Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

39. yıl mesajları

Gazetemizin 39. hizmet yılı, sivil toplum kuruluşları, siyasiler ve okuyucularımız tarafından kutlandı. Mesajlarda, gazetemizin, sağduyulu ve istikrarlı çizginin adresi, doğrunun yanında ve haklının sesi olduğu vurgulanan gazetemizin insan hakları alanındaki tavizsiz mücadelesine, sivil, demokrat ve özgürlükçü tavrına dikkat çekildi.

Yeni Asya 38 yıldır milletin sesi oldu

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu:

21 Şubat 1970 yılında yayın hayatına başlayan Yeni Asya Gazetesinin 39. kuruluş yıldönümünü en içten duygularımla tebrik ederim. Demokrasiye bağlılığı, örnek yayıncılık anlayışı ve milletin sesi olma çizgisinden sapmadan 38 yıldır, Türkiye’ye büyük katkılar sunan Yeni Asya ailesini kutluyor, bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Selâm ve sevgilerimle...

“Asya’nın bahtının miftahı, meşveret ve şûradır”

Adıyaman Milletvekili veTBMM

İdare Amiri Fehmi Hüsrev Kutlu:

“Asya’nın bahtının miftahı, meşveret ve şûradır” düsturu ile 38 yıl önce yayın hayatına başlayan Yeni Asya’ya hizmetleri ve başarılarının devamını diler, bu vesile ile sevgi ve selâmlarımı sunarım.

Yeni Asya’nın yeri doldurulmaz

Basın-Yayın ve Enformasyon

Genel Müdürü Salih Melek:

Fikir gazeteciliği açısından basınımızın önemli kuruluşlarından biri olan Yeni Asya gazetesi, Türk medyasında yeri doldurulmaz bir öneme sahiptir. Başarılı ve güvenilir gazeteciliğinizin bundan sonra da aynı anlayışla devam edeceğine olan inancımla 39. kuruluş yıldönümünüzü kutlar, size ve şahsınızda tüm Yeni Asya mensuplarına başarı dileklerimi, selâm ve saygılarımı sunarım.

Sağduyulu ve istikrarlı çizginin adresi

Memur-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu:

Habercilik anlayışı, tarafsızlığı ve fikir gazeteciliği açısından basınımızın önemli kuruluşlarından biri olan Yeni Asya Gazetesi, Türkiye’de ve dünyada olayların ve gelişmelerin doğru, tarafsız ve kısa sürede kamuoyuna duyurulmasında, aynı zamanda kamuoyunun sorunlarının, çözüm önerilerinin ve isteklerinin anlatım aracı olarak da vazgeçilmez bir işleve sahip bulunmaktadır.

Demokrasiye, cumhuriyete, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, sivil topluma olan inancı ile takipçi, güvenilir ve sağduyulu gazeteciliği ile ülkemizde demokrasinin işlemesinde büyük önem taşıyan Yeni Asya ailesi, bu büyük sorumluluğu 39 yıldır hakkı ile yürütüyor. İnanıyorum ki 39 yıldır olduğu gibi bundan sonra da inandığı değerler için mücadeleye devam edecektir.

Son bir yıl içinde yapılan haberlere bakarsak, cumhurbaşkanlığı ve 22 Temmuz seçim sürecinde demokrasiye ve cumhuriyeti kesintiye uğratacak girişimlerin haberleştirilmesi, toplumda gerginliği ve kutuplaştırıcı faaliyetlerin belgelenmesinden, sivil toplumun, insan hak ve özgürlüklerinin artırılmasını teşvik eden manşetlere kadar Türkiye’nin gündemine oturan birçok habere Yeni Asya imza attı. Yeni Asya’nın sağduyulu istikrarlı çizgisini kutluyor, halkımıza doğru tarafsız ve ayrıntılı haber ulaştırma çabasının 39. yılında ilk günkü heyecanı taşıdığını biliyoruz.

Aynı istek ve şevkle, daha da büyüyerek gelecek yeni yıllara kavuşmanız temennisi ile gazetenizin 39. kuruluş yıldönümünü kutluyor, bugünlere gelmesinde emeği geçen tüm yöneticilerini ve çalışanlarını tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Tavizsiz mücadeleye devam

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız:

Türk basınında ilkeli ve cesur yayınları ile 39 yılı geride bırakan Yeni Asya Gazetesi, yıllardır insan hak ve özgürlüklerinin gereği gibi kullanılması konusunda verdiği tavizsiz mücadelesine devam etmektedir. Yeni Asya Gazetesi’ni farklı çizgisi ve yayın anlayışından dolayı kutlar nice başarı dolu yıllar dilerim.

Doğrunun yanında, haklının sesi oldu

Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay:

Gelişen teknoloji ile birlikte bireylerin haber alma özgürlükleri genişlemekte ve haber alma kanalları günden güne artmaktadır. Ancak bu gelişmelere rağmen gazetelerin yayın hayatımızdaki rolü hiçbir zaman değişmemektedir.

Kuruluşundan bu güne üstlendiği misyon ve sahip olduğu yayın anlayışı, tarafsız ve ilkeli duruşu ile yayın hayatında örnek teşkil eden Yeni Asya Gazetesi, kamuoyunun haber alma ve bilgilenme özgürlüğünü varlık sebebi bilmiş, sağduyulu ve objektif gazetecilik çizgisinden ödün vermeden ‘doğrunun yanında haklının sesi’ olarak milletimizin gönlünde taht kurmuştur.

Bu vesileyle yıllardır demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda verdiği insan temel hak ve özgürlükleri mücadelesinden dolayı Yeni Asya’nın 39. kuruluş yıldönümünü tebrik ediyor, kamuoyunun doğru haber alma ve bilgilenme özgürlüğü üzerindeki antidemokratik uygulamaların son bulmasını diliyorum.

Demokrat, sivil ve özgürlükçü

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu:

Yeni Asya gazetemizin tavizsiz istikrarlı çizgisinin tarihî belgelerini her gün manşet ve sürmanşetlerinden yakinen takip etmekteyiz. Sadece manşetleri değil tüm haber ve yorumları medya tarihinde önemli iz ve belgeler bırakacak niteliktedir. Çünkü; olaylara sivil, demokratik ve özgürlük penceresinden bakmakta, haberleri, yorumları ve köşe yazılarını bu anlayış çerçevesinde vermektedir.

İnsan hakları konusunda ise tavizsiz bir yol izlemektedir. Mazlûmun ırkına, rengine, inancına ve düşüncesine bakmadan arka çıkmakta, insan merkezli bir habercilik anlayışı takip etmektedir. Tiraj kaygısı gütmeden, provokatif haberlere tenezzül etmeden, sağduyulu ve çözüme katkı yaklaşımıyla yayın hayatını kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Kesimleri ayrıştıran değil birbirine yaklaştıran bir çizgi izlemekte, hep iyiyi aramakta, iyiyi ön plana çıkarmakta, iyinin öncüsü olmaktadır.

Milletin değerleriyle barışık, kendi fikir ve düşüncesinden emin bir tavırla yayın politikasını devam ettirmektedir. Batıya karşı kompleksiz, kendi inanç ve kültürünün evrensel olduğunun bilinci içinde diyaloğa açık bir anlayışla 39 yıldır yayın hayatına devam etmektedir.

Sadece yayınlarıyla değil, haber merkezlerinin haber kaynaklarına karşı sıcak ve insanî yaklaşımı da Yeni Asya gazetemizi farklı kılmaktadır. Bu duygu ve düşünceler içinde Yeni Asya gazetemize demokratik, sivil ve özgürlükçü yolculuğunda nice 39. yıllar diliyoruz.

Tarafsız ve âdil

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci:

Gazetecilikte en önemli iki ilke tarafsız ve adil olmaktır. Kurulduğu günden bu yana bu iki ilkeden ödün vermeden yayın hayatını sürdüren Yeni Asya’nın 39. kuruluş yıl dönümünü kutluyorum, yayın hayatında başarılar diliyorum.

Yeni Asya, bir misyon gazetesi

Mazlum-Der Genel Başkanı

Ömer Faruk Gergerlioğlu:

Yeni Asya gazetesi, 39 yıldır çok önemli bir misyon gazetesidir. İlkelerinden taviz vermeden, popülizme sapmadan yıllardır ilkeli bir mücadeleyi yürütüyor.

İnsan hakları, özgürlükler, demokratikleşme konularında her zaman çifte standartsız ve kararlı bir yayın çizgisini devam ettirdi. Nitelikli seviyeli köşe yazıları, objektif habercilik anlayışı ile her zaman her kesim tarafından takdirle izlendi. Ülkemizdeki jakoben zihniyete karşı her zaman mazlûmların yanında yer almayı bildi. Her kesim ile ortak değerler etrafında ilkeli söylemler geliştirebildi. Gerek gazetenize gerekse köşe yazarlarınıza yönelik ciddî engellemeler, mahkûmiyet kararları ile karşılaşsanız da yürüyüşünüzü devam ettirdiniz. Bu, özgürlük mücadelecilerinin her zaman karşılaşacağı muamelelerdi ve sizler bu sınavdan yüz akınız ile çıktınız. Onurlu, ilkeli, prensipli yürüyüşünüzü devam ettireceğinize inancım tamdır. 39. yılınızda daha nice başarılı yıllar dileyerek selâmlarımı sunuyorum.

22.02.2008


 

Kemalistler özgürlüğe engel

İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Erik Cornell, Türkiye'deki din özgürlüğünün tarihî sürecini anlatırken, Osmanlı halifeliği döneminde Hıristiyanların daha rahat olduğunu ve her haklarının bulunduğunu, Atatürk’ün bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, diğer inananların haklarına sınırlamalar geldiğini ve ancak 1950’den sonra dinî düşünceye özgürlük ve serbestlik konusunda bir genişlemenin başladığını söyledi.

İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Erik Cornell, Atatürk’ün, bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, inananların özel haklarına sınırlamalar geldiğini söyledi.

“Türkiye Avrupa’nın eşiğinde” isimli bir kitabı bulunan İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Cornell Stockholm’de “AB, Türkiye’yi kabul etmeye hazır mı?” başlıklı bir konferans verdi. Konferansa İsveç’in en büyük eğitim federasyonu olan ABF’nin evsahipliği yaparken organizasyonda ABF, İsveç Türk İşçi Dernekleri Federasyonu ve Anadolu Kültür ve Sanat Merkezi ile işbirliği yaptı. Bu zamana kadar Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olup olmadığı sorgulanırken, farklı olarak bu konferansta “AB’nin Türkiye’ye hazır olup olmadığı” hususu ele alındı. Erik Cornell, AB’nin artık Türkiye’yi almaya hazır olması gerektiğini söylerken, şöyle konuştu: “Değişik kültürlerle bir arada yaşayacaksan, barışçıl bir toplum olmak istiyorsan; Türkiye’yi AB’ye alacaksın. Almazsan; Türkiye’yi Suudi Arabistan’ın, Ortodoks Müslümanlığın kucağına itmiş olursun. Bu da hiçbir medeni toplu çıkarına olmaz. AB,dinler içinde değil, dinler arasında olmalı. O yüzden de Türkiye’nin AB’de olmasında herkesin çıkarı var. Tabiî ki bunun prosedürleri var. Anadolu insanları da bu düşünceye alışması lâzım.”

Türkiye’de de milliyetçi ve Atatürkçü partilerin AB’ye karşı olduklarını hatırlatan Cornell, “Eski Atatürkçü partiler, İslâmî demokratik bir partinin Türkiye’yi AB’ye sokması durumundan dolayı istemiyorlar sanırım” dedi.

Cornell, konferansın soru cevaplar kısmında, Türkiye’de üniversitelere başörtülü girilmesinin önünün açılması için yapılan düzenlemenin hatırlatılması üzerine “Bu, Türkiye için gerekli bir şey zaten” dedi.

Türkiye’deki din özgürlüğünün tarihî sürecine değinen Cornell, Osmanlı halifeliği döneminde Hıristiyanların bile daha rahat olduğunu ve Hıristiyan olmanın daha kolay olduğunu, her haklarının olduğunu belirtti. Atatürk’ün, bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, inananların özel haklarına sınırlamalar geldiğini iddia eden Cornell, 1950’den sonra dinî düşünceye özgürlük ve serbestlik konusunda bir genişlemenin başladığını belirtti. Cornell, “Din özgürlüğünün bütün AB’de eşitlik sağlanması gerekir. O zaman işte üzücü başörtüsü meselesi gündeme geliyor” diye konuştu.

Cornell, kadın haklarına da değinerek, Türkiye’de sürekli olarak kanunlar yazıldığını, reformlar yapıldığını ama uygulanmadığını söyledi. Cornell, “Önemli olan kuralların yazılması değil, uygulanması” şeklinde konuştu.

Türkiye’de taraflar arasında sürekli olarak elektriklenme olduğuna değinen Cornell, “Kemalistler tarafından din özgürlüğü konusunda sürekli olarak sınırlamalar olmuştur; kısıtlamalar var” diye konuştu.

/ STOCKHOLM

22.02.2008


 

Tersane ölümlerine inceleme

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, İstanbul Tuzla tersanelerinde meydana gelen iş kazalarını incelemek üzere alt komisyon kurdu.

Komisyon Başkanı Zafer Üskül, yaptığı yazılı açıklamada, dünkü komisyon toplantısında, 10-16 Şubatta Almanya’da yaptıkları incelemeler hakkında, komisyon üyelerine bilgi verildiğini kaydetti. Üskül, Tuzla tersanelerinde meydana gelen iş kazalarını yerinde incelemek üzere AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş başkanlığında, AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara, AKP Denizli Milletvekili Mithat Ekici, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, MHP Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’dan oluşan alt komisyon kurulmasına karar verildiğini bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, Tuzla Tersaneler bölgesinde meydana gelen iş kazaları ile ilgili olarak, ‘’Bir olumsuz olay oldu diye siz tersanelerin tümünü kapatamazsınız. Bunun bir prosedürü var’’ dedi.

Çelik, önümüzdeki saatlerde ve günlerde Tuzla ile ilgili gelişmelerin yaşanacağını ifade etti.

Öte yandan DİSK, işçi ölümleriyle gündeme gelen Tuzla tersanelerinde 27 Şubat Çarşamba günü tersanede 24 saat oturma grevi yapacak.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Sayıştay raporları, artık TBMM'de tartışılacak

Meclis adına denetim yapan Sayıştayın raporları, artık TBMM Genel Kurulunda görüşülecek.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Sait Açba, daha önce Sayıştay raporlarının Meclis raflarında kaldığını ifade ederek, "Meclis görevini yapmamış oluyordu. Meclis içtüzüğündeki değişiklikle bunu önlüyoruz’’ dedi.

Açba, TBMM İçtüzüğünde değişiklik yapan, Plan ve Bütçe Komisyonunu yeniden yapılandıran teklifle ilgili soruları cevaplandırdı. Sait Açba, Sayıştay Kanununun, Sayıştayın raporladığı konuların Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesini ve komisyon önerisiyle TBMM Genel Kuruluna sunulmasını öngördüğünü ancak bunun gerçekleştirilemediğini söyledi. İçtüzük değişikliğiyle, Sayıştayın incelediği, Meclise raporladığı her konunun, ilgili komisyonlarda, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kurulda görüşüleceğini bildiren Açba, "Sayıştayın raporları, Meclise geliyor ama rafta kalıyordu. Denetim yapan kuruluşun denetim sonucu değerlendirilmemiş, Meclis görevini yapmamış oluyordu. Bu, yeniden yapılanmayla düzelebilirdi’’ diye konuştu.

İçtüzük değişikliğiyle; TBMM Genel Kurulunda, Sayıştay raporları üzerinde, siyasî parti grupları, komisyon, hükümet ve şahsı adına 2 milletvekili söz alabilecek.

Açba, içtüzük değişikliğiyle Plan ve Bütçe Komisyonunda "bütçe’’ ve ‘’kesin hesap’’ alt komisyonu kurulacağını, bu komisyonun üye sayısının en az 15 olacağını bildirdi.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Deniz Baykal’a başörtüsü soruları

Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Baykal’ın 19 Şubat’ta partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamaları dikkat alarak hazırladığı mektubunda “Türban’ın dinde var olmadığını belirtmişsiniz; Sizce var olması durumunda yasak konusundaki görüşünüz değişir miydi?” diye sordu.

Mektubunda, “Sivil toplumun sesi olarak bu soruları cevaplandırmanızı bekliyoruz” diyen Gergerlioğlu’nun CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelttiği sorular şöyle:

“Türbanı savunanların bir tek saç telini göstermemek gerektiğini düşündüklerini ve bunun ifrat olduğunu belirtiyorsunuz, dini kaynağınız nedir?

Önceden laik devlette dinin referans alınmaması gerektiğini söylüyordunuz? Şimdi dini kaynaklardan inceleme yaptığınızı söylüyorsunuz; Bu çelişki neden? Ulemadan niye soruyorsunuz?

’Başörtüsü ve türban ayrıdır’ diyorsunuz; Bilimsel tanımlarda ve ayrıştırmalarda somut ölçülebilir tarifler verilir.Tarifinizi ve ayrımınızı somut bilimsel verilerle net bir şekilde yapabilir misiniz?

’Türbanı savunan kişilerin bir tek saç teli görünmesi halinde bunun dinden çıkılacağını düşündüklerini’ iddia etmişsiniz. Bu iddiaya dair tek bir örnek kişi gösterebilir misiniz, tek bir dini kaynak gösterir misiniz?

’Kur’ân’da türban yok, ama tarihte binlerce yıldır, Anadolu’da yüzlerce yıldır başörtüsü var’ diyorsunuz. Öyleyse sizce başörtüsü nasıl bir örtüdür? Nereleri örtmelidir? Başörtüsünün biçimi konusunda da görüş belirtir misiniz?

’Başörtüsünde bir tek saç telimi bile kimseye göstermem ifratı, bağnazlığı, taassubu yoktur ama türbanda vardır’ demişsiniz. Sizce başörtüsü örtüldüğü halde görünen, ortaya çıkan saçın miktarı, örtünün ne kadar İslâmî olduğuna dair bir gösterge midir?

’Türban’ın dinde var olmadığını’ belirtmişsiniz. Sizce var olması durumunda yasak konusundaki görüşünüz değişir miydi?

’Anayasa’ya dinin bile öngörmediği bir kuralı koymayın’ diyorsunuz. Din emretseydi Anayasaya bunu koyacak mıydınız?

’Sorunun çözümünün sorunu gündeme getirmemekle olabileceğini’ söylüyorsunuz. Sizce trafik sorunu, asayiş sorunlarını ve çeşitli insan hakları ihlallerini de görmezlikten gelerek mi çözeceğiz?

’Başörtüsü sorunu gündeme getirilmemesiyle zaman içinde kendiliğinden çözülür’ demişsiniz. Müdahale edilmeden çözülen bir hastalık ismi söyleyebilir misiniz? Veya olduğu yerde duran bir insanın bir adım atmadan ileri gittiğini hiç gördünüz mü?

’Zamanın geçmesi ile bu sorun kendiliğinden çözülecek’ demişsiniz; Bu nasıl olacak? Başörtülülerin bitmesi ile mi sorun çözülecek?

’Türkiye’de herkesin üniversitelerde başörtüsüne özgürlük getirilmesiyle laiklik konusunda istikbal hakkında kaygılı olduğunu’ söylemişsiniz; Halkın yüzde kaçı böyle düşünüyor diye araştırdınız mı?”

ANKARA / Recep Gören

22.02.2008


 

Kırsalda operasyon sürüyor

Şırnak’ın Bestler Dereler kırsalı ile Gabar Dağı bölgesinde terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar sürdürülüyor.

Alınan bilgiye göre, güvenlik güçlerinin, Bestler Dereler kırsalı ile Gabar Dağı bölgesinde terör örgütü PKK’ya yönelik olarak düzenledikleri operasyona, helikopterlerle havadan destek veriliyor. Öte yandan, kara yollarında mayın arama tarama faaliyetlerinin de sürdürüldüğü bildirildi.

Bu arada, Türk savaş uçaklarının, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarının bulunduğu bölgelerde keşif uçuşu yaptığı bildirdi. Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin yetkilisi Cabbar Yaver, yaptığı açıklamada, önceki gün yerel saatle 20.00 sıralarında Hakurk, Kandil ve Ranya bölgelerinde yoğun bir şekilde uçak seslerinin duyulduğunu belirtti. Uçakların yer yer alçak uçuşlar yaptığını ve halen uçuşların sürdüğünü kaydeden Yaver, ‘’uçakların Hakurk, Kandil ve Ranya’daki keşif uçuşları devam ediyor’’ dedi.

/ ŞIRNAK

22.02.2008


 

CHP’li Arat’a intihal cezası

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, YÖK’ten gönderilen yazıya göre, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat’ın profesörlüğe yükseltilme işleminde intihal tesbit edildiği gerekçesiyle, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanlığınca 6 ay süreyle geçici olarak, ‘’Görevden çıkarma’’ cezası verildiğini bildirdi.

Bakan Çelik, AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık’ın, ‘’CHP’li Arat’ın intihal suçu işleyip işlemediğine’’ ilişkin soru önergesini cevapladı. Konuyla ilgili Yüksek Öğretim Kurulunun yazısına göre, Prof. Dr. Arat’ın doktora, doçentlik ve profesörlük çalışmaları sırasında yazdığı eserlerde, başka eserlerden alıntılar olduğuna ilişkin İÜ’ye gönderilen şikâyet dilekçesi üzerine inceleme yapıldığını belirten Millî Eğitim Bakanı Çelik, şunları kaydetti: ‘’YÖK’ün yazısında, Prof. Dr. Arat’ın profesörlüğe yükseltilme işleminde intihal tesbit edildiği, söz konusu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre Disiplin Yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığının 25 Mayıs 1982 tarihli Fakülte Yönetim Kurulu kararı ile Arat’a 6 ay süreyle, ‘Geçici olarak görevden çıkarma’ cezası verildiği beyan edilmektedir.’’

Bakan Çelik, yazıda, ‘’Prof. Dr. Arat hakkında, isnat edilen suçtan önce ceza aldığı tesbit edildiğinden tekrar yapılacak bir işlem bulunmadığının’’ kaydedildiğini bildirdi.

/ ANKARA

22.02.2008


 

BBP'li Topçu: YÖK adil davranmıyor

BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM), ‘’ilgili kanun maddesi eşit muamele öngörmesine karşın orta öğretimden yüksek öğretime geçişte adaylara eşit ve adil davranmadığını’’ ifade etti.

Topçu, yaptığı yazılı açıklamada, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun YÖK ve ÖSYM tarafından uygulanmadığını, gençlerin kat sayı uygulamasıyla mağdur edildiğini kaydetti. ‘’Genç neslin bilgi edinme ve beceri kazanma hakkının ideolojik sebeplerle elinden alındığını’’ dile getiren Topçu, şunları kaydetti: ‘’Örgün eğitim kademeleri arasındaki geçişlerde en büyük problem ve hukuksuzluk orta öğretimden yüksek öğretime geçişte yaşanmakta ve yaşatılmaktadır. 2547 sayılı YÖK kanundaki madde orta öğretimden yüksek öğretime geçişte adaylara eşit muamele öngörmesine rağmen YÖK ve ÖSYM eşit ve adil davranmamaktadır, uygulamalarıyla pek çok mağduriyet yaşatmaktadır.’’

‘’Kat sayı uygulamasından kaynaklanan eşitsizliğin hak gasbına neden olduğu’’ görüşünü dile getiren Topçu, sorunun vakit geçirilmeden çözüme kavuşturulmasını istedi.

Topçu, ‘’gerçek çözümün orta öğretimden yüksek öğretime geçişte arz-talep dengesinin sağlanması gerektiğini’’ ifade ederek, ‘’bunun yolunun da üniversite kurmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması olduğunu’’ savundu.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Huzursuzluğun kaynağı yasaklar

TBMM Başkanı Köksal Toptan, asıl huzursuzluluğun özgürlüklerin kısıtlanmasından kaynaklandığını söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, Meclis Başkanı Toptan’ı makamında ziyeret etti. Aksu, ziyarette, eğitim-öğrenim hakkının önündeki en büyük engel olan başörtüsü yasağının kaldırılması için Anayasa değişikliği yapan Parlamentoya teşekkür etti. Aksu, halkın iradesinin yani Meclis’in üzerinde hiçbir güç olmadığını vurguladı. Aksu, Toptan’a çalışma hayatının önündeki engelleri de iletti.

Meclis Başkanı Toptan ise, 22 Temmuz’da Meclis’in belki de tarihinde ilk kez büyük bir temsille faaliyetlerini sürdürdüğünü, 7 siyasi partinin, 4 siyasi parti grubu ile halkın yüzde 86’sının Parlamento da temsil edildiğini söyledi. Toptan, “Meclis kürsüsü özgür bir platform olarak halkımızın görüş ve düşüncelerini ortaya konmaktadır. Batılılaşma, modernleşme Parlamentomuzun başarılı çalışmalarıyla hızla hayata geçirilmektedir. Meclis olarak üzerimize yüklenen görevin farkındayız ve çalışmalarımızı ona göre sürdürmekteyiz. Kuvvetler ayrılığı bizim çalışmalarımızın temel prensibini oluşturmaktadır. Kuvvetler ayrılığı uygulamasında bir ahenk varsa o ülkenin demokrasisinde büyük bir huzur ve güven, büyük bir gelişme vardır. Biz bu ahengi oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Köksal Toptan, tek tip düşünce, tek tip adam istemdiklerinin bunun zaten demokrasinin de ruhuna aykırı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Osmanlı’dan gelen bir hoşgörünün adıdır bizdeki laisizm ve Cumhuriyet ile de anayasal güvence altına alınmıştır bu hoşgörü. Asıl huzursuzluk özgürlüklerin kısıtlanmasından kaynaklanmaktadır. Türban yasağı kalkarsa çok büyük baskıların ve olumsuzlukların yaşanacağı iddia edilmektedir. Ancak tecrübelerle de sabittir ki böyle bir baskı ve olumsuzluklar asla yaşanmamıştır. Ben 1983’de Milli Eğitim Bakanı iken Meclis’te yaptığım konuşmada, Türkiye’de 54 üniversitenin sadece 2 tanesinin bazı bölümlerinde türban yasağının olduğunu söylemiştim. Ne o zaman ne ondan önce ne de sonra herhangi bir olay yaşanmamıştır. 1999-2000 Eğitim-Öğretim yılında kızım bir gün okuldan eve ağlayarak döndü. Neden ağladığımı sorduğumda, ‘Başörtülü arkadaşlarının sınıfa alınmadığını ve bu duruma çok üzüldüğünü’ söyledi. Dediğim gibi huzursuzlukların temelinde özgürlüklerin kısıtlanması yatmaktadır.”

Fatih Karagöz / ANKARA

22.02.2008


 

AB, vakıflarda uygulamayı bekliyor

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, Vakıflar Kanunu’nun TBMM’de kabul edilmesinin ‘’memnuniyet verici bir adım’’ olduğunu belirtti. Rehn, Vakıflar Kanunu’nun uygulamada Avrupa içtihadlarıyla uyumlu olması gerektiğini ifade etti.

Rehn açıklamasında, ‘’Türkiye’nin hak ve özgürlüklere güvencede ilerleme testi uygulama olacaktır’’ görüşüne yer verdi.

Rehn, Vakıflar Kanunu’nun kabul edilmesi üzerine yaptığı yazılı açıklamada, AB’nin temel haklar ve özgürlüklerin tüm Türk vatandaşları için güvence altına alınmasında bu kanunun önemini sürekli gündeme getirdiğini hatırlattı. ‘’Kanun metnini incelememiz gerekiyor. Fakat daha önceki taslaklar ve TBMM’deki tartışmalar bu kanunun dini vakıfların işleyişi açısından kritik önemde olduğunu gösteriyor’’ diyen Rehn, Vakıflar Kanunu’nun uygulamada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadlarıyla uyumlu olması gerektiğini ifade etti.

/ BRÜKSEL

22.02.2008


 

Gül'den Sarkisyan'a kutlama

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanlığına seçilen Serj Sarkisyan’a kutlama mesajı gönderdi.

Gül, mesajında, Sarkisyan’ı kutlayarak, "Yeni görevinizin, yüzyıllar boyunca barış ve uyum içerisinde birlikte yaşayabildiklerini kanıtlamış olan Türk ve Ermeni halkları arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için gerekli ortamın yaratılmasına imkan tanıyacağını umuyorum’’ dedi.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Hastane bahçeleri ağaçlandırılacak

Ülke genelindeki tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının bahçeleri ağaçlandırılacak. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu, il sağlık müdürlüklerine gönderdiği genelgede, Çevre ve Orman Bakanlığı ile imzalanan protokol çerçevesinde ağaçlandırma seferberliği başlatıldığını bildirdi.

Gümrükçüoğlu, iklim üzerinde olumlu etkileri olan ormanların yerleşim alanlarının çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesinin insan sağlığı bakımından büyük önem taşıdığını, ruh ve beden sağlığı üzerinde de olumlu rol oynadığını belirtti.

Orman varlığının artırılması, bozuk orman alanlarının iyileştirilmesi, erozyonla mücadele edilmesi, küresel ısınma, iklim değişikliği ve çölleşmenin ülke üzerinde olabilecek etkilerinin en aza indirilmesi, bozulan tabiatı yeniden tesis ederek gelecek kuşaklara yaşanabilir bir çevre bırakılmasında ağaçlandırma çalışmalarının büyük önem taşıdığını vurgulayan Gümrükçüoğlu, 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu, ilgili Başbakanlık genelgesi ve ‘’Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı’’ çerçevesinde sağlık kurum ve kuruluşlarının bahçelerinin ağaçlandırılması ve sağlık çalışanlarının ağaçlandırma çalışmalarına katılımının sağlanması amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ile bir protokol imzalandığını hatırlattı.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Sınav başvuruları bugün sona eriyor

İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin girebileceği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı’na (DPY-B) başvuruları bugün sona eriyor.

Sınavlara katılmak isteyen öğrencilerin velileri, öğrencinin T.C kimlik numarasıyla Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası veya Türkiye Halk Bankası şubelerinden birine 10 YTL sınav ücreti yatıracak. İki sınav için ayrı ayrı ücret yatırılmayacak. Öğrencinin, sınav ücretinin yatırıldığını gösterir dekontu saklaması gerekiyor. Sınav ücretini yatırmak SBS’ye başvurmuş olmak için yeterli sayılacak.

DPY-B için ise başvurular Millî Eğitim Bakanlığının http://www.meb.gov.tr veya http://oges.meb.gov.tr adreslerinden yapılacak. Bu öğrencilerin başvuru bilgileri ve DPY-B ile ilgili belgeleri kontrol edildikten sonra okul müdürlüğü tarafından elektronik onaylama yapılacak.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Sahte ilâcın önüne takip sistemiyle geçilir

Konya Eczacı Odası Başkanı Harun Kızılay, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, ilâçların fabrikadan hastaya ulaşana kadar takibi sağlayan ‘’İlâç Takip Sistemi’’nin 2009 sonunda değil, derhal hayata geçirilmesini istediklerini söyledi.

Kızılay, yaptığı açıklamada, Türkiye’de ve dünyada hemen her ürünün sahtesinin üretildiğini, özellikle ilâç kutularının sahtesi yüzünden ciddî sorunlar yaşandığını bildirdi.

Normalde bir ilâç firmasının A ilacını ürettiği gün o ilâç için özel bir seri numarası verdiğini ve bu numaranın bütün kutularda aynı olduğunu ifade eden Kızılay, şunları kaydetti: ‘’Yani bugün 1 milyon kutu A ilâcı üretiyorsa hepsinin seri numarası aynı oluyor. Her ilâca farklı numara verilmiyor. Bu uygulama güvenli değil. Bu şekilde üretim yapıldığı için sahte kutu üretilebiliyor. Sahte kutunun da bir eczane tarafından tesbit edilebilmesi mümkün değil. Sahte kutu yüzünden bir ilâcın 2 kez satışı yapılabilir. Eczacı yaptığı işlemlerin ardından sosyal güvenlik kurumuna gönderdiği faturayla kupürleri de sunuyor. Ancak kutuların orijinal olup olmadığı bugün tam olarak tesbit edilemediği için, sahte kupür gönderdiği gerekçesiyle eczacının sosyal güvenlik kurumuyla sözleşmesi feshediliyor. Kurum, kupürleri ilâç firmasına gönderiyor, yetkililer orijinaline uymuyor deyince hukukî sorunlar çıkıyor. Eczacılar mağdur ediliyor.’’

Bu yüzden Sağlık Bakanlığının İlâç Takip Sistemi konusunda bir çalışma yaptığını vurgulayan Kızılay, çalışmaya göre bugün üretilen bir ilâcın her kutusuna özel ve değişmez bir seri numarası verileceğini bildirdi. Bu seri numarası sayesinde ilâcın, fabrika çıkışından, depoya, oradan eczaneye ve ardından hastaya ulaşana kadar izlenebileceğini, ilâçların kupürünün de kesilmeyeceğini ifade eden Kızılay, ‘’İlâç takip sistemi sayesinde eczacılar, sahte ilâç kutuları yüzünden yaşadıkları sorundan, hastalar da kupür kesildiği için ilâçlarının stabilitesinin bozulmasından kurtulacak. İlaçların kupürünü kesmek ambalaj bütünlüğünü bozuyor. İlâcın kullanım süresinin bitimine kadar etkin korunması için uygun ambalaj içinde olması gerekiyor’’ dedi.

Kızılay, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, ilâçların fabrikadan hastaya ulaşana kadar takibi sağlayan sistemin 2009 sonunda değil derhal hayata geçirilmesini istediklerini belirterek, ‘’Bu özellikle eczacılar için, ülke ekonomisi için çok gerekli. Bakanlık ilâç firmalarına 2009 yılı sonuna kadar süre tanıdı. Biz uygulamanın hemen hayata geçirilmesini, bakanlığın 2 boyutlu barkotun içinde girilecek verilerle her ilâcın takibini bugünden yapmaya başlamasını istiyoruz. Böylece ilâçta güven yakalanır’’ diye konuştu.

/ KONYA

22.02.2008


 

Yağışlar, hastalıkları önledi

Yağmur ve kar yağışının artması birçok ilin kâbusu haline gelen hava kirliliği ve buna bağlı olarak artış gösteren salgın hastalıkların da önüne geçti.

Türkiye bu yıl gerek kar gerekse yağmur yağışları açısından oldukça verimli bir sezon geçiriyor. Meteoroloji yetkililerinin verdiği bilgilere göre özellikle birçok ilde son yılların en fazla kar yağışı gerçekleşti. Yağmur ve kar yağışının artması birçok ilin kâbusu haline gelen hava kirliliği ve buna bağlı olarak artış gösteren salgın hastalıkların da önüne geçti. Geçen yıl İstanbul, Ankara, Konya, Kayseri gibi büyük illerin en büyük sorunlarından birisi olan hava kirliliği bu yıl yağışların etkisiyle çok fazla hissedilmedi. Bununla birlikte grip başta olmak üzere üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı hastalık sayısında da geçen yıla oranla yarı yarıya bir düşüş yaşandığı belirtiliyor.

Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, her türlü yağışın atmosferi temizlediğine dikkat çekti. Yağış olmaması veya az olması halinde alerjenlerin havada asılı kaldığını ve insanların solunum yoluyla bu alerjenleri vücuduna aldığını anlatan Prof. Dr. Erkan, özellikle çanak yapılı coğrafi özelliğe sahip bölgelerde salgın hastalık riskinin daha fazla olduğunu açıkladı.

Bu yıl daha kış mevsimin ilk günlerinde başlayan ve ardından devam eden kar ve yağmur yağışlarının havadaki bütün alerjenleri yere indirerek insanların solumasının önüne geçtiğini aktaran Prof. Dr. Erkan, bununla birlikte salgın hastalıklarda önlenmiş olduğunu vurguladı. Erkan bu yıl hastanelerin kulak burun boğaz servislerine başvuran hasta sayısının geçen yıla oranla daha az olduğunu ve okullarda şu ana kadar herhangi bir salgın uyarısı yapılmadığını dile getirdi.

/ KAYSERİ

22.02.2008


 

Bakır renginde ay tutulması

Bu yılın ilk ay tutulması önceki gece gerçekleşti. “Tam ay tutulması” şeklinde gerçekleşen olay, 02.35’de başladı. Ay tutlması Türkiye’den de izlendi. Ay’ın bakır renge dönüştüğü gökyüzü şöleni Dolunay aşamasında Ay’ın tamamen kararmasıyla meydana geldi.

Türkiye’den de izlenen ay tutulması 02.35’den 05.01’e kadar devam etti. Tam tutulma yaklaşık 50 dakika sürdü. Bazı vatandaşlar ay tutulmasından habersizken bazıları da fotoğraf makineleri ile hazırlıklı bekleyerek fırsatı kaçırmadı. Tutulmanın gecenin geç saatlerinde başlaması birçok insanın manzarayı izleyememesine sebep olurken, bazıları da önceden haber alarak tutulma anını kaçırmadı. Tam Ay tutulması Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Avrupa kıtalarından da izlenebildi.

/ İSTANBUL

22.02.2008


 

250 bin şehide 250 bin hatim

Anadolu Gençlik Derneği Muş Şubesi, Türkiye genelinde başlatılan 250 bin şehide 250 bin hatim kampanyasına 2 bin 500 hatim okuyarak destek verecek.

Anadolu Gençlik Derneği Muş Şubesi Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, 15 Şubat’ta başlatılan 250 bin şehide 250 bin hatim kampanyasına 2 bin 500 hatimle destek verileceği belirtildi.

/ MUŞ

22.02.2008


 

Kızılırmak suyuna içilebilir raporu

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Gazi Üniversitesince yapılan deneylerde, ‘’Çamlıdere Barajı’ndaki su ile harmanlanan Kızılırmak suyunun içilebilir ve kullanılabilir olduğunun ortaya konulduğunu’’ bildirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, “Raporda, ‘Kesikköprü baraj gölü suyunun, Çamlıdere ham suyu ile yüzde 50, yüzde 33 ve yüzde 25 olarak seyreltilmesi durumunda sodyum, sülfat ve klorür değerleri açısından İnsanî Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği, Dünya Sağlık örgütü ve EPA’nın verdiği limit değerler dikkate alındığında Ankara’nın içme ve kullanma suyu olarak kullanılabileceği görüşüne varılmıştır’ ifadeleri yer aldı.’’

/ ANKARA

22.02.2008


 

Toplu taşıma araçlarının % 95’i kayıtlı

İstanbul genelinde faaliyet gösteren toplu taşıma araçlarının yaklaşık yüzde 95’i kayıt altına alındı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nce şehirde hizmet veren bütün ticari minibüs, taksi, dolmuş taksiler ile bütün servis araçlarının ruhsatlandırılması ve kayıt altına alınmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar kapsamında şimdiye kadar toplu taşıma araçların yüzde 95’i kayıt altına alındı. 2008 yılının başından bu yana da 824 taksi, 2 bin 475 ticarî minibüs ve 155 taksi dolmuşa ruhsat verildi. Ayrıca 8 bin 241 servis aracına güzergâh kullanma izin belgesi ile 986 ağır tonajlı araca da izin belgesi çıkarıldı.

/ İSTANBUL

22.02.2008


 

Çocukların yeri aile

İstanbul Sosyal Hizmetler Müdürü Seyfi Bozçelik, ekonomik zorluklar sebebiyle çocuklarına bakamayan ailelerin güçlendirilmesini ve bu çocukların da ailelerinin yanında kalmalarını hedefleyen yeni bir projeyi yakında başlatacaklarını bildirdi.

Bozçelik, kendilerine bağlı yuvalarda kalan çocukların hepsinin sanıldığı gibi kimsesiz olmadıklarını, yüzde 65’inin ya annesi ya da babası bulunduğu vurgulayarak, bu çocukların ekonomik sebeplerden dolayı alındıklarını ya da ailesi tarafından yuvalara bırakıldıklarını söyledi. Bozçelik, ‘’Aslında aile, çocuğundan ayrılmak istemiyor. Çoğu, durumu düzeldiğinde geri almak ümidiyle bize bırakıyor’’ dedi.

Hedeflerinin, aileyi ayakta tutmak, ailenin birlikteliğini ve çocuğun aile ortamında büyümesini sağlamak olduğunu vurgulayan Bozçelik, proje hakkında şunları anlattı: “Yeni bir proje geliştirdik. İstanbul’da ve hatta Türkiye’de ilk kez uygulanacak bir projedir bu. İstanbul İl Özel İdaresinin kaynakları kullanılarak Üsküdar’da bir bina kiralandı. Tefriş çalışmaları sürüyor. Burası bu projenin merkezi haline getirilecek.

Ekonomik nedenlerden dolayı bize emanet edilen çocukları yuvalara değil, geçici bir merkeze yerleştirip, ailelerine de kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için her türlü destek verilecek. Önce ailenin ne tür desteğe ihtiyacı olduğu belirlenecek. Uzmanlarımız, meslek elemanlarımız aile ile birlikte çalışacak. İşi ve iş bulmak için bir niteliği yoksa önce mesleki eğitim verilecek. Meslekî formasyon kazandırıldıktan sonra iş bulması sağlanacak. Bunun dışında da ihtiyacı olan diğer her türlü konularda destek sağlanacak. Aileyi güçlendirdikten sonra çocuğu yuvaya değil, tekrar ailesinin yanına göndereceğiz. Bu projeyi çok önemsiyoruz. Türkiye için çok önemli bir hizmeti yerine getirecek.’’

Seyfi Bozçelik, bu projeyi yaklaşık 2 ay sonra uygulamaya koymayı planladıklarını dile getirerek, projeye destek verecek sivil toplum örgütleri ile protokol çalışmaları içinde olduklarını kaydetti.

/ İSTANBUL

22.02.2008


 

İlk yanık hastanesi gün sayıyor

İstanbul İl Özel İdaresi tarafından Kartal’da yaptırılan Türkiye’nin ilk yanık tedavi hastanesi Mart ayında tamamlanacak.

İstanbul İl Özel İdaresinden yapılan yazılı açıklamada, 5,5 milyon YTL maliyetle 7 bin 872 metrekare alanda yapılan Kartal Yanık Tedavi Hastanesinin, özellikle yanık sorunlarının çok sık yaşandığı ve sanayi alanı olan Marmara Bölgesi’nde büyük bir eksiği gidereceği bildirildi. Açıklamada, 16 ağır yanık bakım odası, 6 yoğun bakım ünitesi ve 2 ameliyathanenin yer aldığı hastanede 3 katlı 68 araçlık otopark ile 4 ambulans için özel bir otoparkın da bulunduğu belirtildi.

/ İSTANBUL

22.02.2008


 

9 yılda 60 bin kişiye teknik eğitim verildi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının, şehir halkını bilgi ve beceri sahibi yapmak, küçük ve orta ölçekli işletmelere insan gücü yetiştirmek amacıyla düzenlediği teknik eğitim kurslarında (BELTEK), 9 yılda 60 bin kişi meslek sahibi oldu.

Alınan bilgiye göre, Teknik Eğitim Kursları 3’er aylık dönemler halinde veriliyor. Çoğunluğu 3’er aylık dönemler halinde düzenlenen kurslardan en yoğun talep 19 bin 547 kişi ile ‘’elektronik ve bilgisayar’’ bölümüne oldu. Eğitim verilen branşlar arasında, elektrik, matbaa, yapı, mobilya-dekorasyon, metal-döküm model ve makinenin yer aldığını belirten yetkililer, şunları kaydetti:‘’Kursların açıldığı 1999 yılından günümüze kadar elektrik bölümüne 5 bin 589, matbaa bölümüne 4 bin 608, yapı bölümüne 3 bin 741, mobilya-dekorasyon bölümüne 2 bin 275, metal-döküm-model bölümüne 286, makine bölümüne 12 bin 357 kişi katıldı. Kursa katılanlar öğrenim durumlarına göre incelendiğinde 26 bin 8 kişi ile lise mezunları ilk sırada yer aldı. İlköğretim okulu mezunu bin 549 kişi, 2 yıllık yüksek okul mezunu 18 bin 26, 4 yıllık fakülte mezunu ise 10 bin 964, lisans üstü ise 812 kişi eğitim gördü."

/ ANKARA

22.02.2008


 

Yeşilay sigarayı bıraktıracak

Türkiye Yeşilay Cemiyeti, Mart ayının ilk haftası kutlanan Yeşilay Haftası’nda, ‘’bir sigara da sen bıraktır’’ sloganıyla kurumlar için başlatacağı kampanyada, işe alımlarda sigara kullanmayan adaylara öncelik tanınması yönünde çağrıda bulunacak.

Türkiye Yeşilay Cemiyetinden yapılan açıklamada, söz konusu kampanyada, iş için kurumlara başvuruda bulunan eşit düzeydeki adaylardan sigara kullanmayanlara öncelik tanınmasının teklif edileceği kaydedilerek, ruh ve beden sağlığı yerinde olan, zararlı alışkanlıkları bulunmayan insanların çalıştıkları kurumların, daha yüksek kalite ve verimle iş ürettikleri, bu kurumlarda hem zaman kaybının önlendiği, hem de ekonomik kayıpların asgariye indiği ifade edildi.

Açıklamada, kampanyanın yaygınlaşması halinde, sigaraya meyilli üniversite gençliğinin ileride iş bulmakta zorlanacağı hissine kapılarak bu alışkanlıktan uzak duracağı, sigara kullananların da ilgili yasa yürürlüğe girdikten sonra kapalı mekânlarda içemeyecek olmalarından dolayı bırakma arayışlarına girecekleri belirtilerek, kampanya için başta kamu kurumları olmak üzere özel sektörden destek beklendiği bildirildi.

/ İSTANBUL

22.02.2008


 

Düşünce yoluyla oyun oynanacak

Bilgisayar oyunu düşkünleri yakında sanal ortamda duygu ve düşünce yoluyla da oyun oynayabilecek.

BBC’nin haberine göre, ABD-Avustralya ortak şirketi Emotiv’in ürünü olan özel bir başlık, beyindeki elektriksel faaliyetleri yakalayıp kablosuz bağlantı yoluyla bilgisayara gönderiyor.

Böylece oyunu oynayan kişi, sanal ortamda kontrol ya da kumanda çubuğu olmaksızın tabiî ve sezgisel olarak hareket edebiliyor.

İnsan beyni yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ya da nörondan oluşuyor. Bunlar sinirsel uyarıları elektrik yoluyla ya da kimyasal olarak iletiyor. Başlık, sinirsel faaliyetleri okumak için elektroensefalografi ya da EEG adı verilen bir yöntem kullanıyor. Halk arasında beyin elektrosu çekme diye de adlandırılan ve yaklaşık 100 yıldır kullanılan bu yöntemle beynin bir çok çalışma bozukluğu tespit edilebiliyor.

/ SYDNEY

22.02.2008


 

Öğretmenler 25 Şubat’ta atanacak

Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) 4 bin 786 kadroya yapacağı öğretmen atamaları için başvurular dün sona erdi.

MEB, resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla 31 branştan, 2004, 2006 ve 2007 KPSSP10 puan üstünlüğü esasına göre 4 bin 786 öğretmen atayacak. Halen görev yapan sözleşmeli öğretmenlerden kadrolu atanmak için başvuranlar ile ayrılanlardan boşalacak pozisyonlara da sözleşmeli öğretmen görevlendirilecek. Atamalar, 25 Şubat Pazartesi günü gerçekleştirilecek.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Yaban hayvanlarına yem bırakma çağrısı

Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV) Başkan Yardımcısı Tarık Hatipoğlu, ağır kış şartları sebebiyle aç kalan yaban hayvanları için tabiata acilen yem bırakılması gerektiğini belirtti.

Hatipoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, yaban hayvanlarının soğuk havaya rağmen yem bulabilmek için barındığı mekânı uzun süre terk ettiğini ve bu sebeple donma tehlikesiyle yüz yüze geldiğini ifade ederek, aralarında nesli tükenme tehlikesi olanların da bulunduğu yaban hayvanlarının korunması için valilikler, il çevre ve orman müdürlükleri tarafından tabiata acilen yem bırakılması gerektiğini kaydetti.

/ ANKARA

22.02.2008


 

Kuduz ile mücadele başlıyor

Yılda ortalama 200-250 kuduz vak’asının görüldüğü Türkiye’de, AB’ye giriş öncesinde hastalık kaynaklarını önlemek için, AB desteği ile mücadele projesi başlatılıyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından uygulanacak proje, 24 Şubat’ta Efes antik kenti yakınlarında gerçekleştirilecek törenle hayata geçirilecek. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in katılımı ile yapılması öngörülen törende, THK’ya ait uçaklar ile Ege Bölgesi’ndeki ormanların üzerine, yaban hayvanlarının aşılanmasına yönelik ‘aşılı yemler’ bırakılması işlemi başlatılacak. Uçak ile aşılı yem (bayt) bırakılması uygulaması 29 Şubat’ta sona erecek. Proje kapsamında ayrıca, Türkiye genelinde kedi ve köpeklerin 3 yıl süreyle aşılanması kampanyası başlatılacak.

/ ANKARA

22.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri