Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Bu nobel, başka nobel(2)

Ödül kazandığı haberinden sonra Norveç televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bu hepimiz için, Grameen Bankası, Bangladeş, bütün yoksul ülkeler ve bütün dünyadaki yoksul insanlar için muhteşem bir haber” dedi. Bankasından borç alanların yüzde 96’sının kadın olduğunun belirten Yunus Nobel ödülünün, tanınmasının zirvesi olduğunu belirterek, “Bu son ödüldü. Onu özel yapan bu” diye konuştu. Bangladeşli profesöre göre mikrokredi kadınları hedefliyor.

Grameen Bankası, bugün 2.5 milyon aileye 2.5 milyar dolarlık kredinin sağlandığı, dev bir bankaya dönüşür. Grameen Bank’ın mikro kredi olarak adlandırılan uygulaması ile görülmüştür ki; ne kadar küçük olursa olsun finansal sermaye sağlanması halinde yoksulların da hayatı değişebilmekte, toplumların moral değerleri ayakta kalabilmektedir. Bugün Bangladeş’te namuslu, çalışkan yoksullar Grameen kaynağı sayesinde 20 dolardan 500 dolara kadar değişen kredilerle çeltik ayıklamak, pirinç işlemek, çanak çömlek yapmak, inek satın almak gibi işlere başlamakta, üretime başladıktan sonra da borçlarını ödemektedirler. Dünyanın dört bucağında, işlerin kötü gitmesi halinde kefil olanlara baş vurulmakta, onların da ödeyememeleri halinde herhangi bir kanuni işlem ya da haciz yapılmamaktadır. 2.5 milyon ailenin yararlandığı kredideki batak oranı yüzde 2’lerin üstüne çıkmamıştır. Yoksulları yardıma, devlet ya da zenginlerin müşfik eline muhtaç etmeyen, onurlu şekilde üretip insan olduklarını kendilerine hissettiren bir sistem... Yapılan araştırmalar devlet yardımı ile büyümeye alışan çocukların bütün hayatlarını yardıma muhtaç geçirdiklerini göstermektedir. Muhammed Yunus’a göre beslenmek gibi kredi de doğal olarak talep eden her insanın hakkıdır. Her yoksul insana sorumluluk yüklenmesi ona insanlık onurunu kazandırma ile eş değerdedir. Grameen Bank, bugün Bangladeş sınırlarını aşıp dünyanın dört bucağına yayılmış durumda. Yoksulluğun kol gezdiği tüm ülkelerde yoksul olmaktan başka suçu olmayan, çalışmak, üretmek, onurlu bir şekilde hayatını idame ettirmek isteyenlerin yardımına koşuyor. Krediler verilirken teminat aranmıyor, ancak sizin o işi yaptığınızı bilen ve tanıyan beş kişinin ortak kefaleti aranıyor. Böylece suiistimale karşı kendiliğinden bir kontrol sağlanıyor. Geri ödemeler haftalık olarak yapılıyor. Küçük tutarlı risksiz kredilerle yoksul insanların kendi becerileri ve öz güvenleri ile açlıktan kurtulup, toplum nezdinde asalak olarak damgalanma yerine şerefli üreticiler olmaları hedefleniyor.

Hedeflerinize odaklanın. İşte Prof. Yunus iç sesini dinledi. Engelleri gelişiminin bir parçası olarak gördü ve yılmadı. İç sesinin peşine düştü ve Bangladeş sınırlarını aşarak çok ciddi bir çalışmanın mimarı oldu. Büyük bir kitleye içinde bulundukları durumun hiç de hayatları olmadığını ortaya koyarak büyük bir sinerjiyle kitleleri harekete geçirdi ve onlara balık tutmayı öğreterek insanlık tarihi için sürekli bir katma değer sağladı.

Sistemin ardında yatan düşünce

Muhammed Yunus sistemin ardında yatan düşünceyi şöyle açıklıyor: Yoksulluktan, yoksullar sorumlu değildir. Yoksulu yoksul yapan yeteneksizliği de değildir. Yoksulluğun sorumlusu, o ortamın oluşmasına neden olan politikalar ve kurumlardır. Yoksula para yardımı yapmak, hayır işlerinde bulunmak, yoksulluğu ortadan kaldırmaz. Tersine yoksulluğun devamına yol açar. Oysa yoksula içindeki yeteneği işe dönüştürecek yönlendirmeyi ve krediyi sağlarsanız, kendisini ve çevresini yoksulluktan kurtarma fırsatı da verirsiniz. Ancak yoksullar kendileri için gerekli olan çok az miktarları bile borçlanabilmek için bildik banka sistemlerinden, kurumlardan yararlanamıyorlar. Krediyi geri ödeyemeyeceği düşüncesiyle, vermiyorlar.”

Peki Muhammed Yunus ve Grameen Bankası parayı nasıl veriyor? Krediler geri dönüyor mu? Banka nasıl yaşayabiliyor? Cevap ilginç:

* Biz, kredinin bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz. Bu az miktarlar için kredi verirken insanlardan kefalet vesaire de sormuyoruz. Onlara güvendiğimizi söylüyoruz. Ve yoksul insanlar, bu güveni kötüye kullanmadı bugüne dek. Açtığımız kredinin geri ödenme oranı yüzde 98’dir. Zaten krediyi verirken, özellikle okuması yazması olmayanlara, kadınlara, yani ellerindeki parayı nasıl değerlendirebileceğini bilmeyenlere yöneliyoruz.

* Biz gerçekten en alttakileri hedef alıyor, onların durumlarını daha insanca koşullara yükseltmek için onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Her insanın içinde yatan ve açığa çıkarılmayı bekleyen enerjinin yoksulluğun üstesinden geleceğine inanıyoruz. Dünyadaki yoksulluğa çare bulmak zorundayız. Bu bizim yöntemimiz, ama herkes istediği yöntemle bu olguyla savaşmalı.

Prof. Dr. Muhammed Yunus, dünyanın pek çok ülkesindeki yoksulluk şartları ve mücadeleye tanık oldu. Acaba Türkiye’deki şartları nasıl görüyor? İşte cevabı:

“Batı’nın müreffeh ülkelerinde dahi varlığını sürdüren bir sorun yoksulluk. O yüzden dünya çapında mücadele edilmeli. Türkiye’ye gelince, Türkiye’de en alttaki yoksulların durumu, örneğin benim ülkem Bangladeş’tekilerle, Hindistan’la, Çin’le, Afrika ülkeleriyle karşılaştırılamaz. Biz burada gerçekten hiçbir şeyi olmayan insanlarla uğraşıyoruz. Türkiye bu açıdan daha avantajlı durumda. Daha güçlü ve tabana yayılan bir ekonomisi, bilgi teknolojileri ve sosyal dayanışma alışkanlıkları var. Örneğin bizim buradaki en büyük sorunlarımız arasında, yoksulluktan kurtulan insanların, çok kısa sürede yeniden en alta düşmesi var. Bu ihtimal, görebildiğim kadarıyla Türkiye’de çok düşük. Yani Türkiye’de yoksul bir insan bir kez en alttan kurtuldu mu, saydığım nedenlerle bir daha en alta düşmesi çok zor. Yani Türkiye’de yoksullukla mücadelede başarı şansı daha yüksek.” (Radikal 16.10.2006)

Türkiye’de Mikro Kredi Projesi

Türkiye’de ilk kez 2003 yılında Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül tarafından gündeme getirilen mikro kredi projesi Dünya Bankası’nın 500 milyon dolar kredi vermesi ve Başbakanlığın da ek olarak 130 milyon dolar bütçe ayırmasıyla hayata geçirilmeye başlanmıştır. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı, Diyarbakır Valiliği ve Grameen Trust İşbirliğiyle Diyarbakır’da 11 Haziran 2003 tarihinde proje uygulanmaya başlanmış ve 18 Temmuz 2003 tarihinde ilk mikro kredi çekleri verilmiştir. Söz konusu krediler 500 milyon tutarında ve 1 yıllık olup haftalık geri ödemelerle verilmiştir. Bugüne kadar geri ödemelerde % 100 geri dönüş sağlanmış ve krediden yararlananların tümü taksitlerini ödemiştir.

Türkiye’de nüfusun yüzde 25’i açlık ve yüzde 50’si yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yoksulluk ve açlık riskiyle karşı karşıya olan grupların başında kadınlar ve işsiz gençler gelmektedir. Mikro kredi uygulamasında da ana hedef kitle olarak bu grup seçilmiştir. Bunun dışında topraksız köylüler ve küçük ölçekli çiftçiler yaklaşık 730 bin ailedir.

–Devam edecek–

Mehmet Abidin KARTAL

01.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004