Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Tüneldeki yılan

Ekonomide paranın alt ve üst limitlerinin belirlendiği dar bir sınırda dalgalanması halidir tüneldeki yılan. Ama konumuz ekonomi olmadığından, “tüneldeki yılan” tiplemesini başka bir konu için kullanmak istiyorum.

Nice insanlar var ki, istidatları, meziyetleri, nitelikleri, zihinsel melekeleri sümbül verip nemalanacak düzeylerde olduğu halde, imkân ve fırsat verilmediği için dar bir sınırda körelip gitmektedir. Yani istidatlarını geliştirmek istediğinde çaresizlikler ve imkânsızlıklar önüne çıkarak onu engellemektedir. Bu durum alt ve üst sınırları sabit olan bir tünelde yılanın kıvrımlar çizerek ilerlemesine benzemektedir. Böyle bir tünelde yılan ne üste çıkabilir, ne de alta inebilir. O tünelde debelenip durur. İşte birçok yetenekli insanın bu şekilde çaresizce debelendiğini görmekteyiz. Zira şartlar, yeteneklerini sergilemeye fırsat vermemektedir. Bu durum yıllar önce benim yaşadığım bir duruma benziyor. Ben Anadolu’nun fakir bir ailesinin bir üyesi olarak liseyi bitirene kadar İngilizcenin “İ”sinden bihaber olarak yetiştim. Ancak hasb-el kader İngilizce öğretmenliği bölümünü kazanınca zorunlu olarak İngilizce öğrenme durumuyla karşı karşıya kalmıştım. Bu yüzden, sürekli öğreniyor ama öğrendiklerimi pratiğe dökme fırsatı yakalayamıyordum. Bir gün bir dostumun yanında bu fırsatı yakaladım ve oldukça akıcı bir şekilde İngilizce konuşmaya başladım. Bilahare arkadaşım küçük dilini yutmuş bir şekilde “Yahu senin bu şekilde İngilizce konuşacağını hiç tahmin edemezdim” meâlinde hayretini ifade etmişti.

Etrafımıza baktığımızda bu bağlamda nice insanlar görebilmekteyiz. Kendisi ilkokul mezunu olup da bir profesörü bile hayrete düşürecek bilgilere sahip birçok insan görebilmekteyiz. Ancak zamanında elinden tutulmadığı veya “okuyup da ne olacaksın; kısa yoldan ekonomik özgürlüğünü kazan” düşüncesiyle ailesi tarafından engellendiği için okuyamayan ve tüneldeki yılan gibi fasit bir dairede dumura uğrayan bu insanlar, hak etmediği bir hayat standardı düzeyinde hayatlarını geçirmektedirler. Bunun tam aksini yaşayanlar da var. Yani istidatları, zihinsel melekeleri ve hatta şahsiyetleri oldukça zayıf olup da hak etmedikleri yüksek makamları işgal edenler de bulunmaktadır. Hem de bu zümrenin miktarı hiç de azımsanmayacak boyuttadır.

Geçenlerde eski Başbakan yardımcısı Abdullatif Şener’in bir röportajını okumuştum. Şu mealde bir serzenişte bulunuyordu: “Siyasette zayıflık bir fırsattır. Hatta siyasette bu zayıf karakterli insanlar daha çabuk yükseliyorlar.” Yani liderlerine yaranmak için samimi olmayan iltifatlar ve dalkavukluklar yaparak hedefledikleri yerlere gelebiliyorlar. Kim bilir belki de sayın Şener bu gibi davranışlardan bıkarak siyaseti terk etmiştir.

Toplumda bu türden kirlenmeler aslında sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda tüm kesimlerde boy göstermektedir. Birçok kurumda psikolojik tacizlerle (mobbing) yetenekli insanlar engellenmekte, bunların yerlerine “adam kayırma (nepotism)” yöntemleriyle hiç de hak etmeyen insanlar yüceltilmekte ve el üstünde tutulmaktadır. Bu durum genelde bizim gibi gelişmemiş ülkelerde hâkimdir. Zira bizim ülkede gelişme, büyüme, refah düzeyini yakalama, eşit işe eşit ücret sağlama, adil bir gelir dağılımı temin etme gibi alanlarda çabalar sarf etmek yerine, giyim tarzıyla, ideolojik farklılıklarla, inanç özgürlükleri gibi, gelişmiş ülkelerde büyük oranda halledilmiş, faktörlerle uğraşmak kimi çevreler tarafından daha münasip görülmektedir. Bu durum da makro düzeyde bir tüneldeki yılan tiplemesine benzemektedir. Yani ülke çapında da fasit bir dairede kalmakla yetinmekteyiz.

[email protected]

Dr. Kenan ÖREN

29.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  İki ayda Kur’ân hıfzı ve hafıza disiplini

  Tüneldeki yılan

  Sera Gölünün kenarında (3)

  Özel dershanelerle ortak eğitimler


 Son Dakika Haberleri