"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hile ve fesad

Abdullah Emre BENLİCE
25 Şubat 2015, Çarşamba
Hile ve fesat kelimelerinin ne mânâya geldiğini hemen herkes bilir, fakat yine usûlen mânâlarını yazarak devam edelim.

Hile: Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma.

Fesad: Bozukluk, karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk. 

Evet, mânâlarına baktıktan sonra hilenin de, fesatın da ne kadar fena bir haslet olduğunu, bu hasletlerde olan kimselerin de ne kadar acınacak halde olduklarını şu Âyet-i Kerime’den anlıyoruz: “Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sadece kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.” (Bakara Sûresi, 9)

Bediüzzaman Hazretleri bu âyeti şu şekilde tefsir ediyor:

“Onlar yaptıkları hilenin nefislerine raci olduğunu hissetmiyorlar. Bu fezleke onların cehaletini ilân ediyor. Çünkü, ukaladan değildirler. Çünkü bunların bu işi ukala işi değildir. Ve keza hayvan sınıfına da benzemiyorlar. Çünkü hayvanlar zararlı şeyleri hissettikleri zaman çekinirler. Demek bunlar hiss-i hayvanîden de mahrumdurlar. Öyle ise, bunlar ihtiyarları ve şuurları olmayan cemâdât nevine dahildirler.”  (İşârâtü’l-İ’caz)

 Evvelki cümleler hile yapan insanların düştükleri durumu nasıl da gösteriyor. Hileye başvurduklarında aslında kendilerinin ne hale girdiklerinin farkında olmadıklarını, eğer olsalar böyle fena bir haslete başvurulmaması gerektiğini, insana büyük bir ders veriyor. Yine Bediüzzaman’ın “En büyük hile hilesizliktir” dediği hakikati nasıl da hatırlatıyor. 

Fesata gelecek olursak, kısaca bozgunculuk diye de bildiğimiz fena bir haslet. Yine Kur’ân-ı Kerîm’de “Dikkat edin, asıl bozguncular onlardır, fakat farkında değildirler.” (Bakara Sûresi, 2) Kur’ân onlara halkı ifsad etmeyin dediğinde, onlar “bizler ancak ıslah ediciyiz” derler, “bizim ıslah ettiğimiz malûmdur, hiç kimsenin nasihatine ihtiyacımız yoktur” diye seslenirler. Halbuki yaptıkları bozgunculuktan başka bir şey değildir. Vazgeçilmez maddî mânevî değerlerimizi fesada uğratırlar, insanlar arasında insanlığı ayakta tutan güven duygusun kaybolmasına sebep olurlar, çevrelerine kin ve nefret yayarlar. Lâkin bir grup topluluk bunun farkındadır, yalnız onlar farkında değildirler. Çünkü onların akılları yerinde değildir, şuurlarını kaybetmişlerdir. Belki de kendilerinden daha büyük bir ifsat komitesinin kontrolüne girmişlerdir. Eğer öyle ise, zaten her hâlîyle durum vahimdir. Evvela ıslah olmaları için duâ ederiz. Islah olmayacak kadar ifsad olmuşlarsa, o zaman da onları Cenâb-ı Hakk’ın Kahhar ismine havale ederiz.

 Rabbim bizleri Kur’ân’ın bu ihtarlarından ders alabilmeyi, böyle suflî, fena hasletlere düşerek ifsat etmemeyi, ifsat edenleri de ferasetle, basiretle görebilmeyi, onlara karşı gerekli tedbirleri alarak ifsadlarından emin olmayı nasip eylesin. Kur’ân’ın o ihtarındaki nasihatlere kulaklarını tıkayan mağrur ve cahil insanların, kendi haksız dâvâlarını hak bir dâvâ gibi göstermeye çalışan fasit insanların ve makamların şerlerinden muhafaza eylesin. Amin. 

Okunma Sayısı: 2187
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı