Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Yüksek işler veya endüstriyel tırmanış

Dünyada kendi mesleğinin dışında başka bir meslekle iştigal eden kariyer sahibi insanların en çok bulunduğu ülkelerden birisine sahibiz. En çarpıcı örnek olarak ziraat mühendisi, veteriner, iktisatçı gibi elemanların ilköğretimde öğretmen olarak görevlendirildiklerini gösterebiliriz. Ben bu tür atamaları da bir nev'î “gizli işsizlik” olarak telâkki edenlerdenim. Aslında gizli işsizliği, meselâ bir işyerinde 10 işçinin yapacağı işi 15 işçinin yapması şeklinde gösterebiliriz. Ancak birinci örnekte verilen atama örneğini de bir nev'î gizli işsizlik olarak değerlendirmek gerekir. Zira o alanda herhangi bir eğitim almadığı halde; hem de eğitim gibi hassas bir alanda öğretmenlik yaptırmak, herhalde ilkel toplumlarda bile alışılagelmiş bir adet değildir. Ben bu durumu “kariyer paradoksu”, yani meslekî çelişki veya uyuşmazlık olarak görmekteyim.

Bir zamanlar görev yaptığım bir üniversitede, bir veteriner hekimi (doçent) “konservatuar müdürü”; ziraat fakültesinde toprak bölümü başkanı olan bir profesörü ise, “Yabancı Diller Araştırma Merkezi”ne müdür tayin etmişlerdi. Tabiî olarak bu hocalarımızın ideolojik bir tercihle o makamlara getirildikleri açıktır. Yaptıkları icraatlar da paralel bir şekilde ideolojik olmuştur. Bu duruma literatürde “nepotizm” yani “kayırmacılık” denmektedir.

Efendim bu girizgâhtan sonra sözü başka bir gizli işsizliğe getirmek istiyorum: “yüksek işler” veya başka bir deyişle “endüstriyel işsizlik” ile ilgili bir gözlemimi iletmek istiyorum. Geçenlerde televizyonda bir kariyer öyküsü izliyordum. Birkaç genç bir araya gelerek bir ekip oluşturmuşlar ve çeşitli aparatlarla yüksek gökdelenlerin cephelerine asılarak camlarını siliyorlardı. Buna yüksek işler veya endüstriyel tırmanış diyorlar. Yani bir nev'î temizlik işçiliği diyebiliriz. Ayrıca çeşitli ışıklandırma faaliyetleri de yapıyorlar. Gayet güzel ve cesaret gerektiren bir meslek ve takdire şayan bir iş olarak kabul edilebilir. Herkesin yapabileceği bir iş değil. Buraya kadar her şey normal. Ancak anormal olan bir durum var ki, işte o kısmı büyük bir haksızlık ve bir nev'î gizli işsizlik.

Çalışanların içinde elektrik-elektronik mühendisi ve ekonomist gibi elemanlar mevcuttu. Diyeceksiniz ki, ne var bunda canım, isteyen herkes her işi yapabilir. Ama kazın ayağı öyle değil. Madem yüksek binalarda temizlik işi yapacaktın veya ışıklandırma düzenekleri kuracaktın, ne diye bir başkasının sıfır nokta bilmem kaç puanla kaçırdığı ve senin işgal ettiğin o elektrik-elektronik bölümünü okudun? Bu başkasının hakkına tecavüz değil midir? Buna cevap niteliğinde şöyle bir savunma veriyor bu mühendis arkadaş: “Neticede bu bölümü okumam da boşa gitmedi, mühendis arkadaşlarla iyi iletişim kurmama yardımcı oluyor!” Efendim sen onların altına düşmüş bulunuyorsun ve onlarla iletişim kurmak için meslek lisesi veya meslek yüksek okulunu bitirmen yeterdi. Her neyse… Bu hamur çok su götürür.

Kariyer paradoksunu daha iyi anlamak için çevremizde çalışan birçok kariyer sahibinin yaptıkları işe bakmamız yeterlidir. Bunda devletin çok büyük payı bulunmaktadır. Zira Almanya’nın yaptığı gibi, tâ ilk eğitim yıllarında çocukların istidatları, meziyetleri, meslekî eğilimleri ölçülüp ona göre kariyer yönlendirmesi yapılsaydı, bugün Türkiye’de gelişmişlik ölçüsü daha yüksek olabilirdi. Oysa biz ne yaptık “saldım çayıra Mevlâm kayıra” felsefesiyle kariyer kazanımlarını sağladık. Bunun faturası Türkiye’ye pahalıya patladı. Bugün yaptığımız işleri optimal ölçüde etkin ve etken yapamıyorsak, bunda kariyer planlaması hatasının büyük bir payı bulunmaktadır. Neticede eğitimli manavlar, veterinerden öğretmenler veya konservatuar müdürleri yetiştirdik. Topraktan anlayan bir profesörü getirdik yabancı dil merkezinin müdürü yaptık. Suç onlarda değil sistemde.

Dr. Kenan ÖREN

28.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Yüksek işler veya endüstriyel tırmanış

  “İyi ki sınavlar var!”

  Asıl fetih

  Nisan Mayıs süreli eğitimler yeni grublarla başlıyor


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004