"Gerçekten" haber verir 15 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Üniversiteye ilk adımın maliyeti 3 bin YTL

TÜRK Eğitim-Sen tarafından yapılan araştırmaya göre, üniversiteye ilk adımın maliyeti, 2 bin 131 YTL ile 2 bin 954 YTL arasında değişiyor.

Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre, ailesinin yaşadığı şehrin dışında öğrenimini sürdüren ve devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin aylık temel harcaması 715 YTL olarak hesaplanıyor. Yurtta kalan öğrencinin bu harcamasına, harç ücreti, yurt, yol, yemek, sosyal faaliyet, ders araç-gereçleri, fotokopi ve kitap da eklenince masrafları, 2 bin 131 YTL ila 2 bin 954 YTL arasında değişiyor. Öğrenci tek başına eve çıkacaksa rakam 3 bin 704 YTL’ye kadar yükseliyor. Mühendislik/Mimarlık fakültesini kazanan bir öğrenci evi iki arkadaşıyla paylaşacaksa; harç, kitap, ders araç-gereç, fotokopi, gıda, giyim, ulaşım, sosyal faaliyet ile birlikte masrafı 2 bin 469 YTL, Tıp Fakültesinde okuyan bir öğrencinin toplam masrafı ise 2 bin 737 YTL olarak hesaplanıyor. Öğrenci ikinci öğretimde okuyorsa, maliyet daha da yükseliyor. Mühendislik-Mimarlık Fakültesinde okuyan ikinci öğretim öğrencisinin masrafı en az 3 bin 466 YTL, en fazla 4 bin 516 YTL olarak tahmin ediliyor.

AKADEMİSYENLERİN DURUMU

Akademisyenlerin durumunun da incelendiği araştırmaya göre, ABD’de profesörlerin maaşı ortalama yıllık 76 bin 293 dolar ile 129 bin 527 dolar arasında değişirken, Türkiye’de 31 bin 387 dolar. ABD’de bir asistan yılda 39 bin 834 ila 63 bin 174 dolar arasında değişen ücret alırken, Türkiye’de 4. derecede bir araştırma görevlisi yılda 14 bin 363 dolar kazanıyor.

Türkiye’de en üst derecede çalışan bir profesör yıllık 22 bin 319 avro, AB ülkelerinde ise 42 bin avro ile 120 bin avro arasında değişen ücretler alıyor.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, üniversite okumanın oldukça masraflı bir iş olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

‘’Harç, yol, yemek, giyim, barınma, kitap masrafları derken, öğrencileri uzun bir liste beklemektedir. Bugün elektriğe, doğal gaza yapılan zamlar düşünüldüğünde, hayatın giderek pahalandığı göz önüne alındığında kıt kanaat geçinen ailelerin çocuklarını ne tür şartlarda okuttuğunu anlamak zor olmayacaktır. Üniversite çalışanları da dünyadaki meslektaşlarına kıyasla düşük ücret almaktadır. Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında hem üniversite öğrencilerini, hem de üniversite çalışanlarını ekonomik yönden zor bir yıl beklemektedir.’’

/ Ankara

15.09.2008


 

Bankaların kredi tuzağına dikkat

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, 2005 yılında 35 milyar YTL olan toplam tüketici kredisi kullanımının üç katını geçerek 110 milyar YTL’yi aştığını belirtti. Tüketicileri ‘’Altın tepsideki kredilere dikkat edin’’ diye uyaran Kaya, ‘’Bankaların para kazanma hırsı ile tüketicileri sürekli borçlandırması sonucu bankalara olan borç stoku ciddî şekilde artıyor’’ dedi.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, 2005 yılında 35 milyar YTL olan toplam tüketici kredisi kullanımının 3 katını geçerek 110 milyar YTL’yi aştığını belirtti. Kaya, yaptığı açıklamada, bankaların, yaklaşan bayram ve yılbaşı ile birlikte kredi pazarlamalarının arttığına dikkati çekti.

Tüketicileri ‘’Altın tepsideki kredilere dikkat edin’’ diye uyaran Kaya, ‘’Bankaların para kazanma hırsı ile tüketicileri sürekli borçlandırması sonucu bankalara olan borç stoku ciddî şekilde artıyor’’ dedi.

Kaya, 2005 yılında 35 milyar YTL olan toplam tüketici kredisi kullanımının 3 yıl içinde 3 katını geçerek 110 milyar 337 milyon YTL olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘’Büyüme ve enflasyon rakamlarındaki düşük artışlara karşılık, kredi kullanımının bu derece artması iyi niyetle izah edilemez. Biriken borçlarını ödemeye çalışan tüketiciler, gelirinin önemli payını kredi borçlarını ödemek için kullanıyor. Geliri yetmediği gibi çevresinden aldığı borçlarla bankanın borç sarmalından kurtulmaya çalışsa da borçların toplumsal sorun haline gelmesi nedeni ile sendrom haline dönüşmüştür.’’

Kaya, bankaların tüketiciyi borçlandırırken gelir seviyesini dikkate almadığını, prosedürü tamamlamak adına gelir belgesi istediğini vurgulayarak, ‘’Sağlıklı kredilendirme olmaması nedeniyle geri ödemede yaşanacak krizden bankalar da etkilenecek, dolayısıyla ülke ekonomisi zarar görecek’’ diye konuştu.

EKONOMİ AÇISINDAN CİDDÎ TEHLİKE

Kredi borçlarındaki artışın aynı seyirle devam etmesi halinde, mevcut borcun 3 yıl sonra 350 milyar YTL civarında olacağını anlatan Kaya, bu durumun makro ekonomi açısından ciddî tehlikeleri beraberinde getireceğini ayrıca, AB’nin de borç dolayısıyla kapılarını kapatacağının bilinmesi gerektiğini savundu.

Kaya, şöyle devam etti: ‘’Bankalar ve oluşturdukları birlikler, sadece yasal prosedürleri yerine getirmekle yetinerek, etik değerleri hiçe sayarak acil kapısı önünde dahi kart pazarlayarak tüketicileri borçlandıracak açıkları değerlendiriyorlar. Bankalar, kabul edilemez eylemlerinden dolayı toplumda güven kaybına uğradılar. Bankalar, ülke ekonomisinin ve müşterisinin geleceğini düşünerek, tüketicileri borçlandırma uygulamalarından vazgeçmelidir.

Denetim görevi verilen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da yaptığı tasarruf çağrılarının yanında bugüne kadar ihmal ettiği görevini acilen yerine getirmeli ve tüketicileri borç batağına itilmekten kurtarmalıdır.’’

Tüketicilere ‘’Bankaların cazip görünen tekliflerine aldanıp ömrünüzü borçla geçirmeyin’’ uyarısında bulunan Kaya, ‘’Bayramların ağız tadı ile parasız da olsa kanaat ve tasarruf çizgisi içinde yaşanabileceğini bilmeli, kısa süreli heveslerimize kurban giderek çocuklarımızın parasını başkalarına yedirmekten sakınmalıyız’’ şeklinde konuştu.

/ Adana

15.09.2008


 

Hazır giyimciler bayramı bekliyor

HAVALARIN sıcak gitmesiyle kış sezonu ürünlerin satışına başlayamayan konfeksiyoncular, okulların açılmasıyla hareket kazanırken, işlerinin açılması için Ramazan Bayramını bekliyor.

Adana Giyim Markaları Derneği (AGİMAD) Başkanı Hasan Ayyıldız, yaptığı açıklamada, vatandaşların alım gücünün düşmesi sebebiyle giyecek ihtiyacında kısıtlama yaptığını söyledi. Daha önce mağazaya girdiğinde 3-4 farklı tişört veya gömlek alan müşterilerin, mağazaya dahi girmemeye başladığını gözlemlediklerini belirten Ayyıldız, dar gelirlilerin ise işportada satılan daha ekonomik ürünleri almaya yöneldiğini ifade etti. Ayyıldız, zorunlu olarak gıda ihtiyacına öncelik veren vatandaşların fiyatlarda artış olmamasına karşın, giyim kuşam ihtiyacını ertelemesinin sektördeki hareketliliği durma noktasına getirdiğini belirterek, ‘’Esnaf stoğundaki ürünleri elden çıkaramayınca bir sonraki sezon sezona hazırlık yapmakta sıkıntı yaşıyor. Bu durumdan ciddi şekilde etkilenen hazır giyim sektörü, işçilik, elektrik ve telefon faturaları ile vergilerini ödeme güçlüğüyle de karşılaşınca sıkıntısı katlanıyor. Bu sıkıntıyı aşamayan esnaf, iş yerini kapatmak zorunda kalıyor’’ dedi.

Mağazaların raflarında kış sezonu giyim eşyalarının yer almasına karşın havaların sıcak gitmesi sebebiyle esnafın satış yapamadığını belirten Ayyıldız, okulların açılmasının ise sektöre biraz hareketlilik kazandırdığını bildirdi. Ayyıldız, işlerin açılması için Ramazan Bayramını beklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

‘’Ramazan Bayramı satışlarının da son bir hafta başlamasını bekliyoruz. Okul ve gıda harcamaları ile kredi kartı ödemeleri gibi üst üste gelen giderler, alışverişe çıkma tarihini değiştiriyor. Vatandaşların ihtiyaçlarını son güne bırakma alışkanlığı da buna eklenince esnafın para kazanma umudu son birkaç güne kalıyor.’’

Memur ve işçi ücretlerinde alım gücünü rahatlatacak artışlar olmamasının hazır giyim gibi diğer sektörleri de olumsuz yönde etkilediğini anlatan Ayyıldız, şöyle konuştu:

‘’Maaşlarda artış yok ama gizli enflasyon var. Gizli enflasyonu sektörün içinde olan daha iyi biliyor. Vatandaşlar bir ürünü almak için bir cadde değil, bir kaç caddedeki mağazaların fiyatlarını inceledikten sonra tercihini yapıyor. Satışları durma noktasına gelen işletme sahipleri sıkıntıyı aşabilmek için de indirim kampanyaları yapmaya devam ediyor.’’

/ Adana

15.09.2008


 

Enflasyon ve faizde AB’den çok uzağız

ADAY ülke konumundaki Türkiye, Avrupa Birliğinin ekonomik performans göstergeleri olan ‘’Maastricht Kriterleri’’ni yarı yarıya tutturdu.

Genel devlet borçlanma gereği ile toplam borç stokunda AB standartlarının bile üstünde bir performans gösteren Türkiye, yüksek enflasyon ve uzun dönem faiz oranlarıyla ise istenen gelişmenin oldukça uzağında kaldı. Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) AB ile İlişkiler Genel Müdürlüğünün hazırladığı ‘’AB Üyesi ve Aday Ülkelerde Ekonomik Gelişmeler’’ başlıklı raporundan derlenen verilere göre, 2007 yılında Türkiye, enflasyonda yüzde 8,8’i bulan fiyat artış oranı ile yüzde 2,8 olan AB standartlarının 3 misli üstüne çıktı. Böylelikle 2004 yılında yüzde 10,1 ile iki haneli enflasyon oranı, daha sonraki yıllarda tek hanelere düşmesine rağmen, AB normları açısından yeterli iyileşmeyi sağlayamadı. Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin ortalama enflasyon oranı ise yüzde 2,4 düzeyinde gerçekleşti. Diğer taraftan yüzde 18,3’lük uzun vadeli faiz oranıyla da Türkiye, yüzde 5,3’lük AB kriterinden büyük sapma gösterdi. Uzun vadeli faizler 2004 yılında yüzde 4,9 oranındayken, 2005 yılında yüzde 16,2, 2006 yılında ise yüzde 18 düzeyindeydi. Birliğe üye ülkelerde enflasyonda en iyi performansa sahip ülke yüzde 0,7’lik oran ile Malta. Faiz oranları en düşük ülkeler ise yüzde 4,2 ile Almanya ve İsveç.

/ Ankara

15.09.2008


 

Tarımda, AB fonları için özel kurum

TÜRKİYE'NİN AB’ye katılımından önce AB’nin sağlayacağı malî yardımın, tarım sektörüne yönelik kullanımı amacıyla kurumsal yapılanma tamamlandı.

Bu amaçla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), 2011’e kadar AB’den sağlanacak 463 milyon avroluk hibe ile Türk çiftçisinin yatırımlarını destekleyecek. Ancak, AB fonlarının kullanılabilmesi için, öncelikle TKDK’ya AB tarafından yetki devri yapılması gerekiyor. TKDK Başkanı Mevlüt Özen, yaptığı açıklamada, ‘’Yetki devri ve akreditasyonun gelecek yılın 3. çeyreğinde tamamlanmasını öngörüyoruz. Fonları kullandırmak için proje çağırma süreci de buna bağlı olarak gelişecek’’ dedi. Kurum, sağlanacak fonlar ile ilk aşamada, 20 ildeki kırsal kalkınma projelerini, 2010’dan sonra ise toplam 42 ildeki kırsal kalkınma projelerini destekleyecek. Özen, AB’den sağlanacak kaynağın, tahsis edildiği yıldan sonraki 3 yıl içinde kullanılması gerektiğine işaret ederek, 2007 yılı için tahsis edilen 20,7 milyon avronun 2010 yılına kadar kullanılabileceğini kaydetti.

/ Ankara

15.09.2008


 

Türkiye standına büyük ilgi

AMERİKAN Seyahat Acenteleri Birliği tarafından ABD’nin Orlando kentinde düzenlenen gezi fuarında Türkiye standı büyük ilgi gördü.

New York Kültür ve Tanıtma Ataşeliği tarafından yapılan açıklamada, 79 Eylülde Orlando’daki Orange County Kongre Merkezinde turizm sektörü profesyonellerine yönelik olarak düzenlenen seyahat fuarında Türkiye’nin dev ışıklı kuleler, lâleler ve Türk çini sanatından örneklerle bezeli standının, fuarın en gözde standları arasında yer aldığı belirtildi. New York Kültür ve Tanıtma Ataşesi Hasan Zöngür ve yardımcısı Nihan Bekar’ın da hazır bulunduğu fuara, THY, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) temsilcileriyle Key Tours International, Hello Turizm, Flo USA Tours ve Intra Turizm yetkililerinin katıldığı kaydedildi. Fuarda TÜRSAB Kurumsal İlişkiler Müdürü Ela Atakan’ın Türkiye’yi tanıtan bir sunum yaptığı, fuarın kapanış gününde ise Türkiye’nin ASTA fuarına katılan bütün katılımcılar için bir öğle yemeği verdiği belirtildi. Ataşe Hasan Zöngür, yemekte yaptığı konuşmada, ASTA 2010 Uluslararası EXPO toplantısının İstanbul’da yapılacağını hatırlatarak, bütün seyahat acentelerinin temsilcilerini İstanbul’da buluşmaya dâvet etti. Yemekte dev ekrana yansıtılan Türkiye tanıtım filmleri büyük beğeni topladı

/ New York

15.09.2008


 

Enerji açığını yeni HES'ler karşılayacak

TÜRKİYE'NİN akarsu potansiyelinin elektrik enerjisi üretimine dönüştürülerek, yıllık yüzde 8 oranında artan enerji üretiminin önemli bölümü, önümüzdeki yıllardan itibaren kurulacak yeni hidroelektrik santrallarından karşılanacak.

Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü tarafından mühendislik hizmetleri yürütülen toplam 317 HES projesinin önümüzdeki yıllarda kademeli olarak hayata geçirilmesi ile birlikte Türkiye 77 milyar 717 kilovatsaat (Kwh) kurulu enerji gücüne daha sahip olacak. Toplam 21 bin 995 mw kurulu gücündeki bu santrallerin devreye alınması ile birlikte halen enerji üretiminde ilk sıralarda yer alan doğal gaz santrallarının yerini hidroelektrik santralleri almış olacak. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca yürütülen HES çalışmaları çerçevesinde bu yıl sonuna kadar toplam 36 adet HES santralı kademeli olarak hizmete alınacak.

/ Ankara

15.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır