Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Senaryonun devamı

Kimsenin beynine sansür çipi koyacak halimiz yok; dünyada binlerce düşünce kuruluşu her gün binlerce toplantı yapıp en uçuk senaryoları tartışıyor. Hudson Enstitüsü de istediği senaryoyu yazar ve oynar!

Ama o senaryoları tartışanlar arasında askeri ateşeliğimize mensup generaller de varsa o zaman konunun rengi değişir.

Olayın çok vahim birkaç boyutu var: Birincisi o generallerin böyle bir senaryoyu tartışmayı bulundukları mevkiyle nasıl bağdaştırdıkları...

Ikincisi bu olayla ilgili olarak, Genelkurmay’ın bize borçlu olduğu basın açıklamasının hâlâ yapılmamış olması. Üçüncüsü, toplantıdaki bir analizcinin, PKK liderlerinin yakalanıp Türkiye’ye verilmesinin bu aşamada ‘yanlış’ olacağını, zira ‘AKP’ye destek sayılacağını’ söylemesi ve toplantıdaki bir yetkilinin de bu sözleri onaylar tarzda konuşması...

Açık söyleyeyim: Bir okurumun deyişiyle “kendi kebabını pişirmek için bütün ormanı yakmaya hazır” bu kişilerin kimler olduğunu öğrenmek hepimizin hakkı. Eğer olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığına tanık olursak; bu gözü dönmüş düşüncenin hayali senaryolarda kalmayıp gerçek hayatta da uygulanmakta oluşundan şüphelenmekte haklı olmaz mıyız?

* * *

Senaryonun açılış bölümlerini okuduk da gelişme ve final bölümlerinde neler vardı merak ediyorum doğrusu... Mesela “Irak batağındaki Türkiye” manzarasıyla ilgili geniş bir bölüm olmalıydı mutlaka... Arka planda sıkıyönetim altında inleyen kapkara bir ülke manzarası, ön planda sınır ötesinden gelen tabut görüntüleri... Daha sonra da genişçe bir “Müflis Türkiye” bölümü...

Bu bölümün nasıl olacağını öngörmek için Nur Batur’un Sabah’ta yayınlanan yazı dizisinden esinlenebiliriz. Batur, 27 Mayıs darbesinden 47 yıl sonra Amerikan arşivlerine girip o günlerde Türkiye’deki Amerikan büyükelçisinin ABD’ye yolladığı mesajlardan ikisini yayınladı Sabah’ta. Büyükelçi Warren, 27 Mayıs cuntasının lideriyle yaptığı görüşmeden edindiği izlenimleri ülkesine aktarırken şu cümleyi kullanmış: “Dinlediğini anlama yeteneğinden yoksun, dar görüşlü bir taşralı!”

Büyükelçi Gürsel’e bir belge okuyor. “Anladınız mı?” diye soruyor, Gürsel başını sallıyor. Ama anlamadığı belli. Belge okunup bitince bir diyeceği olup olmadığını soruyor. Belgeyle ilgili tek laf edemeyen Gürsel sözu birden, ABD’den istedikleri 100 milyon liraya getiriyor: “ABD’den istediğimiz parayı alacak mıyız, almayacak mıyız?” Büyükelçi belgeyi ikinci defa okumak zorunda kalıyor. Bu kez görüşmede bulunan Türkeş söze giriyor. Onun da tek derdi para: “Acil olarak paraya ihtiyacımız var. Gelecek sene seçim var.”

İşte, bizim “Cemal Ağa” deyip bağrımıza bastığımız Cemal Gürsel’in hali bu... Cuntanın, Galatasaray Lisesi, Paris Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi ve Cenevre Hukuk Fakültesi mezunu Fatin Rüştü Zorlu gibi efsanevi bir Türk hariciyecisinden sonra dünyanın karşısına çıkardığı “lider”in çapı bu...

Bu tabloyu bugüne adapte ederek Hudson Enstitüsü’nde masaya yatırılan senaryonun devamını yazmaya kalksak, farklı bir tablo çıkmaz ortaya... Ekonomiden, diplomasiden, siyasetten habersiz, şiddetten başka bir dil konuşamayan çapsız cunta liderlerinin, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birini üç günde tepe üstü çaktıktan sonra, ilk ayın emekli maaşlarını bile ödeyemeyecek hale gelişlerini anlatan son derece içli bir senaryo çıkar ortaya.

Artık Washington’dan mı isterler bankamatiklere koyacakları parayı; Putin’den mi bilinmez... Malum, ittifak eksenini kaydırmaya çalışıyorlar ya...

Bugün, 19 Haziran 2007

Gülay GÖKTÜRK

20.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  AKP askerin önünü açtı

  İspanya dersleri

  Senaryolar ve gerçekler

  Senaryonun devamı

  Deli saçması mı?


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004