Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

AKP için tehlike henüz geçmedi

Sayın Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yeni bir parti kurma hazırlığı içinde oldukları 2001 yazında, muhtemel partinin önündeki fırsatlara ve bunların iyi değerlendirilmemesi halinde ortaya çıkabilecek sonuçlara dikkat çeken bir yazı yazmıştım.

O yazıda şöyle diyordum: 'Söz gelişi, sisteme 'güven verme' kaygısı statükonun onaylanmasına dönüşür veya halkta böyle bir izlenim oluşursa veya globalleşmenin ve AB'ye uyumun gerekleri duygusal bir milliyetçiliğe kurban edilirse cari sistemin anaforunda yok olmak işten bile değil. (...) Ayrıca cari sistemin patronaj ağları içinde kaybolma ve popülizme teslim olma riski de var. Bu yola sapılması yeni oluşuma belki mevcut yapı içinde bir ölçüde tutunma şansı verir ama bu 'topu taca atmak' olur. Böyle bir durumda Erdoğan'ın partisinin mevcut partilerden farkı kalmaz ve kurulu düzenin sıradan bir elemanı haline dönüşür.' ('Erdoğan ve Liberalizm', Radikal, 11/7/2001).

O yazının muhatabı her ne kadar Erdoğan ve arkadaşları idiyse de, orada dikkat çektiğim tehlike aslında sadece AKP için değil, yenilikçilik iddiasındaki her parti için geçerlidir. Bunu yeniden ifade etmek gerekirse: Türkiye'nin cari sistemi ciddî bir dönüşüm iddiasıyla iktidara gelen partileri bile kısa zamanda 'yoldan çıkarabilir' ve onları carî rant mekanizmalarına entegre edebilir.

Benim görebildiğim kadarıyla, bunun birbirine bağlı iki temel nedeni var. Birincisi, Türkiye'deki 'rejim'in ideolojik karakteriyle ilgilidir. Rejimin bu özelliği onu kapsamlı veya anlamlı değişimlere ve dolayısıyla değişim aktörlerine karşı dirençli hale getirir. Bu da, karşılaştığı direnç nedeniyle sükût-u hayale uğrayan siyasî partilerin bu sefer sistem içinde varlıklarını sürdürebilecek başka yollar aramalarına neden olur.

Bu noktada devreye carî sistemin ikinci özelliği girer: Resmî ideoloji duvarına çarpan siyasî partiler için sistemin 'teselli ikramiyesi' vardır. Bu 'ikramiye' veya 'sistemik rüşvet', kısaca, reformist iddiasından vaz geçmesinin karşılığı olarak, eski değişimci partiye rant kapılarının açılmasıdır. Rant dağıtımından bir kere pay almaya başlayan bir partinin bir daha kendine gelmesi ise hiç de kolay değildir.

Gerçi, teorik olarak, bir partinin bu şekilde hem rantçı sisteme eklemlenmesi hem de aynı zamanda 'değişimci' olduğu izlenimini koruyabilmesi ihtimali de vardır. Ne var ki, vaktiyle ANAP örneğinde görüldüğü gibi, bu manevra kabiliyeti 'değişimci' partinin çöküşünü olsa olsa geciktirebilir, ama onu engelleyemez.

Bugüne gelirsek, aradan yaklaşık yedi yıl geçtikten sonra, AKP'nin hala aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğu kanaatindeyim. Nitekim, bir yandan AKP'nin değişim iradesinde bir süredir zayıflama gözlenirken, öbür yandan da sistemin rant mekanizmalarına gitgide daha fazla eklemlendiği görülüyor. Bunun böyle olduğu şuradan da belli ki, sistemin AKP'ye gösterdiği direnç bugün epeyce gevşemiştir.

Bu bana, vaktiyle ANAP'ın gösterdiği, işe yaramamış olan o manevra kabiliyetini hatırlatıyor. Bence, yeni bir yıla daha girerken AK Parti'nin bir de bu açıdan kendisine bakmasında yarar var.

Star, 31.12.2007

Mustafa Erdoğan

01.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Pakistan ve bir ülke

  Darbeyle gelenin suikastla gittiği yer

  AKP için tehlike henüz geçmedi

  Türk ekonomisi 2008'de iki yönden kırılganlığa açık

  2008 de kayıp bir yıl mı olacak?


 Son Dakika Haberleri