Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

İstanbul’da deprem tehlikesi arttı

İstanbul Deprem Master Planı ile Zeytinburnu, Fatih, Küçükçekmece pilot projeleri Akademik Koordinatörü ve Ulusal Deprem Konseyi Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, İstanbul’da yedi yıl deprem olmaması nedeniyle deprem ihtimalinin daha da arttığını belirterek, “İlk yapılması gereken, deprem riskinin azaltılması çalışmalarında liderliği kimin yapacağına karar vermektir” dedi.

1999 depremi İstanbul için iyi bir uyarı olabilseydi, geçen yedi uzun yılda gerekli hazırlıklar yapılabilirdi” diyen Haluk Sucuoğlu, bu süreçte bazı projeler yapıldığını, ama uygulama oranının sıfıra yakın olduğunu söyledi. Sucuoğlu, bugüne kadar somut uygulamalar yapılmadığını belirterek, bunun nedeninin, “İstanbul için depreme hazırlık ve risk azaltma stratejisinin oluşturulamaması” olduğunu savundu.

17.08.2006


 

Unutulduğu an vurur

Türkiye’nin sanayi, nüfus, yetişmiş insan gücünün en yoğun olduğu bölgede meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos depreminin “asrın felâketi” olarak adlandırıldığını ve binlerce can kaybının yanında 33 milyar dolarlık zarara yol açtığını hatırlatan Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, hâlâ yaşananlardan ders alınmadığını, can ve mal güvenliğini güvence altına alacak afet yasalarının Meclise getirilmediğini belirterek, “Deprem unutulduğu an vurur” dedi.

Melih Baki, 17 Ağustos depreminin 7. yıldönümü sebebiyle yaptığı açıklamada, Türkiye’nin endüstri, sanayi, nüfus, yetişmiş insan gücünün en yoğun olduğu bölgede meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremin “asrın felaketi” olarak adlandırıldığını ve binlerce can, mal kayıplarının yanında 33 milyar dolarlık zarara yol açtığını hatırlattı. Ülkede hayatı felce uğratan depremin 7. yılına girerken hala insanların felaketlerden ders almadığını, can ve mal güvenliğini güvence altına alacak afet yasalarının Meclis’e getirilmediğini ifade eden Baki, “Deprem Konseyi kuruldu, önerilerini dinleyen, dikkate alan merci yok. 3 bin bilim adamının bir araya getirildiği deprem şurasını topladık, komisyonlar kuruldu, raporlar hazırlandı, dikkate alan yok. Yapı Denetim Kanunu’nda ilerleme olmadı. Bilime, bilimsel araştırmalara önem verilmedi. Sismolojiye önem verilmedi. Kentsel Dönüşüm Projeleri amacından saptırıldı. Mühendisler tarafından bile anlaşılmayan genelge kirliliği yaşanıyor” dedi.

BİNALARIMIZ DAYANIKSIZ

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Gürbüz, yeni binaların deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, eski binaların da depreme dayanıklı hale getirilmeye çalışıldığını kaydederek, bir binanın ömrünün ortalama 30 yıl olduğunu, daha eski binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi yerine yıkılarak yenisinin yapılmasının daha doğru olduğunu dile getirdi.

İstanbul Valisi Muammer Güler ise, ‘’İstanbul’un belki de önemli bir bölümünün yıkılıp yeniden yapılması gibi bir olayla karşı karşıya olunduğunu’’ bildirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Uygulamalı Sistemler Analizi Uluslararası Enstitüsü, Kyoto Üniversitesi Afet Önleme Araştırma Enstitüsü ve Dünya Bankası Enstitüsü desteğiyle düzenlenen ‘’Uluslararası Bütünleşik Afet Riski Yönetimi’’ konulu konferansta konuşan Güler, 17 Ağustos depreminin ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Muammer Güler, ‘’Önümüzdeki günlerde kurmayı planladığımız Afet FM, hem eğitim, hem bilgilendirme açısından faydalı olacak’’ dedi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe ise depremden önce alınacak tedbirlerin, deprem anı ve sonrasının işini de büyük ölçüde kolaylaştıracağını bildirdi. Gökçe, Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen, teorik düzeyde yapılan bazı çalışmaların dışında, uygulamaya dönük olarak ciddi bir çalışmanın yapıldığını söyledi.

HÜKÜMETİN GÜNDEMİNDE DEPREM YOK

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı İsmet Cengiz, ‘’Dokuzuncu Kalkınma Planı’’nda afete karşı hazırlıklar ve afet zararlarıyla mücadele sürecinin yer almadığını belirterek, ‘’Anlaşılan, 59. Hükümetin gündeminde deprem ve doğal afetler yok’’ dedi.

İsmet Cengiz, ‘’yüzyılın felaketi’’ olarak toplumsal hafızaya kazınan bu felaketin, ‘’Türkiye’yi özellikle 1950’lerden sonra esir alan sanayileşme ve kentleşmede plansız yer seçimleri, arsa ve arazi rantına dayalı imar ve yapılaşma kararları ile unutulan deprem gerçekliğinin bir sonucu olduğunu’’ söyledi.

GEREKLİ TEDBİRLER ALINMADI

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Gönülalan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığını kaydetti. Gönülalan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de insanların deprem tehlikesi ile iç içe yaşadığını ancak tehlikenin göz ardı edilip üzerinin örtülmeye çalışıldığını bildirdi.

Gönülalan, aradan geçen 7 yıllık sürede 38 adet kanun hükmünde kararname çıkartılmasına rağmen afetlere öncelik veren bir ‘imar yasasının’ henüz çıkarılmadığını’’ ifade etti.

Zorunlu deprem sigortası ve afet sigortası uygulamasının iflas ettirildiğini ifade eden Gönülalan, sigortalılık oranının yüzde 15’i geçmediğini, deprem sigortasına uygun kanuni düzenlemelerin hayata geçirilemediğini kaydetti.

MAL VE CAN KAYIPLARI AZALTILABİLİR

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, gerekli tedbirlerle depremlerde can ve mal kayıplarının azaltılabileceğini söyledi.

Soğancı, Türkiye’nin en etkin ve yıkıcı deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: ‘’Geçmişte birçok yıkıcı depremlerde olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir. Türkiye, depremle bir arada yaşamaya mecbur bir ülkedir. Türkiye’nin deprem sorunu, her oluşan yıkıcı depremden sonra, ülke gündemine girmekte bir süre sonra unutulmaktadır.’’

RUHLARDA HASAR OLUŞTU

Türk Kızılayı tarafından 17 Ağustos depreminin 7. yılı dolayısıyla Düzce’de düzenlenen ‘’Afetlerde Psikososyal Hizmet Uygulamaları’’ konulu panelde konuşan Düzce Valisi Halil Nimetoğlu, 17 Ağustos’un, çok acı verici bir tarih olarak hafızalara kazındığını belirtti.

Depremin ardından birçok insanın psikolojik sorunlar yaşadığını ifade eden Nimetoğlu, ‘’Bu kişilere maddi yardımların yanı sıra psikolojik destek de verilmelidir. Dünya ülkeleri arasında işbirliğinin sergilenmemesi, ortaya çıkan afetlerde acıları daha da büyütüyor. Yaşanan afetler son afet olmuyor, fakat bir sonraki afetin de eğiticisi oluyor’’ dedi. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin, insanlarda ağır travmalar ve psikolojik sorunlara sebep olduğunu ifade etti.

/ ADANA

17.08.2006


 

Trenler duracak

Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nde yeni hat ile eski hattın kesiştiği noktalardaki düzenlemeler sebebiyle bugün ve 18-19 Ağustos tarihlerinde bazı ana hat trenleri çalıştırılmayacak.

TCDD Genel Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, projenin Ankara-Eskişehir etabında yeni hattın mevcut hatla kesiştiği noktalar düzenlenecek.

Düzenleme sebebiyle bugün Güney Ekspresi çalıştırılmayacak. Bugün ve 18 Ağustosta Başkent, Cumhuriyet, Anadolu, Ankara, Fatih, Doğu, İzmir Mavi, Boğaziçi ve Karesi ile 9 Eylül ekspresleri, 18 Ağustos’ta ise Vangölü, Trans Asya ve Güney ekspreslerinin seferleri gerçekleştirilmeyecek. 19 Ağustos’ta da Başkent, Cumhuriyet, Doğu, Boğaziçi, Karesi ve 9 Eylül ekspresleri sefer yapmayacak.

/ ANKARA

17.08.2006


 

‘Değerlerimize sahip çıkalım’

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Geleneksel Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma Programında yaptığı konuşmada, tarihimize, inançlarımıza, değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı.

Hacı Bektaş-ı Veli’nin hizmet verdiği dönemlerde tüm Müslümanların birlik ve beraberlik, hoşgörü ve dayanışma ile çok güçlü olduğunu ifade eden Altun, “Yedi yüz yıl öncesinde insanı insan yapan bütün değerleri medeniyeti en üst seviyede yaşayan bizdik. Şimdi ise medeniyetten yoksun duruma düştük. Bugün Hacı Bektaş-ı Veli’lere daha çok ihtiyacımız var” dedi. İnancımız konusunda bir erezyon yaşandığının altını çizen Altun, “Gençlerimizi dövmekle, yasalarla değil, özümüze dönerek, hoşgörüyü, sevgiyi, paylaşmayı öğrettikçe onlarda dirliği, Allah korkusunu arttırmış olacağız” şeklinde konuştu. Altun, Irak’ta, Filistin’de ve Lübnan’da yaşanan katliamları da kınadığı konuşmasında, İslam âleminin inanç konusunda birliği sağlamasının öneminin de altını çizdi.

Naciye KAYNAK

17.08.2006


 

Baykal: Dinî ve etnik savaşlardan uzak durmalıyız

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Lübnan’da görevlendirilmesi planlanan Birleşmiş Milletler (BM) barış gücünün Lübnan’a hangi görev ve amaçla gideceğinin henüz net olmadığını belirterek, Türkiye’nin mutlaka bölgedeki dini ve etnik savaşlardan uzak durması gerektiğini söyledi.

Baykal, İzmir Adnan Menderes Havalimanında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, bölgesinde barış ve istikrarın sağlanması için her türlü desteği, katkıyı her zaman verdiğini ve vermeye de devam edeceğini, ancak Türkiye’nin hiçbir zaman bölgedeki sıcak çatışmanın bir parçası haline dönüşmemesi ve buna yol açabilecek ilişkilerden uzak durması gerektiğini söyledi.

BM’nin böylesi durumlarda ya doğrudan silahlı müdahale yoluyla barışı tesis etmek ya da belli ölçüde oluşmuş barış ortamının devamını sağlamak üzere uluslararası güç oluşturduğuna dikkati çeken Baykal, Lübnan’a gönderilecek olan gücün bu iki amaçtan hangisiyle görevli olacağının henüz netleşmediğini belirtti. Baykal, şunları kaydetti:

‘’Lübnan’a ne diye gidiyor, bu konu net değil. Yani 1701 Sayılı bir karar aldı Güvenlik Konseyi, o karar bu konuda net değil. Açıkça söyleyemedi. Çünkü orada korunacak bir barış ortaya çıkmış değil. Şu anda ateşkes bile sağlanmış değil. Bölgede barış istiyoruz, istikrar istiyoruz tamam da bir askeri çatışmayı öngörerek müdahil olmamız çok güç. Bizim dini ve etnik savaşlardan uzak durmamız lazım. Burada maalesef çatışmanın iki boyutu da var. Böyle bir çatışmaya Türkiye’nin müdahil olması, Türkiye’nin çok temel ulusal ihtiyaçlarını, yararlarını, sorunlarını sıkıntıya sokar. Bunu görüyoruz. Türkiye’nin bu bölgede devreye sokulması, Türkiye bakımından sıkıntılar doğurur.’’

Baykal, bölgede yaşananların, ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın “Ortadoğu’da haritalar yeniden şekillenecek” değerlendirmesi altında yorumlanması gerektiğini söyledi. Baykal, konunun Türkiye açısından çok büyük önem taşıdığını da ifade ederek, mutlaka TBMM’de değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

/ İZMİR

17.08.2006


 

Meclis isterse asker gider

AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, ‘’TBMM’nin asker gönderme konusunda olağanüstü toplanması Hükümetin talibine bağladır. Hükümet böyle bir ihtiyacı talep olarak gündeme getirirse TBMM sonuç olarak toplanabilir ve kararını verir’’ dedi.

Kapusuz, yaptığı açıklamada, Lübnan’da BM’ye ait bir gücün olduğunu belirterek, Lübnan’ın dünya açısından da Türkiye açısından hassasiyetle takip edilmesi gereken bir ülke olduğunu vurguladı. BM’nin Lübnan ile ilgili aldığı kararın çok önemli olduğuna işaret eden Kapusuz, ‘’BM’nin kararı, açık, net ve kesin olmalıdır. Detaylarıyla birlikte şekillenmelidir. Buna bağlı olarak, bu karardan sonra taraf ülkelerin talepleri de çok önemlidir. Bunlar ortaya çıktıktan sonra elbette Hükümetimiz, ilgili kurum ve kuruluşlarla detay görüşme ve değerlendirmeler yaptıktan sonra şayet böyle bir taleple TBMM’ye gelirse ve TBMM’den onay verilmesi halinde asker gönderilebilir’’ diye konuştu.

Konunun üzerinde hassasiyetle durulması ve çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kapusuz, bu hususa Hükümetin de azami önem gösterdiğini söyledi. Kapusuz, ‘’Böyle bir taleple karşı karşıya kalması halinde Meclisin olağanüstü toplanıp, konuyla ilgili kararını vereceğini’’ belirterek, ‘’Dünya medyası 20 kadar ülkenin bölgeye asker göndereceğinden bahsediyor. Öyle anlaşılıyor ki Malezya’dan İspanya’ya kadar herkes bölgede olacak’’ dedi. Kapusuz, çevresindeki olaylardan en çok etkilenen bir ülke olarak Türkiye’nin burada olup olmaması konusunun hassasiyetine dikkat çekti.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Türkiye'nin yardımları sürüyor

Ortadoğu’daki gelişmeler çerçevesinde Türkiye’nin Lübnan halkına yapmayı kararlaştırdığı 1,2 milyon ABD Doları tutarındaki insani yardımın sevkine başlandı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar toplam 24 TIR’lık karma gıda yardımı teslim edildiği belirtilerek, “Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüğü ve muhtelif sivil toplum kuruluşlarımız da muhtaç durumdaki Lübnan halkına yardım elini uzatmaya devam etmektedir.’’

Bu arada Mazlumder de İsrail’in Filistin’e uyguladığı ambargoya karşılık, ‘’Filistin Halkına Yardım Kampanyası’’ başlattı. Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Nurullah Sarıhan, Filistin ve Lübnan’da yaşanan insani felaket ve İsrail’in saldırıları sonucu meydana gelen yıkımın zararlarını hafifletebilmek amacıyla 6 ay sürecek yardım kampanyası başlattıklarını bildirdi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

‘Mehmetçik Lübnan’a barış için gidecek’

AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik, ‘’Mehmetçiğimizi daha önce nasıl Bosna’ya, Kosova’ya göndermişsek, Lübnan’a da aynı amaçla göndereceğiz’’ dedi.

Bursa’nın İnegöl Belediyesi tarafından yaptırılan botanik parkın açılışına katılan Çelik, dünyada birilerinin sürekli olarak özgürlük ve insan haklarından bahsettiğini ifade etti: Çelik, şöyle konuştu: ‘’Hani nerede Filistin’de, Lübnan’da özgürlük ve insan hakları. Bütün dünyanın bedduasını alanlar, madden ve manen bunun cezasını göreceklerdir. Bakın çıkan savaş nedeniyle insanların evini bulamadığı ve çocukların sokağa atıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bunlara bir son verilmesi gerekiyor. Böyle bir atmosferde, ‘Türkiye, Lübnan’a asker gönderecek, askerimizin canı tehlikeye atılacak’ deniliyor. Bizler orada askerimizin can güvenliği sağlanmadan, barış ortamı sağlanmadan gönderecek değiliz. Biz oraya barış amaçlı, insani amaçlı asker göndereceğiz. ehmetçiğimizi daha önce nasıl Bosna’ya, Kosova’ya göndermişsek, Lübnan’a da aynı amaçla göndereceğiz.’’

/ BURSA

17.08.2006


 

Kadın ve çocuklardan İsrail’e şiirli protesto

Hak-İş Kadın ve Çocuk Platformu’nca, İsrail’in Lübnan ve Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenlenen eylemde, çocuklar İsrail Büyükelçiliği önünde şiir okudular.

Ellerinde ‘’Katliama hayır’’, ‘’ABD ve İsrail bunu hep yapıyor, BM, NATO, AB, İKÖ ve Arap Birliği hep susuyor’’ ve ‘’Bebek katilleri hep susuyor’’ yazılı dövizler taşıyan kadın ve çocuklardan oluşan grup, İsrail Büyükelçiliği önüne geldiler. Burada 13 yaşındaki Merve Nur Özdem ile 10 yaşındaki Elif Beyza Güzel, ‘’Beyrut Yanıyor Baba, Yüreğim Gibi’’ adlı şiiri okudular. Daha sonra Hak-İş Kadın ve Çocuk Platformu Temsilcisi Jülide Sarıeroğlu, şiir okuyan çocuklarla birlikte, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırı ve işgalinin simgesi haline gelen bebek fotoğrafı ile üzerinde ‘’ABD ve İsrail bunu hep yapıyor, BM, NATO, AB, İKÖ ve Arap Birliği hep susuyor’’ yazılı dövizi, İsrail Büyükelçiliği önüne bıraktı.

Öte yandan BM’nin Türkiye Temsilciliği önüne gelen kadın ve çocuklardan oluşan grup, ‘’Çocuklar ölmesin’’ ve ‘’Barış istiyoruz’’ şeklinde sloganlar attılar. Grup adına İsrail Büyükelçiliği önünde şiir okuyan çocuklardan biri olan Merve Nur Özdem, burada da BM Türkiye Temsilciliğine sunulacak olan Filistin ve Lübnan saldırılarının kınandığı mektubu okudu. Mektup, daha sonra yine Sarıeroğlu ile Özdem ve Güzel tarafından BM Türkiye Temsilcisine iletilmek üzere görevlilere verildi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

TBMM heyeti Lübnan’a gidecek

Türkiye-Lübnan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AKP Muş Milletvekili Medeni Yılmaz, ihtiyaçların tespiti için Lübnan’a gideceklerini bildirdi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, İsrail’in Lübnan’a saldırısı sonrasında Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk Grubundan istifa eden 5 milletvekilinin, Türkiye-Lübnan Dostluk Grubuna üye olduğunu, böylece üye sayılarının 27’ye yükseldiğini kaydetti.

Meclisin açılmasıyla birlikte grup üyeleriyle geniş katılımlı bir toplantı yapacaklarını bildiren Yılmaz, ‘’Lübnan halkının yaralarının sarılması konusunda sivil toplum örgütlerince yardım kampanyaları başlatıldı. İhtiyaçların tespiti için Lübnan’a gideceğiz. İhtiyaçların temini doğrultusunda Dostluk Grubu olarak biz de yeni bir yardım kampanyası başlatabiliriz’’ diye konuştu.Yılmaz, Lübnan’a kaç üyeyle gideceklerinin ve gidiş-dönüş tarihlerini daha sonra belirleyeceklerini söyledi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Pompalı dehşeti: 2 ölü 6 yaralı

Bartın’da bir genç, istettiği kızı başkasına veren aileden 2 kişiyi öldürdü, 6 kişiyi yaraladı.

Edinilen bilgiye göre, akrabası olan P.D. (17) ile evlenmek isteyen Cemal Kurak (24), aileden olumsuz cevap aldı. P.D’nin başkasıyla evleneceğini öğrenen Kurak, merkeze bağlı Aladağ Mahallesi Kavallar mevkiinde, yolda karşılaştığı P.D’nin babası Saadettin (54) ve ağabeyi Ferdi D. (26) ile tartıştı. Kavgaya dönüşen olayda pompalı tüfekle ateş eden Cemal Kurak, Saadettin, Ferdi, Yeliz (17), Tayfur (11), Ayhan (34), Perihan (19) ve P.D. (17) ile Nazar Kurak’ı (3) yaraladı.

Bartın Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Saadettin ve Ferdi D. hayatını kaybetti. durumu ağır olan Yeliz D. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Gözaltına alınan Cemal Kurak ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.

/ BARTIN

17.08.2006


 

Bakanlık SSK’dan para almasın

Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, ‘’SSK hastanelerini devralan Sağlık Bakanlığı, orada tedavi ettiği hastalar için kurumdan ayrıca para almamalıdır’’ dedi.

Başoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, SSK sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı’na devredilmesinden sonra, kurumun sağlık harcamalarının geçmişe oranla katlanarak arttığını savundu. Kurumun bir yandan devlet, bir yandan üniversite, diğer yandan da özel hastanelere ödeme yaptığına dikkati çeken Başoğlu, ‘’Bundan da SSK sağlık birimlerinin, sırf bazı kurumların açıklarını, zararlarını karşılamak için devredildiği anlamı çıkmaktadır. SSK hastanelerini devralan Sağlık Bakanlığı, orada tedavi ettiği hastalar için ayrıca SSK’dan para almamalıdır. Bu konuda işçi sendikaları konfederasyonları birlikte çözüm üretmelidirler’’ dedi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Akdağ: Çernobil, kanseri artırmadı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Çernobil kazasının yaygın inanışın aksine özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki kanser vakalarında artışa neden olmadığını bildirdi.

Sağlık Bakanlığı, çalışmalarına yaklaşık iki yıl önce başladığı “Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Bakan Akdağ, 1986 yılında meydana gelen kazanın, bugüne kadar çok tartışıldığı ve bu kazadan en fazla etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğu yönünde yaygın bir inanışın hakim olduğunu hatırlatarak, aksine Çernabil kazasının özellikle Karadeniz Bölgesi’nde kanser vakalarının artışına neden olmadığının ortaya çıktığını açıkladı. Akdağ, “Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları diğer bölgelerimizden farklı bir artış göstermemektedir. Ülkemizin tüm bölgelerinde görülen kanser sayılarındaki artış büyük ölçüde, kanser kayıtlarını çok daha titizlikle tutmamızla ilgilidir” dedi. Akdağ, “Asıl Çernobil, cebinde sigara taşıyan her vatandaşın üzerinde” diye konuştu.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Ecevit’in sağlık durumu iyi

Eski Başbakan Bülent Ecevit, 18 Mayısta geçirdiği beyin kanamasının ardından kaldırıldığı GATA’da bugün 92. gününü dolduruyor.

Ecevit’in yaşı nedeniyle yaşadığı birtakım sıkıntılar dışında genel sağlık durumunun iyi olduğu ve hayati tehlikeyi büyük ölçüde atlattığı öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Ecevit’in gözleri uyuduğu zamanlar dışında sürekli açık olmasına karşın bilinci henüz yerine gelmedi. Bunun gerçekleşmesi için yaklaşık bir veya bir buçuk ay beklenmesi gerektiği aktarıldı. Ecevit’in, çevresindeki seslere ise tepki verdiği belirtildi. Herhangi bir solunum cihazına bağlı olmadan solunumunu gerçekleştiren Bülent Ecevit’in, kilosunda da tedavi süresince bir değişikliğin olmadığı kaydedildi. Beyin kanamasına bağlı olarak oluşan ödemin ise tamamen dağıldığı belirtildi. Rahşan Ecevit’in de sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez hastaneyi ziyaret ederek yetkililerden eşinin sağlık durumu hakkında bilgi aldığı bildirildi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Krize BM formülü

Kıbrıs sorununa çözüm çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) limanlarının Birleşmiş Milletler (BM) kontrolünde uluslararası ticarete açılacağı iddia edildi.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında bir “tren kazasının” önlenmesi için Kıbrıs sorununa çözüm arayışları sürerken, limanlar ile ilgili ilginç bir iddia ortaya atıldı. İngiliz Independent gazetesine göre, Birleşmiş Milletler’in hazırladığı yeni bir çözüm önerisinde, Türkiye’ye, limanlarını Rumlara açması karşılığında KKTC limanlarının da Birleşmiş Milletler kontrolünde uluslararası ticarete açılması teklif ediliyor.

Teklifin kabul edilmesi halinde, KKTC limanlarına gelen mallar, KKTC tarafından değil BM tarafından karşılanacak ve gelen malların gümrük evraklarında BM belgeleri kullanılacak. Böylece hem Rumların KKTC ifadesine itiraz etmesi önlenecek hem de Türkiye’nin karşılığında limanlarını Rumlar’a açması istenecek.

Bu öneri ile Türkiye’nin sonbaharda Avrupa Birliği arasında Ek Protokol’ün uygulanmaması nedeniyle yaşanması muhtemel bir krizin yaşanmadan engellenmesi hedefleniyor.

Independent gazetesi, Ankara’nın limanlarını Rumlar’a açma konusunda sert bir tutum izlediği, yaklaşan seçimlerin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hareket alanını daralttığı değerlendirmesinde bulundu.

/ ANKARA

17.08.2006


 

Başbakana afet vergisi sorusu

CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, Marmara Depreminden sonra vatandaşa yüklenen vergilerden elde edilen gelirin ne kadar olduğunu sordu.

Karademir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplandırması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergede, Lübnan’da bir aydan fazla süren saldırılarda meydana gelen zararın 2.5 milyar ile 9 milyar dolar arasında olduğunun tahmin edildiğini, 40 saniye süren Marmara Depreminin zararının da aynı büyüklükte olduğunu belirtti. Depremden sonra evlerini kaybeden hak sahiplerine sağlanan konutlar ile bu konutlara yerleşenlerin sorunları konusunda hükümetin ne tür bir çalışma yürüttüğünü soran Karademir, önergesinde şunları kaydetti:

‘’17 Ağustos depreminden itibaren vatandaşın üzerine afet nedeniyle yüklenen vergilerden ne kadarlık bir gelir elde edilmiştir? Bu gelir nerelerde ve nasıl kullanılmıştır? Bu vergilerin alınmasına devam edilecek midir? Halkın bilinçlenmesi ve afet zararlarının azaltılmasında rol alması için AKP hükümetleri döneminde bu güne kadar ne tür proje ve uygulamalar hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur?’’

/ ANKARA

17.08.2006


 

7 yıl acıları silmeye yetmedi

TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’Marmara Depreminin, dün yaşanmış gibi zihinlerdeki tazeliğini koruduğunu, geçen zamanın, acı ve kederi yüreklerden silmeye yetmediğini’’ belirtti.

Arınç, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depreminin 7. yılı nedeniyle mesaj yayımladı. Bülent Arınç, 17 Ağustos sabahı felaket haberi ile sarsılan Türkiye’de, çok geçmeden herkesin gönüllü olarak deprem bölgesine koştuğunu hatırlattı. Gösterilen toplumsal gayretin, felaketin büyüklüğü karşısında yaşanan acıları dindirmeye yetmediğini, ancak yaralı yüreklere iyi günde de kötü günde de hep bir arada olabilmenin güzelliğini tattırdığını kaydeden Arınç, mesajında şunları kaydetti:

‘’Üzerinden 7 yıl geçmiş olsa da yol açtığı can ve mal kaybı ve geride bıraktığı travmalarla 20. asrın en büyük felaketlerinden biri olan Marmara Depremi, dün yaşanmış gibi zihnimizdeki tazeliğini korumaktadır. Geçen zaman, acı ve kederimizi yüreklerimizden silmeye yetmemiştir. Ülkemiz ne yazık ki deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Bu durum, yaşanılan depremlerden ders almamızı ve muhtemel depremlere karşı hazırlıklı olmamızı zorunlu kılmaktadır. Depremlerin meydana gelmesi hususunda insan olarak aciz olsak da sonuçlarını en az kayıp ve üzüntüyle atlatabilmek nispeten bizlere bağlıdır. Bu konuda başta devletimiz olmak üzere herkese çeşitli sorumluluklar düşmektedir. Nitekim ateş sadece düştüğü yeri yakmamaktadır. Benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması temennisiyle depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı dilerim.’’

/ ANKARA

17.08.2006


 

Memura özürlü çocukları için yardım teklifi

AKP İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz, yatalak hasta çocuğu olan memurlara her ay 52 YTL yardım yapılması için kanun teklifi hazırladı.

Topuz, TBMM Başkanlığına sunduğu Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde, sağlık raporu ile yatalak hasta olduğu belirlenen her bir çocuğu için memura, 1200 gösterge rakamının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödeme yapılması öngörülüyor. Teklifin yasalaşması halinde, yatalak bir çocuğu olan memura, her ay yaklaşık 52.48 YTL (52 milyon 480 bin lira) ödenecek. Teklifin gerekçesinde, bu tür hastaya bakılabilecek yeterince rehabilitasyon merkezi bulunmaması sebebiyle evlerinde özel bakım ve rehabilitasyon hizmeti alanların, hastaneye geliş gidiş, beslenme, özel bakım aletleri gibi çeşitli masraflarının memurların aile bütçelerine yük getirdiği vurgulanarak, teklifle, memurların bakmakla yükümlü olduğu yatalak durumdaki çocuklarına daha iyi bakılması yönünde aile bütçelerine maddi olarak katkı sağlanmasının öngörüldüğü kaydedildi.

/ ANKARA

17.08.2006


 

ÇHD’den, İncirlik karararına temyiz

Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, Bakanlar Kurulunun İncirlik Üssü’ne yönelik kararnamelerindeki gizliliğin kaldırılması talebini reddeden Danıştay 10. Dairesi kararını, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz etti.

Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, başvuruyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Bakanlar Kurulunun ‘’gizli’’ ibareli kararnameler hazırlayarak üsteki gelişmeleri kamuoyunun ve Meclisin gündeminden kaçırdığını iddia eden ÇHD Yönetim Kurulu üyesi Hülya Üçpınar, hükümetin, İncirlik Üssü ile ilgili Bakanlar Kurulu kararlarını gizlilik ibaresiyle çıkarmasının, Anayasanın 92. maddesine aykırı olduğunu savundu. Üçpınar, kararnamelerdeki gizliliğin kaldırılması taleplerini reddeden 10. Daire kararını, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz ettiklerini ifade etti.

/ İZMİR

17.08.2006


 

Büyükşehirlerde Özürlü Hizmet Birimleri kurulacak

İçişleri Bakanlığının Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yönetmeliğe göre, Büyükşehir belediyeleri kapsamında Özürlü Hizmet Birimleri kurulacak. Özürlülerin toplum hayatıyla bütünleşmelerini sağlayıcı ve kolaylaştırıcı çalışmalar yürütecek olan birimler, Büyükşehir Belediyesi Kanunu gereğince, büyükşehir belediyelerinde belediye meclisi kararı ile norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak kurulacak.

/ ANKARA

17.08.2006


 

İETT, geceleri de hizmette

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin toplu ulaşım hizmetlerini yürüten kuruluşu İETT Genel Müdürlüğü, yaz aylarında yoğunlaşan kültürel faaliyetler ve diğer organizasyonlara katılan vatandaşların evlerine rahat dönmelerini sağlamak amacıyla gece 24.00 ile 05.00 saatleri arasında 6 hatta otobüs seferleri başlattı.

Uygulamayla ilgili bilgi veren İETT Genel Müdür Vekili Mehmet Öztürk, vatandaşlardan gelen yoğun talep üzerine gece de toplu ulaşım hizmeti uygulaması başlattıklarını söyledi. Bu iş için 12 otobüsün gece 24.00 ile 05.00 saatleri arasında 6 hatta saat başı karşılıklı seferler yapacağını belirten Öztürk, yolcuların mavi akbil, 2 bilet veya 2 kontör ile seyahat edebileceklerini kaydetti. Uygulama çerçevesinde sefer konulan hatlar şöyle:

‘’Taksim-Bostancı (112), Kadıköy-Üsküdar Ortaçeşme (15F), Taksim-Sarıyer (25T), Taksim-Sarıyer (40), Taksim-Mecidiyeköy-Bakırköy (85), Taksim-Sultanahmet (T4)’’

/ İSTANBUL

17.08.2006


 

Eminönü’nde tramvaylar çarpıştı

Eminönü’nde ters yöne giren tramvayın çarptığı diğer araç raydan çıktı. İstanbul Ulaşım A.Ş’den alınan bilgiye göre, Kabataş-Zeytinburnu hattında çalışan 721 numaralı araç, saat 10.25 sıralarında Eminönü-Sirkeci arasında ters yöne girerek, karşı yönden gelen 741 numaralı araca çarptı.

Çarpma sonucu 741 numaralı araç raydan çıktı. Maddi hasarla sonuçlanan kaza sonrası, Kabataş-Zeytinburnu hattının bu bölümü tramvay geçişlerine kapandı. Zeytinburnu-Sirkeci ile Eminönü-Kabataş arasında seferlerin devam ettiğini belirten yetkililer, Eminönü-Sirkeci arasındaki problem giderilinceye kadar Eminönü-Kabataş hattında seyahat edecek yolculardan ücret alınmadığını bildirdiler.

/ İSTANBUL

17.08.2006


 

Yolcu otobüsü devrildi: 5 ölü, 32 yaralı

İstanbul’dan Gürcistan’ın başşehri Tiflis’e giden yolcu otobüsünün Samsun’un Kavak ilçesinde devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 5 kişi öldü, 32 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, İstanbul’dan Gürcistan’a giden sürücüsü henüz belirlenemeyen 34 AT 7427 plakalı yolcu otobüsü, Tekke yöresinde, şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrilerek, yolda yaklaşık 30 metre sürüklendi. Kazada 5 kişi öldü, 32 kişi yaralandı. Yaralılar, Samsun Devlet ve OMÜ Tıp Fakültesi Hastanelerine kaldırıldı.

/ SAMSUN

17.08.2006


 

4 milyon kişi ilk defa uçağa bindi

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, hava yolu taşımacılığı ile yılda 8 milyon yurt içi taşıması yaparken 2005 sonunda bu rakamın 20 milyonu aştığını belirterek, ''Daha güzel olanı da 4 milyon vatandaşımızın ilk defa uçağa binmiş olmasıdır'' dedi.

Devlet Hava Meydanlarına ait uçakla Diyarbakır'dan Elazığ'a gelen Bakan Yıldırım, burada yaptığı açıklamada Diyarbakır'da, 2002 yılında 185 bin yolcu taşınırken, bu sene 700 bin yolcunun taşındığını, bu şehirden günde 7 sefer yapılırken, bunun 10 sefere çıktığını, bir ile sefer yapılırken 4 ile uçuşların yapılmaya başlandığını belirtti. Yıldırım, şöyle dedi: ''Bu da insanımızın, vaktini daha etkin kullanmak için hava yolunun hızından, konforundan yararlanma isteğidir. Bu da ortaya koyduğumuz bölgesel hava yolu taşımacılığının bir başarısıdır. Bu sayededir ki yılda 8 milyon yurt içi taşıması yapılırken, 2005 sonunda 20 milyonu aşmış bulunuyoruz. Daha güzel olanı da 4 milyon vatandaşımızın ilk defa uçağa binmiş olmasıdır.

/ ELAZIĞ

17.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004