Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yasak, 12 Eylül’ün ürünü

Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, yaptığı bir konuşmada Atatürk’ü eleştirdiği için şu sıralar çarmıha geriliyor. Prof. Yayla’nın sözlerinin basında eleştirilmesinden söz etmiyorum, beni esas ilgilendiren şey, bazı gazete yazarlarının aykırı bir fikir açıklaması söz konusu olduğunda verdikleri ilk tepkinin ‘Bu adam hâlâ nasıl ders veriyor, atın bunu işten’ demek olması ve adı ‘üniversite’ olan kurumun da Prof. Yayla hakkında hemen soruşturma açıp onu ders vermekten men etmesi.

Hadi, fikirlerini ifade eden birinin hemen işten atılmasını önerenlerin aslında ifade özgürlüğünden nasiplerini almadıklarını, alışmadıkları bir durumla karşı karşıya kalınca ilk tepkilerinin ‘Urun kellesini’ cümlesinden başka bir şey olmamasının da bu durumda ‘olağan’ olduğunu söylemekle yetinelim. Peki ya ‘üniversite’ye ne diyeceğiz?

İşte, ‘akademik özgürlüğün’ kalesi olması gereken ‘üniversite’ ile ilgili herhangi bir cümleye başlamazdan önce, bizdeki ‘üniversite’yi tanımlayan temel hukuk metinlerine bakmamız gerek.

Anayasa’nın 130. maddesinde üniversitenin, ‘Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile’ ve ‘ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip’ olduğu söyleniyor. Yine aynı maddede, bu özerklikle ilgili yegâne kısıtlayıcı hüküm olarak, ‘Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyet’ler sayılıyor.

Buna karşılık Türkiye’deki yükseköğretim düzenini belirleyen Yüksek Öğretim Kanunu’nun (meşhur YÖK kanunu yani) yükseköğretimin amacını belirleyen 4. maddesi, üniversitelerin öğrencilerini ‘Atatürk inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda, Atatürk milliyetçiliğine bağlı’ kişiler olarak yetiştirmesi emrediliyor.

Aynı kanunun 5. maddesinde de, ‘Öğrencilere, Atatürk inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilincinin kazandırılması sağlanır’ deniyor.

Yanlış hatırlamıyorsam türbanla ilgili bir Danıştay kararında da, üniversitenin görevinin ‘Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı öğrenciler yetiştirmek’ olduğu söyleniyordu. Danıştay’ın kanunun yukarıda saydığım maddelerine dayandığına kuşku yok.

İşte bütün sorun da burada başlıyor. Bizim üniversite kanunumuz Atatürk’ü eleştirmeyi yasaklıyor. (...). Kısacası kanun Atatürk’ü dogmalaştırmaya çalışanların, yani 12 Eylül askeri darbesinin eseri.

Hukuki çerçeve bu olunca, Prof. Atilla Yayla’nın üniversiteden atılmasını, hatta YÖK kararıyla akademik unvanlarını kaybetmesini bile ‘normal’ karşılamak gerekir. Oysa bu durum hiç de ‘normal’ ve ‘olağan’ değil.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in zaman zaman kullandığı üslupla şöyle diyenler çıkacaktır: “Kardeşim her şey serbest, bir tek Atatürk’ü eleştirmek ve ülkenin bölünmez bütünlüğü aleyhinde yazıp çizmek yasak. Sen de Atatürk’ü ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü eleştirmeyiver.”

Bu kabul edilebilir bir görüş değil. Yarım hamilelik olmayacağı gibi yarım özgürlük de olmaz. Türkiye’nin de parçası olmaya çalıştığı ‘muasır medeniyetler’in kabul ettiği yegâne kısıtlama, şiddet çağrısı içeren veya ırkçı-ayrımcı tutumları körükleyen fikir açıklamalarına yöneliktir. Bunun ötesindeki kısıtlamalar ifade özgürlüğünün bütünselliğini zedeler ve dolayısıyla kabul edilemez.

Bugün Prof. Dr. Atilla Yayla’nın başına gelmekte olanlar geçmişte başka akademisyenlere de oldu, doktor unvanı dahil akademik unvanlarını kaybedenler oldu. Geçmişte üniversiteden atılanlar İslamcı veya Kürt milliyetçisi fikirleri seslendirdikleri için basında çok da fazla tartışılmadılar. Bu sefer karşımızdaki kişi ne İslamcı ne de Kürt milliyetçisi olduğu için herhalde daha ciddi bir tartışma var.(...)

Radikal, 24 Kasım 2006

İsmet BERKAN

25.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Laikli demokrasi içinde kalarak korunur

  301’inci madde Atilla Yayla’ya da uygulanmalı!

  Sınıfta kalanlar

  General motor

  Yasak, 12 Eylül’ün ürünü


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004