Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

DTP’yi kapatmak yanlıştır

DTP şüphe yok ki PKK’nın siyasi koludur. Demokrasilerde böyle partiler elbette kapatılabilir. İspanya’da Herri Batasuna adlı parti kapatılmıştır; teröre karşı “Siyasi Anlaşma” imzalayan Bask Milliyetçi Partisi ve Eusko Alkartasuna adlı ayrılıkçı partiler kapatılmamıştır.

İngiltere ise, terör örgütünün siyasi kolu Sinn Fein adlı partiyi kapatmamıştır.

Parti kapatmak veya kapatmamak bir devlet politikasıdır. Ülkeler bunu terörle mücadele ve ulusal birlik anlayışlarına göre ayarlarlar.

Yargının işi kuralları uygulamaktır. Kuralları koyan ise politikadır.

Anayasa Mahkemesi, DTP’nin “suç odağı” haline geldiğini kanıtlarıyla görürse kapatır; hukuka da uygun olur.

Ama DTP’nin kapatılması siyasi hata olur.

Lenin’in yaptığı gibi!

DTP’nin kapatılması kararını zaten PKK vermiştir!

Partide sergilenen azgınlıklar bunun içindi zaten!

Terör örgütünün yayın organı Özgür Gündem’de ağustos sonunda Veysi Sarısözen’in “Konfederalizm ve Çatı Partisi” başlıklı dört yazısı yayımlandı. Öcalan’ın emirlerini yansıtan bu yazılarda DTP’nin yerine “Çatı Partisi” kurulması isteniyordu.

Sadece sol değil, kadın hareketi, savaş karşıtları, çevreciler, “Şafi mezhebinden melleler” (mollalar), mezhepçi isimler... Hepsi “Çatı Partisi” altında toplanacak!

Seçim yenilgisinden sonra geliştirilen bu taktiğin amacı sadece bir miktar oy artışı değildir; farklı hareketleri bir çatı altında toplayarak bunları politize edip sokak eylemlerine yöneltmektir!

Bu aşamada, amacın Kürt devleti olduğu söylenmeyecektir. Yazıda şöyle deniliyor:

“Tıpkı Lenin’in yaptığı gibi. O, İsviçre’de, sürgünde yaşadığı ve Rusya’da kitle hareketinin gerilediği sırada ‘devlet teorisi’ hakkında konuşmadı. Kitle hareketi ‘Sovyet’ denilen yeni tipte devlet biçimini yarattığı zaman konuştu. Tıpkı Marks’ın kitleler ‘Paris Komünü’nü yarattığı zaman devlet teorisi hakkında konuştuğu gibi...”

Anayasal yaptırımlar

Terörle sonuç alamayan, seçimlerde yenilgiye uğrayan PKK şimdi “Çatı Partisi” altında Bolşevik türü ajitasyonlarla Türkiye’yi yönetilemez hale getirmeyi planlıyor!

Burada DTP’nin yeri nedir? Veysi Sarısözen şöyle yazıyor:

“Peki halkın vekilleri ne olacak? Çok açık: DTP’li parlamenterler sokağa, sokak Meclis’e... Şu da açık: Anlatılan tarzda bir Çatı Partisi’ne ulaşmadan, yukardaki formül bir hayalden başka bir şey ifade etmez...”

Yani “Çatı Partisi” başarılmadan toplumdaki çeşitli farklılıkları Bolşevik tarzında eylem ve iç çatışmalarla yöneltme stratejisi bir hayalden başka bir şey ifade etmez.

Ve... Her emri kölece bir itaatkârlıkla yerine getiren Nurettin Demirtaş DTP’nin başına oturtuldu, ilk konuşmasında “Çatı Partisi” için çağrı yaptı!

DTP kapatılsın mı, kapatılmasın mı? Siyasi mesele bu noktadadır!

Yargıya esneklik imkânı verilmelidir. Anayasamızda değişiklik yapılarak, terörle işbirliği yapan ve temel anayasal ilkeleri reddeden partilere yaptırım uygulanmasında yeni seçenekler getirilmeli; parti kapatılmasa bile bu kişilere siyaset yasağı konulabilmeli, belli yaptırımların tekerrürü halinde parti kapatılmalıdır...

Şimdi DTP’yi kapatmak, “Çatı Partisi”nin önünü açmak olmaz mı?!

Herhalde, ‘azgınlar’ dışında, esasen huzur ve refah isteyen büyük kitleler görmelidir ki, oy verdikleri partiyle oynayan PKK’dır!

Milliyet, 19.11.2007

Taha AKYOL

20.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  “Gomutanım, Genelkurmay’a söyle”

  DTP’yi kapatmak yanlıştır

  Ortadoğu’da İsrail’in Kürt kartı

  “İslâmcılar” burjuvalaşma yolunda


 Son Dakika Haberleri