Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Fıtrat yalan söylemez

Çok konuşulan konulardan birisi de ‘dünyada karma eğitim.’ Bu konu ‘ABD eğitiminde haremlik selamlık’ olarak yansıdı Türk medyasına. Ben konuya başka bir perpektifte bakmaya çalışacağım.

30 OECD ülkesi arasında yüksek öğrenim görme oranı açısından Türkiye kadınlarda sonuncu sırada. 25-64 yaş grubundaki kadınların sadece yüzde 7’si yüksek öğrenim mezunu.

“640 bin kız okula gitmiyor.” Bu haber 6 Mart 2008 tarihli Milliyet’te çıktı. Bir taraftan devlet başörtüsünü yasaklıyor (gerçi başka yasaklar da var; kız öğrencilerin ilk öğretim ve liseler kılık kıyafet yönetmeliğine göre, etekler diz hizasında olacak, makyaj yapılmayacak vb... onlara çoğu zaman uyan yok!) diğer taraftan özellikle şarkta veliler kızlarını başı açık okula göndermek istemiyor. Hatta bazı veliler cezayı göze alıp 5. sınıftan sonra göndermeyenler var. Devletimiz “Haydi kızlar okula” kampanyaları başlatıyor, ama...

Son bilimsel araştırmalar anneliğin çok önemli olduğunu ortaya çıkardı. Kromozom sayıları çocuğa anneden daha fazla geçmekte. Anne yumurtasının genetik bakımdan daha etkili. Annenin kromozomları dışında yumurtanın da diğer bölgelerde ilk gelişmeyi yönlendirici özelliği bulunmaktadır. (Sabah, 18.11.1991)

Bir diğer bilgi: İnsanda bulunan yaklaşık 40 bin ‘gen’in 24 bini zihinsel gelişmeden sorumlu. Bu kadar zekâ geni tümüyle (x) kromozomunda toplanmış durumda. İnsanı erkek yapan (y) kromozomun da bu genlerden bir tanesine bile rastlanmadı. Tüm zekâmızı annelerde bulunan (x) kromozomuna borçluyuz. (BT Haber, sayı, 395)

Üniversiteye alınmayan başörtülü genç kızlarımız ‘cahil’ bırakılmış olmuyor mu? Yasakçılar bunu düşünmüyorlar mı?

ÖZGÜRLÜK ÖRNEKLERİ

En yeni misal: Yunanistan Dışişleri Bakanını Dora Bakoyonni’nin beyanatı: “Başörtüsü laikliği tehdit etmez.” (Yeni Asya, 9.3.2008). ABD Boston şehrinde Harvard Üniversitesinde 6 Müslüman kız öğrenci spor dersleri için ayrı bir spor salonu, ayrı saatler istediklerini ve isteklerinin kabul edildiğini okuyoruz. (Yeni Asya, 7.3.2008) ABD’den bir diğer misal: “Amerika karma eğitimi terk edip okul ve sınıflarda cins ayrımcılığına yöneliyor. Sadece kız ve erkeklere eğitim veren okul sayısı 366’ya çıkarken, son fırtına Georgia eyaletinin 14 bin nüfuslu Green County bölgesinde koptu. Zira burası karma eğitimi toptan bırakıp bir ilke imza attı. Karma eğitime son veren ilk bölge oldu Green County. Federal yasa kız ve erkeklerin ayrı eğitim görmelerine izin veriyor. (Radikal, 27.2.2008)

Karma eğitim zararlı: “İngiltere’nin ünlü okullarından Saint Mary Lisesi müdürü Frances King, İngiliz Time gazetesine verdiği röportajda, “Karma eğitim genç kızlara zarar veriyor, genç kızların kendilerine güvenlerini zedeliyor karma eğitim” değerlendirmesinde bulunmuştu. (Yeni Asya, 2.3.2008)

Hollanda ‘da haremlik selamlık taksi uygulaması: Hollanda’nın Tilburg şehrinde bir şirket, sadece bayanların kullanabileceği taksilerin hizmet vermeye başlayacağını duyurdu. (Zaman, 8.11.2007) “Meksika’nın başkenti Mexico City’de kadın özel hizmete konulan ‘pembe otobüsler’ büyük ilgi görüyor. Kadınlar otobüsler sayesinde sarkıntılık ve tacizden kurtulduklarını söylediler.” (Hürriyet,12.2.2008)

Benzer bir uygulama geçen yıl Rusya’da başlamıştı. Metroların bazı vagonları kadınlara tahsis edilmiş ve kadınlara özel otobüsler ayrılmıştı.

Bayan yazardan bir alıntı: “Kadın ve erkeğin ayrı ayrı yaşamasına taraf değilim. Asla ve kat’a böyle bir düşüncem yok, olamaz da. Karma bir toplumsal hayatımız olduğu için mutluyum. Fakat açık söylemek gerekirse zaman zaman “onlardan” ayrılmayı hakikaten çok istiyorum. Etrafımda erkekler olmadan yapmak istediğim bazı şeyler var. Ve ne yazık ki Avrupai olacağız, aman eski harem-selamlık geleneğimizi sürdürmeyeceğiz, maazallah gerici görünmeyeceğiz diye gereğinden fazla karma olduğumuzu, dinle uzaktan yakından olmayan (veya da olan, önemli değil) bir takım nedenlerden dolayı “ayrı” kalma hakkımızı kullanamadığımızı, talep edemediğimizi hatta ifade BİLE edemediğimizi düşünüyorum. (...) En ağır cinsel tacizlere otobüslerde uğramış biri olarak açıkçası kadınlara ait ayrı bir otobüs fikri de bana hiç fena gelmedi. İsteyen biner istemeyen binmez…” (Tuğçe Baran, Vatan gazetesi)

17.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri