Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Ankara’da nükleer müzakere

İran’ın Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi (UYGK) Genel Sekreteri ve nükleer programıyla ilgili baş müzakerecisi Ali Laricani, AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Ankara’ya geldi.

Laricani, Esenboğa Havaalanında Dışişleri Bakanlığı ve İran Büyükelçiliği yetkilileri tarafından karşılandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın vereceği öğle yemeğine katılan Laricani, öğleden sonra Swissotel’de Solana ile bir araya geldi. İran’ın Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi (UYGK) Genel Sekreteri ve nükleer programıyla ilgili baş müzakerecisi Ali Laricani, AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile yapacağı görüşmede gündeme getirilebilecek yeni fikirleri ele almak için Ankara’ya geldiklerini söyledi.

Esenboğa Havaalanında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Laricani, Solana ile geçmişte de bir araya geldiklerini ve sorunun çözümü için görüşmelerde bulunduklarını belirterek, “Ancak daha sonra, kabul edemeyeceğimiz bazı akıl dışı şartlar ortaya çıktı” dedi.

Gündeme getirilebilecek yeni fikirleri ele almak için geldiklerini ifade eden Laricani, kendisine hangi önerilerde bulunulacağını bu aşamada bilmediğini kaydetti.

Laricani, “Görüşmelerden umutlu musunuz” diye sorulması üzerine, “Bu konuda herhangi bir değerlendirmede bulunmak istemiyorum” dedi. İranlı yetkili, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasına (NPT) ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) kurallarına tamamen uygun hareket ettiklerini söyledi.

UAEK’nin rutin teftişlerinin sürdüğüne de işaret eden Laricani, bu konuda yanlış yapılan herhangi bir şey göremediğini söyledi. Laricani, durumun “siyasi” olduğunu söyleyerek, bunun çıkarlara hizmet etmeyeceğini, aksine sorunları artıracağını belirtti.

/ ANKARA

26.04.2007


 

Irak’ta duvar restleşmesi

Irak’ta mezhep çatışmalarını gerekçe göstererek Bağdat’ın bazı mahallelerini “güvenlik planı” adı altında duvarla ören ABD ordusunun Azamiye’den başka 10 ayrı mahalleye daha duvar örmeyi planladığı ortaya çıktı.

Irak Ordusu’nun önde gelen isimlerinden Bağdat Güvenlik Planı Sözcüsü General Kasım Atta El Musavi, önceki gün başkent Bağdat’ta ABD kontrolündeki Yeşil Bölge’de yaptığı basın açıklamasında, Amerikan güçlerinin planı olan duvar inşaatının 10 mahallede daha uygulamaya konulacağını doğruladı. Sözcü, çeşitli tartışmalara neden olan Başbakan Nuri El Maliki’nin karşı çıkmasına rağmen devam eden duvar inşasıyla ilgili tepkilere ise şaşırdığını söyledi. Tepkilere bir anlam veremediğini anlatan El Musavi, “Güvenlik duvarının inşasına devam edilecek” dedi. Başbakan Maliki ise, duvarın kendilerine “farklı duvarları” hatırlattığını ifade ederek, ziyaret için gittiği Kahire’de önceki akşam Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile yaptığı ortak basın toplantısında örülen duvara gösterilen tepkilerden dolayı söz konusu inşaatın durdurulacağını açıklamıştı.

Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin bu açıklamalarına karşın ABD Savunma Bakanlığı Pentagon yetkilileri ile Amerika’nın Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker, “geçici bir çözüm yolu” olarak nitelendirdikleri duvar inşaatının devam edeceğini tekrarlamışlardı.

ABD, duvar için bastırıyor

Bu arada, Ortadoğu’daki Amerikan kuvvetlerinin komutanı Oramiral William Fallon, Irak hükümetinin karşı çıktığı ve Bağdat’ta Sünnilerle Şiileri ayıran duvarı savundu. Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Pazar günü, ‘’inşaatının durdurulması için direktif verdim’’ dediği duvarla ilgili dün bir açıklama yapan Fallon, Maliki ile görüşlerinin çeliştiğini belirtti. Fallon, Birleşik Arap Emirlikleri’nde dün düzenlediği basın toplantısında, bu duvar sayesinde bir çok olası bombalı saldırının önüne geçilmiş, bir çok masum sivilin hayatta kalmasının sağlanmış olduğunu belirtti.

Öte yandan, Mukteda Sadr da duvara karşı Iraklıların yekvucut olmalarını ve gösteri yapmalarını istedi.

/ BAĞDAT

26.04.2007


 

BM Maliki hükümetini suçladı

BM Irak Yardım Misyonu (UNAMI), Irak hükümetini son üç ayda ülke genelinde yaşanan ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgileri gizlemekle suçladı.

Irak’taki insan hakları durumuna ilişkin üç ayda bir rapor hazırlayan UNAMI, BM’yi daha önceki raporlarda ölü ve yaralı sayısını abartmakla suçlayan Başbakan Nuri el Maliki hükümetinin kuruma bilgi akışını durdurduğunu belirtti. UNAMI 16 Ocak’ta yayınladığı son raporunda, 2006 yılı içinde ülke genelinde meydana gelen şiddet olaylarında 34 bin 400 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. UNAMI’den yapılan açıklamada, “Başbakanlık Ofisi, UNAMI’ye raporda belirtilen ölü sayısının abartı olduğunu belirtti. Ancak kurum tümüyle bakanlıkların sağladığı verileri kullanmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca, Maliki hükümetinin suçlamalarına hedef olan Ocak ayı raporunun da Sağlık Bakanlığı dahil diğer bakanlıkların sağladığı veriler esas alınarak hazırlandığı belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın 1 Ocak-31 Mart tarihleri arasında ölü sayısı bilgisinin kuruma verilmediğini söyleyen UNAMI, Irak hükümetine, şeffaflık çağrısında bulundu.

/ BAĞDAT

26.04.2007


 

BM raporu: Bush’un son planı da fiyasko

BM’nin Irak’taki Yardım Misyonunun raporunda, ABD’nin Şubat'ta uygulamaya koyduğu yeni Bağdat güvenlik planının gerekçelerinden olan mezhep ayrılığına dayalı şiddetin bölgede azalmadığı, şiddetin çok sayıda sivilin canını almaya devam ettiği bildirildi.

26.04.2007


 

Cheney azledilsin

Demokrat milletvekili DennisKucinich, halkı yanıltmakla suçladığı ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin azli için süreç başlattığını açıkladı.

ABD’de 2008’de yapılacak başkanlık seçiminin adaylarından olan Kucinich, Cheney hakkında mecliste dava açacağını belirttiği açıklamasında, “Milyonlarca Amerikalı bu girişimimde benimle birlikte. Ülkenin iyiliği için, Amerikalıların adil ve dürüst olmasını istediği hükümeti oluşturmak için bir şeyler yapmak gerek” dedi. Kucinich ‘in bu girişimi, Demokrat Partinin en sol kanadının Irak’taki savaşa karşı düzenlenen gösterilerde atılan Cheney’nin azline ilişkin sloganlarla da örtüşüyor. Kucinich, bu girişimin acil olduğu belirterek, “Çünkü bu Başkan Yardımcısı İran’a karşı bir saldırıyı etkin olarak teşvik etmekte” ifadesini de kullandı.

/ WASHINGTON

26.04.2007


 

Royal farkı kapatıyor

Fransa’da düzenlenen bir kamuoyu araştırması, cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için, Sosyalist Segolene Royal’in, merkez sağdaki Nicolas Sarkozy ile arasındaki farkı giderek kapattığını ortaya koydu.

26.04.2007


 

Hatemi’den İsrailli gazetecilere: Canınız cehenneme

Kazakistan’daki bir forumda diyalog çağrısında bulunan İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin, kendisiyle görüşmek isteyen İsrailli gazetecilere “Cehenneme kadar yolunuz var” dediği ileri sürüldü.

Jerusalem Post gazetesine göre, geçen hafta düzenlenen forumda, Batı ile diyalog çağrısında bulunan Hatemi, ülkesinin, barış amaçlı nükleer enerji programına sahip olma hakkı bulunduğunu ve nükleer silah geliştirme niyetinde olmadıklarını söyledi.

/ ANKARA

26.04.2007


 

Ermeni tasarısına Musevi desteği

ABD’deki dört büyük Musevi kuruluş, Amerikan Kongresindeki sözde Ermeni soykırımı tasarısının ertelenmesini talep eden Türk Musevi Cemaati’nin bir mektubunu, Kongredeki etkili liderlere ortak imzalı bir mektupla iletti.

A.A’nın edindiği bilgiye göre, aralarında Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Tom Lantos’un da bulunduğu Kongre üyelerine gönderilen mektuba destek veren Musevi kuruluşlar, B’nai B’rith International, Karalamaya Karşı

Birlik (Anti-Defamation League), Amerikan Musevi Komitesi (AJC) ve Ulusal Güvenlik İlişkileri Musevi Enstitüsü (JINSA). Bu Musevi kuruluşların başkanlarının imzalarını taşıyan mektupta, Amerikan Kongre üyelerine hitaben, ‘’Türk Musevi toplumundaki dostlarımız ve meslektaşlarımız, ekteki mektubu sizinle paylaşmamızı istedi’’ ifadesi yer alırken, ‘’Türk Musevi dostlarımızın benzersiz perspektifini anlayarak görüşlerine ilgi göstereceğinizi biliyoruz’’ denildi.

/ WASHINGTON

26.04.2007


 

Rice-Muttaki buluşmasına doğru

ABD Başkanı George Bush, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın mayıs başında Mısır’da yapılması planlanan Irak Konferansı sırasında İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile görüşebileceğini söyledi.

Bush, Amerikan PBS televizyon kanalındaki konuşmasında, Rice’ın Mutteki ile ikili görüşme çerçevesinde bir araya gelebileceğini, ancak görüşmede Irak ya da konferans dışında bir konuyu görüşmeyeceklerini kaydetti. Rice’ın Mutteki ile “karşılıklı konuşmalar” yapıp yapmayacağı sorusuna “yapabilir, yapabilir” şeklinde yanıt veren Bush, “Irak hükümetine uluslararası toplum nezdinde güvenilirlik kazandırılmasına yardım edecek bu bölgesel konferansa temsilcilerimizi göndermekten çok mutluyum. Yapmayacağım şey ise İranlılarla ikili görüşme masasına oturmaktır” dedi. ABD’nin Irak’taki Amerikan güçlerine karşı savaşan direnişçilere yardım etmekle suçladığı İran ise Mısır’da 3-4 Mayısta yapılacak olan söz konusu konferansa henüz katılımını açıklamış değil. İran’ın nükleer programıyla ilgili bir soru üzerine de Bush, “İran’ı nükleer silaha sahip olmaktan vazgeçirecekse bu konuda İranlılarla ikili bir görüşme yapma olasılığını ciddiyetle inceleyeceğini belirterek, “Ancak, şu anda sadece İranlılarla bir görüşmenin istediğimiz sonuçları vereceğini düşünmüyorum” ifadesini kullandı.

ABD: Nükleer alanda İran’a taviz yok

Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı, İran’ın bazı nükleer faaliyetlerine devam etmesine imkan sağlayacak bir uzlaşma zemini arayabileceklerine ilişkin haberleri reddetti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gonzalo Gallegos, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi (UYGK) Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Ali Laricani ile AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana arasında Ankara’da, İran’ın nükleer programına ilişkin yapacakları görüşmelerin arifesindeki açıklamasında, ABD’nin hiçbir uzlaşma istemediğini belirtti. İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini dondurmasını istediklerini belirten Sözcü, “Siyasetimizde bir değişiklik yok. Müzakere etmek istiyorsa İran nükleer faaliyetlerini askıya almalıdır” dedi.

/ WASHINGTON

26.04.2007


 

K. Irak’ta keyfi uygulamalar artıyor

BM’nin Irak’taki Yardım Misyonunun (UNAMI) insan hakları raporunda, Irak’ın kuzeyinde basın özgürlüğü konusunda endişeler dile getirildi ve gazetecilere yönelik baskıların sürdüğü bildirildi.

Raporda, ülkenin kuzeyindeki yönetimin adının karıştığı yolsuzluklar, kamu hizmetlerinin kötülüğü ya da kamuyu ilgilendiren diğer konularda yönetimi eleştiren yazılar yazan gazetecilerin baskıya maruz kaldığı belirtildi. UNAMI’nin raporunda, Irak’taki gazeteci ölümlerinin çoğunun Bağdat’ta görüldüğü belirtilirken, ocak ve mart ayları arasında gazetecilere yönelik gözaltıların çoğunun da Kürt güvenlik güçleri tarafından yapıldığının tesbit edildiği kaydedildi.

/ BAĞDAT

26.04.2007


 

Olmert'ten Yeltsin'e övgü

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Rusya Federasyonu’nun ilk devlet başkanı Boris Yeltsin’in ölümünün ardından İsrail adına taziyelerini sundu ve Yeltsin’in Rusya’da Musevi yaşantısının gelişmesine izin verdiğini söyledi.

Yeltsin’in ölümünün ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Rus halkına taziye mesajı gönderen Olmert, “Yeltsin idaresinde, İsrail’e göç kapıları açıldı ve Yahudi cemaatiyle ilişkileri Rusya’da Musevi yaşantısının gelişmesine imkan sağladı” ifadesini kullandı. 76 yaşında kalp yetmezliğinden pazartesi günü ölen Yeltsin, toprağa verilecek. Yabancı devlet adamlarının katılacağı cenaze töreninde İsrail’i, İsrail’in Moskova Büyükelçisi Anna Azari temsil edecek.

/ KUDÜS

26.04.2007


 

Gül, Türkiye’yi AB’ye yaklaştırır

Avrupa Parlamentosu milletvekili Cem Özdemir, Gül’ün adının, Türkiye’nin AB’ye yaklaşmasının sürdürülmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Özdemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı için aday olmamasını akıllı bir karar olarak değerlendirdi. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinin internet sitesi ‘’sueddeutsche.de’’ye ropörtaj veren Özdemir, ‘’Erdoğan’ın adaylıktan vazgeçmesi akıllıca bir karar. İki nedenle; birincisi adaylığıyla toplum içinde kutuplaşmanın artmasına neden olurdu. Bunun yanı sıra geçmiş de göstermiştir ki, bir başbakan cumhurbaşkanı koltuğuna geçtiğinde partisi her zaman büyük oy kaybına uğramıştır’’ şeklinde görüş belirtti. Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı makamı için aday olmamasının, AKP’nin genel seçimlere de daha güçlü şekilde girmesini sağlayacağını savunan Özdemir, seçimlerde AKP’nin yeniden iktidara gelmesinin mümkün olduğunu söyledi. ‘’Gül bağımsız bir kişilik’’ diyen Özdemir, Gül’ün reformlara bağlı ve milliyetçi akımlara kapılıp gitmeyen bir kişi olduğunu ifade etti. Özdemir, Türkiye’yi AB yolunda engelleyen güçlerin de Paris, Viyana ya da Berlin’de değil, Ankara’da aranması gerektiğini savundu. Gül’ün adının, Türkiye’de huzur getireceğine inandığını kaydeden Özdemir, adaylığının, Türkiye’nin AB’ye yaklaşmasının sürdürülmesine katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

/ BERLİN

26.04.2007


 

KKTC Başbakanı Soyer: Gül, Türkiye’yi ileri taşıyacaktır

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili olarak, ‘’Sayın Gül, Sezer’den devraldığı bayrakla, Türkiye Cumhuriyeti’nin daha ileriye gitmesi için elinden gelen çabayı gösterecektir’’ dedi.

Bayrak Televizyonu’na (BRT) yaptığı açıklamada, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığını değerlendiren Soyer, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin dolduğuna işaret ederek, ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kendi iç dinamiği içerisinde şimdi yeni bir sonuç üreteceğini’’ kaydetti.Soyer, ‘’Gül’ün çok deneyimli bir politikacı olduğunu ve Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı görevi vesilesiyle müthiş açılımlar yaptığını’’ söyledi.

Başbakan Soyer, Abdullah Gül’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin katettiği yolda, Sezer’den devraldığı bayrakla, daha ileriye gitmesi için elinden gelen çabayı göstereceğine inandığını vurguladı.

/ LEFKOŞA

26.04.2007


 

Kıbrıs’ta Türklerin tercihi iki devlet

Kıbrıs’ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) tarafından yapılan iki toplumlu anket sonuçlarına göre, Rumların birinci tercihi üniter devlet, Türklerin birinci tercihi ise iki devletli çözüm. Her iki toplum, birbirlerinin ilk tercihlerine tepki gösterirken, federasyon, ikinci tercih olarak toplumların konsensüs sağladığı çözüm modeli olarak teyit edildi.

BM’nin adadaki varlığı, iki toplum arasındaki ilişkiler ve muhtemel çözüm hakkında KKTC’li Türk ve Kıbrıslı Rumların görüşünü almak amacıyla UNFCYP tarafından yaptırılan iki toplumlu anketin sonuçları, bugün ara bölgedeki Ledra Palace Otel’de düzenlenen basın toplantısında açıklandı.

Anket sonuçlarına göre, iki toplumun çoğunluğu, yakın gelecekte Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm olasılığına kuşkuyla bakıyor. Buna karşın yine çoğunluk, bugünkü durumun çözüm olmadığına da inanıyor.

Kıbrıslı Rumların çoğunluğu üniter devletten yana tercih belirtirken, Kıbrıslı Türkler iki devletli çözümden yana görüş belirtti. Her iki tarafın çoğunluğu, karşı tarafın bu ilk tercihlerini benimsemiyor. Federal çözüm ise her iki tarafın da ikinci tercihi olarak çoğunlukta. Bu durum için ‘’federal çözüm en iyi umut’’ denilen anket değerlendirme raporunda, ‘’plan ne olursa olsun federal çözümü tamamen reddetmek, iki toplum tarafından düşünülmemektedir’’ ifadelerine yer verildi.

/ LEFKOŞA

26.04.2007


 

Hristodulos Paşardis: Annan Planı otopsi masasında

Kıbrıs Rum yönetimi Sözcüsü Hristodulos Paşardis, ‘’Annan Planı’nın müzakere masasında değil, otopsi masasında bulunabileceğini’’ söyledi.

Rum radyosunun haberine göre, Annan Planı ile ilgili referandumun üçüncü yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Paşardis, Kıbrıslı Rumların büyük bir çoğunluğu tarafından ‘’hayır’’ denen Annan Planı’nın, geçmişe ait olduğunu kaydetti. Planın, olduğu şekliyle veya dekoratif değişikliklerle geri gelmesinin mümkün olmadığını belirten Paşardis, şu anda önde gelenin, 8 Temmuz anlaşmasının uygulanması olduğunu savundu.

/ LEFKOŞA

26.04.2007


 

Polonya’daki komünist avı

Polonya’nın eski dışişleri bakanı Bronislaw Geremek, ülkede yeni çıkarılan “komünizmden arındırma” yasasına itaat etmediği gerekçesiyle Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilliği görevinden olma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Dziennik gazetesindeki habere göre, 74 yaşındaki Geremek, 51 AP milletvekili arasında yeni yasanın öngördüğü üzere, komünist dönemde gizli servis teşkilatıyla işbirliği yapıp yapmadığını istenen sürede açıklamayan tek milletvekili.

Ulusal Seçim Komisyonu yetkilisi Beata Tokaj, gazeteye yaptığı açıklamada, Geremek’in gizli servisle işbirliği yapıp yapmadığını bildirmesi gereken son tarih olan 19 Nisan’da beyannamesini vermediğini belirterek, “Geremek yasaya karşı çıkmak istiyor” derken, diğer bir AP milletvekili Boguslaw Sonik, “Avrupa bunu Polonyalı AP milletvekilinin rejime karşı mücadelesi olarak algılayacak” ifadesini kullandı. Ortaçağ tarihi profesörü olan, 1997 ile 2000 arasında dışişleri bakanı olarak görev yapan ve 2004’te de ünlü Dayanışma Sendikasına yakın reform yanlısı Demokratik Birlik partisi listesinden AP milletvekili seçilen Geremek ise şimdiye kadar bir açıklamada bulunmadı.

Biri devlet başkanı diğeri de başbakan olan antikomünist ikiz kardeşler Lech ve Jaroslaw Kaczynski’nin Hukuk ve Adalet Partisi, komünist dönemin sona ermesinden 17 yıl sonra çok tartışılan geniş çaplı bir operasyon başlatarak, komünist dönemin eski işbirlikçilerini kamu yaşamından dışlamaya çalışıyor.Operasyon, siyasetçiler ve yargıda çalışanların dışında öğretim görevlileri, okul müdürleri, kamu şirketi idarecileri ve gazetecileri de hedef alıyor ve bu kişiler, işten çıkarılma tehdidiyle işbirlikçi olup olmadıklarını açıklamak zorunda bırakılıyor. Verilen beyannameler, eski siyasi polisin dosyalarını yürüten Ulusal Bellek Enstitüsü (IPN) tarafından doğrulanıyor, yalan söylenmesi durumunda ise 10 yıl kamu ya da meslek yaşamından men cezası riski bulunuyor.

/ VARŞOVA

26.04.2007


 

Depresyon şeker hastalığı sebebi

Bilimsel araştırmalar, depresyonun ileri yaşlarda şeker hastalığına yol açabileceğini ortaya koydu.

ABD’de 3 eyalette 65 yaşını geçmiş erkek ve kadınlar üzerinde yapılan incelemelerde, şeker hastalığıyla uzun dönemli depresyon arasında irtibat bulundu. Chicago’daki Northwestern Üniversitesi bilim adamları, Archives of Internal Medicine dergisinde yayımlanan araştırmalarında, “Kronik depresyon ya da zamanla ilerleyen depresyon, yaşlılarda şeker hastalığına sebep olabilir” dedi. Raporu yazan Mercedes Carnethon, “felaket” olarak nitelendirdiği şeker hastalığı konusunda doktorların depresyon belirtilerine dikkat etmeleri gerektiğini ifade etti.

/ WASHINGTON

26.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004