Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Ekim 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Hukuk, bizim hukukçular ve matematik

Türkiye’de hukukla ilgili sorunlar olduğu muhakkak; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi çok üst düzey yargı organlarının özellikle ifade özgürlüğüne ve mülkiyet hakkına ilişkin kararlarının bir dökümü çıkarıldığında hem içerik hem de süreklilik yani tutarlılık konularında ortaya belirgin sorunlar çıkıveriyor.

Bu iki konuda yani ifade özgürlüğü, mülkiyet hakkı konularında AİHM’de en çok dava kaybeden ülkenin Türkiye olması da yargı erki en üst düzey organlarının henüz, elli yılı aşkın süredir üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi hukuk konsepti ile barışık olmadığını ortaya koyuyor.

Oysa hukuk ve özellikle hukukun ifade özgürlüğü ve mülkiyet hakları konusu, benim gibi hukukçu olmayan birinin gözlemi doğrultusunda, çok da zor olmayan bir alan zira standartları, üstelik anayasal bir bağlayıcılıkla (1982 Anayasası, m.90) çok net, belirgin; yapılacak tek şey, açık bir zihinle bu içtihatı Türkiye’de uygulamak; mesele bu kadar basit.

Son günlerde Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun ve Danıştay Başkanı’nın açıklamaları basında yer aldı ve Yargıtay Başkanlar Kurulu ‘laik Cumhuriyet’ vurgusunu ön plana çıkarırken, Danıştay Başkanı Sayın Çörtoğlu da ‘Atatürk’ün aydınlık yolundan ayrılmayacaklarını’ dile getirdi.

Bugün esas tartışmak istediğim konu Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun ‘laik cumhuriyet’ vurgusunun matematik anlamı; ne demek istediğimi açmaya çalışacağım ama geçerken belirtmek istediğim bir nokta da Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi kurumların başkanlık makamlarının neden ısrarla ‘evrensel hukuk ilkelerinin aydınlık yolundan ayrılmayacaklarını’ vurgulamaktan adeta imtina etmeleri.

‘Atatürk’ün aydınlık yolundan ayrılmamak’ gibi bir ifade ilkokul öğretmeninden, başka bir kamu görevilisine dek daha genel bir ifade iken, bir Yüksek Mahkeme Başkanı’ndan daha ilginç ama daha mesleğe uygun bir açıklama mesela yukarıda belirttiğim gibi ‘evrensel hukuka bağlılık’ sözü işitmemek doğrusu insanı düşündürüyor.

Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun ‘laik Cumhuriyet’ vurgusunda ise, demokrasi ve hukuk devleti karşıtı bir anlam olamayacağı için, matematiksel bir sorun olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de hukuk öğretimi gibi çok önemli bir öğretimin mutlaka lisans aşamasından yüksek lisans aşamasına taşınması ve her hukuk okuyan öğrencinin mutlaka ciddi bir matematik dersi görmesinde büyük fayda olacağı kanısındayım; matematik mantık hukukçularımızda çok daha netleşirse ‘gerekli koşul- yeterli koşul’ ayırımı da netleşir ve açıklamalar, tekrar ediyorum şayet kasıtlı bir demokrasi ve hukuk devleti karşıtlığı içermiyorsa ve içeremezse, çağdaş Cumhuriyet’e daha uygun hale gelir.

Bir kez daha ve sıkılarak yazıyorum ki, ‘laik Cumhuriyet’ ifadesi ve vurgusu Cumhuriyet’in laik niteliği uğruna demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin askıya alınabileceği kanısını uyandırabilmektedir çünkü demokrasi ve hukuk devleti olmadan da laik cumhuriyet olabilir.

Ama şayet, Yargıtay Başkanlar Kurulu ‘laik cumhuriyet’ vurgusu yerine ‘hukuk devleti ilkelerinden sapılmayan demokratik Cumhuriyet’ vurgusu yapsaydı daha anlamlı olabilirdi diye düşünmeden edemiyorum zira ‘demokratik hukuk devleti’ zaten laiklik ilkesi olmadan olamayacak bir şey.

Israrla ve özenle Cumhuriyet’in laiklik ilkesi ve sadece bu ilkeye gönderme yapmak çok minimalist bir tavır; oysa ‘demokratik hukuk devletine’ yapılacak göndermeler mantıken zorunlu olarak laikliği de içermek zorunda olduğundan daha maksimalist yani daha talepkar, azla yetinmeyen, daha çok isteyen bir niteleme ve kanımca 2007 Türkiye’sine de yakışan bu.

Laiklik, demokrasi ve hukuk devletinin gerekli ama yeterli olmayan koşuludur; yeterli koşul Anayasa’nın ikinci maddesinde ifadesini bulan üç temel ilkeyi, laiklik, demokrasi ve hukuk devletini ısrarla ve özenle beraber, herhangi birine öncelik vermeden dillendirmektir.

Hukukçularımızın iyi niyetine, laikliğe, demokrasiye ve hukuk devletine olan inançlarına güveniyorum ama matematik mantık da çok önemli.

Star, 1.10.2007

Eser KARAKAŞ

02.10.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Fukuyama’nın şahitliği ile mi?

  Hukuk, bizim hukukçular ve matematik

  Cuntayı kimler ayakta tutuyor?

  Mağlûp taraf belli

  Yorgun başlangıç

  Leyla Alaton’a AKP’den tebrik


 Son Dakika Haberleri