"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Daha nice 50. yıllara Yeni Asya’m

Ali SİNOĞLU
25 Şubat 2019, Pazartesi
Benim için Yeni Asya’nın yeri ve değeri çok farklıdır.

Yeni Asya ile dostluğum Risâle-i Nurlar’ı 1978 yılında tanımamla başladı ve 1980 yılından da bugüne kadar fasılasız 39 yıldır abonesiyim. Önce Risâle-i Nurlar’ı tanıdım ve 1978 yılında Erciş Lisesi’nde okumaya başlarken, evimiz köyde olduğu için Medrese-i Nuriye’de kalmaya karar verdim ve 3 yıl lise öğrenimim süresince, bir yanda okulda fen ilimlerini, öte yanda dersanede Risale-i Nurlar vasıtasıyla din ilimlerini tahsil ederek, kısa süre içerisinde —bir yılda— Risale-i Nur Külliyatı’nı okuyarak bitirmek nasip oldu.

İşte bu süre içerisinde Yeni Asya’yı da tanımaya ve okuduğum Risâle-i Nur hakikatleri ile Yeni Asya’ya bakmaya çalışmıştım. Evet, Yeni Asya benim için, Risale-i Nur mihenginden çok kıymetli değerde bir altın çıkmıştı. İşte o gün bu gündür Yeni Asya ile hayata, olaylara ve hadisat-ı âlemin karmakarışık meselelerine bakmaya başladım. Artık onsuz olmuyordu. Yaklaşık 35 yıldır Erciş Temsilciliğini onurla yaparak bugüne gelmenin bahtiyarlığını yaşamaktayım.

Bu yıl gazetemizin ellinci yılını kutluyoruz. 

Yeni Asya Gazetesi’nin bizim iç âlemimizdeki değeri nedir? 

Yeni Asya, susmaz bir sestir, kesilmez bir nefestir ve korkmaz bir ruhtur. Karanlık asrın Nur dâvâsından nurunu alan, o dâvânın hayat-ı içtimâiyeye açılan bir penceresidir. Ne zulme boyun eğen, ne de zulme razı olan bir destandır.

 Yeni Asya bir aynadır, bir deryadır, bir mercektir. Nûr-u Kur’ân’ın mû’cize-i mâneviyesinin aynasıdır, deryası ve merceğidir. Sanki zulümât asrının karanlık okyanuslarının dalgalarından çıkış pusulasıdır. Pusula ile okyanuslara açılanlar rotasını şaşırmaz ve sâhil-i selâmete sağ salim ulaşırlar elbette. Yeni Asya bir kalkan, bir muhafız ve kuvvetli bir zırhtır. O kendisine inananları bu asrın dehşetli fitnelerinden korumuş, şiddetli tazyikatlardan muhafaza etmiştir. O, iman ve Kur’ân hakikatlerinden dersini aldığı için hiçbir devirde  aldanmamış ve okurlarını aldatmamıştır ve  kendisine güvenenleri hiçbir zaman mahçup etmemiştir.

Yeni Asya bir gönül dâvâsı ve Nur deryasıdır. Kuvvetini ve kıymetini asrın Kur’ân tefsiri olan Risâle-i Nurlar’dan almıştır. “Vesilenin mahiyetine bakılmaz, neticesine bakılır. Madem neticesi rıza-yı İlâhîdir ve mayası ihlâstır; o küçük değildir, büyüktür.” (Yirminci Lem’a)

Bu düstur Yeni Asya’da tam mânâsını bulmuştur.

 Yeni Asya Anadolu’nun Nur kahramanlarının sesidir. Okuyucusu ile bütünleşen ve dâvâsını ve devamını onların samimiyetine dayayan bir gazetedir. Gazeteden ileri, bir mekteptir. Hatta okuyucularından dinlediğim şu söz ne kadar manidardır:  “Yeni Asya sivil ve gönüllü bir üniversitedir.” 

Yeni Asya, Risâle-i Nur hakikatlerini bizlere yaklaştıran ve netleştiren bir dürbün gibidir. Bir mikroskop ve teleskop gibidir. Çok ince ve mikro tahliller ile muhataplarını ve okuyucularını bilgilendirir. Analizler, sentezler ve tezlerle asrın tahlilini yapar, çıkış yolları gösterir. Güven verir ve kendinden emindir.

Yeni Asya heyecana gelmez, hemen dalmaz, sabırlıdır. Sabır acıdır, ancak meyvesi tatlıdır. O tatlı meyveyi hep yedirir. Haklının yanında, haksızın ise karşısında duruşunu yapar. Ancak başı ve sonu muamma olan sosyal hadiselerde aldanmamak ve yanlış basmamak için itidali elden bırakmayarak hep isabet ederek , bizlere sosyal hadiseler karşısında duruş istikameti verir. 

Yeni Asya, doğru kimden gelirse gelsin destekler. Yanlışı ise düzeltmek için eleştirir. Hakk’ın hatırını her hatırdan üstün bilir. Hakk’ın hatırı âlidir hiçbir hatıra feda edilmez. Çünkü hak haktır, büyüğüne küçüğüne bakılmaz. Doğru da hak, yanlışı düzeltmek de haktır. Bu zamanda hakkı elde tutmak ve istikamette kalmak elbette güçleşmiştir. Ancak Yeni Asya bu zamanda hakta ve istikamette imtiyaz kesbetmiş olan Risâle-i Nurlar’dan dersini almış olduğundan inşallah hakkı elde tutmaya ve istikamette kalmaya devam edecektir.

Yeni Asya şahıs dâvâsı değil şahs-ı mânevî dâvâsıdır. Onun için şahıslarla harekete geçmez şahs-ı manevî ile şekillenir. Çünkü, “Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış, az mütehassis (az hislenen, dış tesirlerden etkilenmeyen), sağırca, metin bir şahs-ı mânevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.” (Sünûhat, s: 123) hakikatine mazhar olmuştur. 

Her söze aldırmayan, tesirat-ı hariciyeden etkilenmeyen, her konuşulanı da duymayan sağırca, dayanıklı ve metin bir şahs-ı mânevî. 

Elli yıl. Kolay değil. Yeni Asya’m, sayende 35 yıldır binlerce hatıralar okudum, yüzlerce olay yaşadım ve şahitlik ettim. Sen daha nice 50. yıllara lâyıksın.

Üstadımızın tabiriyle, “Umuru hayriyenin muzır manileri çok olur, şeytanlar o hizmetin hadimleri ile uğraşır.” Evet bu hakikatler ışığında, 50 yıldır bizlerle uğraşan şeytanları tam bertaraf edemedikse de, yolumuza döşenen mayınlara aldırmadan şehadeti göze alarak bugünlere kadar gelmeyi başardık. Bu nurlu yolda hizmet aşkıyla şehid olan ağabeylerimizin yolunda yürüyen gazilerimizin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Rabbim bundan sonraki süreçte istikametimizden ödün vermeden yolumuza devam etmeyi nasip etsin inşaallah. 

Sen çok yaşa Yeni Asyam! 

Daha nice 50 yıllara!

Okunma Sayısı: 1940
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    25.2.2019 13:25:45

    Maşallah.Tebrikler.

  • Ali

    25.2.2019 00:07:53

    Allah razı olsun ali abi

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı