"Gerçekten" haber verir 29 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Türk-İş’e göre açlık sınırı 729 YTL

Türk-İş’te yapılan araştırmaya göre, Ağustos ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 729 YTL’ye, yoksulluk sınırı 2 bin 377 YTL’ye yükseldi. TÜİK açlık sınırını 225 YTL olarak açıklamıştı.

TÜRK-İŞ'TE yapılan araştırmaya göre, Ağustos ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 729 YTL’ye, yoksulluk sınırı 2 bin 377 YTL’ye yükseldi. Türkİş’in açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına ilişkin açıklamasında, dar ve sabit gelirli kesimlerin yokluk ve yoksulluklarının, özellikle Ramazan ayında daha da hissedilir olduğu ifade edildi. ‘’Çaresizlik, ülkemizdeki dar gelirli ve ihtiyaç sahibi milyonlarca kişinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırıyor’’ denilen açıklamada, mağdur olanların, mağdur edenlerden durumlarını düzeltecek uygulamalar beklediği belirtildi. Türk-İş’in açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasının Ağustos 2008 sonucuna göre, 4 kişilik bir ailenin geçen yıl Ağustos ayında 627 YTL olan açlık sınırı 729,83 YTL’ye, 2 bin 44 YTL olan yoksulluk sınırı 2 bin 377,30 YTL’ye ulaştı. Açıklamada, 4 kişilik bir ailenin beslenme için geçen yılın aynı ayına göre 102,18 YTL, diğer zorunlu harcamalar da eklendiğinde 332,83 YTL ek harcama yapması gerektiğine yer verilirken, asgari ücrette son bir yılda yapılan artışın ise asgarî geçim indirimi dahil 84,11 YTL olduğu kaydedildi. Bazı gıda maddelerinin fiyatlarındaki değişimlere yer verilen açıklamada, ‘’açlık sınırı’’ olarak adlandırılan zorunlu gıda harcaması tutarının geçen aya göre 11,84 YTL arttığı belirtildi.

29.08.2008


 

Merkez Bankasına ihracatçı tepkisi

ANTALYA Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın (İhracat Merkez Bankası’nın politikaları sayesinde artıyor) şeklindeki açıklamalarına tepki gösterdi.

İhracatçının, ihracatı Merkez Bankası’na rağmen bu noktaya yükseltmesinin büyük bir başarı olduğunu belirten Satıcı, ‘’1,18 YTL dolar kuruyla nereye ihracat yapacak, kimle rekabet edeceksiniz. Bu duruma rağmen ihracatçının bu başarıyı elde etmesi tamamen fedakârlık yapmasından kaynaklanıyor’’ dedi.

Merkez Bankası’nın koyduğu enflasyon hedeflerinin bir türlü tutmadığını ifade eden Satıcı, şöyle devam etti: ’’Merkez Bankası sektörle alay ediyor. Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için kendine hedef koydu. (Enflasyonu düşüreceğim) dedi. Biz de ihracatçılar olarak fedakârlık yapmaya hazır olduğumuzu söyledik. Merkez Bankası yüzde 4 enflasyon hedefi koyuyor, yüzde 9-10 çıkıyor. Hedeflediği rakamın iki katını aşıyor. Bunu yaparken de özellikle kurları baskı altına alarak faizleri yüksek tutarak çözmeye çalışıyor. Bu da ekonomide üretimde yıpranma meydana getiriyor. Buna rağmen bir başarısızlık kabul edilebilir değildir.’’ Merkez Bankası’nın ihracatçıyı sıkıntıya düşürecek politikalar ürettiğini öne süren Satıcı, Merkez Bankası’nın buna rağmen enflasyonda başarıyı elde edemediğini kaydetti. Satıcı, sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Türkiye’nin üretimin ve ihracatı teşvik edici politikalar oluşturması lâzım. Türkiye bankalardan ve borsalardan ibaret bir ekonomi değil. Reel sektöre baktığınızda gerçek anlamda borç artışı, yatırımların yurt dışına kayması, ödeme-lerde tıkanıklar devam ediyor. Diğer taraftan da bankalar kâr rekorları kırıyor. Bu ekonomide ciddî anlamda bir çelişkidir.’’

29.08.2008


 

Kart borcu boşanma sebebi

DENİZLİ'DE kredi kartı borcu sebebiyle icra takibi yapılan yaklaşık 2 bin kişinin geçen yıl ekonomik sebeplerle boşanmak için mahkemeye başvurduğu, bu yılın 6 ayında bu rakamın bin 945 olduğu bildirildi.

Denizli Baro Başkanı Adil Demir, şehir merkezi ve ilçelerde ekonomik sıkıntı sebebiyle toplumun temel taşı olan ailede dağılmalar yaşandığını belirtti. Denizli’de geçmişte boşanma oranının diğer şehirlere göre yüksek olduğunu ancak bunun yine de Avrupa şehirleri düzeyinde olmadığını ifade eden Demir, son rakamlar itibarıyla boşanma oranlarının Avrupa ülkeleriyle başa baş hale geldiğini bildirdi. Adil Demir, bu durumun sebebinin ailelerin kredi kartı kaynaklı icra takibiyle karşı karşıya kalması olduğunu öne sürdü.

Demir, geçen yıl Denizli ve ilçelerinde yaklaşık 60 bin kişi için icra takibi başlatıldığını, bu yılın 6 ayında bu rakamın 50 bine ulaştığını kaydetti. İcra takiplerinin yaklaşık yüzde 90’ının kredi kartı ve tüketici kredi borçlarıyla ilgili olduğunu vurgulayan Demir, ’’Görülüyor ki yurttaşlarımız kredi ve kredi kartlarından dolayı büyük bir hesapsızlık içerisinde harcama yapıyor. Sonra başka bir kredi kartıyla diğer kredi kartı borcunu ödemeye çalışıyor’’ dedi.

BORÇLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR

Borçların çığ gibi büyüdüğünü ve borç sebebiyle icra takibiyle karşı karşıya kalan vatandaşların bu sıkıntılarını ailelerine yansıtmaya başladığını ifade eden Demir, ‘’Geçimsiz ve dağılmış ailelerde suça eğilim daha yüksek oluyor. Bu durumda özellikle ekonomik suçlarda toplum gerginleşti’’ diye konuştu. Yetkililerin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kredi kartlarının kullanımı konusunda amir hükümler getirmesi gerektiğini söyleyen Demir, bankaların bu konuda fazla şikâyeti olmadığını ancak bunun vatandaşlar ve aileler için büyük tehlike arz ettiğini belirtti.

Bunun önüne geçilebilmesi için, Avrupa’da olduğu gibi, gelirle orantılı limite uygun olarak tüketici kredi kartı kullanımına sınır getirilmesi gerektiğini ifade eden Demir, şunları kaydetti: ‘’Vatandaşlarımızın da mümkünse kredi kartlarından uzak durması lâzım. Kredi kartları, pimi çekilmiş el bombası gibi vatandaşımızın cebinde. Bu nedenle Denizli’de, üzülerek ifade ediyorum, boşanma oranları bu yıl patladı. Geçen yıl yaklaşık 2 bin kişi ekonomik nedenlerle boşanmak için mahkemeye başvurdu, bu yılın 6 ayında bu rakam bin 945 oldu. Yani ilimizde ekonomik kaynaklı boşanmalar geçen yıla oranla yüzde 100 artacak gibi görünüyor. Vatandaşlar, mal paylaşmak için değil borcun yükünden kurtulmak için boşanıyor.’’

29.08.2008


 

Beyaz et sektörü, Ramazan’ı bekliyor

YAZ döneminde kene vakaları sebebiyle piknik sofralarından umduğunu bulamayan beyaz et sektörü, Ramazan ayından umutlu.

Şeker Piliç AŞ Genel Müdür Yardımcısı Emre Bor, yem fiyatlarındaki artış, enerji fiyatlarının yüksekliği, ekonomideki durgunluk, ihracatta yaşanan sıkıntılar ve üretim fazlasının yanı sıra bu yıl yaşanan kene vakaları nedeniyle zor günler geçirdiklerini söyledi. Sektör olarak yaklaşan Ramazan ayından umutlu olduklarına işaret eden Bor, beyaz et tüketiminde ciddî bir artış yaşanacağına inandıklarını vurguladı. Tüketicilerin artık daha sağlıklı beslenmek istediklerine değinen Bor, şunları kaydetti: ‘’Vatandaşlar sağlıklı protein kaynağı olarak beyaz eti tercih ediyorlar. Beyaz ette tercihlerini ya tavuk eti ya da balıktan yana kullanmak istiyorlar. Ancak Ramazan ayında balık çok tercih edilmiyor. Bu nedenle beyaz et tüketiminde ciddî bir artış oluyor. Biz de tüm gıda sektörü gibi Ramazan ayında sektörümüzdeki arz-talep dengesizliğinin az da olsa ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Ramazan ayı sektörümüze iyi gelecek.’’

29.08.2008


 

Enerji Bakanlığından yeni yol haritası

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, enerji sektöründe özelleştirme ve yerli kaynak kullanımı ağırlıklı yeni yol haritasını belirledi.

Hazırlanan taslağa göre, enerji sektöründe rekabetçi bir serbest piyasa oluşumu çalışmalarına devam edilecek. Ayrıca, arz güvenliği kalıcı olarak temin edilecek, rekabet yoluyla elektrik enerjisinin maliyetleri düşürülecek, dışa bağımlılık asgariye indirilecek, yerli kaynakların azami ölçüde kullanıldığı bir üretim sektörü oluşturulacak, yenilenebilir enerji kaynaklarından da azami ölçüde faydalanılacak. Sektördeki büyük tüketicilerin ihtiyaçlarının tamamını, üreticiler ile yapılacak ikili anlaşmalarla temin etmeleri esas olacak. 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren saatlik uygulamaya geçilecek. Üretim planlarında ve lisanslama işlemlerinde, yerli kaynakların payının kurulu güç içerisinde en az yüzde 70, üretimde en az yüzde 55 olması hedefleniyor. Elektrik enerjisi üretimi içerisinde nükleer santralların payının 2020 yılına kadar asgari yüzde 8, 2030 yılına kadar ise yüzde 20 olması hedefleniyor.Yenilenebilir kaynakların elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının 2020 yılına kadar en az yüzde 25 düzeyinde olması öngörülüyor.Bu çerçevede, teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek tüm hidroelektrik potansiyeli 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretiminde kullanılacak. (HES kurulu gücü en az 30 bin MW olacak) Rüzgâr enerjisi kurulu gücünün ise 2013 yılında 11 bin, 2015 yılında 15 bin, 2020 yılında en az 20 bin MW olması hedefleniyor. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı için alınacak tedbirler sonucunda, elektrik üretiminde doğal gazın payının 2020 yılına kadar yüzde 30’un altına düşürülmesi hedefleniyor.

29.08.2008


 

Rami’de fiyatlar yüzde 50 indirimli

İstanbul Gıda Toptancı Tüccarları Derneği Genel Başkanı Günay Kotil, çok cüz'î kârla çalıştıkları için fiyatların dışarıya kıyasla yüzde 40-50 indirimli olduğunu ve Ramazan dolayısıyla da fiyatlarını dondurduklarını belirterek, vatandaşları Ramazan öncesi alışveriş için Rami’de faaliyet gösteren gıda toptancıları sitesine dâvet etti.

Kotil, 81 ilde köylünün ürettiği gıda maddelerinin tüketiciye sunulduğu Rami’deki gıda toptancılarının aynı zamanda perakende satış yaptığını anlattı. “Türkiye’nin gıda borsası” olduklarını ifade eden Kotil, 500 yıllık geçmişi olan çarşıda, kirası düşük olan esnafın çok büyük masrafı olmadığı için fiyatların çok uygun olduğunu söyledi. Kotil, çok cüz'î kârla çalıştıkları için Rami’de fiyatların dışarıya kıyasla yüzde 40-50 indirimli olduğuna işaret ederek, Ramazan dolayısıyla fiyatları dondurduklarını bildirdi. Piyasa ile aralarında çok büyük fiyat farkı olduğunu vurgulayan Kotil, şöyle devam etti: “Bugün en iyi pirinç bizde 2,40 YTL, dışarıda 7-8 bin, peynir bizde 5-6 bin YTL dışarıda 10-12 bin YTL, burada 5 milyonluk zeytin dışarıda 10-12 bin YTL’ye kadar satılıyor. Öyle maddeler var ki yüzde 100 farklıdır, öyle maddeler vardır ki yüzde 50 farklıdır. Yani bir aile buradan evine 3 yerine 5 kilogram pirinç, 2 yerine 4 kilogram zeytin, 3 yerine 6 kilogram mercimek götürür. Burada büyük bir avantaj var.” Kotil, Rami’de 2 bine yakın esnaf bulunduğunu 6-7 bin kişinin çalıştığını ve 6 bin araçla Türkiye’nin dört bir tarafından gelen ürünlerin 81 ile pazarlandığını anlattı.

29.08.2008


 

Kafkas gazı için diplomasi trafiği

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in Eylül ayı diplomasi trafiği yoğun geçecek.

Önümüzdeki kış döneminde özellikle doğal gaz konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için bölgedeki kaynak ülkelerle doğal gaz anlaşmaları ve bölgesel işbirliği konuları masaya yatırılacak. Beraberindeki heyet önce Türkmenistan’a giderek mevcut doğal gaz kontratlarını ilgili yetkililerle görüşecek olan Bakan Güler ardından 910 Eylül 2008 tarihlerinde Azerbaycan’da yapılacak olan uluslararası doğal gaz konferansına katılacak ve Azerbaycanlı yetkililerle doğal gaz anlaşmaları ve boru hatları konusunda görüşmelerde bulunacak. Eylül’de İran’a da bir ziyaret gerçekleştirecek olan Bakan Güler, iki ülke arasında imzalanması planlanan enerji işbirliği anlaşması konusunda görüşecek.

29.08.2008


 

BAKTAD’tan baklava uyarısı

BAKTAD (Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği) Ramazan ayı yaklaşırken kaliteli baklava uyarısında bulundu.

BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, kalitesiz ve ucuz baklavanın iftar sofralarının tadını kaçıracağını belirterek, “kalitesinden, temizliğinden, özellikle de kaynağından emin olmadığınız baklavadan uzak durun” uyarısında bulundu. Ramazan ayında baklava tüketiminin arttığını hatırlatan Mehmet Yıldırım, özellikle iftar sofralarında yoğun olarak tüketilen baklavanın hijyenden uzak ortamlarda üretilmesinin insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Yıldırım, tüketicinin, kalitesinden ve sağlıklı ortamlarda üretildiğinden emin olmadığı baklavalardan uzak durması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Baklavanın öncelikle kaynağı belli olmalı. Özellikle sokak aralarında, otomobil bagajlarında satışa sunulan baklavanın kaynağından emin olmak mümkün değildir. Bu nedenle özellikle kaynağı belirsiz ve sağlıklı olmayan şartlarda satışa sunulan baklavadan uzak durulmalıdır.”

Yeni Asya

29.08.2008


 

Bersay İletişim Enstitüsü açıldı

BERSAY İletişim Grubunun kurduğu Bersay İletişim Enstitüsü (BİE), İstanbul Esentepe’de açıldı.

İletişimin, “disiplinlerarası ve çok yönlü bir uzmanlık alanı olması” gerçeğinden hareketle kurulan BİE, bir yandan sektöre nitelikli profesyonel yetiştirirken, diğer yandan kurumların iletişim süreçlerinden sorumlu üst düzey yöneticilerinin bu alanda dünya görüşü geliştirmesine katkı sağlayacak bir eğitim merkezi olmayı hedefliyor. Yaklaşık yarım milyon dolar tutarında ön yatırımla faaliyete başlayan BİE, kâr amacı gütmeyecek ve işletmeden elde edilecek kâr, yüksek lisans bursu olarak yine sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla değerlendirilecek.

Yeni Asya

29.08.2008


 

KİT’lerden, yüksek kâr artışı

HAZİNE Müsteşarlığı portföyünde bulunan 19 Kamu İktisadî Teşebbüsleri (KİT) ve 3 bağlı ortaklığın 2007 yılında brüt satışları yüzde 7 artışla 45 milyar YTL’ye, faaliyet kârı yüzde 89 artışla 2,7 milyar YTL’ye ve dönem kârı yüzde 43 artışla 1,2 milyar YTL’ye yükseldi.

Hazine Müsteşarlığı, ‘’2007 Kamu İşletmeleri Raporunu’’ açıkladı. Rapora göre, 2006 yılından farklı olarak 2007 yılında KİT’lerin hasılatındaki artış, maliyetindeki artıştan yüksek gerçekleşti. Bu çerçevede faaliyet kârı yüzde 89 oranında arttı. Faaliyet kârının artmasındaki en önemli etken 2006 yılını faaliyet zararı ile kapatan BOTAŞ’ın 2007 yılında kâra geçmesi oldu.

29.08.2008


 

GAP Eylem Planı hızlandırılmalı

Farklı kıt'alardaki 100’ü aşkın ülkeye ihracat yaparak Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ekonomik kalkınmasına omuz veren bölge ihracatçıları, hükümetin açıkladığı GAP Eylem Planının kararlılıkla hayata geçirilmesini istiyor.

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanları Kurulu Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, GAP projesi kapsamındaki yatırımların 2012 yılına kadar tamamlanmasını öngören GAP Eylem Planının kararlılıkla uygulanması halinde bölgeyi Ortadoğu ve Uzakdoğu’nun kileri yapabileceklerini vurguladı. GAP Eylem Planıyla öncelikle bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının sağlanmasının amaçlandığını kaydeden Çıkmaz, ihracatçılar olarak bu konuda üzerlerine düşen görev ve sorumluluğun gereğini yapmaktan kaçmayacaklarını ifade etti.

GAP Eylem Planının uygulamaya konulduğuna dikkati çekerek, şunları anlattı: ‘’GAP projesi öncelikle enerji ve sulama amaçlı yatırımlar içeriyor. Ancak bugüne kadar sulama amaçlı yatırımlarda ancak yüzde 15’ler seviyesinde fizikî gerçekleşme sağlandı. İstemimiz sulama yatırımlarının bitirilerek devreye alınmasıdır. Çünkü biliyoruz ki sulama yatırımları hizmete sokulduğunda bölgedeki tarımsal üretim bir kaç kat artacak, işsizlik önemli oranda azalacak.

Tarımsal üretimde sağlanacak artış sayesinde Türkiye tarım ürünü ithal etmeyecek ya ithalat miktarları azalacak. Üretilen tarım ürünleri Gaziantep’te kurulu bulunan ve bölge illerinde kurulacak olan sanayi tesislerinde işlenerek ihraç edilecek. Nasıl ki GAP projesiyle tarımsal üretimde birkaç kat artış bekleniyor, biz de tarımsal üretimdeki artışa bağlı olarak tarıma dayalı sanayi ürünleri ihracatımızı birkaç kat arttıracağımıza inanıyoruz. Çünkü ürün tedarik etmede sıkıntı yaşamayacağız, rekabet gücümüz de bir haylı artmış olacak. Biz ihracatçılar görevimizi biliyoruz, GAP Eylem Planı kararlılıkla uygulanırsa Türkiye’yi Ortadoğu ve Uzakdoğu’nun kileri yapabiliriz.’’

Çıkmaz, GAP projesiyle sulamaya açılacak olan 1.8 milyon hektar arazinin pek çok ülkenin yüzölçümünden büyük bir alan olduğuna dikkati çekti.

29.08.2008


 

Bir zamanlar göldü şimdi tarla

Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde 85 bin dönüm arazi üzerindeki Marmara Gölü, küresel ısınmanın etkisiyle kurudu.

Gölde daha önce balıkçılık yaparak geçimini sağlayan vatandaşlar, şimdi kuruyan göl yatağında pamuk başta olmak üzere, domates, biber, kavun ve karpuz ekmeye başladı. Gölü incelemeye giden Gölmarmara Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan, kavun ve karpuz tarlalarını göstererek, buraların daha önce göl olduğunu ve girmenin bile imkânsız olduğunu belirterek, şu anda çiftçilerin, maliyeye kirasını vermek suretiyle çeşitli sebze ve meyve ekmeye başladığını söyledi. Yeterince sulanamadığı için göl arazisine ekilen pamuk, karpuz, kavun ve domateslerin hiçbir ekonomik değerinin olmadığını ve tarlada kaldığını belirten Ziyan, vatandaşların, kira parasını bile kurtarmadığı için ektikleri mahsulü tarlada bıraktığını söyledi. Kuraklık ve Gördes Çayının yapımı devam eden Gördes Barajı’na verilmesi sebebiyle gölün 2.5 metre derinliği kaldığını belirten Ziyan, böyle devam ederse gölün, 2-3 yıl içinde tamamen kuruyacağını söyledi. Gölün kurumasının verimli topraklara sahip Gölmarmara Ova’sını olumsuz etkilediğini vurgulayan Ziyan, vatandaşların mahsullerini sulayamadığı için her geçen yıl verimde büyük düşüş yaşadıklarını kaydetti. Ziyan, “Göl kurudu. Şu anda gölün bir ucundan bir ucuna yürüyerek gitme imkânı var. Türkiye’nin en lezzetli sazan balığının yetiştiği bu gölde artık balıkçılık da bitti. Kuş Cenneti olarak tabir edilen göle artık kuşlar da uğramaz oldu” dedi.

29.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır