Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Önce altı ay hapis...

Danıştay saldırısı sonrasında gazetemizin 23 Mayıs 2006 tarihli sayısında yayınlanan “Oyun geri tepti” manşetiyle ilgili olarak TCK’nın “devletin askerî organlarını aşağılama” suçunu düzenleyen 301 ve “âdil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu tanzim eden 288. maddelerinden yargılanan Yazıişleri Müdürümüz Faruk Çakır hakkındaki dâvâ sonuçlandı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi Çakır’ın 301’den beraatine, 288’den altı ay hapse mahkûmiyetine karar verdi.

Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Çakır ‘’devletin askeri organlarını basın yoluyla aşağılama’’ suçlamasından beraat etti. Çakır, ‘’adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’’ gerekçesiyle 3 bin 600 YTL adli para cezasına çarptırıldı.

Yazı İşleri Müdürümüz Faruk Çakır hakkında Danıştay’a yapılan saldırı sonrasında yayınlanan “Oyun geri tepti” başlıklı haber sebebiyle TCK’nın 301. ve 288. maddelerini ihlal iddiasıyla açılan dava, dün karara bağlandı. Bağcılar Adliyesi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında iddia makamı, haberde TSK ile bağlantısı kesilmiş şahıslardan bahsedildiği, subay ve astsubay tabiri ile genel bir ifade ile TSK’yı ifade edecek şekilde kullanılmadığından suçun unsurları oluşmadığı kanaatinde bulunarak 301’den beraat talep etti. Dava konusunu haberde, Kızılelmacı bir örgüt olduğu, Danıştay saldırısının bu çerçevede tezgahlandığı ifadeleri geçtiğini ve olay tarihinde halen soruşturması devam eden yargılama ile alakalı mütalaada bulunmak suretiyle Çakır’ın müsnet suçu işlediği görüşünü aktaran iddia makamı, Çakır’ın 5187 sayılı Basın Kanununun 11 maddesi delaletiyle TCK nın 288 maddesi gereğince cezalandırılmasını talep etti.

Söz konusu madde ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan mahkumiyeti istenen Çakır’ın avukatlarından Turgut İnal ise, ne müvekkilin kasıt itibariyle, ne de dava konusu yazının tümünde bu suçun oluşmadığını ifade etti. “Yargı büyük bir camiadır ve etkilemek bu kadar basit değildir. İki satırlık yazıyla etkilenmez. Bu tür yazılar sebebi ile gazeteciler hakkında sık sık dava açılması ve mahkumiyet kararı verilmesi halinde gazeteciler rahat görev yapamazlar” diyen İnal, bu tür davalar basın hürriyetine hizmet etmiş olmayacağını vurguladı.

Avukat Kadir Akbaş da esas hakkında savunmasında, dava konusu haberde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve yayın yasağı konulmayan soruşturmada soruşturma ile ilgili olarak gözaltına alınan kişilerin geçmişleri, siyasi kimlikleri, görevleri ve ilişkileri hakkında açıklamalar yapıldığını ifade etti. Haberde aktarılanların halkı bilgilendirme kapsamında olduğunu söyleyen Akbaş, “Danıştay’a yapılan saldırıda tetiği çektiği belirlenen Alparslan Aslan’ın bir kısmı gözaltına alınan ve tutuklanan Kızılelma koalisyonu olarak nitelendirilen kişilerle irtibatlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Göz altılardan sonra böyle bir kanaat doğmuştur ve yazıda bu belirtilmiştir” dedi.

Faruk Çakır da, “Yargılamayı etkileme niyetim kesinlikle olmamıştır, beraatimi talep ederim” dedi.

Mahkemede, Çakır’ın 301’den beraatine karar verilirken TCK’nın 288/1 maddesi uyarınca ise 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildi. Sözkonusu ceza da sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindekı özelliklere göre kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK nın 5071-a ve 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 YTL den 3.600 YTL adli para cezasına çevrildi. Mahkemede ayrıca, yedi gün içinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık bırakıldı.

İNAL: YARGIYI ETKİLEMEK

BU KADAR BASİT DEĞİL

Duruşma sonrasında Faruk Çakır, avukatları Turgut İnal ile Kadir Akbaş basın açıklaması yaptı.

Avukat İnal, “Müvekkilim yargıyı yönlendirmekten dolayı mahkum edilmiş bulunmaktadır. Yargıyı etkisi altında bırakmak bu kadar basit bir olay değildir. İki üç satırla yargıyı etkiledi demek doğru değildir” dedi. İnal, böyle kanunlarla basının yazmamaya, konuşmamaya mahkum edilmiş olacağını söyledi.

AKBAŞ: TEMYİZE GİDECEĞİZ

Akbaş ise 288. maddenin, Türk halkının bilgi edinme hakkı ile basının haber verme özgürlüğü önünde ciddi bir engel olduğunu belirterek, kararla ilgili temyize gideceklerini, iç hukukun tükenmesi durumunda da AİHM’e konuyu taşıyacaklarını söyledi. Akbaş, “Dileriz ki Yargıtay hukuka aykırı bulduğumuz bu kararı bozar” dedi.

ÇAKIR: 301 VE BENZERLERİ

MAYIN TARLASI GİBİ

“301’den beraat ettik, sevindik, 288’den mahkum olduk” diyen Faruk Çakır da, 301-288 ve benzeri maddelerin mayın tarlası gibi basın özgürlüğünün önünde durduğunu söyledi. Çakır, bunların tartışılarak değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

SDP, ÇAKIR’A DESTEK İÇİN MAHKEMEDEYDİ

Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Filiz Koçali, Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, Veysi Sarısözen ve MYK üyesi Oğuz Ender, İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Yaman Yıldız’dan oluşan SDP Heyeti, Faruk Çakır’la dayanışmak üzere Bağcılar Adliyesi’ndeydi. Mahkeme çıkışında konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan SDP Genel Başkanı Koçali, “301’den mağdur olanların şöyle bir benzerliği var, Türkiye’deki demokratikleşmenin önündeki engellerle mücadele edenler bu insanlar.” dedi.

Doğan: 288 yeniden düzenlenmeli

Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan da Türk Ceza Kanunun 301. maddesi yanında 288. maddesi de özgürlükler açısından kısıtlayıcı ve kötüye kullanılacak maddelerinden biri olduğnu söyledi. “Yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Etki altında kalmamalıdır” diyen Doğan, ancak sadece olayları yazan bir haberle hiçbir hâkimin etkilenmeyeceğini belirtti. Doğan, eğer bu madde katı olarak yorumlanırsa hiçbir adli vakanın haberleştirme imkânının kalmayacağını ifade ederek şunları kaydetti:

“Bu madde ya kaldırılmalı ya da tekrar düzenlenmelidir. Yargının etkilenme unsuru yeterince düzenlenmemesi halinde her haber suç unsuru olabilir. Yazılı sözlü tüm medya günlerce yazıp konuştuktan sonra medyadan birine veya birkaçına dâvâ açmak da adalet değildir. Basın özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır. Adaletin etkilenmesi endişesiyle basın özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Haberin, yazının hâkimi etkileyecek unsurları taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın sadece olayla ilgili yazı yazılmış olmasını suç saymak adaletle ve özgürlükle bağdaşmaz. Sadece vakayla ilgili haberin yapılmış olmasını suç saymak habercilik açısından önemli bir kısıtlamadır. Kanaatimizce 301. madde yeniden ele alınacağı zaman 288. madde ve diğer özgürlüğü sınırlayıcı maddeler de tekrar ele alınmalı ve düzeltilmelidir.”

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

14.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Erdoğan: Medeniyet yürüyüşümüz sürüyor

  Önce altı ay hapis...

  301’de CHP-AKP ittifakı

  SDP: Karar basın özgürlüğüne darbe

  Topbaş: Pierre Loti’nin ismi değişmemeli

  Tuncer Kılıç: Irak şu anda bizim en büyük hassasiyetimiz

  AP’nin kuruluş yıldönümü kutlandı

  Tehdit mesajlarına 9 gözaltı

  İsrail Elçiliğine siyah çelenk

  Babacan AB yolunda

  RTÜK’te toplantı rahatsızlığı

  Bakan Çelik “akıllı sınıf” açtı

  Dünyanın en büyük termal tesisi Bodrum’da yapılıyor

  80 yıl sonra gelen su sevinci

  Sigara yerine İskender Kebabı

  Çöpleri civcivler toplayacak

  Kar yağdı, fidanlar kurtuldu

  Kuş gribini önleme toplantısı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004