Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yasak komedisi

Üniversite öğrencileri için türban yasağı konusu artık kabak tadı verme aşamasını bile çoktan gerilerde bıraktı.

Yasağın kendisi çok komik ve adaletsiz ama bu yasağın gerekçeleri ve yasaktan yana tavır koyanların argümanları daha da komik.

Yasağı meşrulaştırmak isteyenlerin komik argümanları türbanın siyasal, dinsel bir simge olduğu ve laiklik ilkesine aykırılık taşıdığı yönünde.

Bir üniversite öğretim üyesi olarak ilk dikkatimi çeken konu bu yasağı savunanların üniversite kavramını algılamaktan çok uzak durdukları.

Türban üniversite dışında serbest; insanlar sokaklarda, gazetelerde, işyerlerinde türban takabiliyorlar ama iş üniversiteye gelince bir anda ne anlama geldiği bile belirsiz bir yasak karşılarına çıkıyor.

Benim ne ailemde, ne yakın arkadaş çevremde türban takan birisi pek olmadığı, yetiştiğim çevrede de türban kültürü egemen olmadığı için meseleye hiçbir kişisel angajmanım olmadan bakabilmenin rahatlığı ile bu satırları yazabiliyorum.

Dünyanın hiçbir başarılı ülkesinde, üniversite ortamında, sokakta tanınan bir özgürlüğün yasaklandığını göremezsiniz, görürseniz de bu durumdan o ülkenin büyük zarar gördüğü ve göreceği sonucunu hemen çıkarabilirsiniz.

Üniversite mekân ve kurum olarak parlamenter dokunulmazlık benzeri bir koruma ile güvence altında olması gereken bir yer ve bizim durumumuzun tam aksine belki sokakta dahi mevcut olamayan düşünsel ve davranışsal farklılıkların doğal olması gereken bir ortam.

Türbanın siyasal bir simge olduğu için üniversitede yasaklanmasını savunmak kadar anlamsız başka bir mesele de bulmak pek mümkün değil zira üniversite öğrencilerinin evrensel hukuk dışı olmayan her türlü siyasal simgeyi üniversiteye yansıtması da yine çok normal.

Şayet türban kullanımı dinsel, hatta anayasanın laiklik ilkesine aykırı bir simge, bir ifade tarzı olarak algılanıyorsa o zaman ortaya daha da büyük bir saçmalık çıkıyor ve örneğin Taksim Meydanı’nda yani 10. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer’in dahice(!!!) bir ifade ile kamusal alan olarak tanımlamadığı bir yerde kadınların nasıl olabiliyor da anayasanın laiklik ilkesine aykırı bir eylem içinde olabileceği ve hukukun buna nasıl cevaz verdiği sorusu insanın aklına geliyor.

Türban yasağını savunan arkadaşlar içlerini rahatlatmak istiyorlarsa bu kendini ifade ediş biçimini (siyasal ya da dinsel) marjinal bir durum olarak algılasınlar, ama unutmasınlar ki üniversite ortamları dünyanın her yerinde marjinal tavırlara en çok izin verilen ve hatta izin verilmesi kurumsal bir zorunluk olan ortamlar.

Türkiye gibi yasakçılık zihniyetinin toplumda çok egemen olduğu bir ülkede dahi üniversite ortamında egemen olan kimi yasakların, mesela türban yasağının toplumsal yasakların dahi üzerine çıkmış olması üniversiteye yapılan en büyük haksızlıktır.(...)

Türbanlı bir üniversite öğrencisi kızla bir devlet hastanesine başvuran türbanlı kız arasında da kavramsal fark yoktur; üniversitede türban yasağının mantıksal uzantısı devlet hastanelerine de türbanlı hasta almamaktır.

Son tartışmalarda en çok dikkatimi çeken başka konu da ulusalcı, AB karşıtı kesimlerin türban meselesinde ne de çok AİHM’ci olabildikleri; bu konuyu başka bir yazıda ele alacağım.

Star, 21 Eylül 2007

Eser KARAKAŞ

22.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Asıl tehlike nedir?

  Ufuktaki krizin önü nasıl alınır?

  Yasak komedisi

  Türkiye’nin özel şartları (!)

  ‘Mahalle’ ve Anadolu


 Son Dakika Haberleri