Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Bush'tan 6. iftar

ABD Başkanı George W. Bush, Müslüman ülkelerin diplomatik temsilcileri ve ABD’deki Müslüman toplumunun liderleri için Beyaz Saray’da bir iftar yemeği verdi. İftar, Bush’un 2001’den bu yana Müslümanlar için Beyaz Saray’da düzenlediği altıncı iftar oldu.

İftar konuşmasını ‘’Ramazan kerim’’ sözüyle açan Bush, İslâm dinini, dünyanın her yerinde bir milyardan fazla insana umut ve huzur verdiğini belirterek övdü.

Bush, ‘’dünyada teröristlerin kurbanlarının çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğunu biliyorsunuz ve birçoğunuz kendi şehirlerinizde, sokaklarınızda terörist şiddeti bizzat gördünüz. Biz, teröristleri ve aşırı unsurları yenmek için verilen mücadelede ve dünyada barış ve ılımlılık arzu eden milyonlarca Müslümana daha parlak bir gelecek sağlama çabalarında sizinle birlikte çalışmaktan gurur duyuyoruz’’ dedi.

Konuklara çorba, balık, domates salatası ve armut suflesi ikram edildiği iftar yemeği, Bush’un 2001’den bu yana Müslümanlar için Beyaz Saray’da düzenlediği altıncı iftar oldu.

/ WASHINGTON

18.10.2006


 

Başını örtmeyen de dışlanıyor

Başörtüsü takan ve Almanya’ya uyum sağlamış sayısız Müslüman kadının olduğunu vurgulayan Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dağdelen, “Bu ülkede başörtüsü takmayan ve fırsat eşitliği tanınmadığı için toplumsal yaşamın dışına itilmiş sayısız göçmen kadın da var. Bu yüzden uyum tartışmalarının başörtü ekseninde yapılması hiçbir fayda getirmez. Kadınların uyumunda başörtüsünü kıstas olarak görenler, erkeklerde neyi kıstas kabul edecek? Saçlarını, sakallarını mı kestirecekler?” dedi.

Almanya’da Yeşiller Partisi’nin Türk kökenli Federal Milletvekili Ekin Deligöz’ün Müslüman kadınlara başörtülerini çıkarma çağrısında bulunmasının ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Milletvekili Lale Akgün ile Hür Demokrat Parti (FDP) üyesi Mehmet Daimagüler’in başörtüsüne yönelik görüşlerinin yankıları sürüyor.

Başörtüsünün entegrasyona engel teşkil ettiği ve İslâmiyet’in bir gereği olmadığı şeklinde Bild am Sonntag Gazetesi’nde çıkan haber ve görüşlere Türk çatı örgütlerinden de tepki yağıyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Hürriyetçi Türk-Alman Dostluk Dernekleri Federasyonu (Hür-Türk) Genel Başkanı Hasan Tekin, ‘başörtünüzü çıkarın’ şeklindeki çağrıyı antidemokratik bulduğunu söyleyerek, “Demokratik bir ülkede böyle bir şey yapılması düşünülemez. Bu hareket, insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır. Ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde bunlar yapılabilir. Almanya gibi bir ülkede böyle davranılması çok üzücü” diye konuştu. Her insanın kendi hayatına istikamet verme hakkı olduğunu bildiren Tekin, “Bir başkasının bunu yapması doğru değil” dedi. CDU’nun kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) son kongresinde ‘Almanya İslâmlaşıyor’ şeklinde bir görüşün ortaya atıldığını hatırlatan Tekin, “Hemen akabinde başörtüsü konusu gündeme taşındı. Bunlar maksatlı yapılıyor. Müslümanlar’ın Alman toplumuna uyumunu engelleyen de bu politikacıların talihsiz açıklamalarıdır. İnsanların kaynaşması isteniyorsa, bu şekilde insanları hedef gösterecek açıklamalardan kaçınmak gerekir” diye konuştu.

Avrupa Türk-İslâm Birliği (ATİB) Genel Başkanı Fikret Ekin ise, “İnsanlara ‘başörtüsünü çıkarın, şu şekilde giyinin’ demenin demokrasiyle bağdaşan hiçbir tarafı yok. Dinî bir konuyu, uyuma engel göstermek insan haklarına da aykırıdır. Bu, normal insanların yapacağı bir şey değil. İslâma hakaret edenlerin prim yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun için anormal çıkışlar yapıyorlar” dedi. İlgi sahası din olmayanların başörtüsü konusunda ‘ahkam kesemeyeceklerini’ dile getiren Ekin, “Bazıları başörtüsünü bez parçası olarak görüyor. Don da bir bez parçasıdır, o zaman kimse don da giymesin! Siyaset üretemeyenler, çıktıkları sahada başarılı olamayanlar, Türkler’in sorunlarını çözemeyenler, son çare olarak İslâma ve Türkler’e çatarak prim toplamaya çalışıyor. Bu siyasetçilerin asıl sahası, göçmenlerin gasp edilen haklarını savunmak olmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğü, hızla artan ayrımcılık, okullarda yasaklanan anadil derslerinin üzerine gitsinler” ifadelerini kullandı.

/ FRANKFURT

18.10.2006


 

Lübnan’da “patlamamış bomba” tehlikesi

BM Çocuk Fonu (Unicef), Lübnan’da okulların açılması dolayısıyla yayımladığı açıklamada, Temmuz ve Ağustos aylarında İsrail ile Hizbullah arasındaki savaş boyunca İsrail ordusunun attığı ve hala patlamamış olan salkım bombalarının çocuklar için başlıca tehdit olduğu konusunda uyardı.

Unicef’ten yapılan açıklamada, “Aralarında salkım bombalarının da bulunduğu patlamamış bombalar Lübnan’ın zarar gören bölgelerindeki çocuklar için hala en büyük tehlikeyi oluşturuyor. Okulların mayın temizleme ekipleri tarafından temizlenmesine rağmen, çocukların evlerinin yakınlarında, tarlalarda, oynadıkları ya da ailelerinin işlerine yardım ettikleri yerlerdeki patlamamış bombalar hala büyük bir risk” uyarısı yer aldı.

İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın sona erdiği 14 Ağustos’tan bu yana patlamamış bombalar yüzünden 21 kişi öldü, 120’den fazla kişi de yaralandı. Ölen ve yaralananlar arasında çoğunluğu çocuklar oluşturuyor.

/ BEYRUT

18.10.2006


 

Bush, Irak’ın bölünmesine karşı

ABD Başkanı George Bush, Irak’ın üç özerk bölgeye bölünmesine kesinlikle karşı olduğunu söyledi.

Bush, Amerikan Fox News televizyonuna demecinde, Irak’ta üç özerk bölge kurulması durumunda bunun, hem Sünnileri Şiî radikallerle yarışma ortamına sokacağını hem de Kürtlerin Türkiye için sorun meydana getireceğini kaydederek bu durumda da bölgede şimdikinden çok daha büyük bir karışıklığın çıkacağını belirtti.

Bush, Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ile dün yaptığı telefon görüşmesine ilişkin Fox News’un sunucusu Bill O’Reilly’ye bilgi verirken önemli açıklamalar yaptı. O’Reilly’nin, Irak’taki sorunun çözümü için ülkenin üç özerk bölgeye bölünmesi ve taraflara petrol verilmesi karşılığında çatışmamalarının istenmesi konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine Bush, “Bunun doğru yol olduğunu sanmıyorum. Bu, şiddeti artırır ve durumu daha tehlikeli hale getirir. Başbakan El Maliki de aynı şekilde düşünüyor” dedi.

/ WASHINGTON

18.10.2006


 

İsrail, NATO ile çalışacak

NATO, İsrail ile ortak işbirliği programı imzalandığını açıkladı. “Güçlendirilmiş Akdeniz Diyaloğu” çerçevesinde geliştirilen işbirliği programının yanı sıra İsrail’in, İttifak tarafından Akdeniz’de sürdürülen ve terörizme karşı mücadeleyi hedefleyen operasyonlara da katılacağı bildirildi.

Akdeniz’de, 11 Eylülden hemen sonra, 6 Ekim 2001’de başlatılan NATO operasyonu Active Endeavour (Yoğun Gayret) çerçevesinde, deniz trafiği, gemiler ve kargolar, terörle mücadele kapsamında denetleniyor. Akdeniz?in tamamında devriye gezen İttifak?ın daimi deniz birimleri, şüpheli gemileri durdurarak aramalar yapıyor.

/ BRÜKSEL

18.10.2006


 

Katsav’a dâvâ hazırlığı

İsrail’de savcılar, Cumhurbaşkanı Moşe Katsav hakkında tecavüz de dahil olmak üzere bir dizi suçtan dava açmaya hazırlanıyor.

Ordu radyosu, savcıların iddianame taslağını hazırlamaya başladıklarını bildirirken, iddianame taslağının 2 hafta içinde Başsavcı Menahem Mazuz’a sunulacağı kaydedildi. Katsav hakkında resmî olarak dâvâ açılıp açılmayacağına Mazuz karar verecek.

/ KUDÜS

18.10.2006


 

Rice, İran’ı uyardı

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, İran’a, Kuzey Kore’ye uygulanacak BM yaptırımlarını, nükleer hırslarından vazgeçmesi için güçlü bir işaret olarak görmesi yönünde uyarıda bulundu.

Japonya, Güney Kore ve Çin’e yapacağı ziyaretlerle ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı’nda gazetecilere bilgi veren Rice, “Ziyaretimin amacı, bölgedeki dostlarımızın ve müttefiklerimizin desteğini almaktır’’ dedi. BM Güvenlik Konseyi’nin Cumartesi günü benimsediği yaptırım kararını, “Kuzey Kore rejimini cezalandıracak ve daha fazla tecrit edecek çok güçlü bir karar’’ olarak niteleyen Rice, Kuzey Kore’nin nükleer denemesine “dünyanın sakin ve soğukkanlı davrandığını’’ ifade etti.

/ WASHINGTON

18.10.2006


 

Bağdat’ta 67 ceset bulundu

Irak’ın başşehri Bağdat’ın çeşitli bölgelerinde 67 ceset bulunduğu bildirildi.

Irak polisinden yapılan açıklamada, başşehrin batısında çoğu Sünnilere ait 44 ceset bulunduğu, geri kalan cesetlerin ise, başşehrin Şiî mahallelerinde bulunduğu kaydedildi. Açıklamada, cesetlerin çoğunda işkence izleri belirlendiği de belirtildi. Son aylarda Irak genelinde artan mezhep çatışmalarına bağlı şiddet olayları yüzünden, her gün onlarca ceset bulunuyor ve cesetlerin çoğunda da işkence izlerine rastlanıyor.

/ BAĞDAT

18.10.2006


 

Ahmedinejad zaferden emin

Nükleer faaliyetleri yüzünden Batı ile anlaşmazlık içinde bulunan İran’ın Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, “İran’ın zaferinden emin olduğunu çünkü kendisinin Allah ile irtibatta olduğunu’’ söyledi.

İranlı muhafazakârlarla bir sohbete katılan Ahmedinejad, “Biz muzaffer olacağız diyoruz. Birgün bana zafer kazanacağımızı sağlamak için birileriyle irtibatta olup olmadığımı sordular. ‘Evet, Allah ile’ cevabını verdim” diye konuştu. Ahmedinejad, “İran’ın nükleer olayında dostlarıma zaferin bizimle olacağını ve Batılıların hiçbir şey yapamayacağını, çünkü dünya kamuoyunun bizimle olduğunu söylediğimde, Ahmedinejad tanrısal sözler sarf ediyor deyip benimle alay ediyorlar. Dış siyasette ürkmemek, insanlardan korkmamak gerek” ifadesini kullandı.

/ TAHRAN

18.10.2006


 

Hill: Nükleer füzenin bedeli ödenmeli

ABD’nin üst düzey nükleer temsilcisi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Hill, Kuzey Kore’nin, uluslar arası itirazlara karşın yaptığı nükleer denemenin bedelini ödemesi gerektiğini söyledi.

Hill, görüşmelerde bulunmak üzere geldiği Güney Kore’nin başkenti Seul’de yaptığı açıklamada, diğer ülkelerin ‘’Kuzey Kore’nin, aldırmaz hareketi karşılığında yüksek bir bedel ödemesi gerektiğini açıkça ortaya koymaları ve BM Güvenlik Konseyi’nin onayladığı yaptırımları uygulamaları gerektiğini’’ savundu. Hill ‘’Ortaklarımız ve müttefiklerimizle BM Güvenlik Konseyi’nin kararını uygulamak için çok sıkı çalışmalıyız’’ diye konuştu.

/ SEUL

18.10.2006


 

Kuzey Kore, BM’ye sert çıktı

Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı, BM yaptırımlarının savaş ilanı olduğunu açıkladı ve ülke bağımsızlığının ihlâl edilmesi durumunda “merhamet göstermeksizin” saldırı düzenleneceğini belirtti.

Bakanlıktan, BM’nin Cumartesi günü yaptırım kararı almasının ardından yapılan ilk resmî açıklamada, ülkenin savaşmaktan korkmadığı, ancak barış yolunun ilk tercih olduğu ifade edildi.

Kuzey Kore televizyonunda yayımlanan açıklamada, “BM’nin yaptırım kararını kınıyoruz ve kabul etmiyoruz” denildi.

Açıklamada, Kuzey Kore’de rejimi değiştirmeye çalışanlara gereken cevabın verileceği ve ABD’nin muhtemel girişimlerinin gözlemlendiği de belirtildi. BM Güvenlik Konseyi, Kuzey Kore’nin nükleer silâh denemesinde bulunması üzerine yaptırım kararı almıştı.

/ SEUL

18.10.2006


 

İkinci nükleer deneme korkusu

Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso, Kuzey Kore’nin ikinci bir nükleer deneme yapma hazırlığında olduğuna dair haberleri incelediklerini bildirdi.

Aso, bu konuyla ilgili bilgiler bulunduğunu, ancak bunun muhtevasını açıklayamayacağını söyledi. Hükümet sözcüsü Yasuhisa Şiozaki de Tokyo’nun, “Kuzey Korelilerin neyin peşinde olduğunu anlamak için” diğer hükümetlerle işbirliği içinde olduğunu bildirdi. “Bu konuda çıkan çeşitli haberlerin farkındayız” diyen hükümet sözcüsü, bununla ilgili bilgi alış verişinin sürdüğünü, ancak konuyla ilgili ayrıntılı bilgi veremeyeceğini sözlerine ekledi.

/ TOKYO

18.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004