Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Sezer’i sevdiniz mi?

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ankara’daki dairesini kiraya verecek. Eve müşteri bulacak olan emlakçı, “ Türbanlıya vermeyeceğiz “ diyor.

Mal yani daire, ev sahibinin. İstediğine kiraya verir, istemediğine vermez. Ancak diğerlerinin yanı sıra böyle bir ölçüt daha konulduğuna ve apaçık söylendiğine göre, biz de birkaç kelime edebiliriz.

Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Sezer “ kamusal alan “ kavramını ortaya atarak, daha doğrusu siyaset biliminin bu kavramını kendince tanımlayarak, mesela eşi türbanlı olan milletvekillerini Köşk’e ‘ damsız’ olarak çağırdı.

Niye? Çünkü türban ‘kamusal alana’ giremezmiş.

Sezer 2000 yılının Mayıs ayında Cumhurbaşkanı seçilmişti. O tarihten 2002’ye kadar eşi türbanlı olan milletvekilleri Köşk’teki resepsiyonlara karılarıyla birlikte katılmışlardı.

Ama Kasım 2002’de seçimleri AKP kazanınca tavrını değiştirdi. ‘Kamusal alan’ kavramını ortaya attı. Ardından da yukarıda sözünü ettiğim uygulamaya başladı.

Özetle: ‘Kamusal alan’ Sezer’in baştan beri savunduğu değil, değişen şartlara göre, davranışlarını meşru kılmak amacıyla sonradan ortaya attığı bir kavramdı.

Aynı Sezer, kamusal alan kavramını konuşmalarında kullanırken, inançların (yani dinin) ‘ özel alana’ ait olduğunu da ifade ediyordu. Özetle, “ Özel alanınızda ne giyerseniz giyin ama kamusal alanda başınızı örtmeyin “ diyordu.

Sezer’in kurduğu ve uyguladığı bu sistemin çelişkili, hatta saçma olduğunu defalarca yazdım:

‘Kamusal alan’ derken ‘ mülki’ alanı, yani ‘devlet’ alanını mı kastediyordu? Eğer işaret ettiği mülki alansa, o zaman türban takmak, mesela özel üniversitelerde niye yasaktı? Buna karşılık devlet hastanesine başvurmuş bir türbanlı nasıl oluyordu da tedavi edilebiliyordu?

Yoksa Sezer, ‘kamusal alan’ derken özel alan ‘ haricindeki’ tüm alanı mı kastediyordu? Eğer öyleyse, mesela camilerin konumu neydi? Özel alan olmadığı apaçık olan camiler, nasıl oluyordu da kamusal alanda ‘faaliyet’ gösteriyordu?

Dedim ya... Sezer’in kullandığı kamusal alan kavramının iler tutar bir yanı yoktu. Sadece Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığına dayanarak bunu dayatıyordu.

Şimdi, bu ev kiralama vesilesiyle, şunu da görüyoruz: Aslında Sezer, türbana özel alanda da karşıymış. Yani “ dini ve vicdani tercihler, özel alana aittir “ diye konuşurken doğruyu söylemiyormuş.

(...)

Hani poposunu kaşıyan cinsten bazı köşe yazarları “ Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım olmayacak “ diyor ya...

Ne yalan söyleyeyim Sezer de ‘benim’ cumhurbaşkanım olmadı. Bir yerde görsem, konuşsam; saygıda, nezakette kusur etmezdim elbette. Ama o saygı ‘ kişiye’ değil, ‘ makama’ gösterilen saygı olurdu.

‘Sevgi’ derseniz.

O hiç yok. Hiç de olmadı.

Halkına karşı sevgi, ilgi, anlayış göstermediğini düşündüğüm bir insanı nasıl seveyim?

Sabah, 21.8.2007

Emre AKÖZ

22.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Gül askerlerle anlaştı mı?

  Akıl vermek gibi olmasın ama Hayrünnisa Hanım...

  Sezer’i sevdiniz mi?

  Allah mahcup etmesin

  Yanlış referans

  Erdoğan’ın Latife Hanım gafı


 Son Dakika Haberleri