Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

Osmanlı’da şiirin itibarı vardı

NİSAN sayısını şiire ayıran aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım, sayfalarında önemli isimleri konuk etti. Bunlardan biri de şair ve yazar Hilmi Yavuz. Yavuz, Osmanlı'da şiirin önemli bir statü olduğunu söyledi.

Nisan sayısını şiire ayıran aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım, sayfalarında önemli isimleri konuk etti. Bunlardan biri de şair ve yazar Hilmi Yavuz.

Şiirin Osmanlı’nın entelektüel hayatında en önde gelen ifade ediliş biçimlerinden biri olduğuna değinen Yavuz, Hasan Hüseyin Kemal’in sorularını cevaplandırırken şunları söyledi:

“Her toplumda bazı şeylerin statüsü olur. Benim çocukluk yıllarımda asker ve sivil bürokratların statüleri vardı. Analar çocuklarını “Benim oğlum vali olacak, benim oğlum paşa olacak” diye büyütürlerdi. Eski Yunan’da felsefenin statüsü yüksekti. Analar çocuklarının beşiğini “Benim oğlum filozof olacak” diye sallarlardı. Osmanlı’da da şairlik önemli bir statü. Şiirin itibarı var Osmanlı’da. Padişahların çevresinde şairler olmuş. Padişahlarda özenmiş şiir yazmaya. Şairler, padişahlardan yüz bulmuş. İtibar kazanmış. Baki nerdeyse şeyhülislâm olacak. Dinî hiyerarşinin en tepesinde. Rumeli kazaskeri olmuş. Bir adım sonrası şeyhülislâmlık.”

NE DOĞUDAN VAZGEÇEBİLİRİZ, NE BATIDAN

“Türk şairinin hem batının şiirinin müktesebatını, hem de bizim yani doğunun şiirinin müktesebatını bilmesi” gerektiğine dikkat çeken Yavuz, “Bir şairin ‘Biz batılıyız. Bana ne Karacaoğlan’dan, Baki’den, Yahya Kemal’den’ demesi, tarihiyle mutabakat halinde olmaması demektir. Gayri samimidir. Öbür taraftan başka bir şairin ‘Bana ne Batının şiirinden’ demesi yanlıştır. Yahya Kemal, Ahmet Rasim, Behçet Necatigil batı ve doğu edebiyatını temellük etmiştir” dedi.

GENÇ YAKLAŞIM’DA BAŞKA NELER VAR?

“Hayal ülkesi şiir” konusunu kapağına taşıyan dergide bu ay, Sadık Yalsızuçanlar, mantık ve metafizik arasında şiiri ararken, Abdurrahman Şen, şiirin kültürün aktarımındaki yerini sorguluyor.

Yusuf Sönmez, şiir deyince tefekküre dalanlardan ve kendi tefekkür dünyasını okuyucularıyla paylaşıyor.

Şiir deyince Yahya Kemal’i unutamayız, hele hele 2008 Yahya Kemal yılı ilan edilmişken… Habib Fidan, ünlü şairin şiirlerindeki aşkı, yine onun şiirleriyle aktarıyor.

Şiir denince, halk şiirinin yeri inkâr edilemez. Mustafa Gökmen, Kara Toprak’ın dostu Aşık Veysel’i anlatıyor bu sayıda.

Kosova’nın bağımsızlığını ilan ettiği bugünlerde “Sultan Murat’ın yadigârı, Akif’in memleketi” bu coğrafyaya gidiyoruz.

Bu yılki Oscar’ları toplayan “İhtiyarlara Yer Yok” filmiyle ilgili Kadir Karaca’nın değerlendirmeleri de kendine dergide yer buluyor.

Umut Yavuz, geçen sayılarda başladığı filozoflar dizisine Konfüçyüs ile devam ediyor.

Kültür Sanat Servisi

04.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Osmanlı’da şiirin itibarı vardı

  El yazmaları dijital ortamda

  Orhan Okay, Banarlı’yı anlatacak

  Tarihî Gerçekler Işığında Cem Sultan

  Motifler “banka”ya yatacak

  Sinema Seminerleri’nde yeni dönem başlıyor


 Son Dakika Haberleri