Tarihçe-i Hayat - page 423

ikram-› Rabbanî oldu¤una, ne benim ve ne de bana hiz-
met edenlerin flüphemiz kalmad›. Hem ne vakit annesi
kesti, hemen o bafllad›; beni yumurtas›z b›rakmad›.
‹
K‹NC‹ VEH‹ML‹ SUAL
:
Ehl-i dünya diyorlar ki: “Sana na-
s›l emniyet edece¤iz ki, sen dünyam›za kar›flmayacak-
s›n? Seni serbest b›raksak, belki dünyam›za kar›fl›rs›n.
Hem, nas›l bilece¤iz ki, sen kurnazl›k yapm›yorsun?
Kendini tarik-i dünya gösterip, halk›n mal›n› zahiren al-
maz, gizli al›r bir kurnazl›k olmad›¤›n› nas›l bilece¤iz?”
Elcevap:
Yirmi sene evvelki Divan-› Harb-i Örfîde ve
Hürriyetten daha evvel zamanda çoklara malûm hâl ve
vaziyetim ve ‹ki Mekteb-i Musibetin fiahadetnamesi na-
m›nda, o zaman Divan-› Harpteki müdafaat›m kat’î gös-
terir ki, de¤il kurnazl›k belki edna bir hileye tenezzül et-
mez bir tarzda hayat geçirmiflim. E¤er hile olsayd›, bu
befl sene zarf›nda sizlere temellukkârâne bir müracaat
edilecekti. Hileli adam kendini sevdirir, kendini çekmez;
i¤fal ve aldatmaya daima çal›fl›r. Hâlbuki, bana karfl› en
mühim hücumlara ve tenkitlere mukabil, tezellüle tenez-
zül etmedim.
1
$G n
¤n
Y o
âr
?s
cn
ƒn
J
deyip, ehl-i dünyaya arkam› çevirdim.
Hem de ahireti bilen ve dünyan›n hakikatini keflfeden,
akl› varsa piflman olmaz, yeniden dünyaya dönüp u¤rafl-
maz. Elli seneden sonra, alâkas›z, tek bafl›yla bir adam,
hayat-› ebediyesini dünyan›n bir iki sene gevezeli¤ine,
flarlatanl›¤›na feda etmez; feda etse, kurnaz olmaz, belki
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 423
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
Hürriyet:
1908 de II. Meflrutiyetin
ilân› ile birlikte gerçekleflen yeni
sistemin halk aras›ndaki ad›.
i¤fal:
yan›ltma, gaflete düflürerek
kand›rma, yanl›fl ifl yapt›rma, al-
datma, aldat›lma.
ikram-› Rabbanî:
Rabbimizin ik-
ram›, ihsan.
kat’î:
kesip atan, flüpheye ve te-
reddüde mahal b›rakmayan, ke-
sin, flüphesiz.
keflif:
gizli bir fleyi bulma, gizli bir
fleyi bulup meydana ç›karma.
kurnaz:
kolayca kand›r›lmas›
mümkün olmayan, baflkalar›n›
bir tak›m oyunlarla kand›rabilen
kimse, aç›kgöz, uyan›k, zeyrek.
malûm:
bilinen, belli, belirsiz ol-
mayan.
mukabil:
karfl›, karfl›l›k, muâdil.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar, korunmalar.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müracaat:
baflvurma, dan›flma.
nam:
ad, isim.
serbest:
bir fleye ba¤l› olmayan,
istedi¤i gibi hareket edebilen, ba-
fl› bofl.
sual
:
soru.
târik-i dünya:
dünyay› terk eden,
dünya ifllerinden elini aya¤›n› çe-
kip bir köflede oturan.
temellukkârâne:
dalkavukluk
göstererek, yaltaklanarak.
tenezzül:
kendine ayk›r› düflen
bir ifli veya durumu kabul etme,
alçalma.
tenkit:
elefltiri.
tezellül:
alçalma, küçülme.
vaziyet:
bir kimse veya fleyin du-
rumu, hâli.
vehim:
sebepsiz korku, belirsiz
ve manas›z korku.
zahiren:
görünüflte, görünüfle gö-
re, meydanda olarak.
zarf›nda:
içerisinde.
ahiret:
öbür dünya, öteki
dünya, k›yametten sonra ku-
rulacak olan âlem.
alâka:
ilgi, iliflki. ba¤.
belki:
hatta.
daima:
her vakit, sürekli, her
zaman.
Divan-› Harb-i Örfî:
‹ttihat ve
Terakki hükümeti zaman›nda
31 Mart Olay›ndan sonra ku-
rulan ve oldukça sert kararlar
alan s›k›yönetim mahkemesi.
Divan-› Harp:
harp divan›, as-
keri mahkeme.
edna:
az, pek az.
ehl-i dünya:
dünyaya ba¤l›,
dünya adam›, ahireti düflün-
meyen.
emniyet:
inanma, güvenme.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
fedâ:
gözden ç›karma, u¤ru-
na verme.
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu
fludur ki, öyle iken, oysa ki,
hakikat flu ki.
hayat-› ebediye:
ebedî ve
sonsuz olan ahiret hayat›.
hile:
aldatmaya, kand›rmaya
yönelik tertip, düzen, desise.
hücûm:
sald›rma, hamle ile
ileri at›lmak.
1.
Allah’a tevekkül ettim. (Hûd Suresi: 56.)
1...,413,414,415,416,417,418,419,420,421,422 424,425,426,427,428,429,430,431,432,433,...1390
Powered by FlippingBook