"Gerçekten" haber verir 29 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

YouTube hâlâ yasak

YouTube, Türkiye’den YouTube’a erişimin “halen” sağlanamadığını duyurdu. YouTube’dan yapılan yazılı açıklamada, “YouTube olarak söylenti ve spekülasyonlar üzerine yorum yapmamayı tercih ediyoruz. Türkiye’den YouTube’a erişim halen sağlanamamaktadır. Fakat Türkiye’deki kullanıcılarımıza erişimin sağlanması için çalışmalarımız devam etmektedir” denildi

YOUTUBE, Türkiye’den YouTube’a erişimin “halen” sağlanamadığını duyurdu. YouTube’dan yapılan yazılı açıklamada, “YouTube olarak söylenti ve spekülasyonlar üzerine yorum yapmamayı tercih ediyoruz. Türkiye’den YouTube’a erişim halen sağlanamamaktadır. Fakat Türkiye’deki kullanıcılarımıza erişimin sağlanması için çalışmalarımız devam etmektedir” denildi.

29.08.2008


 

“AVUKATIMA SORUN”

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt, ''Ergenekon soruşturması'' kapsamında talimatla ifade verdi. Paksüt, eşi ve avukatıyla birlikte geldiği adliye çıkışında basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında, ''Arkadaşlar, avukatım konuşma yasağı koydu. Şu andan itibaren konuşmuyorum. Avukatım sayın Bülent Acar'a sorun. Arkadaşlar, lütfen rahat olalım. Yaptığınız işe saygı duyuyorum ve şu anda susuyorum. Arkadaşlar, şu sıcakta siz de görev yapıyorsunuz, zor şartlar altında'' diye konuştu. Paksüt'ün ''şüpheli'' sıfatıyla ifadesinin alındığı öğrenildi.

“KONUŞACAĞIM” DEMİŞTİ

Osman Paksüt ise, "Eş olarak destek için geldim. Normal bir işlem. Yargının işleyişi" dedi. Ferda Paksüt, ifade vermeden önce, dünkü gazetelerde geniş şekilde yer alan beyanlarında, “Tutuklanmazsam konuşacağım” demiş, eşinin Bağdat Büyükelçiliği sırasında bombalar altında kaldıkları zaman bile şimdiki kadar tedirgin olmadığını söylemişti. Ergenekon dâvâsının aranan sanıklarından Turhan Çömez'le yaptığı telefon görüşmesinin basına yansımasını takiben ifadesi alınan Paksüt, asıl hedefin eşi olduğunu, Osman Paksüt'ün Anayasa Mahkemesinden istifaya zorlandığını iddia etmişti.

Tanık değil, sanık

ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt, ‘’Ergenekon Soruşturması’’ kapsamında talimatla ifade verdi. Paksüt’ün ‘’şüpheli’’ sıfatıyla ifadesinin alındığı öğrenildi. Ferda Paksüt, ‘’Ergenekon Soruşturması’’ kapsamında talimatla ifade vermek üzere dün sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayına geldi. Paksüt, Ankara Adalet Sarayına eşi Osman Paksüt ve avukatı Bülent Acar ile birlikte geldi. Ferda Paksüt, terör ve organize suçlara bakmakla görevli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’ye ifade vermeye başladı.

Paksüt, savcı Bilgili’nin odasına eşi Osman Paksüt ve avukatı Acar ile birlikte girdi. İfade verme işlemi başladıktan sonra Osman Paksüt odadan dışarı çıktı.

Ferda Paksüt, Cumhuriyet Savcısı Bilgili’ye ifade vermesinin ardından, eşi Osman Paksüt ve avukatı Bülent Acar ile Ankara Adalet Sarayı binasından çıktı. Ferda Paksüt, adliye çıkışında basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında, ‘’Arkadaşlar, avukatım konuşma yasağı koydu. Şu andan itibaren konuşmuyorum. Avukatım sayın Bülent Acar’a sorun. Arkadaşlar lütfen rahat olalım. Yaptığınız işe saygı duyuyorum ve şu anda susuyorum. Arkadaşlar şu sıcakta siz de görev yapıyorsunuz, zor şartlar altında’’ diye konuştu.

Paksüt, daha sonra eşi Osman Paksüt ve avukatı Bülent Acar ile bir taksiye binerek, adliyeden ayrıldı. Ferda Paksüt’ün ‘’şüpheli’’ sıfatıyla ifadesinin alındığı öğrenildi.

Ferda Paksüt, Ergenekon operasyonu kapsmanında aranan eski AKP’li milletvekili Turhan Çömez ile kapatma davasında ilişkin yaptığı telefon görüşmelerinin basına yansımasından hemen sonra Savcı Mustafa Bilgili tarafından ‘ivedi’ olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na davet edilmişti. Bayan Paksüt, yaptığı açıklamada avukatı ile gelmesinin tavsiye edildiğini, adliye binasından geri çıkma garantisi olmadığını söylemişti.

/ Ankara

29.08.2008


 

26 yıldır yeni anayasa istiyorlar

1982 anayasasına toptan hayır oyu veren Rize’nin Kendirli Beldesi Belediye Başkanı Salih Uzun, insan haklarına ve özgürlüklere önem verecek yeni bir anayasa istediklerini söyledi. Uzun, mevcut anayasadan kaynaklanan sorunları gördükçe, Kendirli halkının o zaman red oyu vererek ne kadar doğru bir iş yaptığının görüldüğünü kaydetti.

1982 Anayasası’na toptan “hayır” oyu veren Rize’nin Kendirli Beldesi Belediye Başkanı Salih Uzun, insan haklarına ve özgürlüklere önem verecek yeni bir anayasaya istediklerini söyledi.

Başkan Uzun, yaptığı açıklamada, 12 Eylül askerî yönetiminin baskısına tepki olarak Kendirli halkının 1982 Anayasasına toplu olarak “hayır” oyu verdiğini belirtti. Mevcut anayasının ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunun altını çizen Uzun, insan hakları ve özgürlüklere önem verecek yeni bir anayasa yapılmasını istediklerini belirtti. Uzun, yeni bir anayasa hazırlanması durumunda gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Kendirli halkının destek verip vermeyeceğini belirleyeceklerini vurguladı. Başkan Uzun, mevcut anayasadan kaynaklanan sorunları gördükçe, Kendirli halkının “red” oyu vererek ne kadar doğru bir iş yaptığının görüldüğünü kaydetti. Uzun, Kendirli halkının siyasî konularda geleceği görme bakımından ülke genelinin 15-20 yıl önünde olduğunu ifade etti.

Rize il merkezine 27 km uzaklaktıkta sahilden 9 km içerde yer alan Kendirli, 1967 yılında belde olmuş. Belde, ilk olarak adını 1982 Anayasasına toplu şekilde “red” oyu vermesiyle duyurmuş. Daha sonrasında ise Refah, Fazilet ve Saadet Partisi’ne verdiği destekle gündeme gelen Kendirli, geçen hafta sonunda ilk kez bir başbakan tarafından ziyaret edildi.

29.08.2008


 

ONLAR İÇİN OKUL KURTARICI

Yaşı 18’in altında çok sayıda çocuk, “kısa yoldan meslek öğrenmek’’ veya “para kazanmak’’ ya da her iki amaç birden güdülerek yaz aylarında çalışmak zorunda kalıyor. Okul döneminde kalem tutan eller, anahtar ve çekiçle onarıma girişirken, ustalarının çoğu kez sert ikazlarına maruz kalıyor veya şiddete uğrayabiliyorlar. Bu çocukların ailelerinin çoğu, haftalık 30-40 YTL getiriden çok meslek öğrenimi ve iş terbiyesi edinmesi nedeniyle yaz aylarını fırsat olarak gördüklerini belirtse de çoğu zaman 40 derece sıcakta, yetersiz bünyeleri ile ağır işleri yapmak zorunda kalan çocuklar için okul, neredeyse bu zorluktan kaçış yeri oluyor.

YAŞI 18’in altında çok sayıda çocuk, ‘’kısa yoldan meslek öğrenme’’, ‘’para kazanma’’ ya da her iki amaç birden güdülerek yaz aylarında çalışmak zorunda kalıyor. Okul döneminde kalem tutan eller, anahtar ve çekiçle onarıma girişirken, ustalarının çoğu kez sert ikazlarına maruz kalıyor veya şiddete uğrayabiliyorlar. Bu çocukların ailelerinin çoğu, haftalık 30-40 YTL getiriden çok meslek öğrenimi ve iş terbiyesi edinmesi sebebiyle yaz aylarını fırsat olarak gördüklerini belirtse de çoğu zaman 40 derece sıcakta, yetersiz fizikleri ile ağır işleri yapmak zorunda kalan çocuklar için okul, neredeyse zorluktan kaçış yeri oluyor.

Çalışan çocuklar, ev ekonomisine katkıda bulunup, iş öğrenmelerine karşın okulda daha rahat ortam olduğunu, arkadaşlarıyla doyasıya oynadıklarını ifade ediyorlar. Tıpkı Adana’da bir ilköğretim okulunun bu yıl 7’nci sınıfına geçen İbrahim A. gibi. Babası işsiz olduğu için bu yaz çalışmak zorunda kaldığını anlatan İbrahim A, tornacı atölyesinde geçen yaz tatilinde hep deniz hayali kurduğunu, en azından sabahları daha geç kalkarak akranları gibi tembellik yapmak istediğini belirtti. Eylülün 8’inde başlayacak okulu özellikle arkadaşlarına duyduğu özlem nedeniyle iple çektiğini anlatan İbrahim A, ‘’çok sayıda akranım bugünlerde okulların açılacak olması sebebiyle stres yaşarken ben tam tersine neredeyse gün sayıyorum. Öğretmenlerimi, arkadaşlarımı ve okulumu çok özledim. Okullar açılır açılmaz arkadaşlarımla bir araya gelerek hasret gidereceğim. Amacım okulumda başarılı olarak önce üniversiteyi kazanmak, ardından iyi bir iş sahibi olup, kendi paramla tatil yapmak’’ dedi.

29.08.2008


 

Memur zammında son teklif: 3,5+4

Toplu görüşmelerin 4. turunda, hükümet gelecek yılda ilk altı ay için yüzde 3,5, ikinci altı ay için yüzde 4 oranında maaş artışı önerdi.

Toplu görüşmelerin 4. turunda, gelecek yılda ilk altı ay için yüzde 3,6, ikinci altı ay için yüzde 4 oranında maaş artışı teklif edildiği bildirildi. Sendikalar, hükümetin teklifden memnun olmadıklalarını belirtti.

Başbakanlık Merkez Bina’daki görüşmelere katılan konfederasyonların yetkililerinin verdiği bilgiye göre, toplantıya katılan hükümet temsilcileri tarafından gelecek yılın ilk ayında yüzde 3,6 oranında, ikinci altı ayında ise yüzde 4 olmak üzere kümülatif 7,6 maaş artışı teklif edildi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız ise toplu görüşmelerin 4. turuna ara verilmesinin ardından Başbakanlık Merkez Bina’da yaptığı açıklamada, mali haklar ile ilgili resmi teklifin kendilerine bildirildiğini ifade ederek, teklifin gelecek yılın birinci altı ayı için yüzde 3,5, ikinci altı ayı için yüzde 4’lük maaş artışını içerdiğini bildirdi. Akyıldız, enflasyon farkı doğması halinde bunun da karşılanacağının, iyileştirilme anlamında değerlendirilen ek ödeme uygulamasının da 2012 yılına kadar açıklandığı şekilde uygulanacağının ifade edildiğini anlattı. Akyıldız, ‘’Bu, kamu çalışanlarının ücretlerinin arttırılması noktasında beklemediğimiz bir teklif değildir. Ancak bu teklifin orta vadeli plan çerçevesinde öngörülen enflasyon değeri olarak ifade edilmesi bizleri rahatsız etmiştir’’ dedi. Enflasyon hedefinin son üç yıldır tutturulamadığını dile getiren Akyıldız, hedefin yüzde 100 ile yüzde 250 arasında değişen oranlarda belirlendiği savundu.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da hükümetin 2009 yılı için öngördüğü artış teklifinin kamu çalışanlarının beklentilerini karşılayacak bir rakam olmadığını söyledi.

Gündoğdu, hükümet tarafından önerilen paketin pazartesi gününden bu yana yukarıya doğru esnetilmesi taleplerini karşılayan bir paket olmadığını söyledi.

Kamu çalışanlarına ayrılan bütçenin, pazartesi günü 5 milyar 759 milyon YTL olarak açıklandığını, şimdi ise 51 milyon YTL’lik artışla bütçenin 5 milyar 810 milyon YTL’ye çıkarıldığını belirten Gündoğdu, “Bunun taleplerimizi karşılaması mümkün değil” dedi.

Yeni Asya / Ankara

29.08.2008


 

80 bin öğretmen açığı var

TÜRKİYE'DEKİ 923 ilçenin ilköğretim ve ortaöğretim imkânlarının incelendiği araştırma, Türkiye’de ilk ve ortaöğretimde toplam 80 bin öğretmen açığının bulunduğunu ortaya koydu.

TÜBİTAK’ın desteklediği Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Çıngı koordinatörlüğünde yürütülen ve Doç. Dr. Cem Kadılar ile Kamu İhale Kurumu’ndan Dr. Güler Koçberber’in araştırmacı olarak katıldığı, ‘’Türkiye Genelinde İlk ve Ortaöğretim Olanaklarının İncelenmesi ve Belirlenen Aksaklıklara Çözüm Önerilerinin Getirilmesi’’ başlıklı çalışma kapsamında bölgelere göre ilk ve ortaöğretim imkanları, öğrenci başına düşen öğretmen, derslik ve bilgisayar sayısı, kütüphane imkanları ve eğitime yapılan harcamalar gibi veriler incelendi.

Derlemeye göre, Türkiye ortalamasının altında eğitim imkânlarına sahip ilköğretim okullarında yaklaşık 65 bin, ortöğretim okullarında ise 15 bin 559 öğretmen açığı bulunuyor.

Araştırmada, Türkiye ortalamasının altında eğitim imkânlarına sahip olan ilköğretim okullarının öğretmen ihtiyacının yaklaşık 65 bin, derslik ihtiyacının 124 bin, bilgisayar ihtiyacının 78 bin, bilgisayar laboratuvarı ihtiyacının 5 bin 708, fen laboratuvarı ihtiyacının 4 bin 518, yabancı dil laboratuvarı ihtiyacının 6 bin 249, kütüphane ihtiyacının 4 bin 96 olduğu ortaya çıktı.

Araştırmada, genel değerlendirme ile ayrı ayrı ilk ve ortaöğretim imkanlarının değerlendirmelerinden en gelişmiş ilçe Çankaya (Ankara) olarak tesbit edildi. Eğitim imkânlarına göre gelişmişlik endeksi en düşük olan ilçe ilköğretim ve ortaöğretim imkanları birlikte değerlendirildiğinde Pervari (Siirt), sadece ilköğretim imkânları yönünden incelendiğinde Başkale (Van) ve sadece ortaöğretim imkânları yönünden incelendiğinde Şemdinli (Hakkari) olarak belirlendi.

29.08.2008


 

Adana'da, ABD silâhlarına el konuldu

ADANA'DA bulunan İncirlik Hava Üssü’ndeki ABD birliklerine ait silahlara, tamir edilmek üzere gönderildikleri ABD’den yurda geri getirilirken, evrak eksikliği sebebiyle Adana Havalimanı’nda el konuldu.

Edinilen bilgiye göre, İncirlik Hava Üssü’nde konuşlu ABD Hava Kuvvetleri 39. Wing Komutanlığına ait, aralarında uzun namlulu silahların da bulunduğu çeşitli silahlar, bakım sürelerinin dolması sebebiyle tamir ve onarım için ABD’ye gönderildi. Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığına bilgi verilerek yurt dışına çıkarılan silahlar, ABD Hava Kuvvetlerinde bakım ve onarım yapıldıktan sonra Türkiye’ye geri gönderildi. Türk Hava Yolları’na ait tarifeli uçakla İstanbul aktarmalı olarak Adana Havalimanı’na gelen 12 ABD askerinin silahları gümrükten geçirme taleplerine gümrük müdürlüğü ve havalimanı polis ekipleri izin vermedi. Silahlara, yurda girmesi için gereken izin belgelerinde eksiklik bulunduğunun tespit edilmesi üzerine el konuldu. Adana Valisi İlhan Atış, yaptığı açıklamada, İncirlik Hava Üssü’nde kullanılan, buradan tamir için yurt dışına çıkarılan silahların yurda geri getirilmesi sırasında sorun yaşandığını belirtti.

Sorunun evrak eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Vali Atış, ‘’Türkiye’ye silahla girebilmeleri için gerekli belgelere sahip olmaları gerekir. Ancak evrakta noksanlık olmuş. Bu konu, havalimanında ABD askerlerine bildirilmiş, onlar kendi komutanlarına, polis ve gümrük görevlilerimiz ise yetkililere konuyu aktarmış. Evraktaki eksikliğin giderilmesi için bekliyoruz. Bu süreçte, muhtelif silahlar Adana Gümrük Müdürlüğü’nde bekletiliyor’’ dedi. Atış, havalimanında silahlara el konulması sırasında Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ile ABD askerleri arasında gerginlik yaşandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

29.08.2008


 

Öğrenci affı, başörtü mağdurlarını da kapsamalı

TÜRKİYE Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan öğrenci affının, geniş kapsamlı olması gerektiğini belirterek, “Yüksek öğrenim haklarının sırf başı örtülü oldukları için ellerinden alınanları da mutlaka kapsamalıdır” dedi.

“İşin doğrusu, başı örtülülerin gasp edilen eğitim haklarının iade edilmesini sağlayacaktır” diyen Başoğlu, bu yapılmadığı taktirde izinsiz ve mazeretsiz üniversiteye devam etmeyenlerin affedilmesinin hiç tatmin edici olmayacağını ve haksızlığa uğrayanların haklarını korumayacağını vurguladı. Başoğlu, “Milli Eğitim Bakanlığı öğrenci affı düşünürken bu gerçeği dikkate almalı ve başı örtülü olduğu için üniversiteye devam edemeyen ve bu nedenle sınıfta bırakılarak üniversiteden atılanları af kapsamına alınmalıdır. Ancak böyle bir af, adil gerçekçi ve hakkaniyete uygun olabilir” diye konuştu.

RECEP GÖREN / Ankara

29.08.2008


 

Tuzla’da, 1 tersanenin daha faaliyeti durduruldu

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü Komisyonu, Çeksan Tersanesinin faaliyetlerini, elverişsiz çalışma şartlarının giderilmesi amacıyla 20 gün süreyle durdurdu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü müfettişleri, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde faaliyet gösteren Çeksan Tersanesinde inceleme yaptı. İnceleme sonucu hazırlanan raporda, 20’den fazla eksiklik tespit edildi. Raporu görüşen Komisyon, tersane faaliyetlerinin durdurulmasına gerekçe olan iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürücü “kimyasal parlayıcı ve patlayıcı maddelerin açıkta bulunduğu ve parlama ve patlamaya zemin oluşturduğu”, “elektrik kablolarının elektrik çarpmasına yol açabileceği”, “korkuluk bulunmaması nedeniyle çalışma sırasında işçilerin yüksekten düşme tehlikesinin olduğu”, “tavan çökmesi olasılığı” risklerinin bulunması nedeniyle Çeksanın faaliyetlerini 20 gün süreyle durdurdu. Karar, Tuzla Kaymakamlığı ve Emniyet Müdürlüğü arcılığıyla iş yerine tebliğ edilerek, tersane mühürlendi.

29.08.2008


 

5 yılda 5 bin kişiye ulusal güvenlik soruşturması

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, son 5 yılda 4 bin 886 kişi hakkında ulusal güvenlik soruşturması yapıldığını bildirdi.

Çiçek, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, 2003-2008 döneminde Milli İstihbarat Teşkilâtı (MİT) tarafından kaç kişi hakkında güvenlik soruşturması yapıldığına ilişkin soru önergesini cevapladı. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak mercilerin, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği ile Başbakanlığın 4 Aralık 2002 tarih ve 105-55/5909 sayılı genelgesi doğrultusunda belirlendiğine işaret eden Çiçek, bu kapsamda 2003-2008 dönemi itibariyle ‘’Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’’nün talebi üzerine 4 bin 886 kişi hakkında ulusal güvenlik soruşturması yapıldığını bildirdi. Cemil Çiçek, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hakkında kamu kurum ve kuruluşlarına göre sayısal verilerin belirlenmesi hususunda herhangi bir tasnif çalışması yapılmadığını da belirtti.

29.08.2008


 

DSÖ: Sosyal adaletsizlik öldürücü etkiye sahip

DÜNYA Sağlık Örgütünün (DSÖ) bir raporunda, sağlık sorunlarında ve ortalama yaşam süresi konusunda sosyal faktörlerin genetikten daha önemli olduğu ortaya kondu.

DSÖ’nün sağlık üzerindeki sosyal belirleyicilere ilişkin üç yıllık inceleme sonuçlarının yer aldığı çalışmasında, “sosyal adaletsizliğin büyük çapta öldürücü etkiye sahip” olduğu sonucuna varıldı. Raporda, İskoçya’nın en büyük kenti Glasgow’un mahrumiyet bölgesi olan Calton banliyösünde yaşayan bir erkek çocuğunun ortalama hayat süresinin, yakınındaki refah içinde olan Lenzie bölgesinde yaşayan bir erkek çocuğundan ortalama 28 yıl daha az olması örnek olarak gösterildi. Rapora göre, araştırmalar Afrika ülkesi Lesotho’da yaşayan bir kız çocuğunun Japonya’da yaşayan bir kız çocuğundan büyük ihtimalle 42 yıl daha az yaşayacağını gösteriyor. Rapora göre, İsveç’te bir kadının hamilelik ve doğum sırasında ölüm riski oranı 17400’de 1 iken, bu oran Afganistan 8’de 1 olarak ortaya çıkıyor. Raporda, çok belirgin farklılıkları, genetik ve biyolojinin açıklayamadığı belirtildi.

29.08.2008


 

Kıbrıs’ta çözüm BM çatısında

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ‘’Kıbrıs’ta çözüm; BM çatısı altında, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçekler temelinde, iki eşit halk ve iki kurucu devlet tarafından oluşturulacak yeni bir ortaklıkla bulunacaktır’’ dedi.

Gül ve çalışma ziyareti için Ankara’da bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın da katıldığı görüşmenin ardından Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Gül, Talat’ı Türkiye’de bir kez daha ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kıbrıs meselesine, Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesine verdiği desteği her vesileyle vurguladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, 21 Martta başlayan görüşme sürecinin olumlu sonuçlanmasını temenni ettiğini belirtti. Gül görüşmede, adada 3 Eylülde başlayacak kapsamlı müzakere sürecinde Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin adadaki çıkarlarının korunması, Türkiye ve KKTC arasındaki dayanışma ve yakın işbirliğinin daha da güçlendirilmesi konularında görüş alışverişinde bulunduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Kıbrıs’ta çözüm; BM çatısı altında, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçekler temelinde, iki eşit halk ve iki kurucu devlet tarafından oluşturulacak yeni bir ortaklıkla bulunacaktır’’ dedi.

Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceğini vurgulayan Gül, adada ve tüm bölgede barış ve istikrarın yerleşmesini sağlamak için ilgili tüm tarafların çaba göstermesini, uluslararası toplumun da bu yönde adımlar atmasını istediklerini ifade etti. Gül, Türkiye’nin 3 Eylülde başlayacak müzakere sürecinin başarıya ulaşması için her türlü desteği sağlayacağını bildirdi. KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın sergilediği yapıcı tutumu takdirle karşıladığını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türkü’nün huzur ve güvenliğinin sağlanması, hak ve hukukunun korunması için üzerine düşeni yapmayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla sürdürecektir. Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Türk halkının çözüm çabalarını desteklerken diğer yandan da Kıbrıs Türkü’nün mutluluk ve refahı, KKTC’nin her alanda gelişip güçlenmesi için üzerimize düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz. KKTC halkı üzerindeki haksız, gayri insani kısıtlamaların kaldırılması her zamanki gibi önceliğimizi teşkil edecektir.’’

GARANTÖRLÜKTE ISRARLIYIZ

Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Rum tarafı Türkiye’nin garantörlüğüne karşı çıkıyor, garantörlükte ısrarlı mısınız?’’ soru üzerine de şöyle konuştu: ‘’Israrlıyız. Bu işin vazgeçilmez bir parçasıdır garantörlük. Daha önce hatırlayacaksınız Annan Planında da böyleydi.

Sadece Türkiye değil, Yunanistan da adanın garantörüdür, uluslararası bir anlaşmadır. Garantörlüğün devam etmesinin kesinlikle doğru olduğu kanaatindeyiz. Adada yeni problemlerin ortaya çıkmaması için, biz gerçekten barıştan ve işbirliğinden yanayız. Hatta bu işbirliğinin Doğu Akdeniz’de çok daha geliştirilmesinden yanayız. Türkler, Rumlar,

Türkiye, Yunanistan, hep beraber Doğu Akdeniz’i barış ve işbirliği için ayrı bir alan haline getirebiliriz. O açıdan iyi niyetliyiz ve yapıcıyız ama iyi niyet ve yapıcılığın sadece bizlerden beklenmemesi gerekir. Aslında Türkler ne kadar iyi niyetli olduğunu referandumla bütün dünyaya göstermişlerdir. Referandum dünyadaki yanılgıyı, yanlış inanışları ve dünyada Kıbrıs Türklerine karşı suçlamanın ne kadar yanlış ve haksızlık olduğunu göstermiştir. Bunları dikkate alarak hareket etmek gerekir.’’

29.08.2008


 

TIR’la minibüs çarpıştı: 1 ölü, 19 yaralı

ŞANLIURFA'NIN Siverek ilçesinde tarım işçilerinin bulunduğu minibüsle TIR’ın çarpışması sonucu, ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 19 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Şanlıurfa’dan Siverek istikametine giden ve sürücüsünün kimliği henüz öğrenilemeyen 21 FS 391 plakalı TIR, yolun 75. kilometresinde karşı yönden gelen Gıyasettin S. yönetimindeki 34 FI 42 plakalı kamyon ve Yusuf T’nin kullandığı 21 FR 908 plâkalı tarım işçilerinin bulunduğu minibüsle çarpıştı. Kazada, aralarında çocuk ve kadınların da olduğu minibüs yolcularından Memduh Ebret vefat etti, 19 kişi yaralandı. Ambulanslarla Siverek Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan bazıları, ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa’ya sevk edildi.

29.08.2008


 

Son istiklâl gazisi taburcu oldu

İSTİKLAL Madalyası sahibi, Kurtuluş Savaşı’na katılan hayattaki son gazi Mustafa Şekip Birgöl, rahatsızlığı sebebiyle 17 gün GATA’da tedavi gördü.

105 yaşındaki emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl’ün kızı İpek Artunç, 17 gün önce yemeden içmeden kesildiği için babasını Haydarpaşa GATA’ya kaldırdıklarını söyledi. Burada Yoğun Bakım Ünitesi’nde 17 gün boyunca serumla beslenen babasının, daha sonra durumunun düzelmesi üzerine servise alındığını belirten Artunç, Mustafa Şekip Birgöl’ü burada, 30 Ağustosta Genelkurmay Başkanı olacak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın eşi Filiz Büyükanıt’ın da aralarında bulunduğu yüksek rütbeli subay ve eşlerinin ziyaret ettiğini, durumuyla çok ilgilendiklerini anlattı. İpek Artunç, babasını, hastanedeki tedavisinin ardından eve getirdiklerini belirterek, hemşire nezaretinde kontrol edildiğini, ancak beslenmesinin ömür boyu burnundan yapılması gerektiğini bildirdi.

29.08.2008


 

Mahallelerde Ramazan telâşı

GENELLİKLE dar ve orta gelirli ailelerin oturduğu semtlerde kadınlar, Ramazanda ailelerine kısıtlı bütçelerini unutturacak zengin bir sofra hazırlamak için çabalıyor.

Kadınlar, semt pazarlarından kilosunu 50 YKr ile 1 YTL arasında aldıkları sebzeleri birbirlerine destek olarak kurutma veya dondurma yöntemiyle ramazan için saklarken, yine bu ayda yenecek kuru fasulye, nohut gibi maliyeti daha fazla olan kuru gıdaları yakınlarının kaldığı köylerden temin ediyor.

Köyden getirilen unla kendi ekmeklerini de birlikte pişiren kadınlar, Ramazanın olmazsa olmazlarından tatlıları da hep beraber hazırlıyor.

AZAMÎ ÇABA

Mardin’den 20 yıl önce Adana’ya göç eden 10 çocuk ve 5 torun sahibi Havle Oğurel (51), kalabalık bir nüfus ve dar gelirli bir bütçeye sahip olmalarına karşın, Ramazan sofrasının zengin olması için azamî çaba harcadığını söyledi.

Ramazanda pahalanacağı düşüncesi ile şimdiden semt pazarından düşük fiyatla satın aldığı bamya, yeşil fasulye, patlıcan, domates gibi sebzeleri dondurup sakladığını ifade eden Oğurel, kışlık salçasını ise bu yıl Ramazan sebebiyle daha erken yaptığını belirtti.

Aynı mahallede oturan 12 çocuk sahibi Fatma Aylık ise Ramazanda kadınlara normal günlerden çok daha fazla iş düştüğünü, bu ayı en iyi şekilde geçirmek için çaba sarf ettiklerini söyledi.

Aylık, iftar için hazırlayacağı yemekler için kuru gıdaların yanı sıra yemeklerde kullanacağı patlıcan, biber gibi sebzeleri kurutma yoluna gittiğini ifade etti.

Mahallenin tek fırınının sahibi Şemsettin Temel ise Ramazanda tüketilecek ekmekler için şimdiden yoğunluk yaşıyor. Mahalleli kadınlar hamurunu kendilerinin hazırladığı ekmekleri fırında pişirterek, Ramazan için saklıyor.

Fırında ekmek yaptıran 5 çocuk annesi Hanife Akgül, ramazanda yoğunluk yaşandığı için ekmeğini şimdiden yaptırarak buz dolabında sakladığını, ayrıca sebzelerden konserveler yaptığını kaydetti.

29.08.2008


 

Sulukule’de yıkım başladı

FATİH'TE ‘’Sulukule’’ olarak bilinen ve yenileme alanı ilan edilen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerindeki bina ve gecekonduların yıkılmasına başlandı.

Fatih Belediyesi görevlileri, tarihî eser kapsamı dışında kalan ve daha önceden sahipleri ile anlaşma sağlanan çok sayıda bina ve gecekondunun yıkım işlemini yapmak için sabah saatlerinde Çevik Kuvvet polis ekiplerinin desteğinde ‘’Sulukule’’ye geldiler. Görevliler, önce, çoğunluğunun boşaltıldığı görülen binalardan, sahiplerince terk edilmeyen yapıları tahliye ettiler. Belediye ekipleri, daha sonra iş makineleri ile bölgedeki çok sayıda bina ve gecekondunun yıkım işlemine başladılar. Ekiplerin yıkım çalışmasının sürdüğü belirtildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Toplu Konut İdaresinin (TOKİ) iş birliğiyle yenileme alanı ilân edilen her iki mahalledeki yapıların yerine, ‘’Sulukule Projesi’’ kapsamında 620 ev ve bir otel ile ticaret, kültür ve eğlence merkezi yapılacak.

29.08.2008


 

Side’de, 25 bin yatağa belge verilecek

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı tarafından pilot bölge seçilen Side’deki belediye belgeli otellere, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra bakanlık belgesi verileceği bildirildi.

Antalya Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, bakanlığın, otelleri tek çatı altında toplamak amacıyla belediye belgeli otellerle ilgili çalışma başlattığını söyledi. Bakanlığın, İstanbul Sultanahmet ve Antalya Side’yi pilot bölge olarak seçtiğini belirten Acar, ‘’Bakanlığımız, pilot bölgelerde belediye belgeli otellerin kalitelerini yükseltmek, tarihi, kültürü ve konaklamayı bir arada tutmak için çalışmalarını sürdürüyor’’ dedi. Side’de 25 binden fazla belediye belgeli yatak bulunduğunu bildiren Acar, bu otellere, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra bakanlık belgesi verileceğini kaydetti.

29.08.2008


 

Yangında, kuşlar büyük zarar gördü

ANTALYA'DA, Manavgat ve Serik’te meydana gelen orman yangınında, bölgede yaşayan ve kuluçka döneminde olan kuşlar ile üremek amacıyla bölgeye gelen göçmen kuşların yavrularının büyük zarar gördüğü bildirildi.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Ali Erdoğan, Manavgat ve Serik’te orman yangınlarının meydana geldiği bölgenin yaklaşık 10 yıldır fauna bakımından araştırıldığını söyledi. Bölgede özellikle endemik formlar ve nesli tehlike altında olan türler açısından önemli üreme alanları olduğunu ifade eden Erdoğan, bölgede tesbit edilen 32 memeli türünden 11’inin neslinin tehlike altında olduğunu belirtti.

Özellikle kaya sansarı, tilki, Anadolu sincabı, kirpi, tavşan ve porsuk gibi türlerin yangından etkilenen memeli hayvan türleri olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: ‘’Bölgede 164 kuş türü saptanmış ve bunlardan 116’sının neslinin tehlike altında olduğu tesbit edilmiştir. Bunlardan 36 kuş türü ise bölgede kuluçkaya yatan böcekçil orman zararlılarıyla beslenen kuş türleri olduğundan yangından etkilenmiştir. Bölgeye üremek amacıyla gelen göçmen kuşların yavruları da yangından olumsuz etkilenmiştir.’’

29.08.2008


 

Altın: Sincan’a 100 bin kişi göç etti

BELEDİYE Başkanı Hasan Altın, 413 bin nüfuslu Sincan’ın birçok ilden daha büyük olduğunu belirterek, Ankara’nın en gözde metropol ilçelerinden biri haline gelmeye devam edeceklerini ifade etti.

Sincan Belediye Başkanı Hasan Altın, açıklamasında, şehir merkezine 25 kilometre uzaklığa rağmen, iç ve dış göç almaya devam eden ilçede, iskan sayısında büyük artış yaşandığını kaydetti. Göreve geldikleri 2004 yılından bugüne kadar 4 yıl içerisinde yapılan hizmetlerle ilçede büyük bir değişimin yaşandığını kaydeden Altın, “Belediyemiz tarafından 4 yılda 23 bin 719 oturma iskanı verildi. Bu da yaklaşık 100 bin nüfusun Sincan’da ikamet etmeye başladığının da bir göstergesidir. Elbette, bu artış ilçemizin şehir merkezine olan uzaklığının bile geri planda kalarak, cazip bir hale geldiğinin en güzel örneğidir”dedi.

29.08.2008


 

Ayçiçeği ithalatı, çiftçiyi zor durumda bıraktı

AYÇİÇEĞİ hasat mevsiminin başlamasına rağmen yurtdışından yapılan ham yağ ve ayçiçeği ithalatı çiftçiyi zor durumda bıraktı.

Ayçiçeğinde fiyatların bir ayda 1.30 YTL’den 70 YKr’a gerilemesi hasat mevsimini bekleyen çiftçileri düşündürüyor. Susurluk Ziraat Odası Başkanı Özkan Gürkök, bir ay önce 1,30 YTL’den işlem gören ayçiçeğinin şu anda 70 YKr’a düştüğünü belirterek, bu yıl ayçiçeği çiftçisinin büyük zarar ettiğini söyledi. Bu fiyatlarla çiftçinin bankalara ve kooperatiflere olan borcunu ödeyemeyeceğini sözlerine ekleyen Başkan Gürkök, fiyatların düşmesinde yurtdışından yapılan ham yağ ve ayçiçeği ithalatının etkili olduğunu belirtti. Susurluk ilçesinde yılda 30 bin dönüm ayçiçeği ekildiğini ve 5 bin ton ayçiçeği üretildiğini, bin 500 ailenin geçimini bu işten sağladığını söyleyen Gürkök, şu anda tüccarın ayçiçeği alımını durdurması ile çiftçinin belirsiz bir sürece girdiğini belirtti.

29.08.2008


 

Duatepe Aşevi’nde günde bin kişiye iftar

İZMİR'İN Eşrefpaşa semtindeki Duatepe Mahallesi Aşevi’nde Ramazan ayı hazırlıkları başladı. Sıkıntısı çekilen iftarlık malzemeleri ise Konak Belediye Başkanı Ali Muzaffer Tunçağ karşıladı.

İlk yıllarda piknik tüpü, bir teneke yağ ve sınırlı miktarlarda malzemeyle 100 kişilik iftar yemekleri yaparak hizmete başlayan aşevinde, Duatepeli vatandaşların dayanışması sonucu bugün günlük bin kişiye iftar veriliyor.

Duatepe Mahallesi Muhtarı Muharrem Koç’un önderliğinde vatandaşların dayanışmasıyla Ramazan boyunca her gün iftar yemekleri dağıtılıyor. 2000 yılından bu yana 602 Sokak’ta küçük bir barakada hazırlanan yemekler, fakirin umudu oluyor. İftara 1 saat kala ellerinde kaplarla giden vatandaşlar, dört çeşit sıcak yemeği sofralarına taşıyor.

29.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır