Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Mevlânâ zamanları aşan bir bilge

Mevlânâ’nın söylediklerini çağlar ötesi olarak değerlendiren Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, buna örnek olarak büyük âlimin şiirlerini gösterdi.

Mevlânâ’yı “büyük filozof ve şair” olarak değerlendiren BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, özellikle sevgi, tolerans ve hoşgörü gibi söylemlerinin önemine dikkat çekti. Mevlânâ’nın şiirlerini okuyan her bir bireyin tutkuyu, insana duyulan sevgiyi, anlayışı ve saygıyı göreceğini ifade eden Ki-Moon, “Bu büyük düşünürü bir zamana sığdırmak mümkün değil” dedi.

BM Türkiye, Afganistan ve İran BM Daimi Temsilcilikleri’nin girişimiyle ‘’Mevlânâ Anma Gecesi ve Paneli’’ düzenlendi. Gecenin, Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği tarafından düzenlenen kısmında İstanbul Tarihi Müzik Topluluğu ve semazenleri, topluluğun san'at yönetmeni Ahmet Özhan’ın Mevlânâ ilâhîleri eşliğinde sema gösterisi düzenledi. New York’ta bulunan BM Genel Merkezi’nde Salı günü Mevlânâ’nın 800. doğum yılı kutlandı.

UNESCO’nun dünya genelinde 2007’yi “Mevlânâ Yılı” ilan etmesi vesilesiyle New York’ta BM’de düzenlenen anma gecesinde Sema ayini ve konuşmalarla Mevlânâ’nın öğretileri dile getirildi.

Türkiye, İran ve Afganistan’ın BM nezdinde ortak girişimi ile yapılan faaliyete katılan Moon, “Mevlânâ evrensel bir filozoftur” dedi. Moon, “Mevlânâ’nın bize öğrettiği, insanı insan olduğu için sevmek ve saygı göstermek” diyerek, bu anlayışın medeniyetler ve kültürler arasında diyalog köprüsü olduğunu ifade etti.

Genel Sekreter’in konuşmasının ardından sahneye gelen BM Genel Kurul Başkanı El Halife’de İslâm dinine yönelik terörist yakıştırmasına en güzel cevabın Mevlânâ ile verilebileceğini vurguladı. Hiçbir düşünürde Mevlânâ’da olduğu gibi aşk, tolerans, hoşgörü ve saygının bu denli ifade edilmediğini savunan El Halife, Sufizm geleneğinin de bu büyük düşünürün öğretisi ile dünyaya yayıldığını kaydetti. Konuşmaların ardından Seyid Hüseyin Nasır’ın takdimi ile sahneye İran Müzik Topluluğu gelerek Mevlânâ’nın şiirlerinden düzenlenen eserleri icra etti.

Mevlânâ İslâm’dan ayrı değil

Mevlânâ ile ilgili bazı kesimlerin din dışı ya da İslâm’dan ayrı gibi göstermeye çalıştığına dikkat çeken Nasır, bu anlayışın doğru olmadığını sözlerine ekledi. ‘Ben, Kur’ân’ın kuluyum, seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım’ dizeleri ile Mevlânâ’nın kendisini nasıl bir damardan beslendiğini açıkladığını aktaran Nasır, büyük düşünürün, İslâm’ın dışında kendisine başka referans almadığını iddia etti.

/ NEWYORK

28.06.2007


 

Tarihî Kentler Birliği İtalya’da

Belirli aralıklarla yıl boyunca Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde seminer ve buluşmalar düzenleyen Tarihî Kentler Birliği (TKB), ilk olarak geçen yıl Budapeşte ve Prag’la başlattığı yurt dışı gezilerine bu yıl İtalya’yla devam etti.

27–31 Mayıs 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen İtalya gezisi kapsamında Roma, Pompei, Floransa, Venedik ve Verona şehirleri ziyaret edildi. TKB üyelerinin, yurt dışındaki tabiî-kültürel ve tarihî mirası koruma çalışmalarını görmeleri amacıyla yılda bir kez düzenlenen geziye, yaklaşık iki yüz kişi katıldı. Ağırlıklı olarak büyük şehir, il, ilçe, belde belediye başkanları ve eşlerinin katıldığı gezide İçişleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, Valiler ve ÇEKÜL ekibi de yer aldı.

Kalabalık bir grupla gerçekleştirilen Tarihi Kentler Birliği İtalya gezisi; şehirlerindeki, ilçe ve beldelerindeki korunması gereken tabiî-kültürel-tarihî mirası ayağa kaldırmak için çaba sarf eden valilere ve belediye başkanlarına bir açılım sağladı. Üreten kişiler, bu gezi sayesinde şehir, ilçe, kasaba ve köy ölçeğinde gerçekleştirilen koruma uygulamalarını yerinde gördüler. Böylelikle, kendi hayat alanlarında yaptıkları çalışmalarla karşılaştırma ve hayata geçirilecek yeni uygulamalar için başarılı bir koruma modelini tanıma fırsatına sahip oldular. Tarihi Kentler Birliği üyeleri için İtalya gezisi, bir anlamda ülkelerarası tecrübe ve bilgi paylaşımının da önemli bir adımını teşkil ediyor.

Bir açık hava müzesini andıran ve binlerce yıl öncesine ait yerleşim merkezlerinin kalıntılarıyla dolu olan İtalya gezisinin ilk durağı, Nemi Köyü’ydü. TKB ekibi, göl kıyısında konumlanan, yeşille mavinin hâkim olduğu bu mekânı gezerken, köy halkının büyük bir çoğunluğu hâlâ uykudaydı. Karşılarında yıllara meydan okuyan, orijinalliğini hiç kaybetmemiş olan evleri ve dar sokakları izleyen TKB ekibi, bu manzarayı fotoğraflamayı ihmal etmediler. Nemi Köyü, aynı ölçekte koruma çalışmaları yapan belediye başkanları için başarılı bir modeldi. Köy’ün en görkemli yapısı ise, hiç kuşkusuz Papa’nın yazlık sarayı olan tarihi “Castel Gondolfo”ydu.

Şehir merkezi dâhil olmak üzere, tarihi dokusunu başarıyla koruyan Roma, ekibin ikinci durağıydı. Roma’daki tarihi yapıların büyük bir çoğunluğu şehir merkezinde toplanmış. Roma medeniyetinin ve barbarlığın sembolü olarak da nitelendirilen elli beş bin kişilik Coleseum, Pantheon, Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Fori Imperiali, Foro Romano, St. Peter ve Popolo Meydanı Roma gezisi kapsamında ziyaret edilen yerler arasındaydı.

TKB ekibinin ikinci günkü durağı, M.S 80 yılında Vezüv Yanardağı’nın yok ettiği bir liman şehiri, Pompei’di. 1750’lerde başlayan kazı çalışmaları sonucunda Pompei’nin bir bölümü Vezüv’ün küllerinden çıkarıldı. Şu anda kurtarılan yapıların yüzde 90’ı orijinalliğini koruyor. Söylentilere göre, Pompeililer hiçbir zaman Vezüv’ün bu kadar büyük bir yıkıma yol açabileceğine inanmamışlar. TKB ekibi, Anadolu’da yüzyıllar öncesinde çeşitli sebeplerle toprak altında kalmış hayat alanlarının, tıpkı Pompei gibi yeniden gün yüzüne çıkarılması gerektiği görüşünde birleştiler.

TKB ekibi, gezinin üçüncü gününde Rönesans’ın merkezi olarak kabul edilen Floransa’daydı. Şehrin en önemli özelliklerinden biri, Avrupa’nın en yüksek yapılarının burada inşa edilmiş olması. Kültür, sanat ve tarihle bezenmiş bu şehirde 800 yıllık yapıları görmek mümkün. İtalya’nın en eski eczanesi Igresso All’Officina Profumo-Farmaceutiac Floransa’da tarihi bir yapıda konumlanıyor ve hâlâ dünyanın sayılı politikacılarına, jet sosyete olarak tabir edilen kesime özel kozmetik ürünleri hazırlıyor. Ekip, tarihi yapılara fonksiyon verme çalışmalarının en güzel örneklerini bu şehirde görme fırsatı buldu. Floransa Meydanı, Santa Maria Katedrali, usta edebiyatçı Dante’nin kilisesi ve evi ziyaret edilen yerler arasındaydı.

TKB İtalya gezisi kazıklar üzerinde yükselen şehir Venedik ve Verona şehri ziyaretleriyle sona erdi.

28.06.2007


 

Yalıboyu’nda şiir akşamları

Amasya’da Yeşilırmak kenarında ünlü şairlerin katılacağı ‘Amasya Yalıboyu Şiir Akşamları’ isimli şiir dinletisinde şiir severler gönüllerince bir akşam yaşayacaklar.

Amasya Valiliği tarafından organize edilen ve Beşir Ayvazoğlu, İhsan Deniz, Cafer Turaç, Mehmet Can Doğan, Haydar Ergülen, Can Bahadır Yüce, Ömer Erdem, Hüsamettin Olgun, Yavuz Çetin ve Harun Yörgüç gibi ünlü şairlerin katılacağı ‘Amasya Yalıboyu Şiir Akşamları’ isimli şiir dinletisinde şiir severler duygulu bir akşam yaşayacaklar. Şiirler gibi şehirlerinde hayal gücünün ve estetiğini insan yaşamındaki yansımalar olduğunu belirten Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hamdi Yanık, “Valilik olarak bu engin ve nadide kültür deryasında sonsuzluğa yankılanan hoş bir seda bulmak için bu şiir programını tertip etti. Yarın akşam tüm şiir severleri ve Amasyalıları hoş bir seda bulmaya çağırıyoruz” dedi.

28.06.2007


 

İstanbul Büyükşehir Belediyesinden Mevlânâ yılı faaliyetleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ‘’2007 Mevlânâ Yılı’’ dolayısıyla bir dizi faaliyet düzenleyecek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, faaliyetler kapsamında 30 Haziranda Aya İrini Müzesinde Mercan Dede ‘’Mevlana ve Dua’’, 25 Temmuzda Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosunda Ahmet Özhan ve Mevlevi Grubu İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu ile birlikte ‘’Notalarda Hoşgörü’’ başlıklı konser verecek. Halit Ömer Camcı’nın ‘’Yüzyılları Aydınlatan Işık’’ başlıklı sergisi 30 Haziranda Topkapı Sarayı Birinci Avluda açılırken, ‘’Gel, Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel!’’ başlıklı açık hava sema gösterisi de 7 Temmuzda Sultanahmet, 14 Temmuzda Eyüp Sultan, 28 Temmuzda Bakırköy, 4 Ağustosta Taksim, 11 Ağustosta Kadıköy, 18 Ağustosta Beşiktaş, 25 Ağustosta Sultanahmet meydanlarında gerçekleştirilecek.

‘’Hoşgörüye Davet’’ başlıklı ses ve lazer gösterisi Sultanahmet Camii seyir alanında 1-22 Ağustos tarihlerinde her akşam 21.30’dan itibaren izlenebilecek.

28.06.2007


 

Selçuklu’nun en büyük hanı ortaya çıkıyor

Selçuklu’nun Konya’da bulunan en büyük hanı gün yüzüne çıkıyor. Restorasyonuna başlanan Zazadın Hanı’nın 210 günde tekrar kullanıma açılması hedefleniyor.

Selçuklular dönemine ait en büyük han olan Zazadın Hanı, ayrılan 2 milyon YTL ile tekrar gün yüzüne çıkarılacak.

Selçuklu Belediyesi tarafından yürütülen proje kapsamında ele alınan Zazadın Hanı, Aleaddin Keykubat döneminde 1236 yılında yapımına başlanmış ve Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında tamamlanmış.

Han’ın mimarı ise dönemin önde gelen mimarlarından Sadeddin Köpek. Yaklaşık 2 bin 500 metre kare kapalı ve bin metre kare açık avlusu bulunan Han, Konya-Aksaray karayolunun 22. kilometresinde bulunuyor. Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde yapılan basın toplantısında proje ve han hakkında bilgi veren Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, projenin bitmesi halinde selçuklu tarihinin yeniden canlanacağını ifade etti. Başkan Adem Esen, “Bünyesinde 2 mescit, hamam ve insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılayacağı mekanlara sahip yapının restorasyonu; 1.998 YTL bedelle 210 gün içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Restore edilecek han’ı ise çok güzel amaçlar için kullanmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

28.06.2007


 

Mimarlara “koruma” ödülleri

Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültür varlıklarını koruma bilincinin artması için ‘’2. Ulusal Mimarlık Koruma Ödülleri’’ verecek.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, Kültür ve Turizm Bakanlığının en önemli görevlerinden birinin zengin kültürel mirası korumak, koruma bilincini geliştirmek, başarılı uygulama ve örnekleri teşvik etmek olduğunu söyledi. Ulusal ölçekte koruma geleneği yaratmak istediklerini belirten Düzgün, bunun için ilk defa geçen yıl ‘’Ulusal Mimarlık Koruma Ödülleri’’ verdiklerini hatırlattı. Düzgün, ‘’Böylece teşvik ve takdir etme misyonumuzu kurumsallaştırmayı, kamuoyunun dikkatini çekmeyi ve ülkemizdeki başarılı koruma örneklerine bu platformda saygınlık kazandırmayı hedefledik’’ dedi.

28.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004