Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

O bir eğitici

Başkasını eğitmeyi düşünmezdi. Her kes ona, alışılmış kültürle “Peki nasıl eğitici oluyorsun?” derdi. O da tebessümle ve sakince bir bakışın anlamlı mesajıyla “Ben kendimi eğitiyorum” derdi.

Bunu duyan eğitimciler, biraz garip severek, biraz da kendilerine biçilen bu yeni rolün çokta sevimli olmayan yüzü ile karşılaşmanın burukluğunu yaşarlardı. İlk şaşkınlıkla bildik itirazlardan medet umarlardı. Tartışarak hakkı paylamaya çalışan bilgiç tavır ve görüşleri de sabırla dinler: “Ben kendimi eğitiyorum ve eğiticiyim” diyerek noktayı koyardı. Bu tarzını; dolgun bir ses tonu ile inanarak tekrarlardı.

Öğrendiklerini hazmetmeye çalışırdı. Belli bir sindirim dönemine inanırdı. Bilgiyi doğru alma, doğru değerlendirme ve doğru amaçlar için kullanma ilkesine bağlıydı. Duygularının sevdiği, aklının da heyecan duyduğu bir alanda uzmanlaşarak kendini eğitme sürecini canlı tutardı.

Uygulama başarısı ve kendi dünyasında içselleştirdiği konuları, alan bilgisinin temel prensipleri ile bağdaştıracak bir gözlem ve farkındalık aşamasına terfi ettirirdi. Sonra kendine yeni bir soru sorardı: “Sevdiğim alan konusunda yeterli miyim? Fani olmuş muyum? Yeterince odaklı mıyım? İnsanlar bu konuyu neden benden dinlesin? Benim avantaj/verimlilik farkım nedir?” gibi pekiştirici sorgusunu yapar, öz eleştirisine katkı da bulunurdu. Görevini, tefekkür sistemi ile mükemmelleştirirdi.

Yorulmadan kendine anlatırdı kendisini. İç sessizliğine yapardı bütün telkinlerini. Kavramsallaştırdığı, özümsediği ve hazm-ı nefs ettiği başlıkları başkasıyla paylaşırdı. Paylaşmanın takdim tarzı, tevazu içindeki doluluğunun göstergesiydi.

Alan bilgisini sürekli günceller,son gelişmeleri izler ve mevcut bilgisiyle karşılaştırırdı. Böylece öğrenme stratejisini yeniler ve yeni metotlarla bakış açısını zenginleştirirdi.

Öğrenmeye talip ve öğretmeye görevli olduğu zamanlarda kendine anlatırcasına konu muhtevası ile hem hal olurdu. Onun kendinden geçmiş, dinlendirici ve etkileyici bu hali; öğrencileri çekim merkezine oturturdu. Kendini sürekli öğrenci görme alışkanlığını ve öğrenme çabasını gözden kaçırmadan etrafın onu anlamasını kolaylaştırırdı.

Ana felsefesine hakim olduğu dersi kendi iç dünyasıyla kurduğu özel bağ ve mutabakatla anlatırdı. Herkes kendini aynı atmosfere misafir ettiğinde öğrenir ve kendini eğitmeye karar verirdi.

Hayranlık uyandıran fedakârlığı, öğrenmeye ve paylaşmaya adanmış bir eğiticinin anatomisiydi. Öğrenmesi, cezbeden bir bilgeydi. Beş duyusunu mesleğinin emrine verirdi. Onların beraberce mutluluğu abideleştiren gıpta hali söylenmeyenlerin hal diliydi.

İçtenliği ve samimiyeti ise tam bir model insanının değişmez vakar içindeki esnekliğini ve sempatisini andırıyordu. Fakir çocuklara, itinayla şefkat elini uzatması ise onun özel odasında bile fark edemeyeceğiniz meziyetiydi.

Baba/anne olduğu için, her çocuğu kendi özel duygularının emaneti olarak görürdü. Tolerans aralığını eğitici hoşgörüsünün örnek şahsiyetinde gösterir ve saygı duyulan biri olmanın şükrüyle bu konumunu korumaya çalışırdı.

Amaca odaklı bir uyumun iç ahengiyle yaşardı. Analitikti. Sebep-sonuç ilişkisine önem verirdi. Başarısızlık durumlarında, ana sebebi, kök problemi anlamaya çalışırdı. Öğrenmeye çalışan herkese olumlu bakardı. Ön yargılardan ve kategorize etmekten uzak dururdu.

İlminin onuru ile yaşardı. Kazandığı ile geçinirdi. Eğitimci kimliğinin dışına çıkmazdı. Her zaman eğiticiydi ve kendini eğitmeye vakfetmiş bir yüksek ruhun huzuruyla doluydu.

Eğitim okur, eğitim yazar, eğitim düşünür, eğitim yaşar ve eğitim giyerdi. Başka bir albeniden kaçınırdı.

Hayatın sahibine ve doğru yaşamanın ilkesine o kadar bağlıydı ki; yapmak istediklerini gerçekleştirmediğinde üzülürdü. Onun derdi, yeni bir fidanlığa hizmet edememe imkânsızlığıydı. Kendisi esas gündem değildi ve gündem olmaktan kaçınırdı.

Hoşgörüyü kaybetmiş cehaletin pençesindeki inat ve eğitimsizlikten kaçınırdı. Böyle durumlarda eğiteceği garantili öğrencisi hazırdı: Kendini kendisine öğrenci seçer ve bütün kuralları ona uygulardı. Yüksek puanı hak ettiğinde ise teşekkür eder ve devamını dilerdi.

İsmail BEREKET

02.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Prototip insan modeli

  O bir eğitici

  Zihin ve kalp revizyonu

  Temsilciler Toplantısı

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004