Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Bağdat’da Sünnî katliâmı

Irak’ın başşehri Bağdat’ta, Sünnîlerin çoğunlukta olduğu Cihad semtinde silâhlı kişilerin, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 40 kişiyi öldürdüğü belirtildi. İçişleri Bakanlığı ve polis kaynakları, olayın, dün bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu 3 kişinin öldüğü Şiî camisinin yakınında meydana geldiğini bildirdi.

Silâhlı kişilerin 4 araçtan inerek, çevredekileri bir araya topladıkları, kimliklerine göre Sünnîleri ayırdıktan sonra bu kişileri öldürdükleri kaydedildi.

Yarmuk hastahanesi yetkilileri ise hastaneye 17 kişinin cesedinin geldiğini belirtti. Semt sakinleri, önceki saldırıya misilleme olarak Şiî militanların Sünnîleri öldürdüğünü ifade etti ancak bu bilgi bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanmadı. Amerikalı ve Iraklı askerlerin bölgeyi kordon altına aldığı bildirildi.

Olayın şöyle geliştiği öğrenildi: Silâhlı adamların 12.30’la (TSİ 11.30) 13.30 arasında sahte kontrol noktasında araçları durdukları, içindekilerin araçtan inmelerini emrettikleri ve onları kurşunlayarak öldürdükleri bildirildi.

Öte yandan, Sünnî kadın milletvekili Taysir El Meşhanadi’yi kaçıranların, ABD askerleri tarafından tutuklanan 25 Şiî’nin serbest bırakılmasını istediği bildirildi. Irak İslâm Partisi yetkilisi, 1 Temmuz’da Diyala eyaletine giderken bir Şiî semti yakınında 7 koruması ile birlikte kaçırılan kadın milletvekilinin yeniden özgürlüğüne kavuşabilmesi için ABD’lilerin tutukladığı 25 Şiî’nin serbest bırakılmasının istendiğini söyledi. Daha önce, Meşhanadi’nin serbest bırakılması için işgal güçlerinin ülkeden çekilmesi, bütün tutukluların salıverilmesi ve Şiî camilerine yönelik saldırılara son verilmesi istenmişti. Olay sonrası, kadın milletvekilinin üyesi olduğu meclisteki en büyük Sünnî grup, parlamento oturumlarını boykot kararı aldı.

Ramadi ablukaya alındı

Bu arada, Sünnî direnişin kalesi olarak bilinen Ramadi, ABD askerleri tarafından ablukaya alındı. Şehrin girişini kontrol altına alan ABD askerleri, şehir içinde de tanklar ve askerî araçlarla sürekli devriye geziyor. Başşehir Bağdat’ın batısındaki Ramadi, ABD askerleri tarafından kuşatıldı. Şehrin girişindeki ABD tanklar dikkat çekerken, trafiği yönlendirmek için beton bloklarla yolları kesen ABD askerleri, şehir içinde kurdukları kontrol noktalarında da arama yapıyor. Bu noktalardan yayaların beton bloklar arasında geçmesini isteyen işgal güçleri, ayrıca şehir içinde tanklar ve askerî araçlarla sürekli devriye yapıyor. Şehirdeki direnişi bir türlü kıramayan ABD askerleri, zaman zaman şehre operasyonlar da düzenliyor.

ABD askerleri son olarak, 5 Haziran tarihinde Ramadi Hastahanesi’nin ‘güvenli bir yer’ olarak silâhlı kişiler tarafından kullanıldığı ve buradan ABD ve Iraklı askere ateş açıldığı iddiası ile hastahaneye baskın düzenlemişti.

/ BAĞDAT

10.07.2006


 

Filistin’deki dehşeti anlattı

Beyt Lahyalı El Attar ailesi, günlerdir süren İsrail saldırıları sırasında evlerine zorla girip konuşlanan İsrail askerlerinin insanlık dışı muamelesine maruz kaldı. Askerlerin evlerini harabeye çevirdiği, keskin nişancıların evin duvarlarını delip mevzii açıp, ateş altında sokağa attığı Filistinli aile, yaşadıklarını anlattı.

İsrail askerleri mahalleye tank ve dozerlerle girdiği sırada El Attatra Mahallesi’nde yaşayan Filistinli Ziyad El Attar, kendi çocukları ve kardeşinin çocuklarını alarak iki katlı evinin bodrumuna sığındı.

İNSANLIĞIN ZERRESİ YOK

Evin etrafının dozer ve tanklarla çevrildiğini ve her taraftan eve ateş açıldığını söyleyen El Attar, bir süre sonra tanklardan inen askerlerin eve girdiğini ve evin camları, pencereleri ve kapılarını kırdıklarını söyledi. “İsrail askerlerinin davranışları insani olarak nitelenemez. İnsana mahsus saygınlığın zerresi bile yok” diyen El Attar, “Çocuk, kadın demeden önlerine çıkan herkesi hırpaladılar. Eve girdiklerinde insanları kendilerine kalkan yaptılar. Girdikleri her evi yakıp yıktılar.

MİNİK BEDENLER KORKUYU YAŞIYOR

Çocuklarından en büyüğü 6 yaşında. Tanklar bütün evi çevrelemişti ve durmadan ateş açıyorlardı. Bana ‘çocuklarını evden alıp dışarı çık’ dediler. Ben ‘tek çıkabilir kendimi kurtarabilirim ama çocuklarla ateş altında nasıl çıkabilirim?’ diyordum, ama onlar çocuklarımı da almamı istedi. Çocuklarımın ayakkabısını ve eşyalarını almama fırsat vermediler. Çocuklarıma yemek almak için buzdolabının kapısını açtım. Buzdolabının kapısını kapatıp ve bana ‘dışarı çık’ dediler” dedi.

BAHÇEDEKİ KÖPEĞİ BİLE VURDULAR

Gördüğü muameleye isyan eden El Attar, “İsrail demokratik ve saygın bir ülke olduğunu iddia ediyor. Hatta Amerika İsrail’in ‘Ortadoğu’daki en demokratik ülke’ olduğunu söylüyor. Demokratik bir ülke insanları çoluk çocuk demeden evlerinden atıp o evi askeri bir karargah haline getirir mi? Ateş altında o evin halkını dışarı çıkartabilir mi? Bütün insanlar bütün dünya akıl sağlığı olmayan birinin cezai ehliyeti olmadığını herkes bilir. Akıl sağlığı yerinde olmayan biri vardı mahallede onu bile vurdular. Bahçede bir köpek vardı onu da vurdular. Köpek onlar için nasıl bir tehlike yaratıyor ki” şeklinde konuştu.

HAREKET EDEN HER ŞEYE ATEŞ EDİYORLAR

Evin duvarlarına delikler açıldığını ve bu deliklerden keskin nişancıların hareket eden her şeye ateş açtığını ifade eden El Attar, “Hiçbir şey düşünmeden, küçük büyük ayırımı yapmadan ateş ediyorlardı. Mahallede hiçbir şey bırakmadılar, her şeyi dozerlerle yıktılar” dedi.

/ GAZZE

10.07.2006


 

İsrailli barış eylemcileri: AB müdahale etsin

İsrailli barış aktivistleri AB’ye “Gazze açık hava hapishanesine döndü. AB bakanlık düzeyinde temsilci görevlendirmeli; Filistin’e yaptırımlara son vermeli; sürekli arabulucu olmalı; Gazze’de İsrail tarafına barış gücü yerleştirmeyi önermeli” diye seslendi.

İsrailli barış aktivisti grup Gush Shalom, International Herald Tribune’da yayınlanmak üzere bir mektup yazarak, Avrupa’nın ve dünyanın dikkatini Gazze’de yaşananlara çekerek savaşı ve işgali durdurmaya çağırdı.

Aktivistler, “Avrupa sessiz kalamaz” dedikleri çağrı mektubunda, Avrupa Birliği’nin İsrail-Filistin için bakanlık düzeyinde bir gözlemci görevlendirmesini, Filistin’e uyguladığı yaptırımlara son vermesini, sürekli arabuluculuk görevini üstlenmesini, Gazze Şeridi’ne AB barış kuvvetleri yerleştirmeyi önermesini ve uluslararası bir konferans düzenlemesini istedi.

/ TAL-AVİV

10.07.2006


 

Rusya’da uçak faciası

Rusya’da Moskova-İrkutsk seferini yapmakta olan Airbus A-310 tipi uçağın iniş sırasında pistte kayması sonucu meydana gelen kazada yolculardan 150’sinin öldüğü sanılıyor.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı sözcüsü İrina Andriyanova, uçakta 192 yolcu ve 8 kişilik mürettebatın bulunduğunu açıkladı. Sözcüsü 10 kişinin uçaktan kaçmayı başardığını, 43 kişinin yaralı kurtarılarak hastahaneye kaldırıldığını , geri kalan yolcuların yanarak can verdiğinin sanıldığını kaydetti. Uçağın Sibirya bölgesindeki İrkutsk havaalanına inişi sırasında kaydığı bir binaya çarparak alev aldığı bildirildi. Yetkililer, uçak enkazının 2 saatte ancak söndürülebildiğini belirtti. Başsavcılıktan yapılan açıklamada da kazanın kuvvetle muhtemel sebeplerinin teknik arıza ya da insan hatası olduğunun düşünüldüğü belirtildi. Ulaştırma Bakanı İgor Levitin ise kazaya yağmurdan sonra pistin kayganlaşmasının yol açtığını söylemişti. Uçağın enkazının görüntülerini yayınlayan televizyonlarda, pistte kaydıktan sonra beton bariyere çarparak alev alan uçağın sadece kuyruk kısmının kaldığı görülüyor.

Yaklaşık 600 kadar kurtarma görevlisi, görüş mesafesinin düşük olduğu yağmurlu havada çalışıyor.

/ MOSKOVA

10.07.2006


 

Ukrayna’da turuncu koalisyon düştü

Ukrayna’nın Rusya yanlısı Bölgeler Partisi lideri Viktor Yanukoviç, yaptığı açıklamada Rusya ile ilişkileri geliştirmek için çalışmalarda bulunacaklarını belirtti. Yanukoviç hükümet kurmak için çoğunluğu sağlayan ve ‘Yeni Ukrayna Birliği’ olarak kendilerini tanımlayan koalisyonun Başbakan adayı olarak gösterildi.

Yanukoviç yaptığı ilk açıklamasında, “Bağımsız Ukrayna, bağımsız dış politika demektir. Ukrayna dış politikasında gerçeklere dönmeliyiz ve kendi menfaatlerimizi düşünmeliyiz. Özellikle de Rusya ile ilişkilerimizde bunu göz önünde bulundurmalıyız.” dedi. Turuncu devrim ve hükümeti eleştiren Yanukoviç, “Ukrayna’nın tarihinde hiç bu kadar ekonomik sorunlarla karşılaşmadık. Ulusal bir yıkımla karşı karşıyayız.” suçlamasında bulundu. Yanukoviç yeni koalisyonun bir an önce hükümeti kurarak, acil gelişme programını uygulamaya koyacağını ve ülkeyi bu bataklıktan kurtaracağını vadetti.

Bölgeler Partisi diğer partilere göre Mart ayında gerçekleşen seçimlerde en çok oyu almış, yalnız hükümet kurmak için gerekli olan meclis çoğunluğunu elde edememişti. Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko ve turuncu devrimin desteklediği ‘Bizim Ukrayna’ partisi ise Sosyalistler ve Komunislerle birlikte koalisyon kurarak hükümeti kuracaklarını açıklamışlardı. Yulia Timaşenko’nun başbakan adayı olduğu çalışmalar sonrasında yeni hükümet kurulamadı. Perşembe günü de Sosyalist Parti Başkanı Oleksander Moroz’un Meclis Başkanı seçilmesini Bölgeler Partisi’nin sürpriz bir şekilde desteklemesinin ardından turuncu koalisyon bozuldu. Anayasaya göre, 22 Temmuz’a kadar Ukrayna’da yeni hükümet kurulmazsa, Cumhurbaşkanı parlamentoyu fesh edecek. 450 milletvekilinin bulunduğu Ukrayna Meclisi Rada’da, yeni koalisyondan Bölgeler Partisinin 186, Sosyalist Parti’nin 33 ve Komunist Parti’nin de 21 milletvekili bulunuyor.

/ MOSKOVA

10.07.2006


 

Talat: Umut ışığı doğuyor

Kıbrıs Rum yönetimi sözcüsü Hristodulos Pashiardis, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos arasında önceki gün yapılan görüşmeyi ‘’cesaret verici bir gelişme’’ olarak değerlendirdi.

Pashiardis, “Kıbrıs Rum tarafının, iki lider arasında alınan kararların gerçekleşmesi için iyi niyetle çalışacağını’’ kaydetti.

Pashiardis, “Papadopulos ve Mehmet Ali Talat arasındaki yapılan görüşme, cesaret verici bir görüşmedir ve Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos ile Kofi Annan’ın Paris’te anlaştıklarının gerçekleşmesi için ilk olumlu adımdır’’ ifadesini kullandı.

/ LEFKOŞA

10.07.2006


 

Japonya’dan Kuzey Kore’ye tehdit

Japonya, doğrudan nükleer tehdit altında kalırsa Kuzey Kore’ye saldırma hakkının doğacağını düşünüyor.

Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso, bir TV kanalında konuşurken, “Nükleer silâhları olduğunu söyleyen ve Japonya’ya füze saldırısında bulunabilecek bir ülkenin taarruzuna uğrarsak, elimiz kolumuz bağlı durmayız’’ dedi. Japonya’nın 1947’de kabul ettiği barışçıl anayasada, kuvvet kullanımına izin verilmiyor. Bakan Aso ise “halkın can güvenliğini garanti altına almak için ilk saldıran taraf olma hakkının’’ anayasaya uygun olacağını öne sürdü. Savunma Bakanı Fukuşiro Nukaga da “egemen bir milletin kendi vatandaşlarını korumak için düşman topraklarına sınırlı taarruzda bulunabilmesinin tabii bir şey olduğunu’’ söyledi. Kuzey Kore, geçen Çarşamba kısa ve orta menzilli füze denemeleri yapınca, Batı dünyasının tepkisiyle karşılaşmış, Japonya da BM Güvenlik Konseyi’ne karar tasarısı sunmuştu.

/ TOKYO

10.07.2006


 

‘Batı’dan İsrail’e özel muamele’

Malezya, ABD ve Fransa’nın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarını kınayan bir karar almasına mani olmasına tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanı Seyyid Hamid Albar, bunun Batı’nın İsrail’e karşı özel bir muamelesi olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi. Albar, “İsrail uluslar arası toplumun altın çocuğudur. Filistin topraklarını açık bir şekilde ihlâl etse ve oradaki inmsanların güvenliğini tehlikeye soksa da İsrail’e dokunulamıyor” diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyi Perşembe günü İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askerî saldırılarını ele almış fakat İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askerlerini hemen geri çekmesini ve İsrail tarafından tutuklanan Filistinli yetkililerin serbest bırakılmasını isteyen karar tasarısı ABD ve Fransa tarafından kabul edilmemişti. Malezyalı Bakan, ABD’nin İsrail’in arkasında olduğunu söyleyerek, İslâm Konferansı Örgütü’nün bundan dolayı hiçbir şey yapamadığını ifade etti. Albar, “İsrail’in küstahlığına tahammül edemiyoruz. Uluslar arası hukuk onlara karşı işlemiyor. Bundan dolayı istediklerini yapıyorlar” dedi.

İsrail’e iki roket

Bu arada, Filistinli gruplar tarafından İsrail’e 2 roket fırlatıldığı bildirildi.

İsrail ordusu, Filistinli gruplar tarafından dün sabah fırlatılan 2 roketin Sderot kasabasına düştüğünü açıkladı. Roketlerden birinin sokağa düştüğü, diğerin de bir eve isabet ettiği belirtilirken olayda sadece 1 kişi yaralandı.

/ KUALA LUMPUR

10.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004