Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Röportaj

Hasan Hüseyin KEMAL

Lübnan’a yüz tırlık yardım gemisi

Deniz Feneri Derneği Genel Sekreteri İbrahim Altan “Mersin’den Lübnan’a yüz tırlık yardım gemisi kaldıracağız. Lübnan’a göndereceğimiz yüz tırdaki yardımların tutarı yedi buçuk milyon YTL olacak” dedi. Deniz Feneri Derneği Türkiye ve dünyada yaptığı insanî yardımlarla örnek olmaya devam ediyor. Dernek 24 Ağustos’ta büyük bir yardım gemisini Lübnan’a gönderiyor. Siz de 'bir katkım olsun' diyorsanız kampanya ile ilgili bilgi almak için www.denizfeneri.org.tr sitesine girebilir, 0 212 414 60 60 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

* Deniz Feneri Derneği’nin son kampanyası hakkında bilgi verebilir misiniz?

Deniz Feneri İsrail’in Filistin’i işgali sonrasında bir milyon dolarlık yardım kampanyası başlattı. Fakat Lübnan’da da savaş çıkınca “Filistin ve Lübnan yardım bekliyor” diye kampanyasını genişletti. İlk etapta Lübnan’a dört tırlık yardım malzemesi gönderildi. Daha sonra İslâm Konferansı’na üye ülkelerden insanî yardım kuruluşlarını bir çatı altında toplayan Deniz Feneri Derneği, İslâm Konferansı Örgütü İnsanî Yardım Formu’nu bir Ağustosta İstanbul’da bir araya getirdi. Daha sora çalışma grubu oluşturuldu, bu grup Lübnan’a gitti. Lübnan’dan Suriye’ye ulaşacak mültecilerin oradaki ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı çalışması tamamlanmış durumda. Arkadaşlar Lübnan’da bu işlerle ilgilenirken biz de Ağustos’un yirmi dördünde Mersin’den Lübnan’a yüz tırlık yardım gemisi kaldıracağız. Lübnan’a göndereceğimiz yüz tırdaki yardımların tutarı yedi buçuk milyon YTL olacak.

* Kampanyalarınıza halktan başka kimler bağışta bulunuyor?

Sivil inisiyatiflerden, sendikalardan, işadamı kuruluşlarından...

* Deniz Feneri Derneği bugünlere nasıl geldi? Nasıl böyle güçlü bir sivil toplum örgütü oldu?

Türkiye insanî yardım konusunda çok güçlü, hassas, dikkatli ve refleksleri çok kuvvetli bir halk, biz de bu durumu yardım kampanyalarına çeviriyoruz. Bunun için de insanların sizi tanıması, bilmesi ve güvenmesi gerekiyor. Biz bu süreci tamamladık...

* Bu güveni nasıl sağlıyorsunuz?

Yapmış olduğumuz işleri raporluyoruz. Bütün iletişim araçlarını kullanarak bunları kamuoyuna gösteriyoruz. Bunların göstermelik olmadığını kanıtlamak için de burada ciddî bir lojistik sistem oluşurtukduk. Bize gelen bütün aynî malzeme tek tek barkotlanır, bir bağışçı göndermiş olduğu çorabın nerede kullanıldığını öğrenebilir.

* Yapılan işlerin devlet kurumlarınca denetlendiği oluyor mu?

Tabi... Biz Türkiye’nin tek İSO belgesi olan yardım kuruluşuyuz. Kendi iç denetlemelerimizin yanında devletin ilgili kurumları da belli aralıkla derneğimizi denetler. Açe’de okul yaptık okulu inşaatından son aşamasına kadar insanlara gösterdik...

* Okulu televizyonlarda veya basında göstermek yeterli oluyor mu?

Biz bir iş yaptığımızda kampanya ile yapıyoruz. Bu kampanya için hesap açıyoruz, para orada birikiyor. O parayı nasıl kullandığımızı belgeleriyle ibraz ediyoruz. Bununla ilgili kuruluş tatmin olmayabilir. Gidip çalışmanızı yerinde inceler, çalışmalar yapar...

* Peki böyle bir sıkıntı yaşadınız mı?

Böyle bir şey yaşamadık, ama biz bunu sıkıntı olarak görmeyiz. Bizim bunun olmasına inanan ve teşvik eden bir tarafımız var. Bizim kamuoyu nezdinde güvenirliliğimizin devam etmesi lâzım, bizim için güven temel sermayedir. Bu güveni denetimlerle sağlayabiliriz.

* Deniz Feneri’nin işleyişinde olası bir suiistimali engellemek için yöneticilerin kısa vadede sıklıkla değiştirildiğini duydum...

Bizim özel olarak yönetim kurulunun her seçimde şu kadarı değişir diye bir kuralımız yok. Burada insanın başarısı önemlidir. Başarılı birini neden değişteresiniz ki... Zaten onunla ilgili bir sorun varsa genel kurulda o değiştirilir. Deniz Feneri’nin suiistimal manasında hata yapması çok zor çünkü halk hazır bir şekilde bekliyor. Bazen oluyor ki bir şekilde bizi yanıltıp yardım alan insanlar olduğunda hemen halk bizi arayıp uyarıyor. Çok büyük bir kontrol mekanizması içersindeyiz. Küçük bir hatada mailler, telefonlar yağmaya başlıyor. Bu da bizim için güç kaynağı.

* Lübnan ve Filistin yardımlarına dönecek olursak yardımların illa nakdî mi olması gerekiyor?

Nakdî ve aynî yardımlar beraber toplanıyor. Lübnan’da 7 bin tane bina yıkılmış. Binlerce okul, köprü hasar görmüş. Bunların uluslar arası toplumun gidereceği yanları var. Bizim de çadır, prefabrik gibi konuta yönelik ve insanların beslenmelerine yönelik hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Lübnan mutfağıyla Türkiye mutfağı benzediği için gönderilecek gıdalar boşa gitmeyecektir. Savaştan önce çok zengin olan ama bombalardan sonra bütün servetini kaybeden, ayağında ayakkabısı olmayan insanlar var. İnsanların kab-kacak, battaniye, okul malzemeleri, çocuk bezleri, su gibi maddelere ihtiyacı var.

* Bunlar nasıl toplanacak?

Bizi arayanları elimizde oluşmuş stoklara göre ihtiyacımız olan ürünlere yönlendiriyoruz.

* Uluslar arası yardım yaparken Türkiye’de bürokrasi anlamında yaşadığınız bir sıkıntı var mı?

Hiçbir sıkıntı yok. 2004’ten bu yana Türkiye uluslar arası yardımlar açısından rahat bir ülke. Dernekler Kanunu, medeni Kanun değişti. Biz Türkiye’de izinsiz yardım toplayan on iki dernekten biriyiz. Kurumlarca güvenirliliğini sağlamış bir yapımız var.

* Lübnan ve Filistin’e yardımları ulaştırırken sıkıntı yaşıyor musunuz?

Lübnan’da düne kadar büyük sıkıntı vardı ancak savaşın bitmesiyle bu aşıldı. Lübnan’da bundan sonraki sıkıntı insanların hızla geri dönüşu sonucu ortaya çıkacak günlük ihtiyaçları. Önümüzdeki günlerde bölgede sağlıkla ilgili büyük sıkıntılar yaşanacağa benziyor. Filistin işin zor ayağı... Filistin'e yardım etmek diplomatik bir çaba gerektiriyor. Filistin’de Türk misyonları ve Tika’yla hareket ederek yardım yapmaya çalışıyoruz. Biz aynî yardımı Lübnan için topluyoruz, Filistin'e para yardımı topluyoruz...

* Bu paraları Filistin'deki hangi alanlara harcamayı düşünüyorsunuz?

Yetimhaneler, yaşlı bakım yerleri, okul, hastahanelere. Acil ambülanslar alacağız. Geçenlerde Kudüs’te yapılan bir düğünle doksan çifti destekledik.

* Filistin’de Deniz Feneri Derneğinin elemanları var mı? Kampanyayı direkt onlar mı yönetiyor?

Biz bölgeye gidip oradaki kuruluşlarla gerekli görüşmeleri yapıp, Türk misyonlarından da bu kuruluşların güvenirliliğini onaylatıp ondan sonra oradaki kuruluşlarla çalışıyoruz. Deniz Feneri elemanlarını her yere gönderse maddî açıdan bu işin içinden çıkılamaz.

* Filistin’e giden yardımlarda neden daha büyük sıkıntılar yaşıyorsunuz?

Filistin Batı Şeria ve Gazze’den oluşuyor. Asıl sorunun yaşandığı Gazze’ye gitmek için İsrail’in topraklarından, izin alarak gitmeniz lazım. İsrail’in sınır kapıları şu anda kapalı. Mısırdaki Refah Sınır Kapısı’nda da sorun var. BM bile iş yapmakta zorlanıyor. İsrail’den geçmek için diplomasi öğreniyoruz. İnsanî yardım zor olsa da yapılır.

* Bölgeden nasıl haberler geliyor?

Koca bir kasaba tamamen yok edilmiş ama içeride çok sayıda insan var. İnsanlar bu yok edilmişliğin içinde dimdik ayaktalar.

Hasan Hüseyin KEMAL

17.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (15.08.2006) - Resmî ideoloji toplumu çürüttü

  (14.08.2006) - İsrail adına Lübnan'ı işgal gücü

  (11.08.2006) - Müstehcenlik de bir nevi şiddettir

  (10.08.2006) - Devlet hatasını kabullenmeli

  (04.08.2006) - Çini, bizim mayamız

  (03.08.2006) - Sanatın zekâtı da öğretmek

  (24.07.2006) - Dünya insanlığın ölümüne seyirci

  (19.07.2006) - Türkiye’nin tarihî sorumluluğu var

  (17.07.2006) - Kayahan: Sanatçı hekim kadar sorumlu

  (10.07.2006) - Ayrımcılık yaparak güçlü Türkiye olunmaz

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004