Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Niye bu noktaya gelindi?

Bu kâbus gibi görünen felâket halimizi beğenmeyen Azîzan, “-Hukukçu olarak niçin yazmıyorsun, uyarmıyorsun?” diye soruyorlar. “-Kaç kez yazdım ve söyledim!” deyince de “–Anlamam ben seni okumuyorum, takvâlı yazarları okuyorum zaten, bu sebeple ne söylediğini de duymadım, olsun sen yine de yaz!” diyorlar.

İnşaallah artık son def’a yine yazıyorum:

1) Zamanlamada mı yanlış yapıldı? Yanlış iplerle mi bu kuyuya düşüldü? Önce Anayasa’yı “ikna odalı Anayasa” olmaktan çıkarmak, “Başlangıç bölümü=ikna odası”ndan Anayasa’yı kurtarmak daha iyi olmaz mıydı? Çünkü Başlangıç Bölümü’nün ikna odasında “bu yararlanmak istediğin Anayasa’dan yararlanman için, önce bizim Babayasamız’a kayıtsız-şartsız uyacaksın!” dayatması yapılıyor. Bu ikna odasında Babayasa’ya sadakat yemini edip değişen nice “marksist, leninist ve hattâ maoistler” görmüşüzdür. Ne var ki böyle bir “ikna’ odalı Anayasa”yı hiçbir kıt’anın hiçbir ülkesinde görmemişizdir. “Biz bize benzeriz” ey Azîzan! Ne var ki bu gerçeği ancak kendi başımıza “bir kademe terfi edememek” gibi muazzam bir felâket gelmedikçe anlayamayız ve telâfî edilirse de derhal unuturuz. Önce “ikna’ odalı Anayasa” düzenine müstahakk olmadığımızı halk-ı âleme göstermeliyiz. Var mısınız ey Azîzan?

2) İkinci adım olarak: düğünlerde meydanlarda davul-zurnayla oynarken bize benzemekle öğünebiliriz, ne var ki “evrensel düzey”de “Tabiî Hukuk Standardları Enstitüsü”nün “genelge”lerine Türk’ü de, Kürd’ü de, Yahudisi de, bütün halk-ı âlem uymalı, çifte standard musibetine “ulusal” düzeyde de son verilmelidir. “Öteki’ne zulüm; sevab muciptir” anlayışı; ahlâksızlıktır.

3) Bu evrensel ilkeler gereğince -ki bunların bahsi ikna odasında değil, kulak asılmaması sağlandıktan sonra Anayasa’da geçer- ilke olan, asl olan hürriyetdir. “Bir şey, mübah olduğu kanunda belirtilmedikçe yasaktır” zihniyeti artık Cengiz Yasası’na törenle defnedilmesi gereken bir zihniyettir. Doğru olan, tam aksidir: -İnsan hürriyeti ilkedir. Meğer ki Anayasa’da belirtilen gerekçelere dayanan özel bir kanun kuralı ile yasak getirilmiş olsun! Tövbe estağfirullah! Beni de nihayet zıvanadan çıkaracaklar da zarif ve nâzik “ülen”i dahî “ulan”a çevireceğim, belki böylesini anlarlar: -Ulan efendim bu yasaklayıcı kanun kuralı nerede? Olmayan kuralı, Yargı var edebilir mi? Yargı da Anayasa ile bağlı değil midir?

4) Şu halde, “başörtülü kızlarımızı Üniversite’ye almak için cevaz veren bir kanun kuralı çıkarın da, ek-16 gibi, Baykal yapsın O’nu da deve! türküsüyle, Babayasa’yı Anayasa’ya karşı çıkaran mı suç işliyor, yoksa uyaran mı? Aklınızı nân u penîr ile ekl mi eylediniz? Haydi yine edebimizi takınalım: -Ülen seçkin ve saygın vatandaşlarım, aslında ona bile gerek yok iken ek-17. Madde nenize yetmiyor? Milletçe artık “hayırlar fethola!/Şerler def’ ola!” diyebileceğimiz zaman gelmeyecek mi? Ey Bâd-i Sabâ, Yar ile vuslat ne zamandır? Herkesin Anayasası gelmiş, okunur/Benim yüreğime hançer sokulur/Sokulur amman ammân!- Efferim! Bu türküyü bizim hamamımızda oku da hristiyan veya kürd hamamında da okursan külâhları denüşürüz, bilmiş ol! Fuları savun amma, sokaklarda mızıka çalma çocuk, ekispireslere de binem deme! Kaybolur veya vurulursun! Atillâ Emmi sana dimedi mi?

Yeni Şafak, 2.3.2008

Hüseyin Hatemi

03.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Askerî harekât siyasî skandal

  Bir günden de kısa olabilir

  Niye bu noktaya gelindi?

  İsmiyle müsemma


 Son Dakika Haberleri