Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Mescidler 28 Şubat sürecinde kapatıldı

ÖNDER Başkanı Yusuf Ziya Sula yönetmeliklerde, 1999 yılına kadar okullarda ibadet yeri tahsis edilebileceğine, bunun için bir oda ayrılabileceğine dair izin olduğunu hatırlatarak, bu imkânın 1999’da kalktığını söyledi. Bağcılar’da bir lisede namaz kılındığı yönündeki haberlerin çocukların sanki esrar çekiyorlar gibi yansıtıldığını ifade eden Sula, “Hem bir yandan misyonerlik faaliyetlerinden şikâyet ederler, hem de böyle bir olayı abartırlar” dedi.

Yeni Asya’nın sorularını cevaplandıran Sula şöyle konuştu: “Bu haberi, gündemdeki seçimlerle ilgili psikolojik harekâtın bir devamı olarak görüyoruz. Buna benzer başka kasetler, görüntüler de ortaya çıkacaktır. Haberde bir de korku filmi veriyor gibi sunuyorlar. Gençlerin ibadetlerini yapabileceği mekânların her okulda olması bizce şart. İbadet etmeleri için yönlendirilmeleri ya da zorlanmaları elbette doğru değil. Ama bu ibadet mekânlarının olması gerekir.”

01.06.2007


 

AMAÇLARI TAHRİK ETMEK

Sivil toplum örgütü temsilcileri ve ilâhiyatçılar, bu tür haberlerin bir takım hassasiyetleri tahrik etmek amaçlı yapıldığını kaydederek ortamı gerginleştirmek ve yangına körükle gidilmek istendiğini belirttiler. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, bu haberi Türkiye’de sadece belli bir grup medyanın yayınlayabileceğini söyledi. Dünyanın başka hiçbir yerinde böyle garazkâr haber yapılamayacağını kaydeden Kırbaşoğlu, suç duyurusunda bulunacağını kaydetti.

Bağcılar’da bir lisede namaz kılındığı yönündeki haberleri aşağılayıcı ve korkutucu bir üslupla veren basın kuruluşlarına tepki yağdı. Sivil toplum örgütü temsilcileri ve ilâhiyatçılar, bu tür haberlerin bir takım hassasiyetleri tahrik etmek amaçlı yapıldığını kaydederek ortamı gerginleştirmek ve yangına körükle gidilmek istendiğini belirttiler.

Doğan grubu gazeteleri ve Show TV'de yayınlanan haberlerle ile ilgili Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, bu haberi Türkiye’de sadece belli bir grup medyanın yapabileceğini söyledi. Dünyanın başka hiçbir yerinde böyle garazkâr haber yapılamayacağını kaydeden Kırbaşoğlu, şunları söyledi:

“Bu haberi yapanların ortamı gerginleştirmek, yangına körükle gitmek istediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tam bir sorumsuzluk örneği. Dine aleni saldırı olarak nitelemek de mümkün bu haberi. Akıl, mantık, iz’ana sığmayan bir olay. Bu gazeteler dinsizlik için mi çalışıyorlar açıkça söyleseler. Ramazan aylarında da dini sayfalar dağıtıyorlar. Bu insanların psikolojilerini anlamak mümkün değil. Yapılan resmen kışkırtıcılık. Kanaatimce dindar insanlar namazın tahkir edildiği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunmalı.

Anayasal kurumların, cumhurbaşkanının, hükümetin de demokratlıklarını ispat için adeta turnusol kâğıdı gibi bir fırsat. Bu gazetelerin yaptığı sorumsuzluğa karşı gerekeni yapmalılar.

Hem okullarda din dersi veriyorsun. Namazın dinin temel esaslarından biri olduğunu öğretiyorsun hem de ‘vay namaz kılıyorlar’ diyorsun. Böyle birşey olamaz. Böyle bir haberin yayınlanabilmiş olmasından utanç duyuyorum. Üzerime düşen sorumluluğu da yapacağım, konuyu gündemime aldım. Gazete olarak sizin de okurları suç duyurusuna davet etmeniz, Basın Konseyi gibi ilgili kurumlara başvurmanız gerektiğini düşünüyorum.”

ÖZGÜR-DER Başkanı Hülya Şekerci ise lise öğrencilerinin namaz kılıyor oluşunun çok olumlu olduğunu ve kendilerini tebrik ettiğini belirterek, “Çünkü son zamanlarda özellikle ilköğretim okullarında şiddet, uyuşturucu kullanımı gibi olaylar tehlike sinyalleri veriyordu. Böyle bir ortamda o gençlerin namaz kılıyor oluşu gerçekten önemli ve takdire şayan. Çocukların ibadetlerini yapmaları için bodrum katı değil, daha iyi imkânlar oluşturulmalı” dedi.

Bunu karalama kampanyası yaparak sunmanın çok çirkin olduğunu vurgulayarak, Şekerci, “Asıl mücadele edilmesi gereken şiddet olayları ve uyuşturucudur.” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIN HAKLARINA SAYGI GÖSTERİN”

MAZLUMDER İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada da haberlerin içeriği değerlendirildiğinde hukuka ve ahlâka aykırı somut bir durumdan, özellikle çocuklara ibadetle ilgili bir zorlamanın varlığından da bahsedilmediğine göre zihinlerde istifham oluşturulmaya çalışıldığının anlaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, şöyle denildi:

“Bu haberleri yapan ve yayınlayanların çocuk haklarından, din ve vicdan özgürlüğünden ve bunların yerine getirilmesinde devletin kolaylaştırıcılık yükümlülüğü bulunduğundan haberleri olmaması mümkün değildir. O halde bu haberleri maksatlı kabul etmek ve bu haberleri yapanları kınamak gerekmektedir. Haber yapan yayın organlarının hukuk ve ahlâk sınırları ile toplum yararını, insan haklarını gözetmeyen tutumlarını kınıyoruz.”

MUHTIRAYA ZEMİN Mİ HAZIRLANIYOR?

Namaz alerjisi nükseden medyada bir süredir bu tür haberler hız kazandı. Önce, Denizli Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulundaki öğrencilere dağıtılan ve namaz kılmanın öğretildiği ’Namaz Dinin Direğidir’ adlı kitapla ilgili ’suç duyurusu’nda bulunuldu. Daha sonra da Bolu Belediye Başkanlığı tarafından pazar yerlerinde hizmet vermek üzere, mescid haline dönüştürülen otobüs hedef alındı. Medyanın yayınlarından etkilenen merkezî ve yerel yöneticiler de ’suçlar’ı namaz kılmayı kolaylaştırmak olan sorumlular hakkında gecikmeden soruşturma başlattılar.

MEB, SORUŞTURMA BAŞLATTI

Bu arada, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), iddialara ilişkin inceleme ve soruşturma başlatıldığını bildirdi.

MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden yapılan yazılı açıklamada, konuya ilişkin İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğüne gerekli talimatın verildiği kaydedildi. Açıklamada, şöyle denildi:

“İstanbul Bağcılar Lisesi’nde bazı öğrencilerin okulun bodrum katında yer alan bir odada namaz kıldıklarına ilişkin haberlerin basında yer alması Bakanlığımız tarafından değerlendirilmiş ve İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne gerekli talimatlar verilerek inceleme ve soruşturma başlatılmıştır.”

NAMAZ KILMAK EN DOĞAL HAK

Namaz Gönüllüleri Platformu adına bir açıklama yapan Abdullah Yıldız ise İslâmın beş temel farzından ikincisi ve Kur’ân’da en çok emredilen bir ibadet olan namazın sanki bir suçmuş gibi gösterilmesinin üzüntü verici olduğunu söyledi. Allah’ın, imandan sonra en büyük hakikat olan namazı, “kötülükleri ve hayasızlığı engelleyen” bir ibadet olarak nitelendirdiğini belirten Yıldız, şunları söyledi:

“İnanca ve ibadet hürriyetine saygılı olan tüm ülkelerde normal kabul edilen namaz, hiçbir şekilde suç gibi gösterilemez. Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan inanç ve ibadet özgürlüğü, herkesin olduğu gibi, hiçbir baskı altında olmadan kendi tercihlerini yapan öğrencilerin de hakkıdır. Bugün ilköğretime kadar inen içki, uyuşturucu, fuhuş, kumar, kapkaç ve çeteleşme gibi büyük problemler dururken, hiç kimseye zararı olmadığı gibi, bütün kötülükleri engelleyen namazın aleyhinde olmak, çok çirkin ve antidemokratik bir tavırdır. Eğer böyle bir haber Batıda yayınlansa, suçlanan kimseler tazminat dâvâsı açardı. Namaz kılmak laikliği engellemez, aksine laiklik ibadet hürriyetini güvence altına alır. Bu da gösteriyor ki, ilgili haberi okuyucu bile onaylamamaktadır. Asıl ayıp olan, Bağcılar Lisesindeki öğrencilerin bodrumda namaz kılmak zorunda bırakılmalarıdır. Devletin bütün vatandaşların uygun ortamlarda ibadet etmelerini sağlamak için gerekli yerlere mescit açması gerekir. Bütün milletimizi, en temel hakları olan ibadet özgürlüğünü hiç çekinmeden kullanmaya, böylesi saldırılar karşısında metin olmaya çağırıyoruz.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

01.06.2007


 

Ağar: Darbeler siyasete

DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Türkiye’nin inişli çıkışlı yolları zaman zaman siyaseti yapılamaz hale getirdi. Demokrasi dışı müdahaleler siyasetin adeta periyodik anlamda önünü kesen bir çizgi haline de geldi. Ama dâvâ ve inanç sahibi olan insanlar yılmadılar” dedi.

Ağar, partisinin İstanbul İl Başkanlığınca, Grand Cevahir Otel’de düzenlenen ve milletvekili aday adaylarının da katıldığı yemekte yaptığı konuşmada, siyasetin, dâvâ insanlarının işi olduğunu söyledi. Demokrat Parti geleneğinin temelindeki en temel ilkenin kayıtsız şartsız millete sadakat olduğunu ifade eden DP lideri Ağar, “Kayıtsız şartsız millet iradesiyle beraber yolda yürüme ve elbette bütün bu yürüyüş etrafında şahsî çıkarları değil toplumun ve milletin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutabilmeye başaran bir irade DP’nin karakter yapısıdır. Bugün Türkiye siyasetinin her şeyden daha fazla ihtiyacı olan en temel nokta bu. Milletin yüce duygularını her şeyin üstünde tutan milletin talepleri dışında şahsî hiçbir talebi olmayan bir değişikliği yaşamaya gayret edeceğiz” diye konuştu.

“İNANÇ SAHİPLERİ BASKILARDAN YILMAZ”

DP’nin çok farklı bir alan olduğunu ifade eden Ağar şunları söyledi:

“Türkiye’nin inişli çıkışlı yolları zaman zaman siyaseti yapılamaz hale getirdi. Demokrasi dışı müdahaleler siyasetin adeta periyodik anlamda önünü kesen bir çizgi haline de geldi. Ama dâvâ ve inanç sahibi olan insanlar yılmadılar. Çünkü milletin ihtiyaç noktasında onları arayışı vardı. Demokrat Parti çok farklı bir alan. Şu anda bu hava, bu ruh, bu heyecan, bu inanç çok farklı bir şey. Bütün bunun dibinde doğruğunda yatan temel mesele, haksızlığa, adaletsizliğe, çaresizliğe karşı milletin demokratik başkaldırışının, demokratik isyanının dillendirilmesidir. Bu misyon sessiz kalmış, çaresiz kalmış insanların yerine onların hissiyatını haykıranlardır. Bu hakperestlik bu partide 61 senedir var olandır. Farklı bayraklar farklı isimler altında var olmasının nedenidir. Sonuç olarak 1960 ve 1980 darbeleri olmasaydı bizim adımız hâlâ Demokrat Parti’ydi.”

“SİYASET IRMAĞI TERSİNE AKMAZ”

Mehmet Ağar, siyaseti genel olarak tabii mecrasında akan bir nehire benzeterek şöyle devam etti: “Bu nehri bu mecradan çıkarıp, zorlamayla, sıkıntıyla kenarlara doğru akıtmaya gayret ederseniz akmaz. Döner dolaşır gene kendi tabiî yolunu bulur ve oradan denizlere doğru iner. Bugün olagelen iş gene budur. 1980’den sonra bizim iktidarda olmadığımız ya da siyasette olmadığımız dönemde o dönemin kendine özgü şartları içerisinde DP iktidarlarında genel müdür, Adalet Parti iktidarlarında müsteşarlık görevlerinde bulunan merhum Cumhurbaşkanı Özal, Anavatan Partisi’ni kurdu. Ve 1983’ten bu yana gelen süreç içerisinde temel ana damar olan DP akımından ortaya çıkan ayrılmalar bugünün Türkiye’sinde yeni bir bütünleşme güzargâhı içerisindedir. Geçmiş geçmişte kalacaktır. Buradan elbette çıkarılacak dersler vardır. Acısı vardır tatlısı vardır. Ama bütün bunların içerisinde hepimize düşecek olan temel görev geçmişin tecrübeleri üzerine geleceğin büyük Türkiyesi’ni inşaa edecek asil bir şekilde samimî bir beraberlik kardeşlik içerisinde el ele bunları başarmaktır.”

İki partinin ‘’Türkiye’nin, DP’nin mübarek ismi altında bütünleştiğini’’ dile getiren Ağar, ‘’Gün, bugündür. Gün evde uyuma zamanı değildir. 23 Temmuz sabahına kadar Türkiye’nin her yerinde büyük bir mücadele günüdür’’ diye konuştu.

Ağar, Türkiye’nin 23 Temmuz’da 2012’ye, 5 yıllık yeni siyasî iktidar dönemine uyanacağını sözlerine ekledi.

DP milletvekili aday adaylarının bir araya geldiği yemeğe, DP’ye emek vermiş eski Meclis Başkanı Sabit Osman Avcı eski bakanlar Vefa Poyraz, Ömer Ucuzal, İsmet Sezgin, DP Manisa Milletvekili Orhan Ocakçıoğlu, Necdet Menzir, Ahmet Vefik Alp, Mehmet Ali Bayar, Faik İçmeli, Nevval Sevindi ve Şebnem Kısaparmak’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda dâvetli ve partili katıldı.

Mustafa GÖKMEN / İSTANBUL

01.06.2007


 

Şimdi de 366 tartışması

Cumhurbaşkanı Sezer’in iade ettiği Anayasa paketinin ikinci turunda, seçimlerin 4 yılda bir yapılmasını öngören maddenin 366 oyla kabul edilmesi tartışma meydana getirdi. CHP, söz konusu madde için Anayasa Mahkemesine gitmeye hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanının iade ettiği Anayasa değişikliğinin ikinci tur oylaması dün yapıldı. TBMM Genel Kurulunda, Anayasa değişikliği paketinin 2’nci tur oylamasında, “Milletvekili genel seçimlerinin 4 yılda bir yapılmasını” öngören 1. maddesi, 22 ret oyuna karşı, 366 oyla kabul edildi. CHP’li vekiller maddelerin kabul edilmesi için en az 367 oy gerektiğini iddia etti. TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, maddenin kabul edildiğini açıklamasının ardından, CHP Ankara Milletvekili Oya Araslı, yerinden kalkarak, bu duruma itiraz etti. Araslı, maddenin 366 oy aldığını ve kabul edilmiş sayılamayacağını öne sürdü. Bunun üzerine Arınç, usul tartışması açtı. CHP’liler, veto edilmiş olan bir “Anayasa değişiklik paketinde maddeler de paketin tamamı da 367 oy almalı” iddiasında bulunurken, AKP’li vekiller ise 330 oyun yeterli olduğunu söylediler. AKP’liler, “330 ile 367 arasında oy çıkması halinde paket otomatik referanduma gider, 367’nin üzerinde oy çıkarsa Cumhurbaşkanı isterse referanduma sunar” görüşünü dile getirdiler.

CHP, 367’nin altında oy alan 1. maddesi için Anayasa Mahkemesine gitmeye hazırlanıyor.

Hazırlanacak başvuruda, Anayasanın 175. maddesinde, cumhurbaşkanının, Anayasa değişikliğine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderdiğinde, Meclisin, bu kanunu, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul etmesi gerektiğinin öngörüldüğü görüşüne yer verilecek. Başvuruda, değişiklik paketine ilişkin kanunun 1. maddesinin 366 oyla kabul edildiği belirtilerek, bu maddenin Anayasada belirtilen yeterli çoğunluğu sağlayamadığı ifade edilecek.

Anayasanın, ‘’seçimlerin genel yönetim ve denetimini’’ düzenleyen 79. maddesinde değişiklik yapan ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) görev ve yetkileri kapsamına, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin usul ve esasların da dahil edilmesini öngören 2. madde 370 oyla, ‘’TBMM’nin toplantı ve karar yeter sayısını’’ düzenleyen 96. maddede değişiklik öngören madde, 375 oyla Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören madde 2. Tur oylamada 369 oyla kabul edildi.

/ ANKARA

01.06.2007


 

Sınırötesine ihtiyaç var

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Kuzey Irak’a operasyon konusunda bir ihtiyaç bulunduğunu daha önce ifade ettiğini belirterek, bunun için politik hedeflerin ortaya konması gerektiğini, bu hedefler ortaya konduktan sonra gerekli planlamanın yapılabileceğini bildirdi.

Orgeneral Büyükanıt, ‘’Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler’’ konulu sempozyumda yaptığı konuşmanın ardından basın mensuplarıyla sohbet etti.

Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Orgeneral Büyükanıt, Kuzey Irak’a yönelik askeri bir operasyon ihtimaline ilişkin bir soru üzerine, ‘’Her askeri harekatın politik amacı olur. Politik amaca askeri vasıtalarla ulaşılır. Askeri, politik direktif verilir, asker oturur o hedefi nasıl elde edeceğini, ne kadar kuvvetle elde edeceğini hesaplar’’ dedi.

Orgeneral Büyükanıt, “bu konuda yazılı bir talebi olup olmayacağına’’ ilişkin soruyu, ‘’Yazılı bir talep vermem. Ne talep edeceğiz biz? 12 Nisan’da biz ihtiyaç olduğunu ortaya koyduk. İhtiyaç belirledik. Böyle bir şeye ihtiyaç var. Bu planlamanın politik makamlara yönelmesi için o politik hedeflerin belirlenmesi lazım. O politik hedefler ortaya konduktan sonra biz gerekli planlamayı yaparız’’ diye cevapladı. Orgeneral Büyükanıt, terörizmin küresel niteliğinin, mücadelenin de küresel bir anlayışla yapılmasını gerektirdiğini bildirdi. ‘’Bugün açıkça ifade edeyim, müttefik olduğumuz ülkeler arasında PKK terörüne dolaylı ve doğrudan destek veren ülkeler de vardır ve bundan büyük üzüntü duymaktayız’’ diyen Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:

“Size somut örnek vereceğim. Türkiye’de teröristler çok çeşitli patlayıcılar kullanmaktadırlar. Türkiye’de kullanılan ve ‘topuk koparan’ olarak isimlendirilen mayınlar, her türlü cinayette kullanılan C4, A3, A4 ve benzeri gibi patlayıcılar, herhalde süpermarketlerden alınmıyor.’’

ABD uçaklarının Türk hava sahasını ihlaline ilişkin bir soru üzerine, Orgeneral Büyükanıt, yaklaşık bir haftadan beri Ankara’da bulunmadığını ama gerekli haberleşmeyi yaptığını ve bu konuda şu anda herhangi bir açıklama yapmak istemediğini söyledi.

Orgeneral Büyükanıt, sınırda hareketlilik olduğu yönündeki haberlerle ilgili olarak, ‘’Güneydoğu’ya gidin o çalışmaları her yerde görebilirsiniz. Orada 5 tane tank görülüyor. ‘Operasyon var’ deniliyor. Bu da halkta beklenti yaratıyor. Doğru da değil’’ dedi.

Kuzey Irak’ta güvenliğin Peşmergelere devredilmesinin hatırlatılması üzerine Orgeneral Büyükanıt, ‘’Bu özel statü dikkat çekici ve bana göre uygun değil’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

01.06.2007


 

Seçim yasakları tv kapatacak

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Mehmet Dadak, seçim yayın ilkelerinin ihlaliyle ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kendileri tarafından gönderilen ve kapatma talebini içeren 8-10 raporu incelediğini, bunların çoğunun ulusal kanallardan oluştuğunu söyledi.

Dadak, RTÜK’ün 4 Mayıs 2007’de başlayan seçim sürecinde uygulanması gereken yayın ilkeleriyle ilgili açıklamada bulunduğunu belirtti. Buna göre, radyo ve televizyon kuruluşlarının tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacağını, seçim döneminde siyasî parti ve adayların reklamlarını yayınlayamayacağını hatırlatan Dadak, kuruluşların siyasî partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda olduğunu kaydetti. Bir kanalın sürekli bir parti ya da adayın lehinde görüntü verir, reklâmını yaparsa tarafsızlık ilkesini ihlal edeceğini kaydeden Dadak, Hükümetin de bu süreçte yapacağı temel atma ve açılış törenlerini AKP kadrolarıyla yapamayacağını kaydetti.

Seçim sürecinde RTÜK’ün yetkilerini Yüksek Seçim Kuruluna devrettiğini ve YSK’nın da bu konuda kararlı ve titiz bir çalışma sergilediğini dile getiren Mehmet Dadak, şöyle konuştu:

‘’Seçim yayın ilkelerini ihlal eden yayın kuruluşlarının raporlarını tutuyoruz. 5 gün içinde YSK’ya gönderiyoruz. Şu anda YSK’nın elinde kapatma istemini içeren olan bizim gönderdiğimiz 8-10 tane rapor var. Bunların çoğu ulusal kanallardan oluşuyor. Kapatma cezası verilirse seçim öncesinde bu infaz edilecek. Türkiye’nin demokrasi geleneğinde seçim zamanı radyo ve TV kanalları açarak bazı kişilerin kendi veya parti propagandalarını yaptıklarını biliyoruz. Bu kanallar adil, dengeli, tarafsız, objektif yayın yaptıkları sürece sorun yok. Bu dönemde belli parti ve kişiler adına yayın yaptıkları taktirde cezaya çarptırılacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.’’

/ İZMİR

01.06.2007


 

Bilderbergciler İstanbul’da

Dünyanın her yıl değişik ülkesinde yapılan ve bu yıl da İstanbul’da başlayan Bilderberg toplantısına, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve Kemal Derviş de katılıyor.

01.06.2007


 

Şiddet olaylarında azalma

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullardaki şiddet vaka sayısının Ocak-Mayıs 2007 döneminde önemli oranda düşüş eğilimi gösterdiğini bildirdi. MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından, ‘’Güvenli ve Ahenkli Ortamların Artırılmasına Yönelik Yürütülen Çalışmalara’’ ilişkin bir değerlendirme yapıldı.

Değerlendirmede, bakanlıkça okullardaki şiddete yönelik 2006 yılında ‘’Eğitim Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi ve Azaltılması Strateji ve Eylem Planı’’ isimli bir planın başlatıldığı hatırlatıldı.

Bu eylem planı kapsamında okullardaki şiddete yönelik olayların ay ay incelendiği ‘’Vak’a analiz formu hazırlandığı, ülke genelindeki okullardaki olayların izlendiği’’ belirtildi.

‘’Okullardaki Şiddet Vak'alarının Aylara Göre Dağılım’’ izleme sonuçlarına göre, Ocak-Aralık 2006 dönemindeki vaka sayısına nazaran, Ocak-Mayıs 2007 dönemindeki vak'a sayısında ‘’önemli oranda düşüş’’ olduğu bildirildi. 2007 yılı içinde vaka sayısının Ocak ayında 448, Şubat ayında 428, Mart ayında 374, Nisan ayında 201 ve Mayıs ayında ise 46 olduğu kaydedildi. Ocak-Aralık 2006 dönemindeki cinsel, taciz, mala zarar verme, madde kullanımı, çalma, gasp, kesici delici alet taşıma, çete oluşturma-katılma, yaralama, öldürme olay sayısına nazaran, Ocak-Mayıs 2007 döneminde belirtilen olay sayısında ‘’önemli oranda düşüş’’ olduğu belirtildi. Araştırmada, 2006 yılında olaylara karışan öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına oranının yüzde 0.5 iken, bakanlığın eylem planını uygulamaya koymasıyla bu oranın 2007 yılında yüzde 0.2’ye düştüğü bildirildi. Eylem Planı çerçevesinde, Türkiye’deki mevcut durumun gerçekçi analizini yapmak, zayıf ve güçlü noktaları ortaya koymak, şartlara ve ihtiyaçlara uygun etkili bir model geliştirmek için daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılmasının planlandığı kaydedildi.

Bu kapsamda bakanlıkça, ‘’Ulusal ve Uluslararası İyi Örnekler’’, Yöneticiler ve Öğretmenlerin Şiddet Konusundaki Bilgi ve Becerilerine İlişkin Mevcut Durum Analizi’’, ‘’Öğrencilerin Şiddete İlişkin Tutum ve Davranışları ile Baş Etme Mekanizmalarına İlişkin Mevcut Durum Analizi ve Çözüm Önerileri’’ araştırmalarının yapılacağı bildirildi.

Emniyet Genel Müdürlü ile ‘’Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanmasına Yönelik Bilimsel Analizlerin Yapılması ve Koruyucu/Önleyici Güvenlik Faktörlerinin Güçlendirilmesi Projesi’’ nin geliştirildiği kaydedildi.

/ ANKARA

01.06.2007


 

DP’nin ilk mitingi Menderes’in tutuklandığı Kütahya'da

Demokrat Parti (DP) ilk mitingini 8 Haziran Cuma günü Kütahya’da yapacak.

DYP’nin geçen Pazar günü gerçekleştirdiği tüzük kongresiyle isim ve amblemini değiştirerek DP adını almasıyla birlikte, bu değişikliğe yönelik çalışmalar sürdürülüyor.

Partinin ana tabelâsının önceki gün değiştirilmesinin ardından bina içindeki ve dışındaki diğer tabelâlar da bugün değiştiriliyor. Tabelâ değişiklikleri il, ilçe ve belde teşkilatlarında da başladı. Ayrıca partinin amblem ve işaretini taşıyan ilgili bütün malzemeler de yeni isim ve ambleme göre yeniden düzenleniyor.

İLK MİTİNG KÜTAHYA’DA

Öte yandan Demokrat Partinin ilk mitinginin 8 Haziran Cuma günü Kütahya’da gerçekleştirilmesi planlanıyor. DP’nin kurucu Adnan Menderes’in 1960’da tutuklandığı il olan Kütahya’daki ilk mitinge DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın yanı sıra Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun da katılması bekleniyor.

ANAVATAN KONGRESİ

DYP-ANAVATAN birleşmesinin önemli bir adımı da Cumartesi günü atılacak. ANAVATAN Partisi 9. Olağan Kongresi ASKİ Spor Salonu’nda toplanacak. Kongrede, ANAVATAN, DP’ye katılmak üzere kapanma kararı alacak. Karar, ANAVATAN Partisi tüzüğünün ‘’Parti, Büyük Kongrede toplanmaya yeter sayının salt çoğunluğunun gizli oyu ile kapanma kararı alabilir’’ şeklindeki 101. maddesine göre alınacak. Kongreden önce ANAVATAN Partisi son Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısını da bugün yapacak. Öte yandan iki genel başkan Pazartesi günü Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) teslim edilmesi gereken DP milletvekili aday listelerinin belirlenmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

/ ANKARA

01.06.2007


 

Hakkında açılan dâvâlar iş yapamaz hâle getirdi

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi eski Başkanı Eren Keskin’in, bir gazetede yayınlanan yazısı sebebiyle TCK’nın 301. maddesinden yargılanmasına başlandı. Avukat Eren Keskin, hakkında açılan onlarca dâvâ sebebiyle işlerinin engellendiğini ve dâvâ dahi alamaz hale geldiğini söyledi.

Şişli’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra Birgün Gazetesi’nde, “Teşkilat-ı Mahsusa Eylemlerine Devam Ediyor” başlıklı bir yazı kaleme alan İHD İstanbul Şubesi eski Başkanı Eren Keskin hakkında TCK 301. maddesine göre dâvâ açıldı. Beyoğlu Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülmeye başlayan dâvâya yalnız gelen avukat Eren Keskin, girişte gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Hakkında yazdığı yazılar ve değişik nedenlerle çok sayıda dâvâ açıldığının hatırlatılması üzerine Keskin, “Benim çok alıştığım birşey sadece ben değil, Türkiye’de resmî ideolojiye farklı düşünen herkes sürekli mahkemelere geliyor. Belki benim gerçekten rekor derecede ama gariplik hissetmiyorum. Türkiye’de rejimi tanıdığımız için gayet normal geliyor bana” diye konuştu.

Eren Keskin, “bu dâvâlar ve cezalar işinizi nasıl engelliyor?” şeklindeki soruya karşılıkda “İşimi tabiki engelliyor. Yazdığım yazı nedeniyle 1 yıl mesleğimden uzaklaştırıldım. Cezaevine girdim, hala hakkımda verilmiş iki ceza var. Yine cezaevine girebilirim. Birçok işim engellendi. Bunun dışında kimse dâvâ dahi getirmiyor. Nasıl olsa kendisi yargılanıyor sürekli diye. İşimi tabiki çok engelledi.” dedi. Keskin’in dâvâsı, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

/ İSTANBUL

01.06.2007


 

DYP Genel Merkezindeki tabelalar değiştirildi

Anavatan Partisi ile birleşerek Demokrat Parti (DP) adını alan Doğru Yol Partisi, genel merkezindeki tabelalarını değiştirdi.

Seçimler için geri sayım devam ederken, DP’de de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen kongrede DP ismini alan DYP’de tabelalar değiştirilerek yeni parti amblemli tabelalar asıldı. Önceki gece girişteki dev tabela değiştirilirken, dün de kapının girişinde bulunan DYP tabelaları DP tabelalarıyla değiştirildi. Basının büyük ilgi gösterdiği tabela değişiminde, parti tarafından görevlendilen işçiler büyük bir itinayla DYP tabelalarını indirerek yerine yeni DP tabelalarını taktı.

/ ANKARA

01.06.2007


 

İncirlik gerçeklerini öğrenmek istiyoruz

Savaş karşıtı çalışmalarda bulunan Küresel BAK, İncirlik Üssü’nün ABD ordusuna kullanımına izin veren kararnamenin yenilenme döneminin gelmesi üzerine bir basın toplantısı düzenledi.

Taksim Hill Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısında Küresel BAK adına hazırlanan ortak bildiriyi okuyan Kerem Kabadayı, iki ABD savaş uçağının Türk hava sahasını ihlâl edişinin bütün sorunların en büyüğüymüş gibi anlatıldığına dikkat çekti.

Açıklamada, ABD’nin Irak’taki katliamına katkıda bulunan en önemli lojistik merkezinin İncirlik Üssü olduğunu hatırlatan Kabadayı, üssün kullanımıyla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istediklerini ifade etti. Açıklamada, kararnamenin yenilenmemesi ve üssün kapatılması çağrısı yapıldı.

Gazeteci-Yazar Nuray Mert, Oyuncu-Barış aktivisti Mehmet Ali Alabora, Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Celal Yıldırım, Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı Tahsin Yeşildere gibi isimlerin de katıldığı toplantı çıkışında, bakanlığa gönderilecek İncilik Üssü ile ilgili dilekçe imzalandı.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

01.06.2007


 

Hükümet asker göndermede çelişkili

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı, emekli büyükelçi Nüzhet Kandemir, “Üçüncü ülkeler istediğinde askerimize dış görev vermekte kusur etmeyen hükümetin, Irak’ın kuzeyindeki PKK terörü söz konusu olduğunda askerden talep bekleme çelişkisi içindedir” dedi.

Kandemir, yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan’da, Birleşmiş Milletler Barış gücüne bağlı olarak bulunan Türk silahlı gücünün görev süresinin, hükümetin talebi doğrultusunda, uzatıldığını söyledi. Kandemir, şöyle konuştu.

“Lübnan’da askerlerimizi iki ateş arasında bırakacak bir durumun olmadığını iddia eden hükümete bir kez daha hatırlatalım, Lübnan’daki uluslararası mevcudiyetin sıfatı esasen olmayan bir ‘barışı muhafaza gücü’ olmaktan ziyade, Hizbullah’la İsrail arasında sağlanmış görünen, geçici ‘ateşkes’in muhafazası gücüdür. Mevcut risklere rağmen, üçüncü ülkeler istediği için, askerimizi dışarıya göndermeyi kabul eden hükümet, Irak’ın Kuzeyinde yuvalanmış PKK teröristlerine karşı, ulusal çıkarlarımıza yönelen tehdidi ortadan kaldırmak için asker gönderme konusunda, bu kez üçüncü ülkeler istemiyor diye, kararsız ve hareketsiz kalmaktadır.”

Nüzhet Kandemir, başbakan ve yardımcısının “Silahlı Kuvvetlerimiz talep ederse bunu düşünebiliriz” mealindeki sözlerinin ise kabul edilebilir olmaktan uzak olduğunu söyledi.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

01.06.2007


 

Erdoğan: Şener’le ilgili bana gelmiş bir şey yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in, 22 Temmuzda yapılacak genel seçimde aday olmayacağı konusundaki sorular üzerine, “Hayır. Bana gelmiş böyle bir şey yok” dedi.

Erdoğan, TBMM’de gazetecilerin sorularına karşılık, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın açıklama yapacağını söyledi.

Şener ise Meclise gelişinde ve ayrılışında, gazetecilerin konuyla ilgili ısrarlı sorularını cevapsız bıraktı. Gazetecilerin, “Aday olmayacak mısınız?’ sorularına karşılık “Çocukça şeyler soruyorsunuz” diyen Şener, “Konuyu böyle muğlak mı bırakacaksınız?” sorusu üzerine, “4 Hazirana kadar bekleyin” diye konuştu.

/ ANKARA

01.06.2007


 

Şırnak’ta mayın patladı: 2 yaralı

Şırnak’ta askeri konvoyun geçişi sırasında terör örgütü tarafından döşenen mayın patladı. Patlama sırasında bir uzman Çavuş ile bir erin yaralandığı belirtildi.

Edinilen bilgiye göre, Besta mıntıkasında süren operasyona katılmak üzere Şırnak-Uludere karayolundan geçen askeri araç konvoyun geçişi sırasında terör örgütü PKK tarafından döşenen mayın patladı. “Akrep” olarak adlandırılan aracın geçişi sırasında yoldaki mayın patlarken, ilk belirlemelere göre bir uzman çavuş ve bir er yaralandı. Patlamadan sonra Şırnak-Uludere karayolu trafiğe kapatılırken, askeri birlikler çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı.

Yaralılar Şırnak Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

/ ŞIRNAK

01.06.2007


 

Ormanlarda yangın alarmı

Orman yangınları konusunda en hassas bölgelerin başında yer alan Çanakkale’de yaz mevsimi ile birlikte tedbirler artırıldı.

Çanakkale’de orman yangınları ile mücadelede 600 yangın işçisinin görev yaptığını belirten yetkililer, 5 söndürme uçağı, 1 helikopter, 10 dozer, 42 arazöz ve 14 su tankı ile çalışmaların yapılacağını açıkladılar. Çanakkale ili genelinde 50 yangın kulesinin bulunduğunu da belirten yetkililer, 24 saat boyunca kulelerde bulunan nöbetçilerin gördükleri en ufak bir dumanı dahi ihbar ederek yangınlara anında müdahale etme imkanını sağladıklarını söylediler. 2007 yılında şu ana kadar 3 yangında 1,4 hektarlık ormanlık alanın yandığını belirten yetkililer, son 10 yılda il genelinde yaşanan ormanlık alan miktarının önemli ölçüde azaldığını ifade ederek, “Bu miktarın azalmasının en önemli sebebi yangınların zamanında ihbar edilmesi ve buna anında müdahale edilmesi geliyor. Ayrıca vatandaşlarımızın orman yangınları konusunda bilinçlenmesi de bu miktarın azalmasında etkili oldu” dediler.

Çanakkale’de görev yapacak helikopterin ise 1 Haziran tarihinden itibaren göreve başlayacağını anlatan yetkililer, “Helikopter 1 Haziran tarihinde Çanakkale’ye gelerek havaalanında bekleyecek. Bunun dışında bir helikopter daha Çanakkale’ye gelecek. Burada 2 helikopter olacak. Bu helikopterlerden birisini korudağlarında görevlendirebiliriz” şeklinde konuştular.

/ ÇANAKKALE

01.06.2007


 

Devlet hastanesinde de ana-baba okulu projesi

Antalya Finike Devlet Hastanesi ‘Ana-Baba Okulu Projesi’ ile Türkiye’ de bir ilki gerçekleştiriyor.

Finike Devlet Hastanesi sosyal Hizmet Uzmanı Refik Akten Hastane Sosyal Servisi tarafından hazırlanan proje ile Anne- Babalara çocuğun psikolojik, fizyolojik, sosyal, bedensel, dil gelişimi hakkında bilgi verilmesinin yanında Anne-Baba tutumları, Çocuk Eğitimi ve ceza, Oyunun çocuk gelişimindeki önemi ile çocuğun gelişiminde babanın önemi, çocukla pozitif iletişim, televizyon izlemenin olumsuz etkileri ve Okuma alışkanlığının kazandırılmasıyla, yeni doğan bebeğin bakımı ve emzirme eğitimiyle ebeveynlerin konu ile ilgili bilgilendirilmesi hedefleniyor. Refik Akten, uygulamaya 4 Haziran’dan itibaren Hastane konferans salonunda başlanacağı ve vatandaşların taleplerini beklediklerini kaydetti.

/ ANTALYA

01.06.2007


 

Eğitimci geçim derdinde

Bağımsız Eğitimciler Sendikası AR-GE Kurulu tarafından yapılan “Eğitim Çalışanlarının alım gücü” araştırmasında, “Son bir yılda eğitim çalışanlarının ortalama ücretlerinin yüzde 11 arttığı, buna karşın kira, yakacak, beslenme gibi zorunlu ve vazgeçilmez giderlerle ilgili artışların ise yüzde 25’lere çıktığı” savunuldu.

Memur maaşlarına 2007 Ocak ayında yapılan yüzde 3 – 4 dolaylarındaki artışının pek çok temel gider için ilk üç aydaki enflasyon karşısında eridiğinin tespit edildiği araştırmada maaşlara yapılan zam oranıyla bir tüp parasının bile karşılanamadığını belirten sendika Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenimizin 4 kişilik ailesi olduğu baz alınırsa zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçları olan kira, yakacak, giyecek, yiyecek, eğitim, sağlık, ulaşım ve haberleşme gibi ihtiyaçlarını en vasat nitelikte karşılayabilmesi için en az 2.400 YTL aylık gelire sahip olması gerekir” diye konuştu.

Avcı, “Hükümet, zenginden alıp fakire veren Robin Hood’un aksine, zenginlere dokunmayıp fakirden alarak daha fakire verdiğini, bedava kömür, şeker, pirinç gibi ihtiyaç maddeleri dağıtarak gecekondu semtlerine seçim yatırımı yaptığını ve hükümetin bu haliyle Robin Hood’un naylon versiyonudur” dedi.

Eğitim çalışanlarının yüzde 30’unun açlık, yüzde 70’inin de yoksulluk sınırı altında maaş aldığını hatırlatan Avcı, eğitim çalışanlarının kamu çalışanları arasında en düşük ücreti aldıklarını, eğitim çalışanlarının gittikçe artan bir umutsuzluk içinde ve mesleğine küsmüş durumda olduklarını kaydetti.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

01.06.2007


 

Eğitim-Sen’den mektup

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve milletvekillerine birer mektup göndererek, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve üniversitelerde çalışan hizmetli ve memurların mali ve özlük haklarının düzeltilmesini istedi.

Türk Eğitim-Sen’den yapılan yazılı açıklamaya göre, mektubunda AKP hükümetinin göreve geldiği ilk yıllarda bahsettiği ‘’eşit işe eşit ücret’’ politikasının MEB ve üniversitelerde çalışan hizmetli ve memurlar için hayata geçirilemediğini savunan Özcan, şunları kaydetti: “Ev kiralarının 400-500 YTL’yi bulduğu günümüzde ortalama 750 YTL ile geçinmek zorunda bırakılan söz konusu personelin hayatını devam ettirebilmesi, anne-baba olarak görevlerini yerine getirmesi, günümüz ekonomik koşullarında mümkün değildir.

MEB ile Kurum İdarî Kurulunda mutabakat altına aldığımız karar gereği kurumlar arası ücret adaletsizliğinin giderilmesi yönünde 59. Hükümet tarafından bugüne kadar somut bir adım maalesef atılmamıştır. Problemlerin giderilmesi, acil düzenlemeler yapılması popülizm değil, tam tersine sosyal hukuk devleti olmanın gereğidir.’’

/ ANKARA

01.06.2007


 

Ev ve işyerleri su altında kaldı

Erzurum’da dün gece yağan yağmur Sanayi Mahallesi’nde maddi hasara sebep oldu. Önceki gün akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağmur suları Sanayi Mahallesi’nde bir çok ev ve işyerini su altında bıraktı.

Kısa süren şiddetli yağmurun ardından su baskınına maruz kalan ev ve iş yerlerindeki sular Kâzım Karabekir Belediyesi ekiplerince boşaltıldı. Gece boyu devam eden çalışmaların ardından gündüz de oluşan yol, kaldırım ve diğer hasarların onarımına başlandı.

Büyük çapta maddi hasarın meydana geldiği yağışın ardın dan bir açıklama yapan Kazım Karabekir Belediye Başkanı Dursun Şahin “Akşam saatlerinde başlayan, kısa sürmesine rağmen özellikle Sanayi mahallemizde etkili olan yağmur ev ve işyerlerinde su baskınına sebep olmuştur. Konuyla ilgili olarak şantiyemizde nöbetçi kalan ekiplerimize paralel olarak belediyemizde acil durum ilân edilmiş personel arkadaşlarımız görevleri başına çağrılmıştır. İş makinalarının yardımıyla vatandaşlarımızın mağduriyetleri giderilmeye çalışılmıştır. Gece geç saatlere kadar süren çalışmalarda görevleri başında olan amir memur ve tüm işçi kardeşlerime teşekkürlerimi sunarım.” dedi.

/ ERZURUM

01.06.2007


 

Mudurnu’da Olca deresi taştı

Bolu’nun Mudurnu ilçesinde şiddetli yağışlar sonucu selden etkilenen Beyderesi köyünde, DSİ ve Köy Hizmetleri ekiplerinin başlattığı çalışmalar sürüyor.

Mudurnu Kaymakamı Ömer Duran, yaptığı açıklamada, Olca deresinin taşması sonucu Beyderesi köyünde meydana gelen selden etkilenen vatandaşların yaralarının sarılacağını bildirdi. Köyde hasar tesbit çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Duran, şunları kaydetti:

“DSİ ve Köy Hizmetleri sel gelen dere yatağını açıyor. Hasar olan vatandaşlara gerekirse yardım yapılabilir. Ancak ciddi bir hasar yok. Köye gelen çamur temizleniyor. Bunun afet sayılması için bir köyün yüzde 10’unun hasar görmesi lâzım. Burada öyle bir olay yok ama gereken neyse onu yapacağız.’’

/ BOLU

01.06.2007


 

Keneye karşı bireysel tedbir şart

Veteriner Hekim Günser Erlik, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yol açabilen kene ile mücadelede en etkili yolun, bireysel olarak alınacak tedbirler olduğunu söyledi.

Çorum’da kenelerle korunma yöntemleri ile ilgili bilgilendirme toplantıları sürüyor. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri son olarak çiftçilerle bir araya geldi. Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şubesi’nde görevli Veteriner Hekim Günser Erlik, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte, özellikle köylülerin arazilerde çalışacağını ve kene ile temas etme olasılıklarının yükseleceğini belirterek, bireysel tedbirlere önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’de KKKA hastalığının görüldüğü iller arasında Çorum’un ilk sıralarda yer aldığını ifade eden Erlik, kene tarafından ısırılan kişilerin, ilk iş olarak en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerektiğini söyledi.

/ ÇORUM

01.06.2007


 

İki kişi hastanede

Samsun’da kenelerin ısırdığı bir kadın ile çocuk, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Edinilen bilgiye göre, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kenelere karşı vatandaşlar bilgilendirilirken, kenenin ısırdığı 2 kişi hastaneye kaldırıldı.

Samsun’un Toptepe Mahallesi’nde 11 yaşındaki Ahmet S.’yi kulağının arkasından kene ısırdı. Annesi Hatice tarafından kulağının arkasındaki kene çıkartılan Ahmet S., Samsun Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

/ SAMSUN

01.06.2007


 

Tarihî çeşme restore edildi

Adıyaman’ın Alitaşı Mahallesi’nde yıllardan beri yıkılmaya terk edilen tarihi Çırçır Pınarı Çeşmesi restore edilerek eski haline getirildi.

Adıyaman Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projesi kapsamında tarihîyapıtların günümüze kazandırılması çalışmaları kapsamında Çırçır Pınarı çeşmesi onarıldı. Belediye Başkanı Necip Büyükaslan, tarihi ve kültürel yapıların korunması yönünde bir çok önemli çalışma yaptıklarını dile getirerek, “Özellikle şehir merkezinde bulunan tarihi eserlerin bir envanterini çıkarıp Kültür Bakanlığına sunduk. Tarihi yapıların korunması ve yeniden restore edilmesi için bakanlık nezdinde girişimlerimiz devam ediyor. Ayrıca yapılan fizibilite çalışmalarından sonra Tarihi Çırçır Pınarı Çeşmesi’nin yeniden restore ederek hizmete sunduk. Yaptığımız düzenlemeler ile bu bölge daha modern bir görüntüye kavuşacak” dedi.

/ ADIYAMAN

01.06.2007


 

Niğde de petrol umudu

Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Niğde’nin Bor ilçesinde yaptığı Havza Etüdü çalışmaları sırasında bölgede petrol buldu.

AKP Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, yaptığı yazılı basın açıklamasında, MTA Genel Müdürlüğü ekiplerinin, Bor’a bağlı Badak köyünde Havza Etüdü araştırmaları sırasında yerin bin metre derinliklerinde petrol bulgusuna rastladığını bildirdi. Durumun, TPAO'ya bildirildiğini ifade eden Özegen, TPAO’nun yaptığı ilk inceleme ve alınan numunelerden edinilen ilk intibaya göre, havzada kaliteli petrol rezervi olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.

/ NİĞDE

01.06.2007


 

Sınava girecekler için tatil başlıyor

Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’na (OKS) girecek ilköğretim son sınıf öğrencilerinin izni 4 Haziran Pazartesi günü başlıyor.

İlköğretim son sınıf öğrencileri, sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmelerinin sağlanması ve motivasyonlarının artırılması ve stresten uzak kalmaları amacıyla OKS’nin yapılacağı 10 Haziran Pazar gününe kadar izinli sayılacaklar.

Bu öğrenciler, 11 Haziran Pazartesi gününden itibaren, ilköğretim okullarının yaz tatiline gireceği 19 Hazirana kadar eğitime devam edecekler. Lise son sınıf öğrencileri ise 8 Haziran Cuma gününden itibaren ÖSS’nin yapılacağı 17 Haziran Pazar gününe kadar izinli sayılacaklar. Lise son sınıf öğrencileri, 18 ve 19 Haziran günlerinde okula devam edecekler.

/ ANKARA

01.06.2007


 

“Yıldırım Ekipleri” görev başında

Kapkaç, hırsızlık, yankesicilik, gibi suçlarla mücadele etmek için kurulan “GüvenTimleri” ve “Yıldırım Ekipleri” bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğünde yapılacak törenle göreve başlayacak.

Özellikle vatandaşın arasına karışarak işlenen suçları anında “Yıldırım Ekiplerine” bildirecek olan “Güven Timleri” giyidikleri işportacı, belediye işcisi, tinerci gibi kıyafetlerle ilgi odağı oldu.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurulacağı geçtiğimiz haftalarda açıklanan “Güven Timleri” ve “Yıldırım Ekipleri” sokağa çıkıyor. “Güven Timleri” ve “Yıldırım Ekipleri” polis sorumluluk alanında olan yağma, kapkaç, yankesicilik, dolandırıcılık, oto hırsızlığı, otodan hırsızlık ve benzeri mala karşı işlenen suçlar olmak üzere kamu düzeni ve güvenliğini olumsuz yönde etkileyen asayiş suçlarıyla mücadele etmek amacıyla kuruldu. Timler, İçişleri Bakanı Osman Güneş ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in katıldığı Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi üzerinde bulunan kampüsünde düzenlenen törenle göreve başladı.

/ İSTANBUL

01.06.2007


 

Organ bağışına destek

Organ bağışı konusunda toplumun bilinçlenmesi için yollara düşen Gaziantep’li Erdoğan Erikçi’ye Bolu’da üniversite öğrencilerden destek geldi.

Anneler gününde İstanbul Taksim’den başladığı yürüşüyünü Ankara’da tamamlamayı hedefleyen Erikçi’ye öğrenciler yolda bir süre eşlik etti. Kent merkezindeki bir misafirhanede geceleyen Erikçi, burada karşılaştığı İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği bölümünde okuyan öğrenciler destek verdi.

Erdoğan Erikçi, hergün onlarca insanın böbrek sıkıntısı sebebiyle hayatını kaybettiğini ancak onlarca böbreğin ise toprağa gömüldüğünü söyledi. Toplumun dikkatini organ bağışını çekmek için çaldığı kapılardan olumlu bir cevap alamadığından yakınan Erikçi, Düzce’de diyaliz hastaları Bolu ise öğrencilerin kendisine eşlik etmesinden mutlu olduğunu kaydetti.

/ BOLU

01.06.2007


 

TİKA’dan yetimlere şefkat eli

Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı, Tacikistan Varzop Nahiyesi Çorbog Bölgesi’nde yanarak kullanılamaz hale gelen, 4 bloktan oluşan yetimhanenin yerine kullanılmak üzere bir binanın bakım ve onarımını üstlendi.

Bu yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan projenin protokolü, Tacikistan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TİKA Başkanlığı arasında imzalandı.

/ ANKARA

01.06.2007


 

Gazetemize onur belgesi

Silifke Belediyesi tarafından gazetemize onur ödülü veririldi.

20-26 Mayıs tarihleri arasında “Keşkek Yılı” olarak kutlanan 34’ncü Silifke Uluslar arası Silifke Kültür Haftasını faaliyetlerini değerlendirmek amacıyla bir basın toplantısı düzenleyen Silifke Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel, bu yılki organizasyonda olumlu ve olumsuz yönlerin bulunduğunu belirterek, önümüzdeki yıllarda daha iyi organizasyon yap yapmayı hedeflediklerini ifade etti. Öngel, haftanın haber olarak kamuoyuna duyurulmasındaki katkılarından dolayı basın mensuplarına teşekkür etti.

Toplantıda ulusal ve yerel basın mensupları da söz alarak meydana gelen olumsuzluklara dikkat çekerek, gelecek yıllarda giderilmesi temennisinde bulundular. Göksu Otelde gerçekleştirilen yemekli toplantıda gazetemiz adına fahri temsilcimiz Fatih Mehmet Ongun’a Onur Belgesi’ni Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel verdi. Bu belge gazetemizin Silifke’de almış olduğu üçüncü ödül oldu. Toplantıya İlçe Kaymakamı Ahmet Beyoğlu ile İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yüceli de katıldı.

YENİ ASYA / SİLİFKE

01.06.2007


 

Tire büromuz duâlarla açıldı

Tire Yeni Asya Bürosu duâlarla hizmete açıldı. Büromuzun açılış merasimi Ramazan Kuru Hocanın okuduğu Kur’ân tilâvetiyle başladı.

Tire Belediye Başkanı M. Sıtkı İçelli, açılışta yaptığı konuşmada, kültür hizmetlerine verdikleri önemi anlattı. Kitap okuma alışkanlığının arttırılması gerektiğini vurgulayan İçelli, kendisinin de gençliğinde Yeni Asya imzalı romanları, kitapları okuduğunu belirterek, Yeni Asya bürosunun Tire’de önemli bir kültürel boşluğu dolduracağını ifade etti. Daha sonra Belediye Başkanı İçelli, Demokrat Parti (DP) İlçe Teşkilât Başkanı Recep Taşyanar ile birlikte büromuzun açılışını yaptılar. Açılışta çok sayıda okuyucumuz da hazır bulundu.

Aydın ARGIN / İZMİR

01.06.2007


 

Nuh’un Gemisi tamam

Greenpeace üyelerinin küresel ısınmaya dikkat çekmek ve dünya liderlerine bu konuda çağrıda bulunmak amacıyla Ağrı Dağı’nın Korhan Yaylası bölgesinde yapımına başladığı ‘’Nuh’un Gemisi’’ tamamlandı.

Greenpeace sözcüsü Aslıhan Tümer, geminin yapımında Türk ve Alman toplam 20 marangozun görev yaptığını belirtti. Tümer, ‘’Bu geminin inşası açıkca gösteriyor ki ülkeler birlikte çok güzel işlere imza atabilirler. Ülkeler, iklimi kurtarmak adına birlikte hareket etmelidir" diye konuştu.

/ IĞDIR

01.06.2007


 

Kiraz aspirinden daha faydalı

İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz vücudu zehirli maddelerden temizliyor.

Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Ayrıca yapısında bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu biliniyor. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

Kirazın ayrıca peklik giderici özelliği bulunuyor. Özellikle bayat yemeklerle pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz, aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlıyor. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin deride kırışıklıkları önlediği ve giderdiği belirtiliyor.

KİRAZIN, FAYDASI SAYMAKLA BİTMİYOR

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Karadeniz, kirazın stresi yok ettiğini, menopoz döneminde faydalı olduğunu söyledi. Kirazın ayrıca damar sertliği ve mafsal kireçlenmesine dâ faydalı olduğuna dikkat çeken Karadeniz, şöyle konuştu: “Menopoz döneminde faydalı olmaktadır. Kiraz meyvesi ağrıların dindirilmesinde aspirinden daha fazla etkili oluyor. Araştırıcılar bu etkiyi kirazda bulunan ‘antosiyanin’ isimli kimyasalın yaptığını bildirmektedir. Kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmakta ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Araştırıcılara göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla eşdeğer görülüyor. Ayrıca kirazda bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminlerine benzer antioksidan etki yapmaktadır.”

01.06.2007


 

Yaz sıcağında kalbinizi koruyun

Uzmanlar, sıcak havada aşırı yağlı yiyeceklerin mideyi çok fazla çalıştırıp vücuda yük getireceğini belirterek, “Özellikle gündüz saatlerinde ağır yemeklerden uzak durulmalı, hafif bol sıvı içeren taze sebze, meyveden zengin, fazla yağ yükü olmayan yiyecekler seçilmeli” uyarısında bulundu.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adem Ekbul, sıcak havanın, yanlış tatil anlayışı ve yanlış beslenmeyle birleşince kalp krizlerine zemin hazırladığını, sıcaklığın vücutta tuz ve sıvı kaybına yol açtığını ifade ederek, özellikle kalp damar hastaları için bu durumun tehlike oluşturduğuna dikkat çekti.

Dr. Adem Ekbul, yaz sıcaklarında öncelikle sıvı kaybına dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatarak, “Sıvı kaybını arttıracak şeylerden kaçınmalı. Çay ve kahve kullanımında aşırıya kaçmamalıdır. Sıcak havalarda aşırı aktiviteden kaçınmak gerekir. Giysiler de mevsime uygun olmalıdır. Açık renkler, ince, pamuklu, bol, havadar, hafif giyecekler seçilmelidir. Bol sıvı alınmalı ve sıvı ihtiyacı gazlı, sodalı içecekler yerine su ve ayran gibi içeceklerle karşılanmalıdır. Göğüste ağrı, aşırı terleme ve bulantı gibi belirtiler yaşanıyorsa, derhal bir sağlık kurumuna başvurulmalı” dedi.

DİREKT GÜNEŞ IŞIĞINA MARUZ KALINMAMALI

Aşırı sıcak ve beraberinde gelen sıvı kaybının kalbi daha fazla çalıştırdığını bildiren Dr. Adem Ekbul, kişinin bu sebeple daha fazla enerji harcamak zorunda kaldığını kaydetti. Böyle olduğu için kalp-damar hastalarının yaz aylarında sorunlar yaşadığını dile getiren Dr. Ekbul, kalpte bilinmeyen bir takım problemlerin de gün yüzüne çıktığına işaret ederek, “Sıcak havalarda spor yapılacaksa sabah ya da akşam saatleri tercih edilmeli. Güneş ışınlarının direkt olarak geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkmaktan da kaçınılması gerekir. Yazın direkt güneş ışığı almaktan kaçının, gerekmedikçe öğle saatlerinde evden çıkmayın. Sigarayı bırakın veya azaltın. Kilo verin. Düzenli spor yapın. Tansiyon, kolesterol ve şeker hastalığınız varsa mutlaka doktor kontrolünde tedavinizi aksatmayın” diye konuştu.

/ BURSA

01.06.2007


 

Emzirmek, meme kanseri riskini azaltıyor

Özel Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tahir Kırbaş, bebeği emzirme ile bayanların korkulu rüyası olan meme kanseri riskinin azaldığını söyledi.

Tahir Kırbaş, Muğla’nın Bodrum ilçesinde “Sağlıklı Günler” sloganıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak katıldı. Bitez Belediyesi tarafından Kadınlar Kahvesi’nde organize edilen toplantıda konuşan Op. Dr Kırbaş, “Memede rastlanılan her kitleyi kanser olarak değerlendirmeyelim. Ailesinde meme kanseri olanlar tetkiklerine önem vermeli. Adet görmeye erken başlayanlar ile genç yaşta menopoza girenlerde görülme sıklığı daha fazla. 30 yaşından önce doğum yaparak emzirenlerde meme kanseri riski azalıyor. Emzirmekten kaçmayın. Memenin tam gelişmesi için doğurmak ve emzirmek şart” dedi.

Sağlık kuruluşlarına daha çok kitle, ağrı ve meme başında akıntı şikâyetiyle gelindiğini belirten Kırbaş, erken teşhis ve tedavinin önemini belirterek kendi kendine kontrol, klinik kontroller ve yaşa göre mamografi uygulamasına değindi. Kendi kendine kontrolün her ay banyoda yapılacağını belirten Tahir Kırbaş, klinik kontrolün 20-39 yaş aralığında olanlarda 3 yılda bir, 40 yaş ve üzerinde olanlarda her yıl yapılması, mamografinin ise 40-49 yaş aralığında olanlarda 2 yılda bir, 50 yaş üzerinde olanlarda da 2 yılı geçirmemek üzere hatta yılda bir defa uygulanması gerektiğini belirtti.

Slayt eşliğinde verilen bilgi sonrasında katılımcılara konuya ilişkin broşür dağıtıldı. Bitez Belediyesi tarafından organize edilen toplantının ikincisinin ‘Rahim Kanseri’ konusunda olacağı açıklandı.

/ MUĞLA

01.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004