Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

TOKİ, frene bastı

Toplu Konut İdaresi inşaat maliyetlerindeki artış ve piyasalardaki belirsizlik sebebiyle, 16 ihaleyi iptal etti. TOKİ yetkililerinden edinilen bilgiye göre, daha önce yapılan sosyal konut ihalelerinde 300 YTL civarında gerçekleşen metrekare fiyatı, son zamanlarda gerçekleştirilen ihalelerde 400 YTL’nin üzerine çıktı.

Ortaya çıkan fiyatların ‘’kamu menfaatine uygun olmaması’’ sebebiyle, İdare, ihaleleri iptal ederek, bir süre bekleme kararı aldı. Yetkililer, projelerin değil ihalelerin iptal edildiğini belirtirken, ‘’Son dönemde inşaat işlerine ait ana kalemler olan demir, çimento beton vs. fiyatlarında meydana gelen aşırı yükseliş ve piyasalardaki belirsizlik dolayısıyla, ihalelerde ortaya çıkan fiyatlar bizi tatmin etmedi. Bunun üzerine, bir süre bekleyip, piyasayı gözlemeye karar verdik. Dengeler sağlanınca, yeniden ihaleler çıkılacak’’ açıklamasında bulundu.

/ ANKARA

10.07.2006


 

Çiftçi destek bekliyor

TZOB tarafından yapılan açıklamada, 2005 DGD, mazot ve gübre desteklerinin henüz ödenmemesinin çiftçileri zor duruma bıraktığı belirtildi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), 3 milyon çiftçinin gübre, mazot, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) alacağını beklediğini bildirdi. TZOB’dan yapılan açıklamada, tarımsal desteklerin önemli bir bölümünü DGD’lerin, gübre ve mazot desteklerinin oluşturduğu belirtilirken, bu yıl olduğu gibi 2004 DGD’lerinin bir kısmının 2006 yılında ödenmesinin, 2005 desteklerinin ise yılın yarısı geçtiği halde hâlâ ödenmemesinin kabul edilebilir bir durum olmadığı kaydedildi.

2005 DGD, mazot ve gübre desteklerinin henüz ödenmemesinin çiftçileri zor duruma bıraktığı belirtilen açıklamada, satın alma gücü düşen, ürettiğini maliyetin altında satmak zorunda kalan çiftçilerin, desteklerin gecikmesi sonucu geçim sıkıntısına düştüğü ve tarımsal üretimle ilgili faaliyetlerini gereği gibi yapamamakta olduğu kaydedildi.

/ ANKARA

10.07.2006


 

Kiraz fiyatları üreticiyi üzdü

Kütahya’nın kirazı ile ün yapmış ilçeleri Şaphane ve Pazarlar’da, vişne rekoltesinin geçen yıllara oranla çok az olması, üreticilerin tek umudu kirazında düşük fiyattan alıcı bulması, üreticiyi zor durumda bıraktı.

En önemli geçim kaynağı meyvecilik olan Pazarlar ve çevresinde, bu yıl rekoltenin beklentilerin çok altında kalması sebebiyle kiraz fiyatlarının yüksek olması bekleniyordu. Ancak, Şaphane ve Pazarlar’dan her yıl ihracat yapan firmaların, bu yıl bir çok sebebi bahane ederek kiraz alımı yapmamaları kiraz fiyatlarını düşürdü. Bu sebeble her sene kirazının yüzde doksanını ihraç eden Şaphane ve Pazarlar üreticileri bu yıl tarihinin en düşük ihracatını gerçekleşti. Bu konuda açıklama yapan Pazarlar Merkez Kalkınma Kooperatifi Başkanı Hasan Kaynar, “ Pazarlar ve çevresinin meyve üreticilerini, rekoltenin ve fiyatların düşük olması sebebi ile zor günler bekliyor. İhracat firmalarının Pazarlar çevresini tercih etmemeleri üreticilerin ürünlerinin değerini düşürdü. Bu çerçevede aldığımız dersler var. İnşallah bu eksikliklerimizi önümüzdeki yıllar gidereceğiz” dedi.

Mustafa BEKTAŞ / PAZARLAR/KÜTAHYA

10.07.2006


 

Ne kadar elektrik üreteceğiz?

Türkiye’de bu yıl 173,1 milyar kilovat saat (kWh) elektrik üretimi, 171,4 milyar kWh’da elektrik tüketimi olacağı tahmin ediliyor.

Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) verilerinden yapılan derlemeye göre, bu yıl 134 milyar kWh’sı termik kaynaklardan, 39 milyar kWh’sı hidrolik, 0,1 milyar kWh’sı da rüzgâr kaynaklarından olmak üzere toplam 173,1 milyar kWh elektrik üretimi planlanıyor. Bunun yanı sıra elektrik 0,7 milyar kWh da elektrik ithalatı planlanıyor.

Toplam elektrik enerjisinin 171,4 milyar kWh’sının ülke içinde harcanacağı tahmin edilirken, 2,4 milyar kWh’lik elektrik enerjisi ihracatı öngörülüyor.

/ ANKARA

10.07.2006


 

Meyve-sebze ihracatına dünya kupası bereketi

Türkiye, katılamadığı Dünya Kupası’nın düzenlendiği Almanya’ya bir ayda 40 milyon dolara yakın meyve ve sebze ihracatı yaptı.

Akdeniz Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, tüm ihracatçı birliklerinden yapılan yaş sebze ve meyve ihracatında önemli artışlar gözlendiğini bildirdi.

Sebze ve meyvede ürünlerin bol ve kaliteli olduğunu, kurda son dönemde yaşanan gelişmelerle ihracatın cazip hale geldiğini aktaran Kavak, 2006 yılı ilk yarısında ihracatın 420 milyon dolara ulaştığını ifade etti.

/ İZMİR

10.07.2006


 

Ticarî hayatta güven kalmadı

İş yaptığı halde bazen ücretini alamadığı için insanlara güvenini kaybettiğini belirten Karadeniz Elektrik’in sahibi Hikmet Öztürk, “Bence birinci sebep insanların İslâmiyetten uzaklaşması. Allah korkusu azaldı. Bu yüzden ‘bu bana haram, bunun bana hakkı geçti’ diye düşünülmüyor. Başka bir sebep de geçimin zorlaşması” dedi.

Bu haftaki esnaf sohbetimizde 1997 yılından beri, Taşocağı Yolu, No:12, Osmaniye/Bakırköy adresinde elektrikçilik yapan Karadeniz Elektrik’in sahibi Hikmet Öztürk’le konuştuk. Öztürk, insanlara güvenememekten, kaçak çalışanlardan ve hak ettiği ücreti alamamaktan şikâyetçi.

Elektrikçilik mesleğine nasıl başladınız?

1971 yılında Rize ili Çayeli ilçesinde doğdum. İlkokulu okurken, bizim köylere elektrik yeni geliyordu. Elektrikçilerin peşinde dolaşırdık. Onlara heves ettim, okulu bitirdikten sonra bir süre onların yanında çalıştım. Sonra İstanbul’a geldim. Burada da bir elektrikçinin yanına çırak olarak girdim ve 7 yıl çalıştım. Askere gidip geldim işe kaldığım yerden devam ettim. 1997 yılının sonlarında,Taşocağı Yolu, No:12, Osmaniye/Bakırköy adresindeki bu dükkânı açtım. Yaklaşık 20 yıldır bu mesleğin içindeyim.

Elektrikçi hangi işleri yapar?

Komple apartman veya villa tipi konut işini inşaat halinden alıp onun elektrik, zil, konuşma, alarm, telefon, uydu kablolu yayın, güvenlik sistemini yani elektrik neyi kapsıyorsa onunla ilgili her işi yapıyoruz.

İşleriniz ne zaman artıyor? Şu an piyasa ne durumda?

Bizim işler yaz aylarında artar. Çünkü insanlar o zaman, boya yaptırır, mutfağı kırdırır, salonuna parke döşetir, kartonpiyer yaptırır, spot yaptırır.

Yani, tadilat, dekorasyon yaparlar bize de iş çıkar. İstanbul ve İstanbul dışında da iş alıyoruz, çalışıyoruz. Yalnız her işi yapmam. Müşteri geldiği zaman izah ederim; ‘şu şartlarda işini yaparım’ derim. Eğer bana benim şartlarımda yaptırırsa garanti veririm. Yok ucuz olsun derse, ‘3 gün sonra bozuldu, usta niye bozuldu deme’ derim.

Ramazan ayından bu yana piyasada gerçekten bir durgunluk var. İnşallah önümüzdeki günlerde işler bir canlanma olur.

İnşaat sektörü 2-3 yıldır canlı, bu size nasıl yansıdı?

İnşaat sektöründeki canlılık bize yansımadı. Çünkü biz büyük inşaat işleri yapmıyoruz. Herkesin işini de yapmıyoruz, sürekli çalıştığımız müteahhit olacak. İşin birkaç site olması gerekiyor. Her müteahhidin çalıştığı ustası var, işlerini onlara yaptırırlar. İnşaatı 7-8 ayda biten işleri, villa tipi ev işlerini alıyoruz. Çok uzun süren inşaat işlerini para kazandırmadığı için almıyoruz.

Herkesin işini neden yapmıyorsunuz? Güvenmiyor musunuz?

Güven toplum hayatında da çalışma hayatında da çok önemli. İnsanlar geliyor, ‘filan yerde işim var’ diyor, gidip yapıyoruz. Bizim işin maliyeti öyle çok büyük rakamlar olmaz. Ortalama 100 milyonda olabilir, kullandığın malzemenin kalitesine göre 200-300 milyona da çıkabilir. Neyse işi bitiriyoruz. Adam paranın bir miktarını veriyor. “Hafta sonu uğrayacağım” diyor. Sonra gelmiyor, icabında gidip bakıyorsun yok, gitmiş.

Bir olay daha anlatayım. Bizim üst katımızda oturan bir komşumuzun 230 milyona bir işini yaptık. Ayakkabıcılık yapıyordu, o gün bugün derken 6 ay geçti. Birgün geldik baktık ki adam taşınmış. Gerçekten bir güven kalmadı. İnsanlar sözünde durmuyor. Eskiden söz, senet, çek, derlerdi; şimdi çeke de güvenemiyoruz. Senet zaten kullanmıyoruz.

Peki sizce insanların borçlarını ödememe sebebleri neler olabilir?

Bence birinci sebep insanların İslâmiyetten uzaklaşması. Allah korkusu azaldı. Bu yüzden ‘bu bana haram, bunun bana hakkı geçti’ diye düşünmüyor. Bu durum son zamanlarda oldukça arttı. Diğer sebep de geçimin zorlaşması, insanların gelirinin azalması. Masraflar her geçen gün artıyor, insanlar ihtiyaçlarını zor karşılıyor, böyle olunca ya borcunu ödeyemiyor, ya da ödemiyor. İşini yaptığımız bazı müşterilerimiz, ‘usta bu ucuz anahtar idare etmez mi?’ diye soruyorlar. İnsanlar gerçekten ekonomik olarak zor durumda.

Hangi ürünleri kullanıyorsunuz ve nereden tedarik ediyorsunuz?

Kullandığımız ürünlerin yüzde 80’i Türkiye’de üretilen yerli mallar, bunun yanında yabancı ürünler de kullanıyoruz. Çin malları tabi çok piyasada, ama Çin malı kullanmıyoruz. Bazen müşteriler ucuz olanından istiyor. Müşteriye anlatıyoruz, ‘bunu takarsan 3-4 yıl, onu takarsanız garanti veremeyiz’ diye ama müşteri ‘ucuz olsun’ diyor, bunun için ucuz mal bulunduruyoruz. Tabi ucuz malzeme kullananlar var. Ama dediğin gibi güven çok önemli onun için kaliteli malzeme kullanıyoruz. Bizim bir sloganımız var: “Müşterimizin rahat etmesi bizim de rahat uyamamız demek” diye . Kartvizitimde 24 saat kesintisiz hizmet yazıyor, cebim 24 saat açık gecenin 03:00’ünde bile ararlar beni. Kullandığımız ürünleri Karaköy’deki Perşembe Pazarı’ndan, Perpa İş Merkezinden, bazı parçaları da fabrikadan alıyoruz.

Mesleğinizle ilgili şikâyetleriniz varmı?

Seyyar, yani kaçak çalışanlardan çok şikâyetimiz var. Bizim yanımıza çırak olarak geliyor. 2 sene çıraklık yapıyor. Sonra ustayım diye, cebine bir kontrol kalemi bir pense alıp piyasada dolaşıyor. Bizim 20 YTL’ye yaptığımız işi, 10 YTL’ye yapıyor. ‘Benim günlüğüm 30-40 milyona gelsin, günümü kurtarayım’ diyor. Bizim gibi dükkân kirası yok, elektriği, suyu, vergisi yok. O yüzden bizim işimizi çok baltalıyorlar. Bilinçli müşteri onlara işini yaptırmıyor. Ama ekonomik durum bozuk olan insanlar ister istemez rağbet gösteriyorlar. İşi iyi yapamayınca da onları bulamıyorlar. Ama bizim yerimiz, mekânımız belli.

Bir de gündüz dükkânı kapalı, ikindi saat 17:00’den sonra dükkânını açanlar çok. Bunları devlet de takip etmiyor, Elektrikçiler Konfederasyonu da. Bunlardan da şikâyetçiyiz. Sene sonu gelip aidat alıyorlar, bir de konfederasyon seçimi olacağı zaman oy için çağırıyorlar. Kaç yıldan beri dernekteyim bir gün gelmemiş ki ne şikâyetin var, ne derdiniz var diye sorsunlar. Mecburen resmî işlerimizi yapmak için odaya kayıtlı olmamız gerekiyor.

Ayrıca hâlâ 3 yıl önceki fiyatlara çalışıyoruz. Eskiden haftalığımızdan çok bahşiş alırdık, şimdi hak ettiğimiz parayı dahi alamıyoruz. Bahşiş de kalktı.

Hemşehrileriniz size iş yaptırıyor mu?

Çayeli, Senöz Derelilerde bir birliktelik yok. Hepsi iş yapan insanlar. İşte fırıncıdır, kahvecidir, marangozdur, mobilyacıdır. Senöz Deresi’nin esnafları birbirlerine iş yaptırmaz. Meselâ şöyle oluyor; iş yaptıracak gelip benden fiyat alıyor. Sonra gidip başkasına yaptırıyor. Gelip konuşmuyor; ‘sen şu fiyat dedin, bu şu fiyata yapıyor.’ Bana söylese, ben de bakarım, karşıaştırırım, beni kurtarıyorsa veya aynı malzemeyi mi kullandı? Çünkü malzeme çok fark ediyor. Ona göre karar veririz. Böyle sıkıntılarımız var. Niye birbirimizi kalkındırmıyoruz. Bazen sitem ediyorum.

Ümit KIZILTEPE / İSTANBUL

10.07.2006


 

İhracatçı bürokrasiden şikâyetçi

İzmir’in Selçuk ilçesinde faaliyet gösteren Eldorado Tarım Ürünleri şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ulukaya, prosedürün geç işlemesi sebebiyle ihracatla ilgili sıkıntı yaşadıklarını öne sürdü.

Ulukaya, yaptığı açıklamada, ihracat yapmak için gerekli evrakların geç tamamlanması ve özellikle Pazar günleri İzmir Gümrüğü’nün kapalı olması sebebiyle ihracat yapamadıklarını belirtti. Ulukaya, sorunlarını şöyle dile getirdi:

‘’Biz Antalya, Mersin, Alaşehir ve İzmir bölgesinden mal ihraç ediyoruz. Hiç bir yerde görmediğimiz uygulamayla karşılaşıyoruz. Öncelikle İzmir Gümrüğü başlı başına bir sorun. Gümrük kapısı Pazar günleri kapalı olamaz. Böyle bir uygulama ilk kez İzmir’de görünüyor. Bizler Pazar günkü malları nasıl korumaya çalışacağız. Tarım il Müdürlüğünde analizler geç sonuçlanıyor. Biz ihracatçıyız. Bugün şeftali ihracatı yapıyorsak, yarın başka bir mal ihraç edebiliriz. İzmirli olduğumuz için buradayız ama başka ihracatçılar bu sorunları bildikleri için gelip, tesis kurmuyorlar.’’

Ulukaya, bu sorunların Tarım Bakanlığı nezdinde çözülebileceğini belirterek, gerekli hassasiyetin gösterilmesini istedi.

/ SELÇUK

10.07.2006


 

200 milyon YTL’lik kaçak mal gümrüğe takıldı

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2006 yılının ilk 6 ayında gümrüklerde 200 milyon YTL’lik kaçak mal yakalandığını açıkladı.

Devlet Bakanı Tüzmen, gümrüklerde kaçakçılığa karşı mücadelenin bütün hızıyla devam ettiğini belirterek, “2006 yılının ilk 6 ayında gümrüklerde yakalanan mal miktarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artış göstermiştir” dedi.

2005 yılı ilk 6 ayında toplam 171 milyon 304 bin YTL’lik mal yakalanırken, 2006 yılı ilk 6 ayında gümrüklerde yakalanan mal miktarının 200 milyon YTL’ye ulaştığını kaydeden Bakan Tüzmen, gümrüklerin “yasal ticaret için en kolay, yasadışı ticaret için en zor” gümrükler olması için çalıştıklarını ifade ederek, “Bu politikamıza uymayan ayrık otlarını temizlemeye devam edeceğiz. Yanlış yapanlara tolerans göstermemiz mümkün değildir” diye konuştu.

/ ANKARA

10.07.2006


 

Yenilikçi ol rekabet gücün artsın

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Araştırmalar ve Yayın Komisyonu Başkanı Mehmet Develioğlu, Türkiye’nin rekabet gücünün artması için yenilikçiliğin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

MÜSİAD tarafından yayınlanan ÇERÇEVE Dergisi’nin yeni sayısını tanıtan Develioğlu, yeni dönemde rekabetçi olabilmenin parolasını, “Özü koru, yeniliği teşvik et” şeklinde açıkladı. Mehmet Develioğlu, Türkiye’nin teknoloji tüketicisi bir ülke olduğunu ve ithal edilen ara mallarını yüksek katma değerli hale getiremeden ihraç ettiğini belirterek, “Küresel ekonomi sürecinde yenilikçiliği önemsemeyen işletmeler kapanmaya mahkûm. Rekabet gücümüzü artırmanın yolu Ar-Ge ve yenilikçiliğin teşvik edilmesinden geçiyor” dedi.

Günümüzde ülkelerin ve kurumların rekabetçi olmasını belirleyen yenilikçilik kültürünün Türkiye’de henüz emekleme aşamasında bulunduğunu ifade eden Develioğlu, “TÜİK verilerine göre sanayi sektörümüzün ortalama yüzde 34,58’i yenilik yapıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul ettiğimiz tekstil, gıda ve deri sektöründe bile yenilik yapanların oranının yüzde 50’nin de altında olması, söz konusu sektörlerin rekabetçiliği açısından endişe verecek niteliktedir” dedi.

/ İSTANBUL

10.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004