelinen noktada ne oldu?

AKP grup başkanvekilleri, Erdoğan’dan aldıkları talimat gereği Meclis’te grubu bulunan partilerin kapısını çalıp, meselenin çözümü noktasında görüş alış verişinde bulundu. CHP, “ret” anlamına gelecek ön şartlar sundu, kamuda ve ilköğretimde serbest olmayacağının güvencesini istedi. MHP, CHP’nin ikna edilmesini şart koşarken, BDP şartlı destek verdi.

Görüşmeler sürerken Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’ndan bu konuda aynı gün bir açıklama yapıldı, yine başörtüsünün laiklikle irtibatı kuruldu. Ve tehditvari bir şekilde “Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM’nin aksi yöndeki kararlarına rağmen üniversitede türbanın serbest bırakılması yönünde düzenleme yapılması halinde, siyasî, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukukî sorumluluk tüm siyasî partilere ait olacaktır” gibi garip bir açıklama yapıldı. Bu açıklama “siyasete açık bir müdahale” olarak değerlendiriliyor. Bu mesele konunun ayrı bir boyutu…

Kanunsuz şekilde uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılamamasının sebebi, konunun siyaset malzemesi yapılmasından, bundan nemalananların olmasından, siyasî istismar yapılmasından dolayıydı. Şimdi de ona doğru gidiliyor. Başörtüsü sorununu çözmek değil de, nasıl çözülmeyeceği konuşulur oldu.

Yasakla ilgili herhangi bir kanun maddesi yokken, yine mesele cami avlusuna bırakılmış çocuk gibi sahipsiz bırakılma noktasına geliyor…

Mesele tartışılmaya başladığı günden itibaren söylüyoruz. Yasalarda ve anayasa da böyle bir yasak yokken, yasağı kaldırmak için yasa ve anayasa maddesi yapma veya değiştirmenin gerekliliği yok.

Burada bir kez daha yazıp yasakçıların dikkatine sunalım. Şu anda yürürlükte olan YÖK Kanunu ek 17. madde diyor ki: “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile; yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir…”

Gayet açık değil mi? “Üniversitelerde kılık kıyafet serbest.” O zaman bu kanuna göre açık muhalefet edenler için asıl tutanak tutulması icap etmez mi? Yıllardır yasağın olmadığını ispat etmeye çalışmak bir tarafa asıl yasağı uygulayanların “yasak olduğunu” ispat etmeleri gerekmez mi? Bunu yaparken de öyle yorumlar, içtihatlarla falan değil, kanunların neresinde yasağının yazdığını söylemeleri gerekmez mi?

Öte yandan özgürlükler yasalarla tanzim edilemez. Doğuştan varolan haklar vardır. İnanma, inandığı gibi yaşama özgürlüğü de bunlardan birisi ve en önemlisidir. Yani, meseleye özgürlükler ve insan hakları bağlamından bakılırsa hiçbir sorun kalmayacak. Yani, zihniyet değişimi şart. Görünen o ki, mesele ancak bu şekilde çözülecek.

22.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.10.2010) - Yeni zamla kaç kilo et alınır?

  (16.10.2010) - Ötekileştirme…

  (15.10.2010) - Çözüm nerede aranmalı?

  (10.10.2010) - Erdoğan’ın CHP’ye yardım vaadi!

  (09.10.2010) - 2011 yeni anayasa yılı olur mu?

  (08.10.2010) - Konuşmayın, çözün…

  (03.10.2010) - Yapıcı mı, yıkıcı mı?

  (06.08.2010) - 12 Eylül bir adım olsun

  (11.07.2010) - “Boğazınıza çalışmayın!”

  (10.07.2010) - Meğer 5 kez bitirilmiş!


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.