"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kapalı kapıların keşif kolu: Anahtar

Yusuf Selim
20 Ağustos 2017, Pazar 00:34
Anahtar denildiğinde akla gelebilecek duygu ve düşünceler alt alta sıralanmaya çalışılsa neler denebilirdi acaba hiç düşündük mü?

Belki tahattur eden ilk imge kilitli kapıların açılmasına yarayan bir metal parçası şekliyle beliriyor zihinlerde.

Hani o ceplerde taşınan, bel kuşağında yerini alan ve ihtiyaç halinde başvurduğumuz şeyler..

Donuk mu donuk, soğuk mu soğuk olarak, resmin suretine takılı kalanların kafilesinde haczediliyor yerler bu haliyle.

Bazıları bir adım ötesine geçerek günün dağdağalı sıkıntılarından zor belâ kurtulmuş, kendini huzura atmaya çalışmayı anımsıyor onunla..

‘Me’vâ’ anlamındaki yuvalar(ın)a dönüşe inkılâpla bir hayata dönüşüyor, avucundaki metal parçaları.

Bazılarınca ki; melankolik dünyalarında uçsuz bucaksız yolculuklara kapı aralıyor, gönül bahçelerinde yaptığı seyahatleri sonunda.

Onunla çalınıyor kapılar, umuda kulaç atılıyor her birisiyle.

Ve kalpler pır pır atıyor sımsıcak nefesiyle…

Buradan yola çıkarak bazılarının gönül dünyasına kût ve gıda oluveriyor. Dünyanın toprak kilitleri zorlanıyor açılmak üzere, ölüm denen sonsuz rüya çözülmeye çalışılıyor.

Yetmiyor, göğün mavi kapıları aralanmaya çalışılıyor onunla, Samanyoluna uğranıp yıldızlara seyahat ediliyor... 

Bazen bir anı oluveriyor, insanı hâlden kapkaranlık maziye, adeta zincirlere vurup sürükleyen. Hatırdan çıkmayan ahlara sebep.

İstemese de kapılıveriyor rüzgârına, kurtulamıyor ellerinden.

Bazen de tam aksine zamanın eskitemediği yadigârlara dönüşüyor.

Eskidikçe, rengi attıkça, şekli değiştikçe hiç, ama hiç silinmeyecek, değişmeyecek olan hatıralarıyla..

Onun içindir ki, atılamıyor, her an yolu beklenen misafir gibi kilidi aranıyor yâd ellerde.

Bazen gizli dünyaların keşif koluna dönüşüyor zihinlerde..

Hani içeriye sızmak için küçücük deliklerine mıhlanma hali var ya.

Heyecanın bir başka adı oluveriyor birden, korku, ürperti, merak ve tecessüs.

Birilerinin bir diğerinin ruhuna farklı bir zaviyeden muttali olmaya çalışmasına benziyor bu haliyle..

Bazen yakın gözlük numarası ile, bazen de uzak.. Bazen kısacık, bazen gepgeniş bir perspektif ve bazen de işaret ettiğimiz üzere anahtar deliği çeperlerine mahkûm olarak.

Bazıları ki baht sahipleri; ahirete götüren her fırsatı ayrı bir anahtar olarak algılıyor akıl ve ruh bütünlüğü içerisinde…

Küçük büyük demeden, Rabbisini hoşnut edecek ne varsa bir anahtara dönüşüyor ‘esseyru ilallah’ yolculuğunda..

Ve bu haliyle sıradanlıktan azâde edilerek kurtuluş reçetesine dönüşüyorlar adeta..

Evet, anahtar deyip geçmemeli.

Bedene can veren ruh olduğu gibi, maddî manevî ne varsa onlara can veren içimizde yüklediğimiz manaları olsa gerektir.

Anahtar da sadece ve sadece onlardan bir tanesidir.

Ruh ve gönül dünyamızda ahiret saadetine vesile olacak nice ‘anahtar’lar niyazıyla.

Okunma Sayısı: 1753
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Z. Koyuncu

    20.8.2017 16:26:42

    Farklı bir bakış açısıyla görebilmeye davet eden bir yazı. Güllerin Dili'ni de okudum. Aynı davet orada da var. Çok güzel. Çok yararlı. Yüreğinize sağlık. Kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı