Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Pentagon: Irak’ta saldırılar rekor seviyede

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Irak’ta ABD liderliğindeki yabancı askerlerle yerel güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılarda rekor düzeyde artış olduğunu açıkladı. Hazırlanan raporda, 12 Ağustos-10 Kasım arasındaki üç aylık dönemde haftada ortalama saldırı sayısının 959 olduğu, bir önceki üç aylık dönemdeyse bu rakamın 784 olarak belirlendiği kaydedildi.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Irak’ta ABD liderliğindeki yabancı askerlerle yerel güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılarda rekor düzeyde artış olduğunu açıkladı. ABD Kongresi için hazırlanan “Irak’ta İstikrar ve Güvenlik tedbirleri” başlıklı üç ayda bir hazırlanan Pentagon raporunda, ağustos-kasım dönemindeki saldırıların bir önceki döneme göre yüzde 22 oranında arttığı belirtildi.

Raporda, 12 Ağustos-10 Kasım arasındaki 3 aylık dönemde haftada ortalama saldırı sayısının 959 olduğu, bir önceki 3 aylık dönemdeyse bu rakamın 784 olarak saptandığı kaydedildi. Sivilleri hedef alan saldırıların önceki 3 aya göre yüzde 2 arttığı belirtilen raporda, ölüm timlerinin düzenlediği saldırılarla sivil kayıplar arasındaki doğrudan bağlantıya dikkat çekildi. Raporda, Şii ölüm timlerinin Irak polisi içindeki bazı unsurlardan destek aldığı, bunun da cinayet ve infazlardaki artışın ana nedenlerinden birini oluşturduğu ifade edildi.

Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon, Irak’taki şiddet olaylarının, yönetimin Iraklılara devredildiği 2004 Haziran’ından bu yana en üst düzeye çıktığını bildirdi. Pentagon tarafından hazırlanan raporda ülkedeki istikrar için tek ve en büyük tehdidin ise Şiî lider Mukteda El Sadr ve ona bağlı milislerin oluşturduğu Mehdi Ordusu olduğu kaydedildi.

Irak için çok karamsar bir tablo çizen Pentagon’un “Irak’ta Güvenlik ve İstikrar Ölçümleri” isimli raporuna göre Irak’ta, Amerikalılar başta olmak üzere yabancı askerler, Irak güvenlik güçleri ve polisiyle, sivillere yönelik saldırılar 12 Ağustos - 10 Kasım tarihleri arasında, önceki üç aya oranla yüzde 22 arttı. Kongre’nin 2005’te hazırlanması için emir verdiği rapora göre 12 Ağustos - 10 Kasım arasında bir haftada düzenlenen saldırı sayısı 784’ten 959’a çıktı. Raporda saldırıların yüzde 68’inin Amerikan askerlerini hedef aldığı; ancak ölenlerin büyük kısmının siviller olduğu belirtildi. Şiddetin Irak’taki siyasi gelişmelere büyük bir tehdit oluşturduğuna değinilen raporda, saldırılardaki artışın özellikle Ramazan ayında artış gösteren saldırılara bağlanabileceği ifade edildi.

Raporda sivil kayıp sayısındaki artışın da yüzde 2 civarında gerçekleştiği kaydedildi. Raporda altyapıya yönelik saldırıların düştüğü; ancak saldırıların kümülatif etkisinin arttığı kaydedildi. Saldırıların yüzde 54’ünün Bağdat ve El Anbar bölgesinde meydana geldiği belirtilen raporda “Sünnî Üçgeni” olarak bilinen bölgenin dışındaki yerlerde yaşayan halkların ise “komşuları ile iyi ilişkileri olduğunu söyledikleri” aktarıldı.

49 sayfalık raporda ayrıca Irak’ta sivillerin ölümlerinin doğrudan ölüm timlerinin faaliyetlerindeki artıştan kaynaklandığı belirtildi. Şii ölüm timlerinin, Irak polisi içinde bazı kesimlerce desteklendiğine de dikkat çekildi. Raporda güvenlik için en büyük tehdidin ise “Irak’ta kendi kendini besleyen potansiyel ayrılıkçı şiddeti en fazla artıran Irak El Kaidesinin yerini alan Mukteda El Sadr olduğuna” dikkat çekildi.

/ WASHINGTON

20.12.2006


 

‘Filistinliler iç savaş eşiğini aştı’

Filistin’in AB nezdindeki temsilcisi Leyla Şahid, Filistinlilerin “iç savaş eşiğini aştığını” söyledi. Şahid, Filistin’deki olayların çok ciddî hale geldiğini belirterek, “tabu olan iç savaşın eşiğinin geçildiğini” belirtti.

“Şu an için Filistin halkının değil milislerin çatıştığını, ancak bu duruma hemen son verilmezse bunun iç savaşa dönüşeceğini” belirten Şahid, “Sadece uluslar arası diplomatik bir girişim sükunet getirebilir. Uluslararası toplumun sadece sözlü desteğinin hiçbir değeri yok” diye konuştu. Şahid, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ihtiyacı olan desteğin, İsrail’in Gazze’deki ablukayı kaldırmasına, tutukluları serbest bırakmasına, masaya oturup görüşmelere yeniden başlamasına mecbur kılınması olduğunu kaydetti.

ABD Başkanı George Bush’un Ortadoğu siyasetini de eleştiren Şahid, “Bu siyasetin sonucu olarak bugün, Ortadoğu’da müttefiki İsrail ile bir Amerikan ekseni ve müttefikleri Suriye, Hizbullah ve Hamas ile bir İran ekseni var” diye konuştu. Şahid, “Filistinliler, bizi aşan, İran’ın nükleer silahlanmasını içeren bir çekişmenin tutsakları halinde, çünkü İranlılar, Lübnan, Filistin ve Irak’ta bölgesel güç olarak kabul edilmek istiyorlar” dedi.

Leyla Şahid, haziranda yaptığı açıklamada, Filistin’de Mahmud Abbas’a bağlı El Fetih ile Hamas yandaşları arasında bir iç savaşın “az da olsa çoktan başladığını” iddia etmişti.

2 GÜVENLİK GÖREVLİSİ ÖLDÜ

Bu arada, Gazze’de silâhlı Hamaslılar ile El Fetih yanlısı güvenlik güçleri arasındaki çatışmada 2 güvenlik görevlisi öldü. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, çatışmalarda, aralarında çocukların da bulunduğu 7 kişi yaralandı. Çatışmayı kimin başlattığı konusunda taraflar birbirlerini suçladılar.

Bu sabah Hamas’a bağlı polisle El Fetih yanlısı güvenlik güçleri arasında Şifa hastahanesinde çıkan çatışmada da 1 kişi ölmüş, 11 kişi yaralanmıştı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın erken seçim kararı alması üzerine Hamas ve El Fetih yandaşları arasındaki çatışmalar artmıştı.

/ PARİS

20.12.2006


 

Hillary de Irak pişmanlarından

ABD’de 2008’de yapılacak Başkanlık seçimlerinde aday olması beklenen eski Başkan Bill Clinton’ın eşi New York Senatörü Hillary Clinton, 2002’de Irak savaşını desteklediği pozisyondan geri adım atarak, “şimdi olsa bu savaşa onay vermeyeceğini” söyledi.

Senatör Clinton NBC televizyonunun “Today” adlı programında, 2002’de savaşa verdiği onay konusunda bir soruya cevabında, “Açıkça, şimdi bildiğimizi o zaman bilseydik, savaşı onaylamazdık ve ben şimdi bildiklerimi bilseydim kesinlikle destek vermezdim” dedi. Hillary Clinton’ın bu çıkışı siyasi çevrelerce, başkanlığa aday olduğunu açıkça vurgulaması ve Demokrat Parti adayı olarak başkanlık yarışında öne çıkmayı istemesi olarak yorumlandı. Senatör Clinton, şimdiye dek askeri harekata destek vermekten pişman olup olmadığı yolundaki sorulara, hep kaçak ve geçiştiren cevaplar veriyordu. 2004’teki başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olan Senatör John Kerry ve aynı seçimlerde Kerry’nin başkan yardımcısı adayı John Edwards, Senatoda savaşa onay vermelerinden pişmanlık duyduklarını açıkça ifade etmişler ve Irak’taki Amerikan askerlerinin er ya da geç çekilmesi görüşünün avukatları haline gelmişlerdi. 2008’deki başkanlık yarışına gireceği varsayılan ve Hillary Clinton’ın adaylığı önündeki en önemli engel olarak görülen Illinois Senatörü Barack Obama ise 2002’de Senatoda olmamasına karşın, senatörlüğe adaylığından bu yana savaşa karşı olduğunu açıklamıştı.

/ ANKARA

20.12.2006


 

Nejad yine esip gürledi

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ülkesinin nükleer programına hiç kimsenin engel olamayacağını söyledi.

Ahmedinejad, ülkenin batısındaki Kermanşah eyaletinin merkezinde yaptığı konuşmada nükleer programa değindi ve “kendi depolarını nükleer silahlarla doldurup, her gün yeni nükleer denemeler yapan” büyük güçlerin, İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı çıktıklarını hatırlattı. “Siyonist rejimin başbakanı resmi olarak kendilerinin nükleer silaha sahip olduklarını açıkladı” diyen Ahmedinejad, “Büyük güçler de bu açıklamalar karşısında utanç verici bir şekilde susuyor, hatta onu destekliyor” diye konuştu.

İsrail konusunda hiçbir adım atmayanların İran’a barışçıl amaçlı nükleer programı nedeniyle yaptırım uygulamak istediğine dikkati çeken Ahmedinejad, şunları söyledi: “Bizi yaptırımlarla, nükleer enerji teçhizatını ve uzun menzilli füze teçhizatını vermemekle tehdit ediyorlar. Kendi çabalarıyla nükleer teknolojiyi elde eden bir millet, bu konuda bütün engelleri aşacak kapasiteye sahiptir. İran halkı ve gençleri kendi çabalarıyla nükleer yakıt çarkını elde etti. İran’a hiçbir şey yapamayacağınızdan emin olun. Sizin yüz katınız da gelse İran halkına engel olamaz. İran’la dost olmanız sizin yararınıza olacak.”

Ahmedinejad, ülkesinin nükleer faaliyetlerine karşı çıkan üç AB ülkesi Almanya, Fransa ve İngiltere’yi de “düşman olarak bileceklerini” ve bu ülkelere karşı tutumlarını değiştireceklerini de kaydetti.

/ TAHRAN

20.12.2006


 

Libya, Bulgaristan ve AB’yi şok etti

Adalet ve iç işlerinden sorumlu AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini, Libya mahkemesinin, 5 Bulgar hemşireyle bir Filistinli doktoru Libyalı çocuklara kasten HIV bulaştırmakla suçlu bulan ve ölüm cezasına çarptıran kararı karşısında “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.

Frattini, gazetecilere yaptığı açıklamada, karar karşısında şoke olduğunu belirterek, Libyalı yetkililerin kararlarını yeniden gözden geçirmelerini umduğunu bildirdi. Aksi takdirde bu kararın Libya ile işbirliği için bir engel oluşturacağını ifade eden Frattini, “Bu AB için olumsuz bir mesaj. Ölüm cezasının infaz edildiğini düşünemiyorum” diye konuştu.

/ ANKARA

20.12.2006


 

Riyad, Sünnileri destekleyeceğini yalanladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal, Suudi Arabistan’ın Irak’taki mezhep çatışmalarında Sünni Müslümanları destekleyeceği haberlerini yalanladı.

Suud el Faysal, Riyad’da düzenlediği basın konferansında, “Irak krizinin başlangıcı ve hükümetin kurulmasından beri Suudi Arabistan Irak’ta bütün guruplara eşit mesafede olduğunu söylüyor. Herhangi bir gurup veya mezhebin koruyucusu gibi bir vaziyette bulunmadık” dedi.

/ RİYAD

20.12.2006


 

‘Mezhep kavgası direnişi gölgeledi’

Uluslararası güvenlik işlerinden sorumlu ABD Savunma Bakan Yardımcısı Peter Rodman, Irak’taki mezhep çatışmalarının direnişten daha önemli olduğunu söyledi.

Pentagon’un Irak raporunun yayınlanmasının ardından açıklama yapan Rodman, çünkü mezhep çatışmalarının, bütünlüğü hayati bir unsur olan hükümetin yapısını sarstığını belirtti. Rodman, Sünnî Arap direnisçilerin geçen şubatta Samarra kentinde bir Şiî camiine düzenlediği saldırının, Irak’taki savaşta bir dönüm noktasını oluşturduğunu söyledi. Rodman, direnisçilerin, böylece mezheplerarası çatışmaların patlak vermesine yol açarak “kısmı bir stratejik başarı” kazandığını kaydetti.

/ WASHINGTON

20.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004