Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtüsünü görmezden geliyorlar

İHH Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Halıcı, “Daha önceki söylemlerinde, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyenler, ‘başörtüsünü ürkek değil erkek olan çözer’den dem vuranlar, artık seçim beyannamelerinden dahi başörtüsünü çıkarmış, tabiri caizse görmezden gelmişlerdir dedi.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından başartüsü yüsağına karşı gerçekleştilen eylemlem 74. haftasına girdi. Platform adına açıklama yapan yapan Halıcı, kısa bir süre sonra genel seçimler yapılacağını hatırlatta. Daha önceki söylemlerinde, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyenlerin, “başörtüsünü ürkek değil erkek olan çözer”den dem vuranların, artık seçim beyannamelerinden dahi başörtüsünü çıkartıklarını belirten Erkan Halıcı, “Tabiri caizse görmezden gelmişlerdir. Tekrar etmekte fayda görüyoruz ve yine söylüyoruz ki ‘zahmetsiz rahmet olmaz’ ve kul’un bittim dediği anda Rabbimiz ‘yettim’ ile kuluna yardım eder, bereketlendirir” dedi.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 116. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eyleminde ise MAZLUMDER Kocaeli Şube Üyesi Sümeyye Gülşen şunları söyledi:

“Seçim yaklaştıkça başörtüsü üzerinde söz veren partiler var. Halkın ayağına giden siyasi partilerin halkın talebini görüp yasak konusunda gerçekleri görmelerini diliyoruz. Başörtüsü yasağını yüz binlerce genç kıza yapılmış büyük bir haksızlık olarak görmeyen siyasi partiler halktan hızla uzaklaşmaktadır.”

Yeni Asya / ANKARA

08.07.2007


 

Önce meclis

Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa paketinin yürürlüğe girmesi için, YSK’nın verdiği 21 Ekim tarihinde yapılacak referandumun da gerçekleştirilmesi gerektiğini, dolayısıyla o tarihe kadar anayasanın cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen mevcut maddelerinin yürürlükte olduğunu savunan hukukçulara göre, 11. cumhurbaşkanı, 22 Temmuz seçimiyle oluşacak yeni Meclis tarafından seçilmek durumunda.

SONRA HALK

İktidar çevrelerinin de katıldığı bu görüş gereğince, halkın seçmesi ancak 12. cumhurbaşkanı için söz konusu olabilecek. AKP’de seslendirilen “11. cumhurbaşkanını Mecliste seçelim, ama görev süresini referandum sonrasında halk tarafından yapılacak seçimin sonuçlanacağı tarihle sınırlayalım” formülünün hayata geçmesi zayıf bir ihtimal olarak görülürken, yeni Meclisin “Halk seçsin” fikrine nasıl yaklaşacağı da ayrı bir soru.

08.07.2007


 

Kıratın yaptıklarını satıp faiz ödüyorlar

Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar, PETKİM ihalesiyle ilgili olarak, “Hükümet, Kırat iktidarlarının yaptıklarını satıp borç ve faiz ödemekle meşguldür. Yıllık 1,5 milyar dolar geliri olan PETKİM, ciddî bir tahkikat yapılmadan, 2 milyar dolara satılmıştır” dedi. Dünkü Trabzon mitinginde, CHP ve AKP’yi eleştiren Ağar, “İnsanların kutuplaşmasını, zıtlaşmasını ortadan kaldıracağız” diye konuştu.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, CHP’nin cumhuriyetin, AKP’nin de dinin arkasına saklandığını söyleyerek, “Bu değerleri siyasetin istismarından çıkaracağız. Bırakın bunları kardeşim. Siyaset proje, iş, aş, gençliğin geleceğini düşünmektir” dedi.

Mehmet Ağar, partisince Trabzon’un Taksim Meydanı’nda düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada, 2003’te “fındığa sahip çıkmak Karadeniz'e, Karadeniz'e sahip çıkmak Türkiye’ye sahip çıkmak” dediğini hatırlatarak, “Millî mücadelenin arkasında Karadeniz’in inatçılığı, azmi vardır. Bu azimle cumhuriyet kurulmuştur. Karadeniz ürününe namuslu fiyat bekledi ama Karadenizli Başbakan bunu vermedi” dedi.

Medyanın hükümete destek verdiğini ileri süren Ağar, “Birileri devlet helikopteri ve uçakla mitinge gider. Toplama kalabalıkları onla çarparak renkli ekranlara çıkar. Ama bizim heyecanımız vardır. Allah bize medya yerine meydanları nasip eylesin. Kalplerin, yüreklerin partisi olmayı nasip etsin” diyerek Başbakanı ekranda tartışmaya çağırdı.

Meydanda Anavatan bayraklarını gören Ağar, sözü merkez sağdaki birleşmeye getirdi. Ayrı binalarda oturmanın zamanın geçtiğini ifade eden Ağar, “Bir araya gelelim dedik. Biraz aceleye geldi. Seçim sonrası tek parti altında iyi niyet ve kalbi safiyaneyle çıktığımız yolda birleşeceğiz. Biriz beraberiz” diye konuştu.

CUMHURİYETİN GÜCÜ

Konuşmasında CHP ve AKP’yi eleştiren Ağar, şu mesajları verdi:

“İnsanları kutuplaşmasını, zıtlaşmasını ortadan kaldıracağız. Birileri ‘cumhuriyet kazanacak, halk kazanacak’ diyor. Cumhuriyet seçime girmez. Ebediyete kadar milletin cumhuriyetidir. Cumhuriyet bir partinin malı değildir milletin müştereğidir. Bizim meselemiz Türkiye’nin değerlerini korumaktır.

Yıllarca başörtüsü siyaseti yapıldı. ‘Başörtüsü namusumuzdur’ diye meydan meydan gezdiler. Ama meselenin iktidar nimetine oturma, nimeti paylaşma meselesi olduğu anlaşıldı. Biz demokrat misyondan geliyoruz. Cumhuriyetin gücü başörtülüyü de başörtüsüzü de okutmayı başarmaktır. Hepsi cumhuriyetin hür, eşit vatandaşıdır. İnsanımız inandığı gibi yaşayacaktır. Biri başörtüsünü kullanarak, diğeri buna karşı çıkarak ülkeyi bölüyor. Bu değerleri siyasetin istismarından çıkaracağız. Biri dinin, diğeri cumhuriyetin arkasına sığınıyor. Bırakın bunları kardeşim. Siyaset proje, iş, aş, gençliğin geleceğini düşünmektir.

AKP’NİN OYUNU GÖRÜLDÜ

Bağırıp çağırarak masaya vurarak terörle mücadele edilmez. Bunlar birbirlerine karşılıklı ip atar. Bunlar ip atlarken biz dağın başında teröristlerle mücadele ediyorduk. Türkiye’nin meselesi camiye şehit cenazesi getirmemeyi başarmaktır. Biz bunu başaracağız. Terörü dışarıya ihale ettiler, sıfır terörle göreve geldiniz şimdi anaların gözünde yaş eksik olmuyor.

360 kişiyle cumhurbaşkanı seçemediler. Bunun bir oyun olduğu ortaya çıktı. Buradan Sayın Başbakan bir çağrıda bulunuyorum. ‘Benim cumhurbaşkanı adayım Abdullah Gül, TBMM Başkanı adayım Bülent Arınç’ desin. Diyemiyor. Oyun görüldü.”

MİTİNG NOTLARI...

• İki aya yakın bir zamandır yağmura hasret olan Trabzon’a sabah saatlerinden itibaren yağan yağmur Trabzonluların yüzünü güldürdü.

• DP otobüsleri ve milletvekilleri adaylarına tahsis edilen otobüs ve minibüsler Trabzonluları mitinge dâvet etti.

• Yağan yağmur öğlen ezanı okunduğu sırada durdu. Bu saatten itibaren meydan dolmaya başladı.

• Çalan hareketli parçalara Karadenizliler horon tutarak eşlik etti.

• Miting alanında Anavatan Partisi’nin bayrakları yer aldı.

• Çok sayıda pankartın kullanıldığı alanda Karadenizlilerin keskin zekâsının ürünü pankartlar DP’lileri sevindirdi.

• Saat 11.00’de başlaması gereken miting yoğun yağmur sebebiyle saat 12.50’de başladı.

• Ağar, kürsüye çıkınca uzun süre havai fişek patlatıldı.

• Ağar, miting sonunda milletvekili adaylarını tek tek kürsüye çağırarak tanıttı.

Faruk ÇAKIR - Kemal BENEK / TRABZON

08.07.2007


 

Demokrasi sivil toplumla yaşar

Bursa Girişimci İş Adamları Derneği tarafından düzenlenen ‘Küreselleşme Sürecinde Demokrasi ve Sivil Toplum’ konulu panele katılan Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, demokrasinin güçlü bir sivil toplumla yaşayabileceğini söyledi. Türköne, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sivil toplum ancak piyasa ile, özel sektörle yürür. Piyasa kendi çıkarlarına aykırı gördüğü bir güç görürse, sivil toplum karşı çıkar. Dikta yönetime ancak örgütlü bir sivil toplum, iyi bir piyasa engel olabilir.”

Bursa Girişimci İş Adamları Derneği tarafından düzenlenen ‘Küreselleşme Sürecinde Demokrasi ve Sivil Toplum’ paneli BUTTİM konferans salonunda yapıldı.

Panelin oturum başkanlığını Uludağ Üniversitesi’nden Doç Dr. Bekir Parlak yaparken, konuşmacı olarak Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, Pamukkale Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hüseyin Özgür, Celal Bayar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Ökmen ve Today’s Zaman Gazetesi’nden Kerim Balcı katıldı.

Panelin ilk konuşmacısı Mümtaz’er Türköne, devletle işi olmayan, kendi işlerini kendi halleden bir tür ensesi kalın toplumun sivil toplum olduğunu söyledi.

Sivil toplumun karşıtı olan kavramın siyasal toplum olduğuna değinen Türköne, “Siyasal toplum devlet içinde, devlet iktidarını elinde tutan kesimdir. Bu topluluğa siyasal toplum denir” dedi.

Kavram olarak siyasal olmayan topluma sivil toplum dendiğini söyleyen Türköne, sivil toplumun kendi kurallarını kendi koyan, kendi başının çaresine bakan kesim olduğunu belirtti. Sivil toplumun kaynağının piyasa olduğunun altını çizen Türköne, devlet dışında bir güç oluşturacaksanız bunu piyasayla sağlayabilirsiniz” şeklinde konuştu.

Demokrasinin ancak güçlü bir sivil toplumla yaşayabileceğini kaydeden Türköne, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sivil toplum ancak piyasa ile özel sektörle yürür. Piyasa kendi çıkarlarına aykırı gördüğü bir güç görürse, sivil toplum karşı çıkar. Dikta yönetime ancak örgütlü bir sivil toplum, iyi bir piyasa engel olabilir. Dünyada 35 bin civarında hükümet dışı kuruluş var. Günde 1.1 trilyon dolar para harcıyorlar, 30 milyon civarında profesyonel eleman çalıştırıyorlar.”

Bu hükümet dışı kuruluşların devletin görevlerini yerine getirdiğine değinen Türköne, hükümet dışı kurumların artık dünyada yükselen bir değer olduğunu ifade etti.

“Türkiye’de demokrasinin gelişmesini istiyorsanız, sivil toplumu güçlendirmeniz lâzım” diyer Türköne, bunun için büyük bir piyasanın gerekli olduğunu kaydetti. Artık Türkiye’de bir darbe olamayacağını ifade eden Türköne, girilen gelişme sürecinden geriye dönüş olmadığını hatırlattı.

“Osmanlı sivil toplumu anladı”

Doç. Dr. Bekir Parlak da, güçlü bir devlet için güçlü bir sermaye yapısının gerekli olduğunun altını çizerek, demokrasi için sivil toplum, sivil toplum için de güçlü bir piyasanın olması gerektiğini savundu.

Osmanlı Devleti’nin sivil toplumu anladığını ve buna yönelik birçok çalışma yaptığına değinen Parlak, “Osmanlı Devleti, devletten beklememe adına her şeyi yapmıştı” dedi.

Today’s Zaman Yazarı Kerim Balcı ise kürselleşmenin yaşanan bir süreç olduğuna dikkat çekerken, “Küreselleşmeden kaçamazsınız” şeklinde konuştu. Kürselleşmeden yana olunmayacağını, bunun zaten yaşanan bir süreç olduğunu söyleyen Balcı, “Fakat küreselleşme karşıtı olabilirsiniz” dedi.

/ BURSA

08.07.2007


 

Astsubaylar haklarını arıyorlar

"Astsubaylar Girişim Platformu” yayınladığı bildiriyle, “TSK içerisinde ciddî bir güç olan ve taşınmakta olan yükün büyük kısmını sırtlarında taşıyan astsubayların, kimi geri zihniyetlerin bir ürünü olan OYAK ve özlük hakları konusunda yaşanan çifte standart karşısında sesini yükseltmeye başladıklarını” bildirdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) subay ve astsubaylar arasında özlük hakları konusunda farklılığa tepkiler devam ediyor.

Astsubayla Girişim Platformu’ndan yapılan yazılı açıklamada, 95 bine yaklaşan muvazzaf mevcudu ve 150 bine yaklaşan emekli mevcuduyla TSK içerisinde ciddi bir güç olan ve taşınmakta olan yükün büyük kısmını sırtlarında taşıyan astsubayların, Oyak ve özlük hakları konusunda yaşanan “çifte standart” karşısında sesini yükseltmeye başladığı ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi:

“TSK’nın yasal amiri konumunda bulunan Genelkurmay Başkanlığı’nın yıllar içerisinde özellikle astsubaylara üvey evlât muamelesi ve siyasi iradenin tavrı karşısında sessiz kalması sonucunda, astsubayların özlük hakları kırpılarak güdük bir hale getirilmiştir. Geçmişte kıdemli bir başçavuş, yarbay muadili ücret almakta iken süregelen haksızlıklar sonucu üsteğmen muadili seviyesine indirgenmiştir. Üstelik bu kötüye gidiş, yıllar içinde astsubaylar arasında meslek yüksek okulu ve üniversite mezunu yüzdesinin artmasıyla ters orantılı olarak gelişme göstermiştir.

İç Hizmet Kanunu ve Askerî Ceza Kanunu’nda yer alan, astsubaylarla ilgili Osmanlı döneminden kalma hükümler değiştirilerek daha güncel, hakkaniyetli ve çifte standarda meydan vermeyecek hükümler getirilmelidir.

Bugüne kadar sessiz ve mülayim bir şekilde vatan savunmasında en ön saflarda yer almış olan astsubay camiası, yaşanan çifte standart karşısında artık sabrın ve hoş görünün son noktasına gelmiş durumdadır.”

/ İSTANBUL

08.07.2007


 

İktidarların görevi istismar değil çare bulmak

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağrı Erhan, “Siyasi iktidarların görevi yoksulluğu istismar ederek oy avcılığı yapmak değil yoksulluğa çare bulmaktır” dedi.

Erhan, yaptığı açıklamada, dört buçuk yıllık AKP iktidarının Türk insanın ve ekonomisinin üzerine kara bir bulut gibi çöktüğünü, ülke ekonomisinin her alanda tarumar edildiğini, can damarların fütursuzca kesildiği ve halkın yoksulluğa mahkum edildiğini savundu. Çağrı Erhan, “Her dört kişiden birinin yoksul olduğu, 1 milyona yakın insanın açlık sınırında yaşam mücadelesi verdiği, işsizliğin yüzde 20 sınırını zorladığı, asgari ücretin 420 YTL buna karşın açlık sınırının 615 YTL’ye ulaştığı ülkemizde vatandaşlarımızın insani hassasiyetlerinin de sınırları zorlanmaktadır. 1 kg nohuta, 1 torba kömüre oy kazanmaya çalışanlar milletimizi sömürmekte, yoksulluk oy avcılığı için kullanılmaktadır” dedi.

Genel ekonomi politikaları içerisinde başka hiçbir siyasi partinin cesaretle ortaya koyamadığı DP’nin “Aş, İş ve Onurlu Yaşam Programı”nın Türk halkına iş ve aş sağlamak suretiyle milletini onurlu yaşamını temin edeceğini, milletin yoksulluk ve açlığa mahkum edilmeyeceğini de söyleyen DP’li Erhan, “Siyasi iktidarların görevi yoksulluğu istismar ederek oy avcılığı yapmak değil yoksulluğa çare bulmaktır. DP iktidarında Türkiye’de işsiz insan kalmayacak yoksulluk kader olmaktan çıkartılacaktır” dedi.

Ahmet TERZİ / ANKARA

08.07.2007


 

Adaylar seçmeni avlamaya çalışıyor

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası (Adıyaman TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ersoy, ‘’Liderler ve milletvekili adayları, seçimden seçime balık avlar gibi seçmeni avlamaya çalışıyorlar. Bu millet sazan değil’’ dedi.

Ersoy, yaptığı açıklamada, bölgesinde hızla büyüme gösteren, örnek ve model bir şehir olma yolundaki Adıyaman’ın birçok sorunu olduğunu belirterek, bu seçimde de sorunlarının çözülmemesi halinde Adıyamanlıların bağımsız adaylar çıkaracağını söyledi. Şehrin en büyük sorunlarından birisinin işsizlik olduğunu ifade eden Ersoy, işsizlik oranının Türkiye genelinde yüzde 10’larda, Adıyaman’da ise yüzde 20’lerde olduğuna dikkati çekti. Ersoy, bütün siyasi parti liderlerinin bu konuda duyarlı olmasını beklediklerini belirtti.

Bu seçimlerden sonra Adıyaman’ın sorunları ile ilgilenilmezse, seçmenin bağımsız adaylara yöneleceğini ifade eden Ersoy, şöyle dedi:

‘’Liderler ve milletvekili adayları, seçimden seçime balık avlar gibi seçmeni avlamaya çalışıyorlar. Bu millet sazan değil. Bundan sonra liderlerin ve adayların dikkatli olması gerekiyor. Seçmenin bundan sonra daha bilinçli davranacağını düşünüyorum.’’

/ ADIYAMAN

08.07.2007


 

Yüzde 50 yetmez, yüzde 80 verin

AKP Grup Başkan Vekili Faruk Çelik, 22 Temmuz’da vatandaşların sandıkları oylarıyla patlatacaklarını ileri sürerek, “Hizmetlerin artması için bize yüzde 50 oy az, yüzde 70 - 80 oy verin ülkemize ve sizlere daha çok hizmet edelim” dedi.

AKP Bursa milletvekili adayları Faruk Çelik, Mehmet Emin Tutan, Ali Kul ve Mustafa Dündar, Yıldırım Belediyesi Başkanı Özgen Keskin ile birlikte Yiğitler Mahallesinde bir dizi açılış gerçekleştirdi. Çok önemli hizmetler yaptıklarını ifade eden Çelik, “Sizlere hangi birini anlatayım. Bizim anlayışımız vatandaşın derdiyle dertlenen sosyal devlet anlayışıdır” dedi.

Bir dönem ülkedeki bankaların içinin boşaltılarak hortumlandığını vurgulayan Çelik, “Şimdi içi boşaltılmış banka göremezsiniz. Çünkü sizler helali haramı bilen, hak ve hukuku bilen yöneticiler seçtiniz. 70 milyon yanılmaz. Yanılan onlardır. 22 Temmuz’da sandıkları oylarınızla patlatacaksınız. 4,5 yılda ancak devletin yakasını toparladık, delik çatıyı kapattık. Şimdi iç dizayna sıra geldi. Bütün yapılması gereken hizmetleri yapacağız. İşçiye, memura hakkını vereceğiz ama hesapsız vermeyeceğiz. Her şeyin hesabını yapıp ona göre hareket edeceğiz. Bizim anlayışımızda vatandaşı aldatmak yok. Gelir varsa hizmet zamanı, gelir yoksa hep beraber çileye devam sistemimiz budur. Hizmetlerin artması için bize yüzde 50 oy az, yüzde 70 - 80 oy verin ülkemize ve sizlere daha çok hizmet edelim” diye konuştu.

/ BURSA

08.07.2007


 

Diyarbakır'da askerî servis aracını bombalayanlar yakalandı

Diyarbakır’da bir askeri servis aracına yönelik ve bir polis memurunun özel otomobilinin bombalanması olaylarını gerçekleştirdikleri iddiasıyla 7 kişi yakalandı.

Diyarbakır Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda aralarında Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarında bomba eğitimi alan bir örgüt mensubunun da bulunduğu 7 kişinin yakalandığını söyledi.

Çatalkaya, yapılan teknik ve laboratuvar çalışmaları sonucunda, bu kişilerin 6 Nisan 2007 günü Diclekent Bulvarı’nda park halindeki bir polis memuruna ait özel otomobil ile 15 Haziran 2007 günü Gevran Caddesi’nden geçen askeri servis aracına yönelik gerçekleştirilen ve 3’ü asker 9 kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalama olayına katıldıklarının belirlendiğini kaydetti. Bu kişilerin gösterdikleri yerlerde bomba yapımında kullanılan malzeme ve örgütsl döküman bulundu.

/ DİYARBAKIR

08.07.2007


 

Bodrum yanıyor

Bodrum’un Kızılağaç köyü yakınlarında çıkan ve ilçe merkezini de tehdit eden yangında ilk tesbitlere göre 200 hektar ormanlık ve makilik alan zarar gördü.

Edinilen bilgiye göre, Kızılağaç köyünde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan orman yangını, bölgede rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. Yangına, 2 uçak, 2 helikopter ile havadan, 30 arazöz ve 100'e yakın orman işçisiyle karadan müdahale ediliyor.

Bölgede bulunan belediyelere ait itfaiye ekiplerinin de verdiği desteğe rağmen yangın kontrol altına alınamıyor. Yangın söndürme çalışmalarına vatandaşlar da kendi imkanlarıyla müdahale etmeye çalışıyor.

Yangın söndürme uçakları ve helikopterleri Bodrum kent merkezine yaklaşık 5 kilometre mesafede devam eden yangına, denizden su alarak müdahale ediyor.

Bu arada, Türkbükü köyü yakınlarında çıkan orman yangının da söndürülmesi için ekiplerin müdahalesinin devam ettiği öğrenildi.

08.07.2007


 

GAP toplumu değiştirdi

Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) uygulandığı bölgede, sulu ve ticari tarımın etkisiyle sanayi ve hizmetler sektörünün gelişmesi, şehirlerle kurulan sıkı ilişkiler, modernleşme ve göç gibi olgular, yarı feodal ilişkilerin ve yapıların çözülme sürecinin hızlanmasını sağladı.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı verilerinden derlediği bilgiye göre, GAP yatırımlarının gerçekleşmeye başlamasıyla birlikte bölge ölçeğinde başta tarım olmak üzere, ekonomik ve toplumsal yapıda önemli değişimler yaşandı.

Bu dönemde bölge ekonomisine en önemli girdiyi sulu tarım sağlarken, yaklaşık 250 bin hektar alanda sulu tarımın yapıldığı bölgede, ürün deseni, tahıl üretiminden pamuk ve sanayi bitkilerinin üretimine yöneldi. Bu sayede kırsal alanlarda tarımsal istihdam ve gelirde artış, tarıma dayalı sanayide gelişme yaşanırken, bölge pazarının gelişmesi, yeni iş atmosferinin oluşması ve toplumsal yapıda dönüşümü getirdi.

Projeyle kentsel yerleşimler alanlarının büyük bölümünün imar planı hazırlanırken, bu dönemde planlı şehirleşmede gelişmeler olurken, şehirlerin alt yapısında da iyileşmeler oldu. Bunun sonucunda, şehirlerde ulaşım şarları iyileşirken, konut altyapısı, içme suyu ve kanalizasyon sistemleri gelişti. Bu gelişmeler paralelinde şehirlerdeki yaşam standardı da aynı oranda arttı.

GAP’ın uygulandığı bölgede sulu ve ticarî tarım ile kısmen sanayi ve hizmetler sektörünün gelişmesi sayesinde şehirlerle kurulan sıkı ilişkiler modernleşme ve göç gibi olgular yarı feodal ilişkilerin ve yapıların çözülme sürecinin hızlanmasını sağladı. Bu çözülme, hem bireysel gelişme sürecini, hem de girişimci zihniyet yapısının gelişim sürecini başlatmış oldu.

EĞİTİM DE GELİŞTİ

GAP aynı zamanda bölgedeki eğitim alt yapısında da son yıllarda önemli gelişmeler yaşanmasını sağladı. Taşımalı eğitimin uygulanmasıyla birlikte uzak ve dağınık kırsal yerleşimlerdeki öğrenciler okula ulaşma imkânı buldu.

Bölgede yatılı ve pansiyonlu ilköğretim kurumlarının yaygınlaştırılmasıyla yoksul ailelerin çocuklarının eğitime kazandırılması için bir fırsat oluşturuldu. Okul alt yapısının iyileştirilmesi yanında kadınların sosyal statülerini arttırmak için kurulan Çok Amaçlı Toplum Merkezleri ile kadınlara yönelik yaygın eğitim kurumları yöre kadınlarının eğitimine ve toplumsal bilincin arttırılmasına katkı sağladı.

/ ŞANLIURFA

08.07.2007


 

Sınırda gurbetçi kalabalığı

Edirne’de, sınır kapılarından son 24 saatte 17 bin 387’si yabancı uyruklu olmak üzere toplam 26 bin 914 yolcu geçiş yaptı.

Alınan bilgiye göre, Kapıkule Kara ve Gar sınır kapıları ile Pazarkule, İpsala, Hamzabeyli ve Uzunköprü Gar sınır kapılarından, son 24 saatte 11 bin 831’i Türkiye’ye giriş, 5 bin 556’sı ise Türkiye’den çıkış yapmak üzere toplam 17 bin 387 yabancı uyruklu geçti.

Aynı sürede, 7 bin 538’i giriş, bin 989’u da çıkış yapmak üzere toplam 9 bin 527 Türk vatandaşının geçtiği sınır kapılarından, 3 bin 56’sı giriş, 846’sı çıkış yapmak üzere 3 bin 902 de otomobil geçti. Sınır kapılarından son 24 saatte 80’i giriş, 86’sı çıkış yapmak üzere 166 otobüs ile 902’si giriş, bin 76’sı çıkış yapmak üzere toplam 1 bin 988 tır geçti. Yurtdışında çalışan işçilerin tatillerini geçirmek üzere Türkiye’ye gelmelerinin trafiğini arttırdığı belirtildi.

/ EDİRNE

08.07.2007


 

OKS, yarın açıklanıyor

Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) sonuçları 9 Temmuz Pazartesi günü saat 10.00’da Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından açıklanacak.

Sınav sonuçları Millî Eğitim Bakanlığının http://meb.gov.tr internet adresinden duyurulacak.

Tercih işlemleri, Millî Eğitim Bakanlığının ‘’http://oks2007.meb.gov.tr’’ veya ‘’http://www.meb.gov.tr’’ adresli internet sitesinden yapılabilecek. Tercihler, veliler tarafından bireysel olarak ya da ilgili okul müdürlükleri aracılığıyla 11-20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Adaylar, okulların özel başvuru ve tercih şartlarına dikkat ederek en fazla 20 okul tercih edebilecekler. Bu sene ikinci bir tercih işlemi yapılmayacak.

/ ANKARA

08.07.2007


 

Yetkisiz acentalara dikkat

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) GAP Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Fikret Murat Tural, “Vatandaşlarımız köy köy dolaşan, kapı kapı gezen kişilere ve yetkisi olmayan seyahat acentalarına itibar etmemeli.” dedi.

Hac mevsiminin başlaması sebebiyle bilgilendirme toplantısı düzenleyen Fikret Murat Tural, Hacı adaylarının yüzde 60’nın Diyanet İşleri Başkanlığı, yüzde 40’ının ise seyahat acentaları aracılığıyla kutsal topraklara götürüleceğini belirtti. Hac farizasını seyahat acentaları aracılığıyla yerine getirmek isteyen adayları yetkili olmayan acenta ve kişilere karşı uyaran Tural, “Hacı adayları, bulundukları ilde kayıt yapmaya yetkili olan seyahat acentalarını, il müftülüklerinde asılmış olan yetki belgelerinden öğrenebilecekler. Kapı kapı gezen kişilere ve yetkisi olmayan seyahat acentalarına itibar etmeyin” dedi.

/ GAZİANTEP

08.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004