Kelimelerin sonuna eklenen, “cik” eki kelimeleri küçültmek için kullanılır. Bizler bazı ifadelerimizi sevimli esprili halde göstermek için de kullanırız.
Meselâ “kedi/Kedicik” gibi… İyi de, iman için “imancık” demek de neyin nesi oluyor? İman bu küçüğü sevimlisi olur mu? Ahir zaman alâmeti denilen şey sanırım bu…
İman elden gitmişte yaptığımız küçücük ibadetleri sevimli güzel doğru gösterip, yüreğimize böylece empoze edip önce kendimizi, sonra çevremizi kandırıyoruz. Namazcık ne oluyor o zaman? Aklına esince mi? Birilerinin gördüğü yerde mi? Yâ da namazları jet hızıyla kılmak mı? Ya da Zekâtcık! Oruçcuk! Vay başımıza gelenler...
Sene 1985 Aralık ayı İstanbul’da yetişmiş bir kız çocuğu Avrupa şehri olan Berlin’e gelir. Hayatını artık oradan devam ettirecektir. İlk gün çıkarırlar dolaştırmaya. En önemli alış veriş merkezlerinin bulunduğu caddelerde gezdirirler. Bizim İstanbullu kızımızı. “Güzel değişik bir memleket, ama soğuk ya” der içinden.
Sevemez ısınamaz, çan sesleriyle çınlayan Avrupa şehrini... Otobüse binmek için durakta beklerken, bir soğuk duş alır deyim yerindeyse. İki genç sarmaş dolaş... “Aman Allah’ım bu ne sokak ortasında” der kızarır bozarır. “El-hayaül minel iman, Haya iman’dandır “ İç çekerek söylenir iman yok ki haya olsun. İnsanlar orada rahat yetiştirilir aile bağları, saygı, örf adet, yok gibidir (ben 30 senede görmedim de) Hayatlarını canlarının istediği şekilde yaşarlar.
Gelelim sene 2015’e İstanbul şehrine şiirlere konu olmuş adını İslâm’ın en yoğun yaşandığı şehir olduğundan İslambol denmiş zamanla İstanbul olan Müslüman şehre neler olmuş, ne çabuk ayak uydurmuşuz Avrupa şehirlerine insanlarına... Bazı tavırlarımız Hıristiyan deyip geçtiğimiz Avrupalıları bile geçmiş. Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bir hal alıp hayâyı denize salmışız! Eyvahlar olsun derin bir ahh çekip düşünmeliyiz! Bize ne oldu? Yâ da nasıl oldu da bu hale geldik? Hayâ mı gitti iman mı bitti! Efendimizin (asm) bir sözü geldi aklıma: Allah’dan hayâ edin! Allah’tan hayâ eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar.” [Tirmizi]
Kullar artık Allah’tan haya etmez hale geldiler. Yaradan’a vereceği hesabı düşünmeyen kul, dünya hayatını ahiret hayatına tercih edip, ölümü sadece cenazelerde hatırlar olmuşlar… Her şeye kılıf bulan kullar yapılan hayâsızlıklara “zaman değişti” demeyi görev bilmişler… İnsanoğlu aslında hep kendini kandırmayı becerebilmiştir. Bizler gerçek imana haya’ya dayalı örf, adet ve geleneklerimize bağlı kalmadıkça İslâm’dan da uzaklaşırız.
BİR HADİS: “Her dinin bir ahlâkı vardır. İslâmiyet’in ahlâkı da hayâdır.” [İbni Mace]