Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Lahika

AYET

"Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden sâlih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn Cennetlerine yerleştir. Şüphesiz ki Senin kudretin her şeye galiptir ve Senin her işin hikmet iledir.

Mü'min Sûresi: 8 / Âyet-i Kerime Meâli

13.04.2008


Hürriyet, Cenâb-ı Hakk’ın ihsanıdır

Hürriyet Rahmân’ın ihsânıdır, zira o îmânın bir hassasıdır.

Sual: Nasıl hürriyet imânın hassasıdır?

Cevap: Zirâ, rabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinata hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye o adamın izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, o adamın şefkat-i imaniyesi bırakmaz. Evet, bir padişahın doğru bir hizmetkârı, bir çobanın tahakkümüne tezellül etmez. Bir biçareye tahakküme dahi o hizmetkâr tenezzül etmez. Demek iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saâdet...

Münazarat, s. 59

***

Hürriyet-i şer’iye Cenab-ı Hakkın Rahman, Rahîm tecellîsiyle bir ihsanıdır ve imanın bir hassasıdır.

Hutbe-i Şamiye, s. 67

***

En ziyade muhtaç olduğum ve hayatımda en esaslı düstur olan, hürriyetimdir. Asılsız evham yüzünden, emsalsiz bir tarzda hürriyetimin kayıtlar ve istibdatlar altına alınması, beni hayattan cidden usandırıyor. Değil hapis ve zindanı, belki kabri bu hale tercih ederim. Fakat, hizmet-i imaniyede ziyade meşakkat ise ziyade sevaba sebep olması bana sabır ve tahammül verir. Madem bu insaniyetli zatlar benim hakkımda zulmü istemiyorlar, en evvel benim meşrû dairedeki hürriyetime dokundurmasınlar. Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam.

Evet, on dokuz sene bu gurbette yalnız iki yüz banknot ile, şiddetli bir iktisat ve kuvvetli bir riyazet içinde kendini idare ederek, hürriyetini ve izzet-i ilmiyesini muhafaza için kimseye izhar-ı hacet etmeyen ve minnet altına girmeyen ve sadaka ve zekat ve maaş ve hediyeleri kabul etmeyen bir adam, elbette iaşeden ziyade, adalet içinde hürriyete muhtaçtır.

Emirdağ Lâhikası, s. 18

***

Mert olan cinayete tenezzül etmez. Şayet isnad olunsa cezadan korkmaz. Hem de haksız yere idam olunsam, iki şehid sevabını kazanırım. Şayet hapiste kalsam, böyle hürriyeti lâfızdan ibaret bulunan gaddar bir hükûmetin en rahat mevkii hapishane olsa gerektir. Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.

Divan-ı Harb-i Örfi, s. 20

***

İzzetle mevti, zilletle hayata tercih edenlerdeniz. Eski Said gibi birisi şöyle demiş: “Biz öyle insanlarız ki, bir orta seviyemiz yoktur. Ya herşeyin üstünde, ya da kabirde oluruz.”

Mektûbât, s. 52

***

Eğer medeniyet böyle haysiyet kırıcı tecavüzlere ve nifak verici iftiralara ve insafsızcasına intikam fikirlerine ve şeytancasına mugalâtalara ve diyanette lâübâlicesine hareketlere müsait bir zemin ise, herkes şahit olsun ki, o saadet-saray-ı medeniyet tesmiye olunan böyle mahall-i ağrâza bedel, vilâyat-ı şarkiyenin, hürriyet-i mutlakanın meydanı olan yüksek dağlarındaki bedeviyet ve vahşet çadırlarını tercih ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette görmediğim hürriyet-i fikir ve serbesti-i kelâm ve hüsn-ü niyet ve selâmet-i kal, şarkî Anadolu’nun dağlarında tam mânâsıyla hükümfermadır.

Divan-ı Harb-i Örfî, s. 53

LUGATÇE:

izhar-ı hacet: Muhtaç olduğunu göstermek.

zillet: Aşağılık, horluk, alçaklık.

nifak: İkiyüzlülük, münafıklık.

mugalâta: Yanıltıcı söz etme.

saadet-saray-ı medeniyet: Medeniyetin mutluluk sarayı.

tesmiye: İsimlendirme.

mahall-i ağrâz: Kasten yapılan kötülüklerin yeri.

serbesti-i kelâm: Konuşma hürriyeti.

hüsn-ü niyet: Güzel niyet.

selâmet-i kal: Konuşma güvenliği.

Bediüzzaman Said NURSÎ

13.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri