AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarihi inanışlarıyla askerî ve siyasî boyutlarıyla birden çok Avrupa tanımı yapılabileceğini ifade ederek, ‘’Ama bana sorarsanız, ben Avrupalı olmayı ideallerden yola çıkarak tarif etmek isterim. Bana göre Avrupalı olmak, insanlığa yeni ufuklar açmak, dünyaya, hayata, barışa katkı sağlayacak yeni fikirler üretmek demek olmalıdır’’ dedi.
Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkez Gençlik Kollarınca The Marmara Oteli’nde düzenlenen ‘’Avrupa’nın Gençleri İstanbul’da Buluşuyor’’ toplantısında yaptığı konuşmada, çağımızda Avrupa’nın dünyada önemli bir yeri olduğuna söyledi.
Farklı kültür ve medeniyetlerin buluştuğu, birbirini zenginleştirdiği bir zemin olarak görülen Avrupa’ya büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Erdoğan, burada insanlığın geri kalanına karşı özellikle gençlerin duyması gereken sorumluluklar bulunduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ‘’Zira büyük romancı Dostoyevski’nin dediği gibi, her insan her şey karşısında gerçeklerden sorumludur. Sorumluluk duygusuyla dünyanın aklı, vicdanı olmalısınız’’ diye konuştu.
Erdoğan, farklı dillerden, dinlerden ve kültürlerden olmalarına karşın herkesin aynı zamanda çok önemli asgari müştereklere sahip olduğunu belirterek, asgari müştereğin de ‘’Avrupalılık’’ olduğunu ifade etti. Stratejik özellikleri, güç dengeleri, ülkeler arası menfaat ilişkileri ve ekonomik ortaklıklarıyla farklı Avrupalı tanımları yapıldığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
‘’Tarihi inanışlarıyla askeri ve siyasi boyutlarıyla birden çok Avrupa tanımı yapılabilir. Ama bana sorarsanız, ben Avrupalı olmayı ideallerden yola çıkarak tarif etmek isterim. Bana göre Avrupalı olmak, insanlığa yeni ufuklar açmak, dünyaya, hayata, barışa katkı sağlayacak yeni fikirler üretmek demek olmalıdır. Benim inandığım, inanmak istediğim, inanmakta ısrar ettiğim ve ülkem adına umut ettiğim Avrupalılık, bir coğrafyaya ait olmaktan ziyade bir idealdir.’’
“TÜRKİYE, İKİ KIT'ANIN ÜLKESİ’’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB çalışmalarına bakıldığında, Avrupa kıt'asından olmayan ülkelerin de birliğe kabul edildiğine dikkat çekerek, ilk önce coğrafi bir birlikten bahsedildiğini söyledi. Türkiye’nin ilk başta coğrafi sebeplerle dışlandığını anlatan Erdoğan, ‘’Halbuki Türkiye, bir kıt'anın değil, iki kıt'anın ülkesidir. Hem Avrupa, hem Asya’nın... Şu anda sizler Avrupa’dasınız. Buradan Boğaz’ın öbür yakasına baktığınız zaman Asya’yı seyrediyorsunuz. Türkiye’nin bu özellikleri var, ama bu tutmadı. Yeni bir tanım getirmek durumunda kaldılar’’ dedi.
Erdoğan, bu yeni tanımda acı olan tarafın, ‘’AB temellerinin Hristiyanlığa dayandırılmak istenmesi olduğunu’’ dile getirerek, ‘’AB anayasasına, Avrupa’nın kökeninin Hristiyanlık olduğunu koymak gibi bir yanlışın içine düştüler. Çok ciddî tartışmalarımız oldu. Halbuki Avrupa kıt'asının içinde üye ülkeleri içinde Hristiyanlar olduğu gibi Müslümanlar, Museviler, dinsizler de var vesaire vesaire... O zaman böyle bir AB’yi Hristiyan kulübü olarak görmek yanlıştır dendi’’ diye konuştu.
“MEDENİYETLER ARASI
İTTİFAKI SAVUNUYORUZ’’
Başbakan Erdoğan, sonuçta Avrupa anayasasına bu ifadenin girmediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
‘’Çünkü bu büyük bir yanlış olacaktı. Çünkü bununla dinler arası tarihte yaşanan savaşlar, adeta bir tohum ekme olabilirdi. Nitekim şu anda medeniyetler arası çatışmayı savunanlar var. Ama biz buna karşı medeniyetler arası ittifakı savunuyoruz. Onun için de İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın riyasetinde eş başkanlar olarak Zapatero ile medeniyetler ittifakının başını çekmeye başladık ve bunu AB üyesi ülkelere yaydığımız gibi dünyanın diğer ülkelerine de yaymaya başladık. Şu anda çalışmalar bitti. Sonuç bildirgeleri deklare edildi. Şimdi sekreterya kurma çalışmaları BM himayesinde devam ediyor. Bunlar da tamamlandığında artık bunu BM Genel Sekreterliği yürütmeye devam edecek. Bizler de elimizden gelen desteği vermeyi sürdüreceğiz.’’
|